Dostlar,
Sevgili Suay Karaman, 27 Mayıs Devrimcilerinden, MBK (Milli Birlik Komitesi) üyesi
Sayın Suphi Karaman‘ın oğludur. Babası gibi yiğit bir devrimci ve yazardır.
Halen Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlisidir ve bizim de üyesi olduğumuz
TÜMÖD (Tüm Öğretim Elemanları Dermeği) Genel Yazmanıdır.
Sayın Karaman, ADD Genel Yazmanlığı da yapmıştır.
Her yıl 27 Mayıs Devrimi adına mutlaka birkaç etkinliğe katılır.
ODTÜ Tarih Topluluğu‘nun 21 Mayıs 2013 günü düzenlediği
“50. Yılında 21 Mayıs 1963” konulu açıkoturumda kapsamlı bir konuşma yapmıştı.
5 sayfalık bu konuşmayı, 27 Mayıs 1960 Devrimi’nin 53. yılına da değinmesi nedeniyle
sizlerle pdf olarak paylaşmak istiyoruz..
Yazı, “TÜRKİYE’DE İHTİLAL ve DARBELER” başlıklı..
Şöyle başlıyor :
- “Batı ülkelerinde asker, bizde olduğu gibi kurtuluş savaşı vermemiş ve devrimlere öncülük işlevini üstlenmemiştir. Üstelik sömürgecilik ve emperyalizmin uygulayıcısı olmuştur. Ülkemizde ise, demokratik ve laik cumhuriyet, askerin öncülük ettiği, asker ve sivil aydınların başında bulunduğu bir Ulusal Kurtuluş Savaşı’ndan sonra kurulmuştur. Türk ordusu, Türk ulusu adına Cumhuriyetin kurulmasına öncülük ederek,
1923 Aydınlanma Devrimi’nin yaratıcısı olmuştur. Türk Ordusu, kurucu düşünce olan Atatürkçülüğü korumak ve kollamak görevinin bir ifadesi olarak da, Türk ulusu adına
27 Mayıs 1960 tarihinde bir müdahale gerçekleştirmiştir..”
Devamla;
- “…27 Mayıs 1960 sabahı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin aşağıdan yukarıya doğru gerçekleştirdiği, Atatürk devrimlerine sahip çıkmak ve demokrasiyi korumak için giriştiği bu hareketi, tartışmasız bir “ihtilal” olarak tanımlamak gerekir. Bu işe soyunanlar eğer başarısız olsalardı,
bunu yaşamlarıyla öderlerdi. Koşullar tamam olduğu zaman ihtilal kaçınılmaz olur. Her ihtilalin, onu yapanlar kadar onun koşullarını hazırlayanların da eseri olduğunu unutmamak gerekir..”
diye sürmekte ve
- “..Darbe ya da darbe ortamlarının yaşanmaması, hukuk devleti ve demokrasinin hiçbir biçimde kesintiye uğramaması için, ülkeyi yöneten iktidarların hukuk devleti ilkelerine bağlı kalarak, gerçek demokrasiyi etkin hale getirmeleri gerekir. Hukuk devleti ve demokrasiyi ortadan kaldıran askeri darbelerin ve yaşadığımız sivil darbe sürecinin, haklı ve meşru gösterilebilecek bir yanı yoktur. Gerçek demokrasiyi yok eden darbelerin her türlüsüne, etkin olarak
her zaman ve her koşulda karşı konulmalıdır. Bu yüzden ülkemizde gerçek demokrasi etkin ve egemen kılınmalı, hukukun üstünlüğü gerçek anlamda sağlanmalıdır. Sivil yönetimler demokrasiyi benimsedikleri ve hukuk ilkelerine bağlı kaldıkları zaman, darbe ortamlarının yaşanmadığı herkes tarafından görülecektir…”
şeklinde bağlanmakta.. (İlk Kurşun Gazetesi, 27 Mayıs 2013)
Sevgili Suay Karaman‘ın babası MBK Üyesi Sayın Suphi Karaman;
DP hükümetinin başı ve 2 bakanı
– Başbakan Adnan Menderes
– Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu
– Makiye Bakanı Hasan Polatkan’ın
Yassıada Mahkemesince verilen idam kararlarının MBK’de oylanmasında “hayır” oyu kullanmıştır.
Rahmetli Baba ve yaşayan oğul Karaman’a teşekkürlerimizle..
Yazının tümünü okumak için lütfen erişkeyi (linki) tıklar mısınız??
TURKIYE’DE_IHTILALLER_ve_DARBELER_27.5.2013_Suay_Karaman
Geçen yıl bu gün yayımladığımız yazıyı bir kez daha paylaşmak istiyoruz..
27 Mayıs 1961’de, bir “askeri darbe” ile, kan dökerek diktatörleşen DP iktidarının
tasallutundan Türkiye kurtarılarak demokrasinin önü açılmıştır.
1961 Anayasası, yeryüzünün en özgürlükçü anayasalarının başında geliyordu.
Ülkeye kattığı kurumlar günümüzde hala demokrasiyi korumayı sürdürüyor.
Saymakla bitmez..
O yüzden önce 1971’de 35 maddesi değiştirilerek gericileştirildi,
sonra da 1982 Anayasası ile kökten rafa kaldırıldı..
27 Mayıs 1961, klasik askeri darbeden çok öte, ondan çok ayrışan,
ilerici bir Devrime dönüşen çok özgün bir devinimdir.
Sevgi ve saygı ile.
27.5.2015, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com