Etiket arşivi: Hazine ve Maliye Bakanı damat

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 26 Haziran 2019

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 26 Haziran 2019

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

GAF
Erdoğan seçim öncesi konuşmasında  “Pazar günü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yenileme seçimi var. Bu seçimde İstanbul halkı, iki adaydan birine karar verecek. Bir tarafta Cumhur İttifakı’nın, yani terör örgütleri zihniyetinin destek verdiği Cumhur İttifakı.” dedi.
“Gaf” mı diyelim, “söyletene bak” mı?…

DESTEK
31 Mart 2019 yerel seçiminde “beka” diye orasını burasını yırtanlar, terörist başının kardeşini devlet televizyonuna çıkardı. Yetmedi, Öcalan’dan mektup getirtip Kürt kökenli vatandaşların Yıldırım’a oy vermesi için çağrı yaptırdı.

Anlaşılıyor ki; RTE’nin dili sürçmemiş, gaf yapmamış. Ne yapacağını açıklamış…

MİLLİYETÇİ
Adı “milliyetçi” olan partinin başkanı ve iktidarın koltuk değneği, terörist başından mesaj alınmasını eleştireceğine eleştirenleri cumhur ittifakını parçalamaya çalışmakla suçladı.
Zavallı…

EN MİLLİYETÇİ
İstanbul seçimi bitince hele de 2023 seçimi öncesinde en milliyetçi söylemler kimden gelecek?
Şüphe var mı?
Öcalan’ı öne süren AKP ve değneklerinden…

YERLİ
Terörist başı Öcalan’dan mesaj getiren doçent bozuntusu, günümüzün Ali Kemal’i, bölücü Apo’nun yerli ve milli olduğunu söyledi.
Cumhur ittifakı gibi…

FETÖCÜLER
Ergenekon’da PKK’nın iki numarası Şemdin Sakık askerlere karşı gizli tanık yapıldı. “FETÖ’cüler yaptı” dendi.
Terör örgütünün başı yazılı mesajla, kardeşi görsel olarak devlet televizyonlarından Türk halkıyla buluşturuldu.
FETÖ ile fark? …

BÖLÜNME
Vatan P. Gen. Bşk. Perinçek, APO/HDP açıklamalarını “PKK’nın bölünmesi” olarak değerlendirdi.

  1. Seçimden yalnızca iki gün önceydi,
  2. Mesaj ve itiraz yalnızca seçime yönelikti,
  3. Mesajın alınması/verilmesi yasa dışıydı,
  4. Posta görevlisi APO’nun, bölücülüğün, PKK’nın reklamını yaptı, Türk milleti ile alay etti,
  5. PKK/Kandil 1999’da bile Öcalan’ı dinlemedi, silah bırakmadı, tam çekilmedi,
  6. Perinçek akıllı ve ileri görüşlüdür, bunları bilir; bir hesabı vardır…

SİSİ
Halkın gözünden düşürmek için İmamoğlu’na “darbeci Sisi” de dendi.
Den/meseydi/sizlik…

OLGUNLUK
TRT programında RTE’ye, Milli görüşçü bir grubun “Yıldırım’a verilen her oy bir kurşundur” sözü soruldu, “Siyasi olgunluktan yoksunluk” dedi.
Sunucular kurşunların İmamoğlu’na atılacağını söyleyince “Çok doğru ifade” dedi.
Ne olgunluk, ne olgunluk!…

VALİ
Cumhuriyet karşıtlığı ile tanınan ve İmamoğlu’nu VİP’ten geçirtmeyerek olay çıkmasını sağlayan Ordu Valisi’nin konutunda aşçı olarak ihale verdiği şirketin adamını çalıştırdığı açıklandı..
Gaz çıkartmak için arkanın sağlam olması gerekir…

AÇIK
Bütçe açık beklentisinin % 82’5’i ilk 5 ayda gerçekleşti.
Burası çok önemli!…

KÖTÜ
Ekonomik verilerde kötüye gidiş sürüyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Damat “En kötü geride kaldı” demişti.
En kötünün kötüsü de varmış?…

VAHDETTİN
RTE, İstanbul seçimlerini Vahdettin Köşkü’nden izledi. İlk yenilgiyi orada öğrendi.
Gidişi benzemesin…

KAYBETTİRENLER;

  1. AKP/RTE’nin kırıcı/hakaretamiz dili,
  2. Yolsuzluk, kayırmacılık, israf,
  3. 31 Mart seçiminde yapılan haksızlık,
  4. Halkın aldatılması,
  5. Halkın ayrıştırılması,
  6. Pontus, Rum, Sisi çamurları,
  7. APO’dan medet umulması,
  8. Neşirvan Barzani ziyareti,
  9. AKP adayının yetersizliği…

ALDATILDI
RTE şimdi ne der?
“Aldatıldım, ben ilk seçimin sonucunu kabul etmiştim”

ÖMER HAYYAM’dan

Meyhanede kendini bilenler bulunur;
Bilmeyeni ayırmak da kolay olur.
Yıkılsın bilgisizlik yuvası medrese;
Oradan kendini bilip de çıkan hiç yoktur.

“YERLİ VE MİLLİ” ÇÖKÜŞ 

“YERLİ VE MİLLİ” ÇÖKÜŞ 

Suay Karaman

Konuk yazar :
Suay Karaman

Osmanlı Devleti, özellikle 1850’li yıllardan sonra ekonomik olarak büyük bir çöküntü içine girdi ve bu durum karşısında borç aldığı ülkelerin yaptırımlarıyla sarsılmaya başladı. Bazılarının ulu hakan dediği 2. Abdülhamit döneminde 20 Aralık 1881’de, Osmanlı Devleti’nin dış borçlarını denetlemek için Düyun-u Umumiye (Genel Borçlar) İdaresi kurulmuştu. Birçok gelirini bu kuruluşa bırakan Osmanlı Devleti, hem ekonomik, hem de siyasal olarak büyük sıkıntılarla karşı karşıya kaldı.

“Dünyanın en büyük 17. ekonomisiyiz” diye göz boyayarak 16 yıldır ülkeyi yöneten siyasal iktidar, bütün uyarılara karşın, sonunda ekonomik iflasa sürüklendi. “Yerli ve milli” sözünü unutarak, ekonominin yönetimini McKinsey adlı ABD’li bir kuruluşa teslim etti. McKinsey, bağımsız bir kuruluş değildir, uluslararası tekellerin aygıtıdır, ABD’dir, IMF’dir. Gelinen durumun Düyun-u Umumiye’den de farkı yoktur.

12 Eylül 1980 darbesinin ardından yapılan seçimlerde Turgut Özal’ın seçim kampanyasını hazırlayan, konuşmalarından, giysilerine ve gözlüklerine dek tüm imajını McKinsey firması organize etmiştir. 1985-87 arasında Türkiye’nin Avrupa Ekonomik Topluluğu’na tam üyelik başvurusunun danışmanı olan McKinsey firması, 14 Nisan 1987 tarihli başvurunun altına imzasını atmıştır. 2001 yılındaki ekonomik krizde kurtarıcı olarak çağrılan Kemal Derviş, çöken bankacılık sistemimizi düzeltmek için McKinsey firmasını ülkemize davet etmiştir.

Ulusal egemenliğe ilişkin bir yetki, uluslararası bir şirkete aktarılmaktadır.

Anayasanın 160. maddesine göre ülkemizde kamunun harcamalarını, gelir ve giderlerini Sayıştay denetler. Ancak son yıllarda Sayıştay etkisizleştirilerek yetkileri azaltıldı. Sürekli “yerli ve milli” olmakla övünen siyasi iktidarın, “yerli ve milli” olmaktan ne anladığı, McKinsey ile bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Adında IMF geçmese de McKinsey’in görevi, Türkiye’ye bir IMF programı uygulatmaktır. Ülkemize borç veren kapitalist ülkelerin alacaklarının tahsilini güvence altına almaktır. Varlık Fonundaki değerlerimizin elden çıkarılmasını sağlamaktır. Emekçilere ve emeklilere daha çok kemer sıktırılarak, iyice yoksullaştırmaktır. Yoksa McKinsey, günde 1.8 milyon TL harcanan kaçak sarayın tasarrufa gitmesi için önlem almayacaktır. “Örtülü ödeneği kısın, yeni saraylar yapmayın, makam araçlarını ve uçaklarını satın” gibi önerilerde bulunmayacaktır. Üstelik zor durumda olan ekonomimiz, bu yabancı firmaya dolar üzerinden yüklü miktarda ücret ödeyecektir.

McKinsey’e yapılan eleştiriler için Hazine ve Maliye Bakanı damat; “yapılan yorumlar cehaletten değilse, ihanettir” demişti. AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, 6 Ekim 2018’de partisinin Kızılcahamam’daki toplantısında, McKinsey ile ilgili olarak şunları söyledi: “Bütün Bakan arkadaşlarıma ‘bunlardan fikri danışmanlık hizmeti de almayacaksınız’ dedim. Hiç gerek yok, biz bize yeteriz.” Bu durumda ihanet içinde olanlar kimdir diye sormak gerekir.

Şimdi McKinsey ile yapılan sözleşmenin durumu da merak konusudur ve akıllara şu sorular gelmektedir: McKinsey ile sözleşme neden yapıldı ve neden vazgeçildi? McKinsey ile yapılan sözleşmenin tutarı ne kadardır? Sözleşmede tek yanlı fesih durumunda fesih işlemini gerçekleştiren tarafın ceza ödeyeceğine ilişkin bir hüküm var mıdır? Var ise bu cezanın tutarı nedir? Bu cezayı kimler ödeyecektir? Bu olayın siyasi bedeli ödenecek midir? Artan tepkiler nedeniyle “McKinsey ile sözleşme iptal edildi” denilerek, etkinlikler kamuoyundan gizli olarak yürütülebilir mi?

2013’te siyasal iktidarın hazırladığı 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı‘nda, 2018 yılında Dolar kurunun 1.97 TL olması öngörülüyordu. Ancak bugün Dolar 6 TL’dir. Enflasyon tek haneye inecekti ama bugün %20’lerin üstdedir. Ekonomik öngörülerde bu derece yanılan bu siyasal iktidar, güvenirliliğini yitirmiştir. Bu iktidarın en büyük şansı, etkili muhalefetin olmamasıdır. Bu çöküş hep birlikte hazırlanmıştır.

  • Bu çöküşten kurtulmanın yolu, Kemalizm’in Altı Oku’dur.