Etiket arşivi: Tehlikeli/ salgın hastalık

Aşı: Kişisel tercih mi, toplumsal sorumluluk mu?

Uygulama karmaşası

Tehlikeli salgın hastalık” nedeniyle Anayasa madde 119 gereği OHAL ilan edilerek gerekli önlemler daha hızlı alınabilir ve düzenlemeler yapılabilirdi. Bu yapılmadığı halde, Anayasa’nın, ancak OHAL döneminde uygulanabilecek madde 15 gibi kimi yasaklayıcı hükümleri uygulandı; uygulanması gereken maddeler ise, uygulanmaktan kaçınıldı. Gerekli yasal düzenlemeler yapılmadı, yürürlükte olanlar da etkili bir biçimde uygulanmadı.

  • Covid-19 yönetimi, çoğunlukla Anayasa ve yasa dışı uygulamalar eşliğinde yürütüldü:

-OHAL ilan edilmediği halde birçok yasak, genelge yoluyla Anayasa dışı olarak uygulandı. 65 yaş ve üstü yurttaşların sokağa çıkma ve genel olarak seyahat yasakları bunlar arasında yer alır.

Yaşam hakkı (md.17), Devletin temel amaç ve görev (md.5) yükümlülükleri yerine getirilmedi.

-Yatay ilişkilerde hak ve özgürlük (md.12) sorumlulukları öne çıkarılmadı.

‘Memleket dahilinde sari ve salgın hastalıklarla mücadele’

Ya yürürlükteki yasalar? Bunların başında 24/4/1930 tarih ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu (UHK) geliyor. 18 aylık bir aradan sonra okulların yeniden açılması, salgın hastalığın kurumsal boyutunu gündeme taşıdı ve “Aşı yaptırmayan öğretmenlere PCR testi” uygulaması ile yetinildi.

Öğretmenlere ve kamu görevlilerine zorunlu aşı uygulaması yapılamaz mı? Herkes için yasal ve anayasal açıdan aşı zorunluluğu öngörülemez mi ?

Bu sorunun yanıtında ön sorun, tıbbi gereklilikler; buna göre, aşıyı yaygınlaştırmak, en etkili önlem.

Aşı için başlıca yasal dayanak, UHK ve Anayasa md.5, 12, 17 ve 56.

UHK madde 72’de salgın durumlarında gerek görülen aşıların zorunlu kılınabileceği açıkça yazılı. Buna göre, 57’nci maddede zikredilen hastalıklardan biri zuhur ettiği veya zuhurundan şüphelenildiği takdirde aşağıda gösterilen tedbirler tatbik olunur: hastalara veya hastalığa maruz bulunanlara serum ve aşı tatbiki.

Madde 64 ise, hastalık ve yetki üzerine genel bir düzenleme öngörüyor: “57 nci maddede zikredilenlerden başka herhangi bir hastalık”. Bu hastalıklara karşı bu yasada öngörülen önlemlerin tümünü veya bir kısmını uygulama yetkisi Sağlık Bakanlığına ait.

Devletin çok yönlü yükümlülüğü

Hak ve özgürlükler karşısında Devlet, genel olarak ve Anayasamıza göre şu üçlü yükümlülük karşısında:
Saygı göstermek / önlemek,
– korumak ve
– önlem almak.

Covid-19 salgını karşısında bu yükümlülükler, Devlet görevli ve yetkilileri için en üst (azami) düzeye çıkar:

– “Sosyal mesafe” kurallarına uymak ve bunu bozacak toplantılardan kaçınmak.

– “Sosyal mesafe” riski nedeniyle toplu etkinlikleri en aza indirici önlemleri almak.

-Yaşam tehlikesini en aza indirecek önlemleri almak: Yaşama hakkı, “vücut bütünlüğüne dokuma” yasağını da kapsar. Bunun istisnası, “tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller”dir (md.17).

Uzmanlara göre, “tıbbi zorunluluk” var; UHK ise yasal temeli sağlıyor.

Salgın hastalıktan kaynaklı tıbbi zorunluluk, Devletin hak ve özgürlükler karşısındaki yükümlülüklerini ençoklaştırıyor. Bu yükümlülüğü, “sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” ve “Devletin iktisadi ve sosyal ödevleri” pekiştirmekte:

-“herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak;…” (md.56).

-“sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek” yerine getirmek (md.65).

Kişiler açısından ise, “Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da” kapsadığı (md.12) için, aşıdan kaçınma hakkı yok.

Sonuç olarak; Covid-19 vb. salgın hastalıklar ve sağlık OHAL’i üzerine, hukuk devleti ve sosyal devlet gerekleri doğrultusunda bütüncül yasal düzenleme gereğini gözardı etmeksizin, şu saptama yapılabilir:

UHK md.57, 64 ve 72’yi birlikte, Anayasa md.5,12,17, 56 ve 65’i birlikte ve hepsini bir bütün olarak değerlendirmek suretiyle

  • aşılamak, Devlet için yükümlülük;
  • aşı olmak ise, bireyler için kamusal ve toplumsal sorumluluktur.

Alkollü içki satış yasağı hakkında

Mahmut ESEN
Mülkiye Başmüfettişi (Em.) 

Konu: Alkollü içki satış yasağı hk.

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

1-Bulaşıcı ve salgın hastalıklar konusunda yapılacak işler, kamunun vermesi gereken sağlık hizmetleri konusunda temel mevzuat olan 24.04.1930 gün ve 1593 sayılı “UMUMİ HIFZISSIHHA KANUNU” ile düzenlenmiştir.

Tehlikeli/ salgın hastalık çıktığında İl Hıfzıssıhha Kurulunun toplanması, halkın bilgilendirmesi ve hastalığın giderilmesi için gereken önlemleri alması gerekmektedir.
Tehlikeli genel sağlığı ilgilendiren genelgelerin Sağlık Bakanlığınca yayınlanması gerekmektedir. Bu konularda halen yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre İçişleri Bakanlığının 1593 sayılı Kanuna dayalı (toplumun genel sağlığını ilgilendiren konularda) herhangi bir yetkisi bulunmamaktadır.

Bu konulara ilişkin daha önce yapılmış kimi açıklamalarım bulunmaktadır. https://mahmutesen.wordpress.com/2020/03/30/icisleri-bakanliginca-koronaviris-salgini-konusunda-yayimlanmis-genelgelere-toplu-bakis/

2- Ankara İl Hıfzıssıhha Kurulu‘nun güncel 27.04. 2021 gün ve 2021/22 sayılı kararı alkollü içki yasağını içerip/içermediği yönünden incelenmiştir. Kararın 1.2 maddesinde:

  • Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu günlerde bakkal, market, manav, kasap, kuruyemişçi ve tatlıcıların 10.00 – 17.00 saatleri arasında faaliyet gösterebilmelerine, vatandaşlarımızın zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması ile sınırlı olmak ve araç kullanmamak şartıyla (engelli vatandaşlarımız hariç) ikametlerine en yakın bakkal, market, manav, kasap, kuruyemişçi ve tatlıcılara gidip gelebilmelerine, aynı saatler arasında bakkal, market, manav, kasap, kuruyemişçi, tatlıcılar ve on-line sipariş firmalarının adrese servis şeklinde de satış yapabilmelerine,

izin verildiği; açıklanmıştır.

3- Madde içeriğinde, alkollü içki satışlarının yasaklamasına ilişkin bir hangi bir kurala yer verilmemiştir.

Ancak alkollü içkilerin satış usul/esasları; 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu’nu başta olmak üzere, mevzuatta ayrıca ve ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Sözü edilen yasanın 6’ncı maddesine göre “…. alkollü içkilerin basın/yayın yoluyla tüketicilere satışı ve posta ile satış yöntemi kullanılarak gönderilmesi” yasaktır.

Anılan hüküm uyarınca bakkal, market, kuruyemişçilerin on-line (AS: çevrim içi) sipariş firmalarının adrese servis şeklinde alkollü içki satışı yapmaları olanaklı değildir. Bu tür satışlar için yasaklama getirilmesi yasaya uygundur.

4-Belirtilen durumlar dışında alkol satışlarına ayrıca yasaklama getirilmesinin yasal dayanağının olmadığı düşünülmektedir.

Selam ve saygılarımla. 28.04.2021
==================================
Dostlar,

Değerli dostumuz, çook kıdemli Mülkiye Başmüfettişi (Em.) kuşku yok, alanında derinlemesine yetkindir. Yukarıdaki “çok ağırbaşlı” irdelemesi de bir örnektir.

Biz o denli “ağırbaşlı” olmakta zorlandığımız gibi, gerek de görmüyoruz.

Güncel bağlamda ALKOLLÜ İÇKİ SATIŞLARININ yasaklanması açıka mevzuat dayanağından yoksundur.
Anayasanın 13., 15. ve 24. maddelerine AÇIKÇA aykırıdır.
Hukuk dışıdır.
Yok hükmündedir.
AKP iktidarı bu keyfiliklerine son vermelidir.
Toplumu şu salgın ortamında daha da germenin anlamı ve kendilerine bir yararı da yoktur.

Söz konusu İçişleri Bakanlığı genelgesi derhal düzeltilmelidir.

Çok kıdemli İdare Hukuku hocası Prof. Dr. Metin Günday’ın önemli – anlamlı tweet iletisi aşağıdadır:
***

  • Acı gerçek, hukukî hiçbir temeli olmadığı halde özel yaşama müdahale edilmesine,belli bir yaşam tarzının kamu gücü kullanılarak dayatılmasına irili-ufaklı tüm muhalif partilerin”oy kaybı” endişesiyle sessiz kalması… Bu ilkel popülist tutum kendilerine umdukları yararı sağlamaz !