Etiket arşivi: Ankara Palas

Mülkiye Dekanı Prof. Dr. Yalçın Karatepe’nin istifası


Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yalçın Karatepe’nin istifası 

Portresi_ATA_ile

 

 

Onur Öymen

 
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin çok değerli dekanı
Prof. Dr. Yalçın Karatepe‘nin görevinden istifa ettiğini büyük üzüntüyle öğrendim.

Atatürk ilkelerine ve Cumhuriyetin değerlerine cesaretle sahip çıkan Karatepe,
bütün Mülkiyelilerin saygısını ve sevgisini kazanmıştı.

O’nun Mülkiye’nin çağdaş bir bilim kurumu haline getirilmesindeki katkıları unutulmayacaktır.

Prof. Yalçın Karatepe’nin ileride çok daha yüksek görevlerde ülkemize hizmet edeceği inancıyla kendisine bundan sonraki çalışmalarında da üstün başarılar diliyorum.

Saygılar, sevgiler. 24.12.16

=============================================

Dostlar,

Sevgili dostumuz Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin saygın dekanı
Prof. Dr Yalçın Karatepe‘nin istifası bizi de son derece üzmüştür.

Sayın Karatepe son aylarda Ankara Üniveritesi yönetimi ile sorunlar yaşıyordu.
Hakkında disiplin soruşturmaları başlatılmış ve bir UYARI bir de KINAMA cezası verilmişti. Yalçın hoca bu cezaları içine sindirememiş, adalet arayışı içinde
yönetsel yargıya iptali istemiyle başvurmuştu.

Öğrencileri hakkında disiplin işlemi yapılması istemlerini geri çevirerek
Fakültede özgürlük ortamını korumaya çalışmıştı.

Son olarak, Dekan adayları belirleme eğilim yoklamasının usullere uygun yapılmadığı gerekçesiyle istifasını vermiştir.

4 Aralık 2014 günü Mülkiye’nin 155. yılı kutlamasında Aziz Köşlü konferans salonunda
biz de kendisinin çağrılısı idik ve orada nefis bir konuşma yaparak ülkemizdeki her türlü gericiliğe kararlılıkla karşı koyacaklarını belirtmişti. Konuşması hemen her paragrafında kesilerek salonda çok coşkulu alkışlar almıştı.

Mülkiye’nin 50 yılı aşkın kıdemli mezunlarından Sn. Onur Öymen de oradaydılar.

Üniversite yönetimi adına kutlama törenine gelen rektör yardımcısı salonda özür dilemeye davet edilmiş, rektörlük çelenginin çiçekleri dağıtılarak bir küçük demet de konuşma kürsüsüne konmuş ve ısrarlı özür istemlerini yerine getir(e)meyen rektör yardımcısı, konuşmasını yap(a)madan kürsüden ayrılmak zorunda kalmıştı.

ADD’den bir bayan profesör arkadaşımız, “Ahmet hoca burası Türkiye değil mi?” diye sevincini ve coşkusunu bizimle paylaşmıştı

Aynı gün akşamı Ankara Palas‘taki kutlama kokteyli de son derece kalabalıktı.
Dekan Karatepe hocanın başarılı düzenlemesinin – yönetiminin ürünüydü bu yoğun ilgi.

Bu kutlama günü izlenimlerimizi sitemizde daha önce paylaşmıştık :

– Rektör Yardımcısı Mülkiye’de Konuşturulmadı…

http://ahmetsaltik.net/2014/12/08/rektor-yardimcisi-mulkiyede-konusturulmadi/

Sayın Prof. Karatepe’ye, Mülkiye’ye çok değerli hizmetleri için şükranlarımızı sunuyoruz.

O’nu istifaya sürükleyen – zorlayan uygulamaları onaylamıyor, doğru bulmuyor,
dahası Üniversitemize yakıştıramıyor ve Üniversitemiz için yararlı bulmuyoruz.
Prof. Karatepe’nin istifası Ankara Üniversitesi ve özellikle Mülkiye için zararlı olmuştur.
Bunun ağır sorumluluğu, kuşku yok, bu sonucu (istifayı) koşullayan yöneticilerindir.

Sayın Karatepe, dileriz, üstelik yakın gelecekte yaraşır olduğu çok daha önemli görevlere gelecek ve ülkemize hizmetlerini sürdürecektir. O’nun müşfik ve bilimsel – demokratik yönetimini özleyeceğiz..

Sevgi ve saygıyla.
24.12.2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

Atatürk’ün dış görünüşü

Atatürk’ün dış görünüşü

Zülfü Livaneli

Zülfü Livaneli

İlkel toplumlarda beden, gelişmiş toplumlarda ise beyin gücü önemlidir

Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyuyla ilgili açıklama yapmış.
Ne gereksiz bir çaba. Birkaç santim kısa ya da uzun olması neyi değiştirir ki?

Bir okurum, bu konunun gündeme gelmesini, Bizans’taki meleklerin cinsiyeti tartışmasına benzetmiş ki haklı.

İnsanın uzun boylu olması daha çok bacak boyuna bağlıdır.
Bunun da soy sopla, genlerle çok ilgisi var.

Mesela İskandinavlar uzundur, İtalyanlar kısa. Zaten kuzeyliler,
belki de haşin doğa koşullarıyla baş edebilmek için, güneylilerden daha uzundur.

Beyin, beden, karizma

Abraham Lincoln’e insanın ideal bacak boyu ne kadar olmalıdır diye sormuşlar;
O da “Yere uzanmaya yetecek kadar” cevabını vermiş.

Toplumların entelektüel gücü arttıkça gürünüşten çok beyne önem verilir.

Mesela İngilizler, bin yılın en önemli İngiliz’i olarak Shakespeare’i seçtiler.
Oysa temsili de olsa bir parça gerçeği yansıtan çizimlerde Shakespeare pek zayıf,
pek çelimsiz bir adam gibi görünüyor. Bir Afrika kabilesinde doğmuş olsa, bırakın
bin yılın adamı seçilmeyi, büyük ihtimalle, iyi döğüşemediği, ağaçlara tırmanamadığı için işe yaramaz biri sayılacaktı.

Çünkü ilkel toplumlarda beden gücü, gelişmiş toplumlarda ise beyin gücü önemlidir.
Az gelişmiş toplumlarda iri yarı ve korkutucu bir görünüş “karizma” sayılır.

Delip geçen bakışlar!

Yine de dış görünüşün önemi inkâr edilmemeli elbette. Montaigne “Güzellik insanlar arasında çok tutulan bir şeydir.” diyor. “Aramızdaki ilk anlaşma dış görünüşle başlar. Bedenin varlığımızdaki payı ve değeri büyüktür.”

Bence de doğru.

Zaman zaman Gazi Mustafa Kemal, askeri ve siyasi dehasının yanı sıra
bu kadar yakışıklı olmasaydı, aynı etkiyi yapabilir miydi acaba diye düşünürüm.
Çünkü gözlemlerine inanabileceğimiz birçok kişi, O’nunla karşılaştıklarında kapıldıkları “büyülü hava”dan söz eder. Nâzım Hikmet “altından bir baş” der ve O’nu sarışın bir kurda benzetir. Abidin Dino Ankara Palas’ta bir akşam resmini çizdiği Gazi’nin
etkileyici yüzünü anlatır. Dünyada pek çok film yıldızıyla çalışmış olan Zsa Zsa Gabor, O’nun yakışıklığının hiçbir erkekle mukayese edilemeyeceğini belirtir.

Gaziyle röportaj yapmış olan yabancı gazeteciler de yazılarına hep bu etkileyici görünüş ve “insanı delip geçen bakışlar”la başlarlar; “Olympos’tan inmiş bir Grek tanrısı gibi” demiş yabancılar vardır.

Lider olmanın, kahramanlığın, iktidarı elinde tutmanın, insanlarda hayranlık uyandırdığı bilinir ama işin önemli yanı Gazi’ye ilgili bu değerlendirmelerin bir kısmının,
o başarıya kavuşmadan önce yapılmış olması.

Bugün bile genç kızların, O’nun fotoğrafını ceplerinde taşıyıp, kollarına, sırtlarına dövmesini yaptırmalarında bu dış görünüşün bir etkisi vardır muhakkak.

Bu yüzden, eğer dış görünüşten söz edeceksek Gazi’nin, o dönemdeki Osmanlılara göre gayet normal olan boyundan değil de, bu çarpıcı yakışıklılığından ve karşısındaki herkesi etkilemiş olan yüz hatlarına yansıyan irade gücünden laf açmak gerekir. 

Bugünün Hollywood’unda bile bu kadar yakışıklı bir yüze rastlamak zor.
Dünya liderlerinde de.

İsterseniz koyun fotoğrafları yan yana ve bakın.