Dr. Benan Koyuncu’ya destek
Dr. Sinan Adıyaman, Dr. Benan Koyuncu’nun açığa alınmasına ilişkin olarak Üniversite Rektörü ile yapılan ve olumlu geçen görüşmeye vurgu yaparken, Dr. Murat Emir, bir hekimin hiçbir soruşturma yapılmadan açığa alınmasının kabul edilemez olduğuna dikkat çekti.
BASINA VE KAMUOYUNA
Bundan tam bir hafta önce asistan arkadaşımız Dr. Benan Koyuncu acil serviste görevli olduğu saatlerde KHK’nın 4. maddesi gereğince açığa alındı. Hakkında daha önce herhangi bir soruşturması olmayan arkadaşımızın apar topar görevinden alınması bizler açısından kaygı ile karşılanmıştır.
Yalnızca DR. Benan Koyuncu değil, kısa bir süre önce de Dr. Mihriban Yıldırım arkadaşımız da benzer iddialarla görevinden alınmıştır. Haklarında belki birçok şey duymuşsunuzdur! Ama gelin bir de bizden dinleyin; kimdir bu arkadaşımız, kimdir Asistan Hekim Komisyonu üyeleri?
“Önce okulunu bitir sonra bu işlerle uğraşırsın” diyenlere inat, okurken de çalışırken de “bu işler”le uğraştılar. Öğrenciyken de asistanlıklarında da halkın sağlık hakkının yanında tavır aldılar. Yeri geldiğinde öğrenci, yeri geldiğinde hekim ve sağlık hizmeti alan hasta olarak halkın sağlık hakkının yanında oldular. Emeğimize yabancılaşmamızı isteyenlere inat, sağlık politikalarının üretiminin de yönetiminin de uygulanışının da izleyicisi olmayı seçtiler.
Asistanlıkları boyunca arkadaşlarını sorunlarında yalnız bırakmadılar; “Eğitim değilse işimiz değil” (!) deyip nitelikli uzmanlık eğitiminin peşine düştüler, “Gına geldi” dediler, asistanlık eğitimi adı altında angaryaya ve mobbinge karşı durdular.
Savaşa karşı barışı, yaşam hakkını savundular.
Bu asistan arkadaşlarımızdan ikisi 15 Temmuz’daki darbe girişimi sonrası başlatılan cadı avına maruz bırakıldılar. Haksız kadrolaşmalara karşı çıkan; bilimsel, demokratik, laik eğitim, sağlıklı bir ülke isteyen aydınlık yüzler iktidarın hedefine oturtuldular.
En çok soruşturma konusu edilen sosyal medya paylaşımları açığa alınma nedeni gösterildi, yetmedi; daha yaşanılabilir bir dünya hayalinin ifadesi olan bu paylaşımlar üzerinden çeşitli internet sitelerinde hedef gösterildiler, asılsız haberler ile masumiyet karinesini çiğnediler.
KHK’lar aracılığıyla işten atılan bu denli çok kamu emekçisinin bulunması ve bunların hatırı sayılır bir bölümünün, sözü geçen asistan arkadaşlarımızın suçlanmasında sendikal grev ve eylemler gibi anayasal haklar dışında hiçbir gerekçe bulunmaması, aslında bu KHK’ların esas amacını göstermektedir.
Dr. Benan Koyuncu arkadaşımız yalnız değildir.
Bu haksız uygulamalara karşı birbirimizi yalnız bırakmayacağız!
Dayanışmayı büyüteceğiz. (07 Ekim 2016)
Ankara Tabip Odası Asistan Hekim Komisyonu
=======================================
Dostlar,
Bu hazin hukuk katliamları katlanılmaz boyutlara ulaştı.
Tek 1 kişinin hukuku bile, uğruna dünyaları vermeye değer..
AKP iktidarının bu OHAL sürecini bahane ederek yıllardır gizli gündeminde olan SİVİL DARBEYİ açıkça sahnelediği değerlendirmeleri yaygınlaşmaya başladı ve biz de buna kuvvetle katılıyoruz.
Devlet memurlarının – kamu görevlilerinin disiplin ve ceza soruşturmaları ve yargılanmaları özel mevzuata ve hukuk kurallarına tabidir. Oysa OHAL Kararnamaleri ile tüm bu kamu görevi güvence hakları görmezden gelinerek hukuk ayaklar altına alınmaktadır.
Hukukun yaygın kabul gören, yerleşik en genel ilkelerinden biri, yaptırımların ölçülü – zorunlu olmasıdır. Koşullar gerektiriyorsa = yeterli somut kanıt varsa önce geçici olarak görevden el çektirme (açığa alma),
– suç ve cezanın kişisel olduğu ve
– kesin hükme dek herkesin masum olduğu karinesi evrensel ilkeleri asla unutulmaksızın
bu süre içinde özlük haklarının başta aylık – maaş – ücret olarak kısıntılı ödenmesi (asla toptan kesilmemesi!), oturuyorsa kamu lojmanından çıkarılMAması… ve hızla adil bir soruşturma ile, vazgeçilmez ve evrensel olan kutsal SAVUNMA HAKKI mutlaka usulüne uygun kullandırılarak.. işlem yürütülmesi gerekir. İdari işlemle kamu görevine son verilecekse, mutlaka idari yargı yolu açık kalmalıdır (Anayasa md. 125/1). Ceza yargılamasını gerektirecek hukuka uygun toplanmış kanıtlar varsa, konu yetkili – görevli yargı yerine dosyasıyla sunulmalıdır.
R.T. Erdoğan’ın “mağdur yok!” sözü dehşet vericidir.. (Basın, Hakim – Savcı kura çekimi töreni, 12.10.16) Erdoğan 241 şehidin hesabını sorarken “yüzlerce kez 241 kişi” yaşarken ebedi ölüme mahkum edilebilmektedir. Bunun savunulabilecek yanı yoktur. Erdoğan’ın zerrece hukuk – insan hakları nosyonu yok mudur ki; böylesine sorumsuz ve hukuku katleden, Yargı dahil Yasama ve İdareye açık talimat anlamına gelebilecek sözler etmektedir kamuoyu önünde?? Aynı Erdoğan Ergenekon – Balyoz vd. kumpas davaların savcılığını açıkça üstlenmiş; Anayasa Mahkemesi’nin bu davalarda sanıkların haklarının çiğnendiği (ihlal edildiği) kararını ise “tanımadığını – saygı duymadığını” ileri sürecek derecede hukuk ve Anayasa dışına düşmüştü.. Ağır Ceza Mahkemelerine Anayasa Mahkemesi’nin kararına direnerek uygulamamaları telkininde dahi bulunabilmişti! Kaymakamlara, mevzuatı bir yana bırakın anlamında açıkça suç işlemeye azmettiren konuşmaları da olmuştu. Hedef açıkça, az eğitimli seçmen kitlesi olmalı!
Erdoğan’ın bu söz ve davranışları, ne yazık ki, Türkiye için büyük bir risk, handikap ve talihsizliktir..
Yineleyelim : Kin ve intikam ile devlet yönetilmez..
Yalnız Ülkenin değil, insanlığın da temeli ADALETTİR!
Suça bulaştığı kanıtlanan her-ke-se, hukuka uygun – bağlı kalmak koşuluyla hak ettiği yaptırım elbette uygulanmalıdır. Buna kimsenin itirazı ol(a)maz, olsa da hükmü olmaz. Ancak;
- HUKUK DEVLETİNDEN HİÇBİR KOŞULDA, ASLA ÖDÜN VERİLEMEZ! Anayasa Mahkemesi Başkanının açıkça vurguladığı üzere OHAL dönemleri HUKUKSUZLUK DÖNEMLERİ değildir.. Bunu; aklı başında herkesi dehşete düşürecek biçimde, “..OHAL dönemlerinde Anayasanın Anayasaya aykırı düzenleme yapmaya elverdiğini..” söyleyecek ölçüde hukukun dışına savrulan AKP’nin seçkin Adalet Bakanı Bay Bozdağ öncelikle öğrenmelidir! (ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANI ARSLAN’ın KONUŞMASI ve DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ ve ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ’IN BİL(E)MEDİKLERİ..)
Herkes, başta Hükümet edenler olmak üzere sağduyulu, hukukun üstünlüğüne sonuna dek ve sadakatle bağlı kalmak zorundadır. Bu tutum hepimizin kısa erimde de uzun erimde de en yüksek yararına olacak tek yoldur.
Sevgi ve saygı ile.
12 Ekim 2016, Ankara
Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Tabip Odası Üyesi
Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com
Not : Yazımızın pdf biçimi için tıklayınız..
ohal_kararnameleri_-ile_akp-_insan_haklarini_bicmeyi_surduruyor