Etiket arşivi: Sivas Madımak Oteli

30. Yılında Madımak Katliamı Davası Avukatı Şenal Sarıhan ile söyleşi

Dostlar,

Viyana’dan DÜZGÜN TV adı altında amatörce yurtsever yayınlar yapan Serdar Altun dostumuz geçtiğimiz günlerde biz arayarak 2 Temmuz 1993 Sivas – Madımak kırımının (vahşetinin) 30. yılı için uygun konuşmacı dileğinde bulundu.

En uygun kişilerin başında dostumuz Av. Şenal Sarıhan geliyordu. Kendilerini aradım, kabul ettiler ve Serdar Altun’un değerli eşi Bahar Altun bu söyleşiyi gerçekleştirdi.

Sn. Avukat Sarıhan, 30 yıldır bu davanın en sadık – yetkin – ısrarlı ve “amatör” avukatı oldu.
Yurtseverlik bilinci ve aydın sorumluluğu ile karşılıksız olarak 30 yıldır bu kavgayı vermekte.
Emeklerini engin şükran ve saygı ile karşılamak ve anmak gerekiyor.

O yumuşacık, insan sever, insanı saran sevecen ses tonu ve içten – sıcak gülümsemesi ile yaklaşık bir saat bu soruna ilk elden – ağızdan ışık tuttu. Bahar Altun’un sorularını yanıtladı.

Av. Sarıhan, ayrıca, bu davayı 4 cilt olarak kitaplaştıran seçkin bir Aydın..

30 yılda, kırım (katliam) dava zamanaşımına sokulmak isteniyor. Ancak bu tasarlanmış toplu öldürü (suikast) İNSANLIĞA KARŞI SUÇ.. Bu suç türünde zamanaşımı yok, AİHS-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AİHM-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yerleşik içtihatlarına göre. Türkiye AİHS’ni kabul etti, bir yasa ile onaylayarak iç hukukuna kattı. (İsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Koruma Sözleşmesi ve buna Ek Protokolün tasdiki
hakkında Kanun, Kanun No: 6366 Kanun Tarihi: 10/03/1954
Resmi Gazete Tarihi: 19.03.1954
Resmi Gazete No: 8662).

1982 Anayasası m.90/5 uyarınca bağlayıcı AİHS ve AİHM kararları (Avrupa Konseyi Sözleşmesi m.47). Dolayısıyla iç hukukta da zamanaşımı olmaması gerek. Davanın tasarlayıcıları ve eylemcileri mutlaka hak ettiği cezayı almalı. Ama bu olgu önünde sonunda bir iktidar sorunu ve 21 yıllık AKP iktidarınca da engellendi. Öncesinde, katil sanıklarının avukatı Adalet Bakanı bile yapıldı: Şevket Kazan!

Türkiye böylesine acılar (tragedyalar) ülkesi. Dolayısıyla siyasal iktidar aynı zamanda bir yaşam güvencesi ya da tersi demek. Ulusumuzun bu yalın gerçekliği usundan hiç çıkarmaması gerek. Sn. Av. Şenal Sarıhan‘ın söylediklerini izlemek için lütfen tıklayın, paylaşın. Benzerlerinin yinelenmemesi toplumun yakıcı gerçekleri öğrenmesine bağlı.

Bu arada, “MADIMAK KÜTÜPHANESİ” adıyla bir web sitesi açıldı. Konuya ilişkin bilgi-belgeleri kalıcı kılmak ve tarihe mal etmek üzere. Emek verenleri içtenlikle kutlarız..

Lütfen tıklayınız, ziyaret edip inceleyiniz ve paylaşınız, yaygın öğrenilsin..

http://kutuphane.madimak.org 

Bu sitenin tanıtımı ve izlenmesi artmalı. Madımak Katliamı 30. yılında! Bu vahşet hiç yaşanmamış gibi toplumun gündeminden düşürülmeye çalışılıyor. Çalışmanın milyonlara ulaşması için lütfen bu erişkeyi (linki) yaygın paylaşalım..

Image

Hiç unutulmasın               :
2 Temmuz 1993, Sivas Madımak otelinde yakılarak öldürülen 33 yurtsever (+2 otel çalışanı). Apaçık uluslararası tuzak (komplo) ve kışkırtma (provokasyon).

  • Devletin 1. görevi yurttaşın can güvenliğidir.
  • T.C. bu kırımlara mutlaka engel olmalı, hesap sormalıdır yoksa devlet olamaz!!!

Sevgi ve saygı ile. 02 Temmuz 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM  
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter : @profsaltik

MADIMAK VE BAŞBAĞLAR VAHŞETLERİ

Prof. Dr. Halil Çivi / İMZA...Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

Bu gün, günümüzden tam 29 yıl önce gerçekleştirilen iki vahşetin yıldönümü. Bu 2 vahşetin biri 02 Temmuz 1993 günü Sivas Madımak Otelinde ve öbürü, birkaç gün sonra Erzincan’ın Başbağlar Köyü kırımında (katliamında) yaşandı.

Bu yangın ve kırımlarda (katliamlarda) salt insanlar ve onların yaşama hakkı yakılmadı; onlarla birlikte din, iman, hak, hukuk, laiklik, akıl, bilim, özgürlük, demokrasi adalet, ahlak, vicdan, sevgi, barış, umut, hoşgörü, güven, kardeşlik, kültür, sanat, insanlık…. ülke, devlet ve toplum adına ne denli güzel “değer” varsa ateşe atıldı.

  • İç ve dış şer güçler, elbirliği ile azgın cehaletin, cehalet bombasının fitilini ateşlediler..

Bundan sonra yapılacak en güzel şey, olup biten bu vahşetlerden gerekli ders alınarak, hem bu vahşi cehaleti yok etmek ve hem de başta sevgi, barış ve kardeşlik olmak üzere, yitirdiğimiz tüm ahlaksal, insancıl, hukuksal değerlerimizi en kısa zamanda daha güçlü bir biçimde, elbirliği ile yeniden geri kazanmanın, onarmanın yollarını arayıp bulmak olmalıdır.

  • Her iki vahşi olayda da ana sorumluluk, hem toplumu cahil bıraktığı ve hem de doğrudan kendi yurttaşlarının can güvenliğini yeterince koruyamadığı için devletindir.

En başta da dönemin siyasal iktidarına aittir.

Ne yazık ki çeşitli siyasal, dinsel, ekinsel (kültürel) ve etnik nedenlerle, siyasal iktidarlar bu olayların üzerine yeterli ve etkin bir kararlılıkla gidememiştir. Olayların üzerindeki sis perdesi yeterince aydınlatıl(a)mamıştır. Bu durum kabul edilemez.

Başta bu vahşetlerde yaşamlarını yitirenlerin yakınları ve sevenleri olmak üzere tüm ulusumuzun başı sağ olsun.
=======================================
Dostlar,

AKP, 20 yıldır tek başına iktidardır.
Bu yakıcı ve toplumsal barışı dinamitleyen kırımlar mutlaka ama mutlaka aydınlatılmalı ve gerçek sorumlular yargı önünde hesap vermeliydi.

Sanıkların avukatlığını üstlenenler arasında olan Refahyol iktidarının Adalet Bakanı Şevket Kazan, bakanlığı sırasında onları hapishanede ziyaret etti.[18] Geniş avukat listesinde çok sayıda Refah Parti üyesi ve yöneticisi olması eleştiri konusu oldu. Bu avukatlar ilerleyen yıllarda AK Parti ve Saadet Partisine katıldılar ve içlerinden üst yönetim görevlerine yükselenler oldu. 26 kişilik bu listede biri bakan olmak üzere 4 AKP milletvekili de bulunmaktadır.

Bu tablo kabul edilemez!

Kırımları aydınlatmayıp suçlularını yargıda hakettikleri gibi cezalandırmayan herkesin, başta siyasal iktidarlar olmak üzere elleri, kırımcılar ölçüsünde, hatta daha beter  kanlı ve kirlidir.

Ne yazık ki başsağlığı dilemek, Ulusun acısını paylaşmak hiçbir derde deva ol(a)mıyor..

Yüreğim yangın yeri.. 2 Temmuz 1993’ten bu yana, 29 yıldır hiiiiiççç dinmiyor.. Bu intikam güdüsü değil, adalet hakkı.. ki benzerleri için de etkin caydırıcı olsun esas olarak.

Gerekrse Yargılamanın yenilenmesi kurumu kullanılmalıdır.  CMK md. 311 ve sonrası hükümler işletilmelidir. Adalet Bakanlığı konuyla doğrudan ilgilenmelidir.

TCK’da insanlığa karşı işlenen suçlar için zamanaşımı söz konusu değildir (md. 77).

Gün olur, görevlerini yapmayarak adaleti karartanlardan da hukuksal hesabı sorulur, ölseler de!

Sevgi ve saygı ile ama adalet özlemi acı ve kaygısıyla.

02 Temmuz 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    twitter : @profsaltik