Etiket arşivi: 2014-2018 dönemi Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Politika Belgesi

TTB : İşyeri cinayetleri ve meslek hastalıkları bu düzenlemelerle önlenemez!


İşyeri cinayetleri ve meslek hastalıkları 

bu düzenlemelerle önlenemez!

TTB, DİSK, KESK ve TMMOB, Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi‘nde kabul edilen “2014-2018 Politika Belgesi ve Eylem Planı” ile TBMM gündeminde bulunan
“İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile ilgili basın toplantısı düzenledi.

TMMOB’de 25 Aralık 2014’te düzenlenen basın toplantısına DİSK Genel Sekreteri
Dr. Arzu Çerkezoğlu, KESK Genel Sekreteri Hasan Toprak, TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Torun ile TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Bayazıt İlhan katıldı.
Toplantıda dört örgüt adına ortak metni Mehmet Torun okudu.

BASIN AÇIKLAMASI

İŞ CİNAYETLERİ VE MESLEK HASTALIKLARI 
BU BELGELERLE, DÜZENLEMELERLE ÖNLENEMEZ!

Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çerçevesinde, “ülke genelinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili politika ve stratejilerin belirlenmesi için tavsiyelerde bulunmak” üzere 2005 yılında kurulmuştur.

Bu doğrultuda görevi gereği, iş kazaları ve meslek hastalıklarını azaltmak amacıyla politika belgesi ve eylem planı hazırlamakta ve tavsiye etmektedir. Konsey, daha önce 2006-2008 ve 2009-2013 dönemleri Ulusal Eylem Planları hazırlamış, şimdi de
2014-2018 dönemi Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Politika Belgesi, 22 Aralık 2014’de kabul edilmiştir. Hazırlanan bu planın sorunları çözmeyeceğini dile getiren örgütlerimiz, taleplerimizin dikkate alınmasını, aksi halde böyle bir sorumluluğu alamayacağımızı belirtmesine karşın taleplerimiz kabul edilmediği için  yapılan oylama protesto edilerek salondan çıkılmıştır.

  • Kabul edilen eylem planının iş kazalarını ve meslek hastalıklarını azaltması
    mümkün gözükmemektedir.

Çünkü; iş kazalarının temel nedenlerinin başında bilgi ve teknoloji üretemeyen
ülkemiz sisteminin, dünya piyasaları ile rekabet edebilmenin en kolay yolu olarak,
ucuz ve güvencesiz emek üzerinden üretim yaptırmayı model olarak benimsemesi gelmektedir. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’de uygulanan ekonomik sisteme rengini veren sermaye birikim rejiminin, yapısal olarak iş cinayeti üreten bir sistem olduğu açıktır. Türkiye’nin bu alandaki yapısal sorunlarının temelinde, gerek işveren kesimi
gerek kamu işvereni olan ve çalışma yaşamını düzenleme konumundaki devletin tercih ettiği ekonomik politikalar ve bu politikalara bağlı uygulamalar yatmaktadır.
Kabul edilen 2014-2108 Politika Belgesi ve Eylem Planı
ülkemizde artarak devam eden iş cinayetlerinin
ardındaki yapısal sorunları görmezden gelmektedir.

Ne yazık ki tercih yıllardır;

– özelleştirme,
– sendikasızlaştırma,
– kayıt dışı çalıştırma,
– taşeronlaştırma..

gibi sermayenin ihtiyaçlarına yanıt verecek yönde kullanılmaktadır.

Bu tercih ise çalışanların sağlığını ve güvenliğini tehdit eden güvencesiz çalışma biçimlerinin yayılmasını, kadın ve çocuk emeği sömürüsünü, kayıt dışı istihdamın artmasını,  alana ilişkin gerekli yatırımların yapılmamasını, yasalarda belirtilen denetimlerin yeterince yapılmamasını birlikte getirmektedir. Hiçbir politika metninde, neden – sonuç ilişkisi göz önüne alınmadan, yalnızca sonuçlar üzerinden yapılacak
bir çalışmanın başarıya ulaşma şansı yoktur. İş kazaları ve meslek hastalıklarının nedenleri ortadan kaldırılmadan bunların yarattığı sonuçların bitirilmesi veya azaltılması
olanaklı değildir.

Belge; gerçeklere dokunmaktan imtina edilen (AS: kaçınılan), sorunu yalnızca belli istatistiksel verilerin toplanmasına indirgeyen, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının azaltılmasına yönelik olarak nasıl belirlendiği ve nasıl tutturulacağı tartışmalı olan hedefler tanımlamaktadır. Yine, kabul edilen 2014-18 Politika Belgesi ve Eylem Planının
büyük bölümü, 2006-2008 ve 2009-2013 belgelerinin tekrarından ibarettir. Bu yönüyle geçtiğimiz 8 yıllık dönemin hedeflerinin tutturulamadığının da bir belgesi niteliğindedir.

TBMM Başkanlığı’na 9 Aralık 2014’te Başbakan imzası ile “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” sunulmuştur. Bu torba yasayla toplam 19 kanun ve KHK değişikliğe uğrayacaktır. Çalışma yaşamında köklü sonuçlara yol açacak ve toplumu çok yönlü etkileyecek bu düzenlemelerin kamuoyu ile görüşülmeden, herhangi bir ön tartışma ve bilgilendirme yapılmaksızın adeta yangından mal kaçırırcasına TBMM’ye getirilmesi AKP’nin her zamanki uygulamalarından birisidir. Ülkemiz, çalışma yaşamı koşulları açısından hem hükümetin hem de kamuoyunun olağanüstü duyarlıkla üzerine eğilmesi gereken son derece olumsuz bir tablo ile karşı karşıyadır. İş cinayetlerinde,
işçi ölümlerinde dünyada en üst sıralardayız. Bu tablo AKP’nin iktidara gelmesiyle
daha da vahim bir hal almıştır. 2003’te günde ortalama 3 işçi yaşamını yitirmekte iken, bugün bu sayı 5-7 işçiye kadar çıkmıştır. Ne oldu da bu ölümler katlanarak arttı? Yatırımlar mı artmıştır bu ülkede, yoksa üretim mi?

Ülkemizde artan yalnızca talan, yağma ve işçi ölümleridir.

İşte tüm bu olumsuz tabloyu değiştirmek amacıyla ısrarla vurguladığımız öncelikler değişik bakanlıkların temsilcileri tarafından Ulusal Konsey’de kabul edilmemiştir.
Bu görüşlerimizi kamuoyuyla bir kez daha paylaşmayı  görev biliyoruz;

Özelleştirmeler iptal edilmeli, madencilik sektörü başta olmak üzere taşeronluk
ve rödevans ile her türlü güvencesiz çalışma uygulamaları kaldırılmalıdır.

–   İşçi sağlığı ve güvenliğinin ayrımsız tüm çalışanlar için bir hizmet değil, bir hak olduğu ve çalışanların bu hakkına karşı tek muhatabın devlet olduğu kabul edilmelidir.

–  Örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalı ve örgütlenme teşvik edilmelidir.

– İşçi sağlığı ile iş güvenliğinin birbirini tamamladığı gerçeğinden hareketle, tüm çalışanlar insana yakışır norm ve standartta bir sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmalıdır. Sigortasız ve sendikasız çalıştırma önlenmeli, kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınmalıdır.

– Bağımsız denetim mekanizmaları oluşturulmalı, işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının iş güvenceleri mutlaka sağlanmalı, ücretleri oluşturulacak bir fondan karşılanmalıdır. Bu meslek gruplarının eğitiminde TTB ve TMMOB yetkili kılınmalıdır. İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının ilgili meslek odalarına üye olmadan çalışmalarına izin verilmemelidir.

– Denetim raporları; saydam olmalı ve ilgili sendikalara, meslek odalarına iletilmelidir.

–  Yıllardır ihmal edilen meslek hastalıklarının önlenmesi, gerekli taramaların yapılması hastalıkların saptanması için yasal düzenlemeler bir an önce yaşama geçirilmelidir.

– Koruyucu sağlık hizmetleri yerine tedavi edici sağlık hizmetlerine öncelik verilen uygulamalardan vazgeçilmeli, koruyucu sağlık hizmetleri geliştirilmelidir.

–  Eşit katılımlı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Konseyi kurulmalı ve bu çatı altında
özerk-demokratik, mali yönden bağımsız bir İSG kurumu oluşturulması hedefi
politika belgesi ve eylem planında yer almalıdır.

DİSK- KESK-TMMOB-TTB
http://www.ttb.org.tr/index.php/Haberler/isyeri-5038.html, 25.12.14

==========================================

Dostlar,

İşte AKP’nin katılımcı – emekten yana – demokratik (!?) yönetim anlayışı..

AKP’li 12 yılda en az (kayda girmeyenleri bilmiyoruz..??) 14578 işçi,
Kasım 2014’te en az 123 işçi yaşamını yitirdi(Aralık 2014 katılmadan..)

Ortada olağan dışı bir durum varken bile AKP bildiğini (biliyor mu ki!?)
daha doğrusu kendine dikte edileni dayatmayı sürdürüyor..

2_kolu_kopan_tarim_iscisi_kardesler

Böylesi bir yönetim anlayışı Türkiye’de daha önce görülmedi!

Uyaralım : Bu alandaki her yanlışınız yeni EMEKÇİ CİNAYETLERİ,
“kan ve can vergisi” olacaktır.. Vebali çoook büyük, çook ağırdır.
Altından kalkamazsınız ya da altında kalırsınız..
Bir kez daha uyarmış olalım..
1977’de tıbbiyeden mezun olduktan bu yana İşçi Sağlığı – Meslek Hastalıkları –
İş Güvenliği alanında alın teri akıtmış bir hekim – bir akademisyen olarak..

Sitemizde epey yazı, ders notları var bu bağlamda yol gösterecek..
AKP hızla dağılmaya gidiyor.. Kendi olmaktan apaçık çıktı..
Görünmez (görünür!) eller yönetmekte bu çıkar grubunu..

Bütün emekçiler birleşin; direnişi büyütün, büyütün, büyütün..
Hatta Küreseleştirin direnişinizi.. Çünkü emperyalizm küreselleşti..
KüreselleşTİRmeci = Yeni emperyalist aşamaya – döneme girdi.

Söz konusu Rapora ulaşmak için :
ULUSAL_ISG_POLITIKA_BELGESI_ve_EYLEM_PLANI-3

Sevgi ve saygıyla.
29.12.2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net