Etiket arşivi: tarikat ve cemaat yurtları

ATATÜRK ve ÖĞRETMEN

Prof. Dr. Süleyman Çelik
scelik44@gmail.com

Atatürk döneminde bir öğretmen milletvekili kadar aylık alıyordu. Daha doğrusu, “millet vekili aylığı öğretmen aylığını geçemiyordu.”

Şimdi ‘sözleşmeli öğretmen’ yaparak kadrosuz ve sosyal güvencesiz çalıştırdıkları öğretmenin aldığı para, asgari ücretten çok daha az; üstelik tatil günlerinde onu da vermiyorlar…

Atatürk döneminde bir vilayete öğretmen atandığında, Milli Eğitim Bakanı valiye telgraf çekiyordu: “ilinize atanmış olan öğretmen ‘Kubilay Devrim’ … günü … ekspresi ile geliyor. Garda karşılanması rica olunur.”

Şimdi valiler, polislere öğretmenleri coplatıyor!..

  • Atatürk döneminde öğretmenlerden “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür kuşaklar” isteniyordu.

Amaç çağdaş uygarlığın üzerine çıkarak, “dünyada emperyalizmin ve sömürünün yok edildiği/ barışın egemen olduğu yeni bir uygarlık” yaratılmasına öncülük etmekti…

Şimdi,

  • itaat ve biat eden/ dinini ve kinini unutmayan nesiller isteniyor.

Amaç, insanlarımızı, bu dünyada emperyalistler tarafından ezilse, hatta daha önce Anadolu’da yaşamış onlarca kavim gibi yok edilse de, öteki dünyadaki “saadet-i ebediye” için hazırlamak, fakat kendilerinin o saadeti bu dünyada yaşamak istemeleri!

Bu amaçla Osmanlı’yı batıran “İlmiye Sınıfı”nı yeniden yaratmak üzere, Atatürk’ün Partisi CHP’nin dahil olduğu muhalefetin de katılımı ile “Diyanet Akademisi” yasası, TBMM’de oybirliği ile kabul edildi…

Daha önce benim köyüme, yalnızca aşar vergisi almak ve asker toplamak için gelen devlet, Cumhuriyet’ten hemen sonra 3 yıllık okul olarak geldi ve babamın kuşağına eğitmenler okuma yazma, matematik ve yurt bilgisi öğrettiler. Daha sonra tek derslik – 5 sınıflı ilkokula dönüşen bu okulda, köy enstitülü öğretmenler tarafından eğitilen ben, Cumhuriyet’in sağladığı parasız yatılı eğitim ve fırsat eşitliğinden de yararlanarak mesleğimin zirvesine, profesörlüğe kadar yükseldim…

Şimdi benim okulumu kapattılar. Cumhuriyet öncesinde olduğu gibi, gene benim köyümde ve binlerce başka köyde okul da yok, öğretmen de.

  • Artık parasız yatılı eğitim ve fırsat eşitliği de yok.
  • Ancak 3-5 haneye bir cami ve kadrolu imamlar var.
  • İmamlar köylüyü öteki dünyaya hazırlarken, çocuklar için de tek seçenek
    tarikat ve cemaat yurtları, Kuran kursları, medreseler!..

Emperyalist ülkelerin ajanı hainler tarafından aldatılan zavallıların Atatürk ve Cumhuriyet’e düşmanlıklarını anlıyorum ama

  • kadınların ve öğretmenlerin Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı olmalarına aklım ermiyor!..

TÜM BU KOŞULLARA KARŞIN HALA “FİKRİ HÜR, VİCDANI HÜR, İRFANI HÜR KUŞAKLAR” YETİŞTİRMEYE ÇALIŞAN CUMHURİYET ÖĞRETMENLERİNİN GÜNÜNÜ KUTLARKEN, ONLARA

  • “YIKILMAYA ÇALIŞILAN CUMHURİYETİMİZİ SİZLER KURTARACAKSINIZ”
    DİYEREK BAŞARILAR DİLİYORUM…

    * “Biz, sadece iktidarları değil, muhalefeti de dizayn ederiz.” Henry Kissinger

 

KIZ-ERKEK YURDU İÇİN AYDA 10 TL KATKI

Eğitim, İnsan, Ulus, Devlet

Prof. Dr. Süleyman Çelik
scelik44@gmail.com
Samsun Atatürk Kültür Vakfı Ynt. Krl. Bşk. Yrd.

KIZ-ERKEK YURDU İÇİN AYDA 10 TL KATKI

Eğitime verdiği önemi, daha Sakarya muharebeleri sürerken eğitim kurultayı düzenleyerek gösteren Atatürk’ün, şu anlama gelen bir özdeyişi vardır:

“Eğitimdir ki ya özgür birey/yurttaş, onurlu/başı dik bir ulus, bağımsız ve kalkınmış bir devlet; ya da mürit/ köleleştirilmiş insan, ezilen/hor görülen tutsak bir ulus, sömürge durumuna düşmüş ve geri kalmış bir devlet yaratır”. Ve birinci tür bir eğitim için öğretmenlere seslenmiştir:

“Cumhuriyet sizden fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür insanlar istiyor.”

Samsun’da yaptığı bir söyleşide, kendisini mürşit olarak tanımlayan öğretmenlere,

“Türk ulusu bugüne dek onun bunun peşinden giderek büyük yıkımlara uğramıştır. Bundan sonra ben de dahil, kimsenin peşinden gitmeyin, yalnız aklı ve bilimi rehber edinin, hayatta en hakiki mürşit bilimdir.” demiştir.

Bu tür bir eğitimin kendileri için yaşamsal bir tehlike olduğunun bilincinde olan iç ve dış sömürücüler, her zaman el ele vererek ikinci tür eğitim için fırsat kollamışlardır. Atatürk’ten sonra devleti yönetenlerin aymazlık, sapkınlık ve hatta hainlik içinde olmaları nedeniyle yakaladıkları fırsatları değerlendirerek adım adım amaçlarına doğru yürümüşlerdir.

ABD ile 1948’de yapılan Marshall yardım anlaşmasında bulunan dayatmalardan da yararlanarak Köy Enstitüleri ve halkevleri kapatılmış, din dersleri, imam okulları ve Kuran kurslarıyla eğitim akıl ve bilimden uzaklaştırılmış, özgür bireyler yerine müritler yetiştirilmeye başlanmıştır.

Din tüccarı sömürücülerin mağduriyet edebiyatı yapmalarına inanmayın. 1950’den beri bunların bir ayakları hep iktidarda olmuştur ve askeri darbeler dönemi de dahil, her zaman korunup kollanmışlardır. Amaçlarına erişmek için dernekler, vakıflar kurmuşlar; devletin de desteğini sağlayarak yurtlar, okullar, dershaneler açmışlardır.

Devlete ait Vakıflar Genel Müdürlüğü yurtları, yetiştirme yurtları ve yatılı bölge okulları gibi yoksul çocukların kaldığı yerlere adamlarını yerleştirerek, yıllardır devlet olanaklarıyla kendi iktidarlarının kadrosunu oluşturacak müritler yetiştirmişlerdir.

AKP iktidarı çıkardığı yasalarla bu tür vakıflara yapılan bağışların vergiden düşürülmesini sağlamış, bu şekilde devletin gelir kaynakları buralara aktarılmıştır. Sonuçta, Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun, yani devletin yurtlarının yatak sayısından daha çok tarikat ve cemaat yurtları, pansiyonları, nur evleri Türkiye’yi kaplamıştır.

200 KİŞİLİK YURT AÇTIK

Bu gidişe karşı, konuşmak ve sızlanmakla bir yerlere varılamayacağına inanan bir avuç insan Samsun’da bir araya gelerek Samsun Atatürk Kültür Vakfı adında bir vakıf kurduk.

Doğal olarak bizim vakfımızın, iktidarın diğer vakıflara sağladığı nimetlerden yararlanması söz konusu değil. Ayrıca iktidara şirin görünmek için bize yardım eden de yok. Tersine iş çevreleri bizden uzak durmakta yarar görüyor.

Tüm bu elverişsiz koşullara karşın, uzun uğraşılardan sonra, 100 kız ve 100 erkek öğrencinin yararlanabileceği bir yurt açmayı başardık. Ancak yurtları işletmekte zorlanıyoruz. Konuştukları zaman mangalda kül bırakmayanlar çok. Fakat, büyük bir özveriyle çalışan bir avuç idealistin dışında elini taşın altına sokan yok. Oysa varsıllardan büyük bağışlar alamadığımız için, az miktarda bağışta bulunabilecek çok sayıda insana gereksinimimiz var.

3000 kişi ayda 10 lira verse işletme giderlerimizi karşılayabiliriz.

Herkes ayda 10 lira verebilir.

Sözümüz kendilerine Atatürkçü, çağdaş, halkçı, laik, Cumhuriyetçi, demokrat, liberal, aydın, özgürlükçü ve benzeri sıfatı yakıştıranlara.

Ülkenin, çocuklarının veya torunlarının geleceğinden endişe edenlere.

Gün, konuşmak dışında bir şeyler yapılabileceğini gösterme zamanı.

Bankanıza, kredi kartınızdan veya aylığınızdan her ay en az 10 TL’nin vakfımız hesabına aktarılmak üzere, otomatik düzenli ödeme talimatı vermeniz yeterli.

Uzatın ellerinizi…

Ellerinizi taşın altına sokmanıza gerek yok, değsin yeter.

Birliğin gücü onu havaya kaldıracaktır.

Banka Hesap Numaralarımız:
İş Bankası Samsun Gazi Şubesi (7304): Hesap No: 0508334;
IBAN: TR61 0006 4000 0017 3040 5083 34

Vakıfbank Samsun Merkez Şube (044): Hesap No: 0015 8007 2937417 29;
IBAN: TR90 0001 5001 5800 7293 7417 29

Cumhuriyet Bilim Teknik 07.09.2012