Atatürk’ün dış görünüşü

Atatürk’ün dış görünüşü

Zülfü Livaneli

Zülfü Livaneli

İlkel toplumlarda beden, gelişmiş toplumlarda ise beyin gücü önemlidir

Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyuyla ilgili açıklama yapmış.
Ne gereksiz bir çaba. Birkaç santim kısa ya da uzun olması neyi değiştirir ki?

Bir okurum, bu konunun gündeme gelmesini, Bizans’taki meleklerin cinsiyeti tartışmasına benzetmiş ki haklı.

İnsanın uzun boylu olması daha çok bacak boyuna bağlıdır.
Bunun da soy sopla, genlerle çok ilgisi var.

Mesela İskandinavlar uzundur, İtalyanlar kısa. Zaten kuzeyliler,
belki de haşin doğa koşullarıyla baş edebilmek için, güneylilerden daha uzundur.

Beyin, beden, karizma

Abraham Lincoln’e insanın ideal bacak boyu ne kadar olmalıdır diye sormuşlar;
O da “Yere uzanmaya yetecek kadar” cevabını vermiş.

Toplumların entelektüel gücü arttıkça gürünüşten çok beyne önem verilir.

Mesela İngilizler, bin yılın en önemli İngiliz’i olarak Shakespeare’i seçtiler.
Oysa temsili de olsa bir parça gerçeği yansıtan çizimlerde Shakespeare pek zayıf,
pek çelimsiz bir adam gibi görünüyor. Bir Afrika kabilesinde doğmuş olsa, bırakın
bin yılın adamı seçilmeyi, büyük ihtimalle, iyi döğüşemediği, ağaçlara tırmanamadığı için işe yaramaz biri sayılacaktı.

Çünkü ilkel toplumlarda beden gücü, gelişmiş toplumlarda ise beyin gücü önemlidir.
Az gelişmiş toplumlarda iri yarı ve korkutucu bir görünüş “karizma” sayılır.

Delip geçen bakışlar!

Yine de dış görünüşün önemi inkâr edilmemeli elbette. Montaigne “Güzellik insanlar arasında çok tutulan bir şeydir.” diyor. “Aramızdaki ilk anlaşma dış görünüşle başlar. Bedenin varlığımızdaki payı ve değeri büyüktür.”

Bence de doğru.

Zaman zaman Gazi Mustafa Kemal, askeri ve siyasi dehasının yanı sıra
bu kadar yakışıklı olmasaydı, aynı etkiyi yapabilir miydi acaba diye düşünürüm.
Çünkü gözlemlerine inanabileceğimiz birçok kişi, O’nunla karşılaştıklarında kapıldıkları “büyülü hava”dan söz eder. Nâzım Hikmet “altından bir baş” der ve O’nu sarışın bir kurda benzetir. Abidin Dino Ankara Palas’ta bir akşam resmini çizdiği Gazi’nin
etkileyici yüzünü anlatır. Dünyada pek çok film yıldızıyla çalışmış olan Zsa Zsa Gabor, O’nun yakışıklığının hiçbir erkekle mukayese edilemeyeceğini belirtir.

Gaziyle röportaj yapmış olan yabancı gazeteciler de yazılarına hep bu etkileyici görünüş ve “insanı delip geçen bakışlar”la başlarlar; “Olympos’tan inmiş bir Grek tanrısı gibi” demiş yabancılar vardır.

Lider olmanın, kahramanlığın, iktidarı elinde tutmanın, insanlarda hayranlık uyandırdığı bilinir ama işin önemli yanı Gazi’ye ilgili bu değerlendirmelerin bir kısmının,
o başarıya kavuşmadan önce yapılmış olması.

Bugün bile genç kızların, O’nun fotoğrafını ceplerinde taşıyıp, kollarına, sırtlarına dövmesini yaptırmalarında bu dış görünüşün bir etkisi vardır muhakkak.

Bu yüzden, eğer dış görünüşten söz edeceksek Gazi’nin, o dönemdeki Osmanlılara göre gayet normal olan boyundan değil de, bu çarpıcı yakışıklılığından ve karşısındaki herkesi etkilemiş olan yüz hatlarına yansıyan irade gücünden laf açmak gerekir. 

Bugünün Hollywood’unda bile bu kadar yakışıklı bir yüze rastlamak zor.
Dünya liderlerinde de.

İsterseniz koyun fotoğrafları yan yana ve bakın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir