Çağdaş Uygarlığa Çağrı
Türkiye Cumhuriyeti 1. Dünya Savaşı sonrasında çağdaş uluslar ailesinin modern bir üyesi olmak üzere kurulmuş olan bir büyük devlettir. Ortaçağ kalıntısı imparatorluklar düzeninde, çağdışı eğilimlerin öne çıkması üzerine, dünyanın tam ortasında Anadolu yarımadasını kendileri için ana yurt olarak kabul eden Türk ulusu, Misak-Milli sınırlarını ilan ettikten sonra tam bağımsızlık için yeni bir mücadeleye kalkışarak zafere ulaşmış ve böylece bugünkü Türk devletinin siyasal yapılanması ortaya konmuştur.
Ortaçağ kalıntısı birtakım hurafeler ve inanç sömürüleri ile ilerlemesi engellenmek istenen
Türk toplumunun, Cumhuriyet rejiminin kurucusu büyük önder Atatürk’ün açıkça dile getirdiği gibi tek inanç olarak uygarlık anlayışı ortaya konmuştur. Hangi tarikatı desteklediği sorusuna Türk devletinin kurucu önderi Atatürk tek yol olarak uygarlık inancının geçerli olduğunu ifade etmesi nedeniyle, Türk ulusunun da kurucu önderinin arkasından giderek Atatürk’ün çağdaş uygarlık hedefine ulaşması gerekmektedir. Dünyanın tam ortasında büyük bir devlet olarak yer alan Türkiye Cumhuriyeti’nin, 21. yüzyılda çağdaş uygarlık düzeyine erişerek emperyalist ülkelerin sömürü düzenini ortadan kaldırması gerekmektedir.
Güneşin doğduğunu gördüğü gibi mazlum ulusların uyanışını da gören büyük önder, kendi çağının insanları ile emperyalizme karşı başlatmış olduğu ulusal kurtuluş savaşını, bir büyük siyasal miras olarak bütün uluslara ve ulus devletlere bırakmıştır. Zaman geçtikçe ilerleyen teknoloji ve bilimin verilerini kullanmasını iyi bilen emperyalizm, her türlü ilerlemeye karşın, gerilememiş ve değişen koşullara uyum sağlayarak bütün dünya ülkelerini baskı altında tutarak her türlü sömürü girişimlerini günümüze dek sürdürmüştür.
Dünya nüfusunun % 1’inin aşırı zengin olması ve de geride kalan % 99’un işsizlik, açlık ve sefalete mahkûm edilmesi, çağdaş uygarlık düzeyi açısından kabul edilemez, son derece olumsuz bir durumdur. Bütün dünya ülkelerinin ve halklarının bugünün dünyasında ortaya çıkan böylesine çarpık bir durumu benimsemesi hiçbir biçimde kabul edilemez çok olumsuz tablodur. Bu nedenle, ekonomi ve piyasa türküleriyle sürekli kılınmak istenen kapitalist sömürü düzenine acilen son verilmesi gerekmektedir. Demokrasi, görünümünde kapitalist sömürü düzeni ile Kapitokrasi (Sermayenin yönetimi) rejimi kurarak zenginleri dünyanın patronu durumuna getiren, halk kitlelerine açlık ve sefaleti ekonomi adına dayatan böylesine bir çöküş, insanlığın yeni yüzyıldaki yazgısı olamaz.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde zengin Batılı emperyal ülkelerin çıkarları doğrultusunda ekonomik düzeni Batılı emperyalist imparatorluklara bağlama senaryolarının iflas ettiği bu aşamada, gene eskisi gibi emperyalistlerin desteğinden yarar uman kimi yeni girişimlerin, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere yeni bir umut olarak sunulması yolu ile ortaya çıkartılmak istenen göstermelik seçenek arayışlarına, artık Mustafa Kemal’in ülkesinde “Dur!” diyecek bir uygarlık hareketine gerek vardır. Hiçbir emperyal merkezden destek beklemeden, Türkiye’nin kendi yolunu çizmesi gereken bir noktaya gelinmiştir. Gelinen yeni aşamada, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş model ve ilkeleri ile birlikte kurucu ayarlarına dönerek oluşturulacak tam bağımsız bir çağdaş uygarlık hareketinin, Türk halkının ulusal çıkarları doğrultusunda örgütlenmesi gerekmektedir. Böylesine kutsal bir görevi üstlenmek isteyen Türk vatandaşlarını, Çağdaş Uygarlık Hareketi’ni desteklemeye çağırıyoruz.
ÇAĞDAŞ UYGARLIK HAREKETİ
cagdasuygarlikhareketi@gmail.com, 03.08.2019
==============================================
Dostlar,
Türkiye, tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşamakta ve iktidar ülkemize, görülüp – algılanabilenden çok daha ötede zarar vermekte..
Çok ağır travmalar ve 17+ yıldır kesintisiz, gözü kara sürdürülüyor.
- Bu siyasal kadrodan mutlaka ve elden gelen hızla kurtulmak kaçınılmaz olmuştur..
Sevgi ve saygı ile. 03 Ağustos 2019, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Halk Sağlığı Uzmanı, Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı
Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com
Türkiye bunalım bir dönemdedir. Bunalımdan kurtulmanın yolunu bulmak gerekir.