TOPLUMSAL DAYANIŞMA VE ÖTESİ…
Ayrıca O’nun, Sağlık Bakanlığınca oluşturulan Bilim Kurulunda yer almamasına karşın; daha sürecin başından beri bilim adamına yaraşan sorumluluk duygusu ile hareket edip sitesinde paylaştığı yazı, duyuru ve bilimsel önerileri, ayrıca çeşitli TV izlencelerinde yaptığı söyleşilerle de sürece dışarıdan katkıda bulunduğu; yine ilk günlerde yapılan günlük test sayısını yetersiz gördüğünde de daha çok test yapılması için çığlık çığlığa “Test Yapın!..” uyarıları üzerine, günlük test sayısının yetkililerce artırılmasıyla olumlu sonuçların sağlandığı görülmüştür.
Yine elektronik cihaz üretimi yapan ünlü bir şirketin çatısı altında toplanan yüzü aşkın seçkin mühendisimizin ürünü olan ve solunum zorluğu gelişen hastaların sağaltımında (tedavisinde) yaşamsal derecede önem taşıyan Mekanik Ventilator (solunum aygıtı) üretimine başlanması ve bunun gibi övülesi daha birçok olumlu gelişmelerin yaşanmasıyla, halk arasında kendiliğinden ortaya çıkan dayanışma iradesinin de şahlanarak yükselişe geçmesi, umutlarımızın pekişmesine neden olmuştur.
Sosyal bilimcilerin, “Bugün tüm dünya sağlığın, eğitimin, temel ihtiyaç maddeleri üretiminin serbest piyasa süreçlerine terk edilmesinin bedelini ödüyor..” savsözü ile başlayıp, 22 maddede dile getirdikleri ve bugünkü koşullarda sürdürülebilir kalkınma yerine sürdürülebilir bir yaşamı gerçekleştirmek amacını güden akılcı önerilerine biz de aynen katılıyoruz.
Ancak şu günlerde halk arasında baş gösteren geleceğe yönelik kaygıların, ileride Koronafobi paniğine dönüşmesi olasılığına karşı, son derecede önemli gördüğümüz dayanışma iradesinin kırılmaması için bunların da bir an önce yaşama geçirilmesi gerektiğine kuşku yoktur sanırız.
Sonuç
Bu süreçte asla unutmasın ki; salgın hastalıklarla savaşın en etkili silahı, dinamik gücü F-35 savaş uçakları ya da S-400 füzeleri olmadığı gibi, devleti yönetenlerin “Hiçbir virüs, aldığımız önlemlerden daha güçlü değildir” içerkli hamasi söylemleri de değildir. Ancak bilimsel akılcılığın aydınlığında oluşan toplumsal birlik ve dayanışma iradesi ve doğal olarak bu iradenin oluşumuna hizmet eden, ileriyi gören ortak aklın ürünü olan bilimsel önlemlerdir.
Bu bağlamda, sosyal bilimcilerin ileriye yönelik ve toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla alınacak önlemler doğrultusunda hareket etmeyi, kendine görev bilen iki gözde kentimiz Ankara ve İstanbul BŞ. Belediyelerinin sağlık uzmanlarca önerilen ve salgının önlenmesine ilişkin genel önlemler dışında, süreçten etkilenip mağdur duruma düşen dar gelirli yurttaşlar için başlattığı bağış kampanyasının, halk arasında geniş bir kabul ve destek görmesi de toplumsal dayanışmanın somutlaşmış bir örneği olarak, tarihe geçecektir elbet.
NOT: Toplumsal Dayanışmaya Beklemeyen Darbe!
Değerli okurlar,
Tam da bu dizeleri (satırları) yazdığımız sırada, anılan Belediyelerce yürütülmekte olan kampanyaların İçişleri Bakanlığınca yasaklanarak, banka hesaplarının bloke edildiğini (AS: dondurulduğunu); TV’den yansıyan haberlerden esef ve şaşkınlıkla öğrenmiş bulunuyoruz. Sıcağı sıcağına belirtelim ki; Bakanlığın akıllara ziyan bu kararı, yukarıda anlatmaya çalıştığımız salgınla savaşta ortaya çıkan toplumsal birlik ve dayanışmaya vurulan acımasız bir darbe olmuştur gerçekte… İnsana, ‘bu kadarı da olmaz ki!‘ dedirten bu “hükümet tasarrufuna” karşı görüşlerimizi de affınıza sığınarak gelecek yazımıza bırakırken, herkes için sağlıklı günler ve biraz da sabır dilerim.
Esen kalınız!
=================================
Sayın Ahmet SALTIK
Koronavirüs pandemisinin ülkemizi de sarıp gündeme yerleşmesi karşında, sizin övülesi çabalarınızı ilgi ve takdirle izliyoruz. İyi ki varsınız. Emeğinize, yüreğinize sağlık! Gündemin sıcaklığı karşısında ben de daha fazla dayanamayıp aşağıda görüşünüze sunduğum yazımı sitenizde yayınlanması dileğiyle gönderiyorum. Eşimle birlikte selam eder, sağlıklı günler ve işlerinizde kolaylıklar dileriz.
Saygılarımızla…