Etiket arşivi: çocuk gelin

ANA BENİ NİYE VERDİN HERİFE?

Zeki SARIHAN

(AS: Tarikatlar rezaleti gündemden düşürülmesin, düşürülmemeli!
Bizim kısa katkımız yazının altındadır..)

Bir tarikat şeyhinin 6 yaşındaki kızını, imam nikâhıyla yetişkin bir erkeğe eş olarak vermesi, aklın alamayacağı bir durumdur. Bunu yapan şeyh ailesi yalnız yasaya göre değil, insanlığa karşı da suç işlemiştir. Hiçbir anababa, çocuklarını ateşe atma hakkına sahip değildir.

Köylerimizde “Beşik kertmesi” denilen bir gelenek vardır ama bunun erken evlendirme ile ilgisi yoktur. Yalnızca aileler, çocuklarının yetişkin yaşa geldiklerinde kiminle evleneceğine karar vermiş olurlar.

Yalnız kızlar için değil, erkek çocuklar için de aynı durum söz konusudur. 1950’li yıllarda komşu köylerimizden birine davullu zurnalı bir düğüne gitmiştik. Damat diye ortaya getirilen çocuk henüz yedi yaşındaydı. Köyün ileri gelenlerinden biri olan kayınpeder olacak herif, güya evde iş görecek birine ihtiyacı varmış. Oğluna 18 yaşında bir kız alıyordu. Gelin, artık ev, tarla, bahçe işleriyle uğraşırken çocuğu da koynunda büyütecekti. Jandarma, adliye buna nasıl göz yumdular kim bilir, fakat bir imam görev almadan bu düğün yapılamazdı.

Bu tip olaylara tanıklığım bu düğünle sınırlı değil. İlkokuldan mezun olduğum 1958 yılında, aynı köy okulumuzun 4. sınıfında okuyan bir arkadaşımızın da düğününü yaptılar. 1967 yılında 5. sınıftan mezun ettiğimiz bir öğrenci de o yıl evlendi. Bu son iki örnekte damatların yaşları 14-15 dolayında olmalıdır.

Böyle küçükken evlendirilen erkek çocuklarla ilgili ünlü bir türkü vardır. Gelin şöyle yakınmaktadır:

Kadifeli yastık kadifeli yorgan yer yumuşak
Emmim oğlu yanıma geldi bir uşak
Öpmesi yok sevmesi yok konuşak
Anne beni niye verdin çocuğa
Oynar oynar taş doldurur kucağa

Sabah olur pabucunu giyemez
Akşam olur yemeğini yiyemez
Karanlıkta yatağını bulamaz
Ana beni niye verdin çocuğa

Oynar oynar taş doldurur koynuna
Sabah olur çocuk gider oyuna
Oynar oynar taş doldurur koynuna
Beni verenlerin vebal boynuna
Ana beni niye verdin çocuğa
Oynar oynar taş doldurur kucağa.

Türküdeki yetişkin kız, şimdi bir çocuk gelin olarak konuşuyor. “Ana beni niye verdin herife?” diye feryat ediyor.


PİSLİĞİN FİLİZLENDİĞİ ORTAM

Kızın henüz altı yaşında evlendirilmesi kamuoyunun nefretiyle karşılansa da, çoğu kişi oy kaygısıyla bu pisliğin filizlendiği ortamın adını anmaktan çekiniyor. Oysa

  • Tarikatların bunca yayılıp topluma ve devlete musallat duruma gelmesi
    Türkiye için büyük tehlikedir.

Diyanet işleri Başkanlığının yaptığı açıklamada Medeni Kanun’un anılmaması ilginçtir. Medeni kanun kız ve erkekler için evlenme yaşını en erken 17 olarak hükme bağlamıştır. Çok zorunlu durumlarda bu yaş, yargıç kararıyla 16’ya inebilir. Diyanet İşleri, bu yaşı cinsel olgunluk yaşı olarak açıklama yolunda ısrar ediyor. Nedense kendini yasalarla sınırlamıyor.

Bu durum din kurumunun ve kimi tarikatların ülkeyi şeriat yasalarıyla yönetme arzularından doğuyor. Zaten bir süredir, parlamentodan çıkmış çağdaş yasalar bir yana atılmış, ülke tarikatlara teslim edilmiş durumdadır. Devlet bütçesi onlara ayrılmıştır. Eğitim onlara emanet edilmiştir. Bu marifetleri, yıldan yıla artarak sürüyor.

Merak ediyorum, hırsıza verilecek ceza konusunda Diyanetin düşüncesi sorulsa “Bunun şeriattaki yeri kolunun kesilmesidir” diyebilecek midir?

Bu gidişle galiba buna da sıra gelecek. Mehmet Akif, “Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı” diyordu. Heriflerde idrak yok ki, İslam’ı asrın idrakine söyletsinler. (10 Aralık 2022)
=============================================

Dostlar, 

İslam / islamcılar / siyasal islamcılar (sahi, Allah’ın dini – kitabı konusunda neden bunca parça parçalar??) bunu savunuyorsa, kendi ipini kendi çekiyor.. İslamiyet neden 40 türlü yorumlanamıyor? Tanrı, herkesin rahatlıkla anlayacağı bir metin (Kuran) indir(e)medi mi? Niye? Allah aciz mi? Müslümanlar bu sorunu nasıl çözecek??

Hıristiyanlık ve öbür dinler gibi İslamiyet de mutlaka reform yapacak ve çağa ayak uyduracaktır. İlk adım LAİK – SEKÜLER yaşam ile barışmak..

Mustafa Kemal Paşa reçeteyi verdi gerçekte :

  • “Din, bir vicdan sorunudur. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir, özgürdür. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz, din işlerini millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, amaca ve eyleme dayanan bağnaz hareketlerden sakınıyoruz ve buna asla meydan vermeyeceğiz.” (Asaf İlbay, Tan gazetesi, 13.7.1949)
  • “Özellikle bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardır. Bu ölçü ile hangi şeyin bu dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz. Hangi şey ki akla, mantığa, halkın yararına uygundur; biliniz ki o, bizim dinimize de uygundur. Bir şey akıl ve mantığa, milletin yararına, İslâmın yararına uygunsa kimseye sormayın; o şey dinîdir. Eğer bizim dinimiz aklın, mantığın uyduğu bir din olmasaydı mükemmel olmazdı, son din olmazdı.”
    1923 (Atatürk’ün S.D.ll, s. 127)

21. yy’da akla – bilime uygun olmayan hiçbir olgu, insanlığa din – Allah emri vs. dayatmalarıyla yutturulamaz.. Dürüst – içten dindarlar bu pislik yuvasına dönüşen iğrenç tarikatları kapatmada ve İslamda reformda öncü rol almalıdır.

Sevgi ve saygı ile. 27 Aralık 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Mülkiye’li​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter : @profsaltik

Balkan Naci İslimyeli şiiri : GELİN

ŞİİR Köşesi…

Altı yaşındaki “çocuk gelin“in annesi, saçlarını tarayıp imam nikahıyla evlendirdikleri pedofilin yanına göndermiş…. deniyor..
Bizce bu tabloya pedofili demek, iğrenç sapıklığı örtmek demektir!

Ne korkunç bir trajedi! Utansın AKP yönetimi..

Tıpkı rahmetli Balkan Naci İslimyeli‘nin 2017’de yazdığı şiiri gibi…😔====================================

GELİN

Annem beni yıkadı
Suyuma kokular kattı
Aynada yüzüme baktı
Gözleri ıslak ıslaktı
Sokakta çocuklar oynuyordu..

Annem pencerenin önünde
Saçlarımı avucuna aldı
Gül sularıyla ovdu
Uzun uzun taradı
Arasına çicekler koydu
Sokakta çocuklar oynuyordu..

Annem avuçlarımı açtı
İçindeki çizgilere baktı
Yüzü birden karardı
Okunmuş sularla sildi
Havanda kınalar ezdi
Kınalar çizgileri örttü
Sokakta çocuklar oynuyordu..

Annem bir gelinlik giydirdi
Kırmızı tül üzerinde
Pullar işlemeliydi
Benim güzel kızım dedi
Duruşu hayalet gibiydi
Sokakta çocuklar oynuyordu..

Ben masuscuktan gelinmişim
Ata binip gezecekmişim
Hediyeler, şekerler, hep güzel şeyler
Sonunda eve dönecekmişim
Annem öyle söyledi..
Sokakta çocuklar oynuyordu..
***

Balkan Naci İslimyeli / Mart 2017

Şiiri yollayan değerli meslektaşımız Dr. Serdar KOÇ‘a teşekkür ederiz.

Dr. Ahmet SALTIK