Etiket arşivi: “faizsiz bir ekonomik düzen”

Döviz açığı ulusal gelirin yarısını aştı ve RTE’nin TCMB’na Çatmasının Arka Yüzü


RTE’nin TCMB’na Çatmasının Arka Yüzü

Döviz açığı ulusal gelirin yarısını aştı!

Türkiye’nin döviz varlıkları Kasım ayında 2014 yıl başına göre %3.9 arttı. Yükümlülüklerdeki artış da %8.6 oldu.
Böylece döviz açığı 438.1 milyar dolara çıktı ve
ulusal gelirin %54.7’sine ulaştı.

TÜRKİYE Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2014 Kasım sonu itibarıyla Türkiye’nin uluslararası yatırım pozisyonu (UYP) verilerini açıkladı.

Buna göre, Türkiye’nin yurt dışı varlıkları, 2014 Kasım ayı itibariyle bir önceki yıl sonuna göre, % 3.9 artarak 234.9 milyar dolara ulaştı. Aynı dönemde yükümlülükleri ise %8.6 artışla 672.9 milyar $ olarak gerçekleşti.

AÇIK %11 ARTTI

Türkiye’nin yurt dışı varlıkları ile yurt dışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net uluslararası yatırım pozisyonu 2013 yıl sonunda 393.5 milyar $ açık vermişken 2014 yılı Kasım sonunda bu açık, 438.1 milyar dolara çıktı. Böylece açık 11 ayda %11.3 artış gösterdi.

Türkiye ekonomisinin 2014 yılında %3 oranında büyüdüğü tahmin ediliyor. Dolar kurundaki gelişmeler ve TÜİK tarafından açıklanan ilk 9 aya ilişkin dolar temelli ulusal gelir rakamlarına baktığımızda, Mart ayında açıklanması beklenen ulusal gelir 800 milyar $ dolayında olarak gerçekleşecek. Buna göre 438 milyar doları aşan döviz açığı ülkemizin toplam ulusal gelirinin %54.7’sine ulaşmış durumda.

MEVDUATLAR AZALDI

Açıklanan rakamlardaki varlıklar alt kalemleri incelendiğinde, rezerv varlıklar kalemi
2013 yıl sonuna göre 2.4 milyar $ artışla 133.4 milyar dolara çıkarken,
öbür yatırımlar kalemi 445 milyon $ azalışla 59.9 milyar dolara geriledi.

Öbür yatırımlar alt kalemlerinden bankaların yabancı para ve Türk lirası cinsinden efektif ve mevduatları, 2013 yıl sonuna göre yüzde 6.3 azalışla 21.8 milyar dolar oldu.

YATIRIMLARDA ARTIŞ VAR

Yükümlülükler alt kalemleri incelendiğinde de, Kasım 2014 itibarıyla, doğrudan yatırımlar (sermaye ve diğer sermaye) piyasa değeri ile döviz kurlarındaki değişimlerin de etkisiyle
2013 yıl sonuna göre %15.6 artışla 172.9 milyar dolara yükseldi. Portföy yatırımları
Kasım 2014 itibarıyla, 2013 yıl sonuna göre 29.1 milyar $ artış gösterdi.

Yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi stoku 2013 yıl sonuna göre %25 artışla 65.4 milyar dolara çıktı. Borç senetleri alt kalemleri olan yurt dışı yerleşiklerin mülkiyetindeki DİBS stoku %3.9 artışla 54.1 milyar dolara, Hazine’nin tahvil stoku (yurt içi yerleşiklerce alınan tahvil stoku düşüldükten sonra) ise %1.8 artışla 38.5 milyar dolara çıktı.

MERKEZ’DE HESAP KAPATILDI

Aynı dönemde, öbür yatırımlar 2013 yıl sonuna göre 928 milyon $ artış gösterdi.
Kasım 2014 itibarıyla, diğer yatırımlar altında yer alan yurt dışında yerleşik
Türk vatandaşlarının Merkez Bankasındaki kredi mektuplu döviz tevdiat hesapları
2013 yıl sonuna göre %49.7 oranında azalışla 2.6 milyar dolara geriledi.
Bu durum genelde gurbetçi yurttaşların daha önce Merkez Bankasında tuttukları
döviz mevduatlarını özel bankalara yatırmasından kaynaklanıyor.

BORÇ ARTIŞI SÜRDÜ

Öte yandan söz konusu dönemde, yurt dışı yerleşiklerin yurt içi yerleşik bankalardaki
yabancı para mevduatı, 2013 yıl sonuna göre %2.9 azalışla 35.8 milyar $ olurken,
TL mevduatı da %21 artışla 13.4 milyar $ oldu. Bankaların toplam kredi stoku %9.3 artışla 94.7 milyar $ olurken, diğer sektörlerin toplam kredi stoku ise %2.4 azalarak 93.8 milyar $ düzeyinde gerçekleşti.

Buna göre, Türkiye’nin döviz açığındaki artışta özel sektörün borç artışı etkili oldu.

=======================================

Dostlar,

Gerek ülkemizin gerekse dünyanın ekonomik göstergeleri hiç ama hiç iç açıcı değil.
Davos’taki çırpınmalar (!) anlamlı çözümler üretemiyor.
2007’de başlayan küresel ekonomik bunalım 8. yılına girerek bir rekor kırdı.
Daha önceki periyodik ekonomik bunalım dönemleri hem yatay hem de dikey boyutlarda
bunca bunaltıcı olmamıştı. Kapitalizmin onmaz hastalığının ürünü bu bunalımlar, yapısal!

Küresel kapitalizm, sonuna dek tüm kartlarını oynama kararlılığında anlaşılan.
Gidebildiği yer dek.. Bölgesel, denetimli sıcak savaşlar dahil..
YoksullaşTIRma, işsizlik, küresel gelir dağılımında bozulma akıl almaz bir biçimde,
üstelik hızla sürüyor.. Son verilerle dünya nüfusunun en varlıklı %1’i yani 73 milyon
süper elit
, küresel gelirin (>72 trilyon $) yarısına el koyuyor.
Dolar / Avro milyarderlerinin hem sayısı artıyor hem sahip oldukları servet büyüyor..

Davos’ta küresel firavunlar bu vahşi sömürünün nasıl durdurulacağını değil,
nasıl sürdürülebileceğini irdeliyor kapalı kapılar ardında.

12. CB – Yarıbaşkan Bay RTE, her türlü devlet terbiyesini ve nezaketini ayaklar altına alarak, yasa gereği özerk olması gereken TCMB’na çok ağır biçimde saldırıyor ve
“.. uyarılardan nasibinin almamış görünüyor..” diye dehşet veren bir tümce kuruyor..
Yetki sınırlarını da aşıyor bu arada. Bu sözlerin ardından Dolar 2.27 – 2.28 TL’den
2.38 TL üstüne fırlıyor. 10 kuruş pahalanmak ne demek??

10 krş / 2,27 TL = % 4,5 devalüasyon demek!..

Peki yetkililer bu sözlerinin nereye varacağını hesaplayamaz mı,
hesaplamak zorunda değil mi?

“Öfkeli 1 kısa azar tümcesi”, 1 günde yaklaşık % 4,5 devalüasyon getirdi.
Devalüasyon yoksullaşma demektir, enflasyon demektir, halkın cebinden çalma demektir.
İktisat okumuş bay RTE ve danışmanları kendisini uyarmamış olabilir mi??

*****
Kim yüksek faizden yana olabilir ki?

Ama 12 yıldır AKP, yüksek faiz – düşük kur ile ülkeyi muazzam borca boğup
sanal bir iyileşme yanılsaması sağlamadı  mı? Şimdi ne değişti?
Hem İslam dininde faiz haram değil mi?
Bay RTE bunu dillendirebilir mi, bu bağlamda “faizsiz bir ekonomik düzen” önerebilir mi?
Hadi canım sen de.. Dostlar alışverişte görsün..
TCMB faiz oranını yarım puan değil de 1 puan+ düşürmeliymiş..
%4,5 devalüasyon ülkemizin toplam 400 milyar Doları aşan dış borçlarını bu oranda büyüttü. Yani Bay RTE’nin o sorumsuz (?!!?) tümcesinin bedeli 400 x % 4,5 = 18 milyar $ olmuştur.

Ayrıca 260 milyar $ dolayındaki dışalımımızı (ithalatımızı) yine % 4,5 oranında pahalılaştırmıştır; 260 x % 4,5 = 11,7 milyar $.

Dışsatımımız aynı oranda ucuzlatılmıştır; 160 milyar $ x % 4,5 = 7,2 milyar $..

Bu arada Bay RTE’nin bu yönde bir açıklama yapacağını öngören, açıklamanı sızdırıldığı kesimler (insider traders) Dolar alımı yaparak, 1 gecede servetlerine % 4,5 değer katmışlardır. Bay RTE, bu sorumsuz (!?) demeciyle “birilerine” 1 günde %4,5 faiz ödetmiştir ulusal servetten, garip – gurebadan… Bunların bir bölümü vakıflar, AKP’ye zoraki – koşullu bağışlar ve cemaatler üzerinden; yoksullaştırılan kitlelere aktarılarak, üstüne üstlük
politik avantaja dönüştürülmeye çalışılacaktır hiç kuşku yok. Doğrusu yaman plan, pes!

Bu 3 görünür kalemi toplarsanız, 36,9 milyar $ gibi muazzam bir “doğrudan” maliyet bulursunuz. 2014 için toplam ulusal gelir 800 milyar $ denirse, o tutarın yaklaşık %5’i!
Yandaşlara aktarılan haksız rantın yaratacağı yoksullaşma ve gelir dağılımının daha da bozulması cabası.. Yandaşların 100 milyar $ bir portföyü olsa, bir günde 4,5 milyar $ avanta kazanım demektir. Bu, faizden de beter bir spekülatif ve “külliyen haram” aktarım / gasp
değil midir??

Müslümanlıkta, İslamiyette, Kuran’da, ahlakta, hukukta yeri var mıdır??
Hiçbirinde olmadığına göre (!?) nerede vardır?

  • AKP’nin kutsal kırmızı kitabında vardır;

  • Türkiye bir Dar-ül Harp Alanıdır ve şeriat düzeni kurulana dek her şey ama her şey mübahtır!

*****

Dostlar; bu dehşet verici bir durumdur..

Ülke kravatlı mollaların demir pençesi altında inin inim inlemektedir.

Bu durum sürdürülemez..

Tüm bunları ülkesini – halkını seven, yurtsever ve sorumlu bir yönetici yapabilir mi?

Yapıyorsa bu davranışlara ne ad verilecektir?
Nasıl durdurulacaktır? Kim/ kimler engelleyecektir?

Ensenizde bol sıfırlı maddi – manevi tazminat davası ile durup dururken hakaret suçlaması ile hapis cezası açılması tehdidi Demokles’in kılıcı gibi tutulurken daha öte hangi sözcükler kullanılabilir ki??

TBMM’deki muhalefet partileri bu ciddi sorunun üzerine eğilmelidir, hem de hızla!

Sevgi ve saygıyla.
23.01.2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net