Etiket arşivi: Cihangir DUMANLI

Askeri Sağlık Sisteminin Kaldırılması

Sarıkamış. Dersleri. Yılmadan Yorulmadan Dr. Cihangir Dumanlı - PDF Free DownloadDr. Cihangir Dumanlı
Em. Tuğgeneral
Hukukçu, Uluslararası İlişkiler Uzmanı

Bu bölümde incelediğimiz konular TSK’nin gücünü ve saygınlığını azaltarak ulusal güvenliğimizi olumsu etkileyen hususlardır. Ancak askeri sağlık sisteminin kaldırılmasının bunun yanında insancıl bir boyutu da bulunmaktadır. AKP iktidarınca kaldırılan Askeri sağlık sistemi, güvenliğimiz için büyük özveri ile çalışan askerlerimizin yaşamı, sağlığı ve morali (savaşma azim ve iradesi) ile doğrudan ilgilidir.

Askeri sağlık sistemi, art arda gelen savaşlarda cepheden cepheye koşan Osmanlı ordularının ihtiyacından kaynaklanmış, Türk tıbbının gelişmesinde öncü rol oynamıştır. Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nin (GATA) temeli 1898’e dayanmaktadır.

Askeri tıbbiye öğrenceleri ve tıbbiyeli subaylar, Mülkiye ve Harbiye ile birlikte 20. yüzyıl başlarında Türk aydınlanmasının temelini atmışlardır. Bu nedenle karşı devrimciler ve irticacılar ileri görüşlü, aydın askeri tıbbiyelilerden hoşlanmazlar.

Askeri sağlık sistemi hain FETÖ darbe girişiminin hemen ardından kaldırılmıştır. 31 Temmuz 2016’da yayınlanan 669 no’lu Kanun Hükmündeki Kararname’nin (KHK) 106. maddesinde şöyle denilmektedir :

  • Gülhane Askeri Tıp Akademisine bağlı eğitim hastaneleri ve Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi ile asker hastaneleri, dispanser ve benzeri sağlık hizmet birimleri ile Jandarma Genel Komutanlığına ait sağlık kuruluşları her türlü hak ve yükümlülükleri, alacak ve borçları, sözleşme ve taahhütleri, taşınırları ve taşıtlarıyla birlikte, Sağlık Bakanlığına devredilir ve bunlara tahsisli taşınmazlar Sağlık Bakanlığı’na tahsis edilir… Gülhane Askeri Tıp Akademisine bağlı yükseköğretim birimleri her türlü hak ve yükümlülükleri, alacak ve borçları, sözleşme ve taahhütleri, taşınırları ve taşıtlarıyla birlikte, Sağlık Bilimleri Üniversitesine devredilir.

Bu düzenleme ile dünyanın bütün silahlı kuvvetlerinde var olan, bizde de 1898’den beri asker hekimler yeniştiren Askeri Tıp Akademisi askeri olmaktan çıkarılmış, Türkiye’nin her yerinde ordu ve kolordu bölgelerindeki askeri hastaneler de askeri olmaktan çıkartılmış, askeri sağlık sistemi ortadan kaldırılmıştır. Buna paralel (koşut) olarak tüm askeri sağlık sistemini yöneten Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı, başında bir tabip general olan TSK Sağlık Komutanlığı da lağvedilmiş (kaldırılmış), işlevleri MSB’ye devredilmiştir.

Bu düzenlemeler ile halen pek çok cephede silahlı mücadele veren Türkiye, NATO içinde askeri hastaneleri olmayan tek devlet durumuna getirilmiştir.

Askeri sağlık sistemi ülkenin güvenliğini sağlayan TSK çalışanlarının aileleri ile birlikte sağlıklarını koruyan ve tedavilerini (sağaltımlarını) yapan bir sistemdir. Sağlıklı asker güçlü ordu, güçlü ordu güçlü devlet demektir. Askeri sağlık sistemi barışta ve savaş veya silahlı çatışmalarda aşağıdaki gibi işletilir(di):

Barışta:

Her Birlikte kıta tabipleri hasta ve yaralılara ilk müdahaleyi yaptıktan sonra, kendi olanaklarını aşan vakaları (olguları) bölgelerindeki askeri hastanelere sevk eder. Hastaların tedavilerine (sağaltımlarına) burada devam edilir, gerekirse merkezi konumda olan daha donanımlı mevki hastanelerine veya Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ne (GATA) sevk edilirler(di).

Savaş veya silahlı çatışmalarda:

Yaralanan askerlerin tedavileri (sağaltımı) Kara Kuvvetlerinde “takım yaralı yuvasında” ilk yardımdan başlayan tabur düzeyinde sıhhiye takımlarında doktor müdahalesi ile; tugay seviyesinde sıhhiye bölüklerin kurduğu sıhhi yardım istasyonları ile devam eden ve en donanımlı askeri hastaneye dek uzanan sıhhi tahliye ve tedavi zinciri içinde yapılır(dı). Yurt dışı operasyonlarda harekât alanında kurulan seyyar cerrahi hastanelerin kendi hekimleri tarafından veya  gerekirse yurt içinden askeri uçakla gönderilen askeri hekimler tarafından acil ameliyatlar yapılır veya yaralılar askeri ambülans uçakla GATA’ya tahliye edilir(di).

Askeri sağlık sistemi ordunun ihtiyaçlarına göre örgütlenmiş ve donatılmış sağlık tesislerinde, özel eğitim görmüş askeri hekimler ve askeri sağlık personeli tarafından çalıştırılır(dı).

Askeri hekimlik özel bir uzmanlık ve deneyim ister. Özellikle ateşli silah yaralanmaları, bazı organların kesilmesi, askeri hijyen; Nükleer, Biyolojik ve Kimyasal NBC silahlara karşı savunma, pilotların uçuş muayeneleri, harp psikiyatrisi gibi konularda askeri hekimler uzmanlaşmıştır. Askeri tıp konularında GATA’da bilimsel altyapı oluşturulmuş, TSK bünyesinde uzun yıllara dayalı deneyim ve bilgi birikimi sağlanmıştır. Bu konularda sivil üniversiteler ve hastaneler askerler kadar yeterli bilgi ve deneyime sahip değillerdir.

Ayrıca askeri hekimler asker olduklarından, birliklerin gittiği yurt içi veya dışındaki her yerde TSK’nın bir unsuru (ögesi) olarak görev yaparlar. Kore’de, Kıbrıs’ta ve iç güvenlik harekatında askeri sağlık personeli ve doktorlar bizzat cephede görev yapmış pek çok şehit ve gazi vermişlerdir. Yeterli askeri eğitim almamış sivil doktorları cepheye sürmek hem tedavi hizmetini aksatır hem onların da can güvenliğini tehlikeye atmak olur. Askerler gerektiğinde yurt dışında da seyyar cerrahi hastaneleri kurup işletirler. Bakanlığa bağlı sivil doktor ve sağlık personelinin yurtdışı görevlendirilmeleri, oralarda seyyar cerrahi hastaneler kurup çalıştırmaları askerler kadar kolay olamaz.

Askeri sağlık sistemi kaldırılınca özellikle yurt dışı operasyonlarda sorunlar yaşanmaktadır. Bunun en açık göstergesi son zamanlarda verilen şehit haberlerinin “Kaldırıldığı hastanede kurtarılamayarak şehit olmuştur” ifadesi ile bitmesidir. Örneğin Suriye’de veya Irak’ta yaralanan bir asker yurt içindeki en yakın devlet hastanesine sevk edilmekte, burada harp cerrahisi deneyimi olmayan sivil doktorlar tarafından tedavi edilmektedir. Sınır ilçelerimizdeki devlet hastanelerinde genel cerrah, beyin cerrahı, ortopedist gibi uzmanlar ya yeteri kadar bulunmamakta ya da deneyimsiz uzmanlar bulunmaktadır. Askeri sağlık sistemi bozulmamış olsaydı kurtarılabilecek askerlerimiz, bu sistemin kaldırılması yüzünden şehit olmakta veya ömür boyu engelli kalmaktadır. Bu durum askeri sağlık sistemini kaldıranlara insani ve vicdani bir sorumluluk yüklemektedir. Askeri sağlık sisteminin kaldırılması, kendi çocuklarını askere göndermeyen yöneticiler için kolay verilebilecek bir karadır.

Birinci Dünya Savaşında özellikle Çanakkale’de ve Sarıkamış’ta verilen büyük zayiatın en önemli nedeni, etkili bir sağlık sisteminin cepheye kadar götürülmemesidir.

Askeri sağlık sistemi savaşan askerlerimizin morali bakımından da önemlidir. Cephede yaralanan arkadaşlarının iyileşip birliğine katılması, öbür askerlerin moralini ve güvenini yükseltir, aksi halde şehit haberinin gelmesi moral bozucu bir etki yaratır. Savaşı şehitler değil, yaşamda kalanlar kazanır.

TSK Fizik Tedavi ve Rehabiltasyon Merkezi

Ankara Bilkent’teki bu merkez dünyadaki benzerleri arasında ön sıralarda yer alan bir sağlık kurumu idi. Bu kurum 1995 yılında TRT’nin açtığı “Mehmetçikle Elele” kampanyası ile halkın parası ile kurulmuş, öncelikle TSK mensubu gazilerin tedavilerini yapmakta idi.

Bu merkezin TSK’den alınıp Sağlık Bakanlığına bağlı bir hastaneye (gaziler fizik tedavi hastanesine) dönüştürülmesi sonucunda fizik tedavi ihtiyacı olan sivil hastalar da (örneğin trafik azasında yaralanan siviller) kabul edilmekte, TSK mensubu gazilerin tedavileri eskiden olduğu gibi öncelikle ve etkinlikle yapılmamaktadır. Burada “terör gazisi”  “15 Temmuz gazisi” ayırımının yapılması terör gazisi askerleri üzmektedir.

TSK Özel bakım merkezleri

Bu kurumlardan emekli ve bakıma muhtaç TSK personeli ile yakınları yararlanmaktadır. Ancak bakım merkezleri de eskiden bağlı oldukları TSK Sağlık Komutanlığından alınarak MSB’ye bağlanmış, kurum içindeki kimi kadrolara askerler yerine siviller atanmıştır.

Özel bakım merkezlerinin eskiden olduğu gibi TSK Sağlık komutanlığı bünyesinde askerlerce işletilmesi, sağlık sisteminin bütünlüğü ve etkinliği açısından gerekli ve önemlidir.

Askeri sağlık sistemini kaldıran 669 sayılı KHK hain FETÖ darbe girişiminden hemen sonra ve bu girişime tepki olarak çıkarılmıştır. Askeri sağlık sisteminin kaldırılmasının yeni bir darbe girişiminin önlenmesi veya FETÖ hain darbe girişimine tepki gösterilmesi ile ilgisi açıklanamamıştır. Uzun yıllar devam etmiş, oturmuş ve pek çok can kurtarmış bir sistemi kaldırmanın amacı ne olabilir?

İçine FETÖ unsurları sızan bir kurumu kapatmak veya bağlantısını değiştirmek yanlıştır. Hukuk devletinin yapması gereken kurumları toptan bozmak değil, sorumluları bulup yargı önüne çıkartmaktır.

Hain darbe girişimine salt askeri doktorlar değil, sivil doktorlar, savcı ve yargıçlar da katılmışlardır. Aynı düşünce ile öbür tıp fakültelerinin de Sağlık Bakanlığı’na, hukuk fakültelerinin Adalet Bakanlığı’na bağlanması gerekirdi. Bunlar yapılmayıp, yalnızca GATA’nın Genelkurmay’dan alınarak üniversiteye bağlanması FETÖ bahanesi ile askere bir darbe daha vurmak istendiğini göstermektedir.

Öneri

Askeri sağlık sistemini kaldıran 669 sayılı KHK iptal edilmeli, en kısa zamanda 2016 yılı öncesi sağlık sistemi yeniden kurulmalı,  TSK fizik tedavi ve bakım merkezi ile özel bakım merkezleri Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Sağlık Komutanlığı’na bağlanmalıdır.

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 09 Ağustos 2023

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

GERİCİ

Perinçek: “Akbelen’de işçinin, çiftçinin, köylünün yanındayız. Ancak dünyada yeşil cereyan, emperyalizmin merkezinde gerici bir hareket olarak çıktı.”

Çevresini korumak isteyen köylüleri gericilikle suçlayan Perinçek Yeniköy-Kemerköy özelleştirilirken partiyi kime karşı yönlendirmişti?

Biraz dik duruş!..

DOMUZ

Çevre Bakanı Yardımcılığına getirilen Refik Tuzcuoğlu çift maaşa bağlanmış.

Devletin malı deniz, haksız yiyen domuz…

YAŞ

Askerlikle ilgisi olmayan Bakanlardan oluşan YAŞ’ta, Kuvvet Komutanlığı yapmayan orgeneral Genelkurmay Başkanı yapıldı.

Bu YAŞ çok yaş…

HARAM

DİB’lığı hutbesinde çalışma saatlerinin cuma namazı saatlerine göre ayarlanması istendi. Cuma ezanı okunduktan sonra alışveriş yapmanın ve elde edilen kazancın da helal olmadığı söylendi.

Devleti-milleti soymak, günah işleme özgürlüğüne girer!..

MUTLULUK

Kimsesiz çocukları yaz kampına alan Mutlu Yuva Derneği’nin, Bakanlıkla yaptığı protokolle uzun süredir çocukları kıskaca aldığı ortaya çıktı.

AKP mutlu, gerici-yobaz tarikatlar mutlu…

HİKAYE (Öykü)
(Sevgili Cihangir Dumanlı’dan)

Bakan Mehmet Şimşek, “Maaşları artırmasaydık enflasyonu düşürürdük.” demiş.

Maaşları niçin artırdınız? Enflasyon olduğu için.

Yumurta – tavuk öyküsü…

SORUMSUZ

Ensar Vakfı yurdundaki çocuk istismarında sorumlu gösterilen Asım Sultanoğlu Şanlıurfa Milli Eğitim Müdürlüğü’ne atandı.

Çocuklar güvende!..

YEŞİL

RTE’nin yeşil alan olarak kalacağını söylediği boşaltılan askeri alanlar, sırayla imara açılıyor.

Dünyada sevdiği tek yeşil vardır…

ATMA

RTE, milyonlardan değil milyarlardan fazla ağaç diktiklerini söyledi.

Ne denir? “Atma Recep din kardeşiyiz!”

Kestikleriniz her gün önümüzde, diktikleriniz nerede?..

SARIKLI

Sarıklı amirali deşifre eden albay açığa alınmıştı. YAŞ’ta emekli edildi.

  • Tarikatçıma, yobazıma dokunma!..

28 Şubat Davası

Sarıkamış. Dersleri. Yılmadan Yorulmadan Dr. Cihangir Dumanlı - PDF Free DownloadDr. Cihangir DUMANLI
E. Tuğgeneral

Cumhuriyet, 01 Kasım 2021

İktidar, Türk Silahlı Kuvvelerine (TSK) önemli darbeler vurmuştur :

  • Askeri liseler kapatılmış;
  • Harp okulları kuvvetlerinin bünyesinden ayrılmış;
  • Harp Akademilerinde kurmay subay eğitiminin düzeyi düşürülmüş;
  • Milli Güvenlik Kurulu (MGK) ve MGK Genel Sekreterliği’nin işlevi zayıflatılmış;
  • Milli Güvenlik Akademisi kapatılmış;
  • Askeri hastaneler kapatılmış; askeri sağlık sistemi bozulmuş;
  • Üst düzey emir-komuta ilişkileri Anayasaya aykırı şekilde bozulmuş;
  • Genelkurmay ve Kuvvet karargâhları etkisizleştirilmiş;
  • Deneyimli subay, general ve amiraller “kumpas davaları” ile tasfiye edilmiş;
  • Jandarma TSK’den çıkarılmış;
  • Elektronik istihbarat sağlayan GES Komutanlığı MİT’e devredilmiş;
  • Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) sivilleştirilerek Ordu’ya siyaset sokulmuş;
  • Genelkurmay Başkanı protokolde Diyanet İşleri Başkanı’ndan sonraki bir sıraya getirilmiş;
  • Ulusal bayramlardaki görkemli geçit törenleri iptal edilmiş;
  • Zorunlu askerlik süresi kısaltılıp ve bedelli askerlik kalıcı hale getirilerek
    eğitim zafiyeti yaratılmış;
  • Ordu’ya türban sokularak üniforma, birlik beraberlik, disiplin anlayışı zedelenmiş;
  • EMASYA Protokolü iptal edilerek askerin güvenlik güçlerine yardımda ve
    afetlerde görev alması engellenmiş;
  • Askeri adalet sistemi kaldırılarak disiplin zafiyeti yaratılmış;
  • Tank Palet Fabrikası TSK bünyesinden çıkarılarak özelleştirilmiştir.

Bunlar topluca değerlendirildiğinde “yeni bir darbe girişiminin önlenmesi” veya
“TSK’nin sivil siyasetçe kontrolü” (AS: denetimi) amaçlarını aşmıştır. TSK ve onun en önemli gücü olan Ordu-Millet bütünleşmesine zarar verici boyuta ulaşmıştır.

TSK’ye yapılan darbeler zincirinin son halkası, 2 Eylül 2013’te, (olaydan 16 yıl sonra) açılan;

  • savcılarının, hâkimlerinin, bilirkişilerinin FETÖ üyesi oldukları,
    sahte delillere dayalı 28 Şubat davası
    dır.

24 YIL SONRA GELEN KARAR

Ankara 13. (AS: Ağır) Ceza Mahkemesi’nin 14 kişi hakkındaki müebbet (AS: yaşam boyu) hapis kararını Yargıtay, olaydan 24 yıl sonra, 9 Temmuz 2021’de onaylamıştır. 19 Ağustos’ta bu kişiler hakkında yakalama kararı çıkarılmıştır. Ömürlerini ülkeye ve TSK’ye hizmetle geçirmiş Komutanlar, sağlık durumlarına (AS: sorunlarına) rağmen (AS: karşın) hapsedilmişlerdir.

Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ve Genelkurmay Başkanlığı vakit yitirmeden,
11 Eylül 2021’de bu komutanların rütbelerinin geri alındığını açıklamıştır.

DEĞERLENDİRME

Bu bir intikam davasıdır.
İç tehdit olarak değerlendirilen irticayla mücadele edilmesini anayasal platformda hükümete öneren generallerden, irtica yanlıları intikam almaktadır.

•Bu komutanların 28 Şubat 1997’de MGK’de hükümete önerdiği şekilde irticayla mücadele edilseydi, 15 Temmuz (AS: 2016) darbe girişimi olmazdı.

Hukuk bir intikam aracı olarak kullanılmıştır.
Suç konusu olan “T.C. icra vekilleri heyetini cebren ıskat ve vazife görmekten cebren men etmek” suçunun (765 sayılı eski TCK md. 147) maddi unsuru olan “cebir” unsuru yoktur.

•Maksat o Komutanların şahsında TSK’ye itibar kaybettirmek, Ordu-Millet bütünleşmesini bozmaktır.

•Yapılan haksızlıklar vicdanları sızlatmaktadır.

28 Şubat davası, iktidarın FETÖ’yle işbirliğinin devam ettiğinin açık kanıtıdır.

•Dava ile ilgili hukuksal süreç henüz sonlandırılmamış, olağanüstü hukuk yolları tükenmemiştir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın ilgili Yargıtay Dairesinden (AS: Yargıtay Ceza Genel Kurulu’ndan) kararını düzeltmesini isteme yolu açıktır. Hükümlülerin Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru hakları saklıdır. AYM, Gergerlioğlu davasında, hükmün kesinleşmesinin bireysel başvuru davasında AYM kararı ile mümkün olacağını belirtmiştir.

Tarikat mensubu amiral, tard işlemi yapılmadan, aylar sonra tüm haklarıyla birlikte YAŞ kararı ile emekli edilirken, ömürlerini Ordu’ya hizmetle geçirmiş, yaşları 80’in üzerindeki komutanlar hakkında Genelkurmay ve MSB’nin rütbelerinin geri alınması konusundaki aceleciliği dikkat çekicidir.

Asli ceza kesinleşmeden, ona bağlı olan fer’i (AS: İkincil, tamamlayıcı) ceza verilmesi,
masumiyet karinesine (AY md. 38) aykırıdır.

•Bu komutanların “rütbeleri söküldü” ifadesi yanlıştır. Askeri Ceza Kanunu’na göre,
rütbenin geri alınmasıyla fer’i ceza verilmiştir.

Hapsedilen komutanlar, emirlerinde görev yapmış astları için, askeri terbiyemiz gereği, daima komutanımız olarak kalacaklardır.