Etiket arşivi: ahmet saltık

Miyase İlknur kitabı : İlhan Abi..


Dostlar,

Cumhuriyet’in emektarlarından Miyase İlknur, çok anlamlı bir ürün verdi.

676 sayfalık bir belgesel..

Cumhuriyet ve üstad İlhan Selçuk üzerinden yakın dönem Türkiye tarihi aslında..

Aydınlanma Bilgesi İlhan Selçuk, “PENCERE” sinden bizi aydınlatmayı sürdürüyor..

Ölüm dediğiniz de ne ki?

Çok mu önemli ya da anlamlı..

Yaşarken ölenler, bir de sözde ölen ama gerçekte yaşayanlar??

Ne dersiniz..

Miyase’ye bravo!

Sevgi ve saygı ile.
11.10.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.ne

Bekir Coşkun : Ampul…

Dostlar,

Nefis Bekir Bekir Coşkun klasiği daha..

Sindire sindire okunmalı ve gereği yapılmalı..

Özelliklle bağlayan son 2 tümce çok çarpıcı..

Dünyanın en pahalı ampulüdür… Bir cumhuriyet verdiniz karanlığına…

Sevgi ve saygı ile.
11.10.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

=======================================================

Bekir Coşkun

Ampul…

Enflasyon hesabı sepetinde var:

“Merdiven…”

Merdivene zam gelmedi mesela…

İki tane alırsanız, indirimi olur…

Tek ayağını alırsanız, zaten yarı fiyatı…

*

“Flüt…”

Yani sizin yaşamınızdaki enflasyonu hesaplarken, oturup flüt çaldığınızı varsaydılar… Nitekim baktılar enflasyon düşük çıktı…

“Çalamam” demeyin…

Çalan çalana…

Sandılar ki herkes çalıyor…

*

“Hortum…”

Yatak odasını sularsınız…

Bulunsun…

*

Diyelim ki “deve etini” koymuşlardı sepete…

Eşek eti olsa, hadi neyse…

Çünkü on beş sene önceki sayımda 1.5 milyon eşek vardı…

Eşek kalmadı memlekette…

Yeteri kadar koyun bulamadıklarında… Ya da inekler, öküz eksik geldiği zaman demek eşekleri soktular araya…

Enflasyon düştü sanki…

*

“Soba borusu…”

, mevsimine göre dönemlere ayrıldı ayrıca…

Yaz ayları diyelim…

“Patinaj zinciri” ile “soba borusunu” koydular…

Ne de olsa plaja giderken zincir şart..

*

Zamlardan sonra yaşam % 25 kadar pahalandı…

Hâlâ enflasyon tek haneli diyor…

*

Bu savaşın faturasıdır

Tüm o bombaların, havanların, topların… Suriye’de destekledikleri suni isyancıların sıktıkları her bir kurşunun… Sığınmacı kamplarındaki klimaların… Kabadayılığın, haddini bilmezliğin, kendini bir halt zannetmenin bedelidir…

Zamlarla ödüyor millet…

Suriye macerasının Güneydoğu illerinde vurduğu ağır darbe bir yana… Kendi bakanlarının açıkladığına göre, sadece ihracattan Türkiye’nin bu yılki kaybı 2.5 milyar dolar gibi bir şey…

Devamı gelecek…

Nasılsa ödeyen var…

*

“Ampul…”

Fiyatı inmiş, iyi mi?..

Sepetteki ampule bakarsanız, iyisiniz yani…

Eee al tak…

*

Dünyanın en pahalı ampulüdür…

Bir cumhuriyet verdiniz karanlığına…

Lice’de helikopter düştü, 1 şehit..

=================================

Dostlar,

Bu kazalar neden arttı ?

Olağan düzeyde olmnadığı kuşkusunu taşıyoruz.

Saydamlıkla bilmek istiyoruz gerçeği.

TSK’da ödenek sıkıntısı nedeniyle yeteince personel eğitimi, bakım vb. lojistik destek hizmetleri nitelik aşınmasına mı uğradı ??

Genelkurmay Başkanlığı’ndan yurttaş olarak doyurucu açıklama rica ediyoruz.

Şehit olan askerimizin acısı yüreğimizdedir..

Sevgi ve saygı ile.
11.10.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

TÜRKİYE BORÇ BATAĞINDA ! Günde 100 milyon dolar borçlanıyoruz..

TÜRKİYE BORÇ BATAĞINDA !
Günde 100 milyon dolar borçlanıyoruz..

“Cumhuriyetin 79 yılında yapılanları son 10 yılda yaptık” diyenler çok doğru söylüyorlar..
Gerçekten de, son 10 yılda alınan borç Cumhuriyetin 79 yılında alınan toplam borçtan daha fazla.

MANZARA-İ UMUMİYE :

79 YILLIK KAMU BORÇ STOKU :257,2 MİLYAR TL
SON 10 YILDA KAMU BORÇ STOKU :291,1 MİLYAR TL
TOPLAM İÇ DIŞ BORÇ STOKU :548,3 MİLYAR TL

YANİ BUGÜN İTİBARI İLE 548,3 MİLYAR TL’LİK BORC STOĞUNUN %46’SINI 79 YILDA AKP’DEN ÖNCEKİ HÜKÜMETLER GERÇEKLEŞTİRMİŞ %54’ÜNÜ SON 10 YILDA YALNIZCA AKP GERÇEKLEŞTİRMİŞ.

HA BU ARADA NE OLMUŞ? TÜRKİYE KAĞIT ÜZERİNDE (+) BÜYÜME RAKAMLARI YAKALAMIŞ. ÇİN’DEN SONRA EN BÜYÜK BÜYÜME ORANINA SAHİPMİŞ..PEKİ BU 10 YILDA ÜLKE REFAHINA VEYA BİREY REFAHINA YANSIMIŞ MI? HAYIR !!!

VERGİLER GÜNDEN GÜNE ARTIYOR. HALK GÜNDEN GÜNE SATIN ALIM PARİTESİ OLARAK FAKİRLEŞİYOR.
BÜTÇE AÇIKLARI DURDURULAMAZ BİR HAL ALDI. BÜTÇE AÇIKLARI DOLAYLI VERGİ OLARAK HALKIN SIRTINA YÜKLENİYOR.
KAĞIT ÜZERİNDEKİ BU BÜYÜME YALANLARI YALNIZCA İSTATİSTİK VERİLERİN KAĞIT ÜZERİNDE PAZARLAMA SUNUMU OLARAK KALMIŞ; ÇÜNÜ HER GEÇEN YIL YILLIK CARİ AÇIK KATLAYARAK ARTIYOR. AZALMASI BEKLENİRKEN.

BAŞKA BİR BAKIŞLA; ÖNCEKİ HÜKÜMETLER YILLIK ORTALAMA 3,2 MİLYAR TL BORÇLANIRKEN, AKP HÜKÜMETİ ÜLKEYİ YILLIK
29,1 MİLYAR TL BORÇLANDIRMIŞTIR.

YAPILAN KÖPRÜ, KAVŞAK, BÖLÜNMÜŞ YOL, HAVAALANI İLE ÖVÜNÜP OY KAPANLAR BUNLARI MİLLETİN VERGİSİ İLE YAPIYOR
EMİN OLUN… SON 10 YILDA ÖZELLEŞTİRME ADI ALTINDA KELEPİR FİYATINA SATILAN FABRİKA, LİMAN, İŞLETME, KİTLER VE ARAZİLERİ DE HESABA KATMIYORUZ. DEDE YADİGARI BU TAŞINMAZLARIN PEŞ KEŞ ÇEKİLMESİNDEN ELDE EDİLEN GELİR İSE ANCAK 40 MİLYAR $ KADAR.

IMKB YILLIK % 65-75 ARASI ORANLARDA YABANCI SERMAYEYE “KOTE”. PİYASADA KAYIT DIŞI 130 KÜSÜR MİLYAR DOLAR SICAK PARA DOLAŞIYOR,

BU PARANIN SAHİPLERİ TÜRKİYE’DEN DEMOKRASİ ADI ALTINDA sözde “YENİ ANAYASA”, FEDERATİF YAPI, “FREE KURDISTAN”, TÜRK VE ATATÜRK İFADELERİNİN BELLEKLERDEN, KAYITLARDAN, ANAYASADAN, DEVLETİN HER KADEMESİNDEN SİLİNMESİNİ VE TÜRKİYE’NİN KÜRESEL SERMAYE BUYRUĞUNDA ORTA DOĞU’YU BİÇİMLENDİREN BİR PİYON OLMASINI BEKLİYOR …

MANZARA BUNDAN İBARET…
================================

Teşekkürler Ali hocam..

Hazine Müsteşarlığı web sitesinden aktarımınız için..

Sevgi ve saygı ile.
11.10.12

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

ATTİLA İLHAN gideli kaç on yüz bin yıl oldu??

Dostlar,

Attila İlhan dost, bizleri öksüz koyup gideli 7 yıl bitti..

11 Ekim 2005 idi uğursuz tarih..

Hepsi birbirinden sarsıcı, birbirinden çarpıcı şiirleri, romanları, TV söyleşileri bize ne değerli armağandır..

Döne döne okuyor ve yararlanıyoruz..

Örneğin “HANGİ KÜRESELLEŞME?” adlı kitabı..

Arka kapakta yazılanlar ne çok öğreticidir :

“ Türkiye bu kez ‘Küreselleşme’ ve ‘Özelleştirme’ masalına inanmış, paldır küldür ‘globaliterliğe’ doğru sürüklenmektedir; üstelik daha ‘sivil’, daha ‘demokrat’, daha ‘insan haklarına dayalı’ bir düzene ‘dönüştüğünü’ zannederek..”
 “.. bir karışık bilmece..”

(Attilâ İLHAN, “Hangi Küreselleşme” 2003, İş Bankası Kültür Yay.)

Seni ve özellikle acılı aşk şiirlerini çok ama çok özlüyoruz sevgili Attila İlhan usta..

Aşağıya aldığım şiirin “AĞIR KAN KAYBI” başlıklı..

Senin gidişin, inan bana “ÇOK AĞIR KAN KAYBI..”

Yaşama tüm katkıların için özlem ve şükranla..

Selda Bağcan da “An gelir Attila İlhan Ölür”ü böylesine mi dokunaklı okur ??

İnsanın içine işler.. her hecesi bir ok gibi..

Dinlemek için lütfen tıklar mısınız ??

http://www.youtube.com/watch?v=AcbnYPR9zOA

Sevgi ve saygı ile.
10.10.12

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

=================================================

AĞIR KAN KAYBI

Biz yalnızlıktan doğduk o dağdağalı sudan
Biz yani erdoğan ayşenur ali ve ahmet
Birkaç litre kan biyli kemik epeyce korku
Sanki bir tesbih koptu tane tane savrulduk
Köy köy bucak bucak memleket memleket
Yani afyon adilcevaz akçadağ turgutlu
Birkaç litre kan bir hayli kemik epeyce korku

Buzlu mehtap alçakca kesmişti yolumuzu
Bütün kapılardan açıkca kovulmuştuk
Silahımız avcumuza yapışmıştı soğuktan
Biz yani erdoğan ayşenur ali ve ahmet
Birkaç litre kan bir hayli kemik epeyce korku
Kestiremedik ne yaptığımızı kim olduğumuzu
Sanki bir tesbih koptu tane tane savrulduk
Köy köy bucak bucak memleket memleket
Yani afyon adilcevaz akçadağ turgutlu
Birkaç litre kan bir hayli kemik epeyce korku

Ne kadar korkmuştuk elimizden tutmadılar
Doğrudur kendi içimizde daraldığımız
Kim neyi savundu bilinmez nereye kadar
Biz yani erdoğan ayşenur ali ve ahmet
Başka bir yalnızlıkta boğulduk / havasızlıktan
Sanki bir tesbih koptu tane tane savrulduk
Köy köy bucak bucak memleket memleket
Ne solculuğumuz solculuktu ne sağcılığımız
Karanlık bir kapı ölüp üstümüze kapandılar
Kimse bizi sevmedi / ağır kan kaybıyız

ATTİLA İLHAN

Evrene Hayranlık..

Dostlar,

Sayın Prof. Dr. Ali Ercan hocamız, EVRENE HAYRANLIK başlıklı nefis bir yansılar dosyası göndermiş..

“Evrene hayran olmanın keyfini yaşayın”… diyor..

Einstein’dan çok anlamlı aktarmalar yapıyor..

Tşekkür ediyor, dosyayı keyifle izlemeniz için aşağıda sunuyoruz.

Lütfen tıklar mısınız ??

Evrene_ hayranlik_æ

Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 10.10.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Muazzez İlmiye Çığ : Sanatçılara Sesleniş

Dostlar,

Antalya’da sürdürülen 49. Altın Portakal Sinema Festivali gerekçesiyle, 96 yaşındaki Bilge Kadın Sayın Muazzez İlmiye Çığ, aşağıdaki açık mektubu yaımladı.. Basında yer aldı.. 8.10.12..

Pek çok bakımdan çok öğretici ve düşündürücü olan tarihsel iletiyi paylaşalım..

Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 9.10.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

===================================================================

Muazzez İlmiye Çığ : Sanatçılara Sesleniş

Sinema, dizi, tiyatro, müzik, resim, heykel Sanatçılarına..

Sizleri gazetelerde, dergilerde neşeli, dünyayı umursamaz halde gördükçe, hem mutlu oluyor, hem üzülüyorum. Üzülüyorum görünüşe göre önünüzdeki büyük tehlikeyi görmüyorsunuz, “bize gelmez” diyorsunuz, Ülkemizde olanlarla birkaç değerli sanatçımız dışında hiç biriniz ilgili görünmüyorsunuz, en ufak tepki göstermiyorsunuz.

Hatta Başbakanın davetine bayılarak gidiyorsunuz. Halbuki en büyük tehlike O’nun elinde hazırlanıyor. Çünkü bugünkü iktidar dolu dizgin Atatürk’ün getirdiği devrimleri yok etmek için çalışıyor. Bu devrimin en güçlü ayağı olan sanatın da zaman zaman içine tükürerek, kırdırarak, mahkemelere vererek tepkilerini gösteriyorlar. Sizlerin, giyiminize, erkek kadın arkadaşlığınıza, yaşam tarzınıza ne kadar diş biliyorlar, sizleri ortadan kaldırmak için nasıl zemin hazırlıyorlar, bilseniz!

Biraz bakın etrafınıza!

Ordumuzun en yüksek ve değerli kumandanları suçsuz olarak en ağır cezaya çarptırıldılar, niçin?

Yıllarca gazetecilerimiz, bilim adamlarımız, askerlerimiz suçsuz olarak tutuklular, niçin?

Çünkü onlar büyük devrimimizin savunucuları, bekçileri oldukları için.

Sizlerin toplanıp onları savunmanız, onları ziyarete gitmeniz, onlara moral vermeniz gerek değil miydi?

Kars’ta ünlü heykeltıraşımız tarafından yapılmakta olan muhteşem ve çok anlamlı bir heykelin, ucube damgası ile kırdırılmasında, bütün sanatçıların ayağa kalkması, protesto yürüyüşleri, toplantıları yapması gerekirdi. Çıkan birkaç cılız ses, ne yazık ki ona engel olamadı.

Topraklarımız yabancılara satılıyor!

Terör şehirlere indi, her gün boşu boşuna şehitler veriyoruz, aldıranınız yok.

Eğitim çığrından çıktı.

Küçük çocukların din adı altında sizlere düşman yetişmesini sağlayacak. İmam Hatiplerle bu yapılıyor zaten. Oradan çıkanlar ne yazık ki kız erkek arkadaşlığını bilmeden, mayolu kadın resminden etkilenen babaları gibi, her kadını bir seks aracı olarak görecekler. İmam Hatipten çıkanların karılarının başları, gözleri bağlı. Yarın bu bütün kadınlarımıza yavaş yavaş, sonra da sopa ile tatbik edilecek.
Ne yazık ki, en çok zarar görecek sizler olacaksınız. İmam Hatip eğitimi ile sanat yetenekli yüzlerce gencimizin yetenekleri yok oluyor. Benim içim yanıyor.
Bilmem sizlerin aklınıza geliyor mu?

Devrimlerin en güçlü temeli sanattır!

Bunu bilen Büyük İnsan Mustafa Kemal Atatürk, bütün sanatların günah kabul edildiği bir ortamda, ilk olarak sanata ve sanatcıya önem vererek onların yetişmesi için okullar açtırdı, yetenekleri ortaya çıkanları dış ülkelere gönderdi. Resim, Heykel müzeleri kurdurdu. Bu o günler için sanata atılan ne büyük bir atılımdı! O günden bugüne (tarihte çok kısa süre) her dalda dünya çapında sanatçılarımız yetişti. Bütün Avrupa’nın 400 yıl önce başlattğı Rönesans ile o zamandan beri yetiştirdiği sanatçıları, bizim kısa zamanda yetiştirdiklerimizle karşılaştıracak olursak çok büyük başarı elde edildi, derim.

Geçenlerde Antalya’da yapılan filmciler ödül törenini, hiç ilgim olmadığı halde, başından sonuna kadar izledim. Koca salon sanatçılarla dolu idi. Ödül alanlar kadın, erkek oyuncular, senaryo yazanlar, yönetmenler, film müziği yapanlardı. İçlerinde daha tiyatrocularımız yoktu. Onları gözlerim yaşararak izledim, gururlandam. 90 yıl önce bunların hiçbiri yoktu ülkemizde, hepsi “günah” tı. Afife Jale adında tek bir kadınımız tiyatro sahnesine çıktı, diye nerede ise kadını öldüreceklerdi.

Büyük Atatürk bütün bu yasakları kaldırarak sizlerin bugünlere gelmenizi sağladı. Sizler de bunun değerini bilip bugünkü idarenin yanlışlıklarını görmenizin, tepkilerinizi göstermenizin, hem kendiniz, hem ülkemiz adına çok yararlı olacağına inanıyorum.

THY işçileri: ‘Yaşasın grev, yaşasın barış’

Dostlar,

THY işçlerinin yerden göğe dek haklı ve meşru direnişlerini tüm gönlümle destekliyorum.

Kendilerine dayanışma duygu ve düşüncelerimi sunuuyorum.

Bu konuda daha önce de sitemizde yazmış ve THY grevini alelacle yasa değişikliğiyle yasaklayan yasama girişiminin anayasaya aykırı olduğunu gerekçeli olarak belirtmiştik.

(1.6.12, http://ahmetsaltik.net/hava-ise-gonulden-destek-iletisi-a-cordial-support-for-the-strike-of-turkish-union-hava-is/)

HAVA-İŞ eylemi 5. ayına girdi..

TÜRK-İŞ ne yaptı, ne yapıyor ya da yapmayı tasarlıyor bu sendikaya destek için ??

Ya basın?

    Kör, sağır, dilsiz (= 3 Maymun!) ve de satılık – sahibinin sesi (=tasmalı!) basın ??

Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 8.10.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

======================================================

THY işçileri: ‘Yaşasın grev, yaşasın barış’

Hava-İş üyesi işçiler, direnişlerinin 130. gününde bir kez daha THY bürosu önünde eylem yaptı. İşçilerin coşkusu çevredekilerin yoğun ilgisini çekerken, işçiler bu hafta grev haklarının yanı sıra barış taleplerini de dile getirdi. (SOL / 6 Ekim 2012)

Havayolu işçileri, direnişlerinin 130. gününde bir kez daha Taksim’deki THY bilet satış bürosu önünde oturma eylemi yaptı.

Etha’nın haberine göre, Eyleme TÜMTİS, Tek Gıda-İş, Belediye-İş, Mücadele Birliği, UİD-DER’in de aralarında olduğu kurumlar ile cumartesi anneleri de destek verdi.

İşçiler eylemi başlatmasıyla, THY satış bürosu kepenklerini indirerek satışı durdurdu.

Sloganlar ve alkışlarla başlayan eylem işçilerin direnişlerine uyarladığı şarkılarla sürdü.

Eylem boyunca sık sık, “Bedel ödedik, bedel ödeteceğiz”, “Yer gök direniş, onurlu Hava-İş”, “İşçiler elele, AKP’siz Türkiye”, “Atılan işçiler geri alınsın” sloganları atıldı.

“Gelin AKP ucubesini defedelim”

Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin, yaptığı konuşmada, “Sabah akşam THY önündeyiz, ileri demokrasi dersi vermeye kalkan Başbakana demokrasi dersi veriyoruz” dedi. Meclise sunulan Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısı’nın sendikacılığı ortadan kaldıracağına dikkat çeken Ayçin, tüm kesimleri yok olmamak için birlikte mücadeleye çağırdı.

Ayçin, “Gelin AKP ucubesini birlikte defedelim, demokrasi nasıl olurmuş gösterelim” dedi.

“Savaştan en çok emekçiler zarar görecek”

İşçiler adına konuşan Ceren Beytaş, “Biz 4 ay önce işlenen hukuk cinayetine ve işçi kıyımına karşı direniyoruz. Bizleri işten atan THY yönetimi şimdi çalışanları huzursuz ederek istifasına neden olmakta, oluşan personel açığını deneyimsiz, düşük ücret ve kötü çalışma koşullarındaki part-time çalışanlarla kapatmaya çalışmaktadır. Bizim mücadelemiz aynı zamanda halkın güvenliğini de kapsamaktadır” dedi.

AKP’nin savaş politikasına da değinen Beytaş, “Bölgede olası bir savaştan en çok işçi ve emekçiler zarar görecek. Ekmeğimizle oynayan hükümet şimdi de dış politikada ateşle oynuyor. Yaşasın barış, yaşasın grev hakkımız” dedi.

Bahçelievler Değişim ve Dayanışma Platformu adına konuşan Hanife Erhan, “THY işçilerinin şanlı direnişini destekliyoruz ve onların çığlığına sessiz kalmayacağız” dedi. (http://www.gazetevatanemek.com/)

Lösemide ilaç krizi

Dostlar,

İnsan ve toplum sağlığı açısından vazgeçilemez bir insanlık hakkı olan İLACA ERİŞİM HAKKI, piyasa canavarına teslim..

“SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM” masalının / canavarının maskesi giderek düşüyor..

SGK’nın IMF – DB güdümünde bütünüyle “moneter” (salt parasal!) politikaları artık sık sık tıkanıyor.

2. önemli sorun kaynağı ise yerli ilaç sanayimizin batırılması..

AB ile Gümrük Birliği Anlaşması‘nın yürülük aldığı 1.1.96 öncesinde ilaç gereksiniminin % 70’e varan bölümünü yerli ilaç hammaddesi üretimi ile karşılayabilen Türkiye, günümüzde %50’den çok dışa bağımlı duruma geldi.

Türkiye yerli ilaç sanayisini tasfiye etti!
SSK’nın ilaç fabrikası kapatıldı!

Her zaman olduğu gibi, kendisine dönük, kendisinin üzerinden oynanan oyunları dışlayamayan halk ödüyor acı bedelini.. Olan halk sağlığına oluyor..

Çok yazık..

    – Türkiye, ulusal ilaç-aşı-biyolojik maddeler üretme politikası yoksunluğunu aşmalı..
    – Tümüyle değilse de önemli ölçüde özyeterlik kazanmalı..

Bu konularda yazdığımız kapsamlı 2 rapora sitemizde “raporlar” kategorisinden erişilebilir.

1. Türkiye AB İlişkilerinde Türk Sağlık Politikaları / Turkish Health Policies Through EU Accession Process
http://ahmetsaltik.net/arsiv/2012/06/AB_Surecinde_Turk_Saglik_Politikalari.pdf

2. AB Sürecinde Türk İlaç ve Eczacılık Politikaları / Turkish Policies on Drug and Pharmaceuticals within EU Accession Process
http://ahmetsaltik.net/arsiv/2012/06/AB_Surecinde_Turk_Ilac_ve_Eczac%C4%B1l%C4%B1k_Politikalar%C4%B11.pdf

Aşağıda, Lösemi ilacı PURİTHENOL kıtlığına ilişkin acı haberi sunuyoruz.

Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 9.10.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

=============================================================================

Lösemide ilaç krizi

Hastalığın tekrarlamasını önleyen Purithenol SGK kapsamına alınmadı, fiyatı düştü, firma ithalattan vazgeçti

Löseminin tekrarlamasını önleyen ve alternatifi olmayan “Purithenol” adlı ilacın Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından bedeli ödenecek ilaçlar kapsamına alınmaması ve fiyatının da 9 TL’ye düşmesi nedeniyle ithalatçı firma ithalattan vazgeçince lösemi hastaları çaresiz kaldı.

Doğan Haber Ajansı’nın haberine göre üretimi Almanya’da gerçekleştirilen ve bir ithalatçı firma tarafından Türkiye’ye getirilen ilacın SGK tarafından bedeli ödenecek ilaçlar kapsamında değerlendirilmediği ve 9 TL’ye satıldığı belirlendi. Türkiye ithalatçısı firmanın, ilacın fiyatının düşmesi nedeniyle ithal etmekten vazgeçtiği ileri sürülürken, ilacın yurtdışında 60 ile 90 Avro arasında satıldığı kaydedildi.

Türkiye’deki lösemi hastaları 4 aydır ilaca ulaşmakta güçlük çekerken, Türk Eczacıları Birliği’nin yurtdışı fiyatı üzerinden hastalara ilaç temin etmeye çalıştığı belirtildi.

İlacın bulunamamasını fırsat bilen karaborsacıların ise fahiş fiyatlardan hasta ve hasta yakınlarına ilaç satmaya çalıştığı iddia edildi.

İlacın ithal edilmemesinin maddiyatla ilgili olabileceğini söyleyen Antalya Eczacı Odası Başkanı Kerem Zabun, Türkiye’deki stoklarının tümüyle tükenmesinin ardından, ilacı kullanan hastaların mağduriyetinin artacağını aktardı.

İlacın bulunamaması nedeniyle bu ilaçla yapılan tedavilerin yarım kalacağını ve hastaların olumsuz etkileneceğini dile getiren Kerem Zabun şöyle dedi:

“Yurtdışı fiyatı dikkate alındığında bu ilacın karaborsadaki fiyatı 3- 4 katına çıkabilir.
Bakanlık ya da TEB aracılığıyla bu iş bir an önce çözülmeli.” (Cumhuriyet 08.10.2012)