Etiket arşivi: “Özel sağlık sigortasına sahip olan genel sağlık sigortalısı”

2012 NOBEL KİMYA ÖDÜLÜ : Hücre yüzeyindeki akıllı alıcıları keşfedenlere


Dostlar,

Bilimsel ilerlemeler büyük ivme içinde.
Öte yandan yarattığımız sorunlar da.
Bir kısır – sonlu sarmala mı girdik?

BM Raporlarına göre son 50 yılda çevreye verdiğimiz zarar, tüm geçmiş zamanları aşkın.. (The Millennium Ecosystem Assessment-2005). Gereksinimlerimiz üstel biçimde artıyor ama doğa kaynakları ve dolayısıyla üretim bu hızda olamıyor.
Kapitalist düzen bir yandan yaşamın hemen tüm alanlarını zora sokarken (kirletirken!) bir yandan da “çözümler” sunuyor.

“Fast food” teknolojisi yaklaşık 3 onyıllık. Günümüzde her 7 insandan 1’i şişman (obes)..

Kapitalizmin hastalıklı çözümü : Obesite cerrahisi.. Traji-komik..

1 milyar da aç insanımız var
!

Bir  halter düşünün ki, 2 ucunda böylesi bir “ağırlık” (çok yönlü toplum sağlığı sorunu) var. Üstesinden verili / dayatılan yapı içinde gelemiyoruz.

2012 Nobel Kimya ödülünün dayandığı temel bilgiler teknolojik uyarlama aşamasında karşımıza “kişiye özel ilaçlar” olarak çıkabilecek yakın gelecekte. Her insanın genomik yapsıyla kodlanan hücre yüzeyi alıcıları (reseptörler) tam olarak tanımlandığında, herkese özel, belli hücrelerce seçici olarak dolaşımdan (kandan) çekilecek ilaçlar üretilecek. Deneme çalışmaları halen epey yol almış durumda.

Doğallıkla bu ilaçlar “hi-tech” yani yüksek teknoloji ürünü olduklarından çok daha pahalı olacakar. “Moneter” parasal temelde “kar hedefli” işleyen özel sağlık sigortası sistemleri sigortalılarına ilaç bedellerini geri ödemede çekinik duracaklar. İnsanları “tamamlayıcı-destekleyici sigorta” dedikleri bir başka sömürü alanına zorlayacaklar.
Bu konuda sitemizde daha önce çarpıcı bir değerlendirmeye yer vemiştik :

“Özel sağlık sigortasına sahip olan genel sağlık sigortalısı”..

gibi akıllara seza sıfatlar kullanılmakta SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) tarafından, SUT’ta (Sağlık Uygulama Tebliği).
(Bkz. http://ahmetsaltik.net/saglikta-dovizle-vurgun/)

Çare;

  • HER-KE-SE YAYGIN-ETKİN-SÜREKLİ KAMU SORUMLULUĞUNDA KORUYUCU SAĞLIK HİZMETİ !

2012 NOBEL Kimya Ödülünün bizdeki çağrışımları bunlar kısaca.

Ödülü birlikte kazanan / paylaşan ABD Stanford (Dr. Brian K. Kobilka) ve Duke Üniversiteleri Tıp Fakültesinden (Dr. Robert J. Lefkowitz) 2 değerli meslektaşımızı kutlar, kendilerini saygı ile selamlarız.

Sevgi ve saygı ile.
20.10.12

Dr. Ahmet Saltık
Ankara Üniv. Tıp Fak.

www.ahmetsaltik.net

***************************************************************** 

2012 NOBEL KİMYA ÖDÜLÜ

* Ödül, hücre yüzeyindeki akıllı alıcıları keşfedenlere..

2012 Nobel Kimya Ödülü G-proteini alıcılarının işleyişiyle ilgili çalışmaları nedeniyle ABD’li Robert J. Lefkowitz ile Brian K. Kobilka’ya verildi.

Brian K. Kobilka: ABD vatandaşı. 1955’te Little Falls’ta doğdu. Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde moleküler ve hücresel fizyoloji öğretim görevlisi olarak çalışıyor.

Vücudumuz milyarlarca hücre arasındaki etkileşimin oluşturduğu bir sistemdir.

Her hücre, sahip olduğu minik alıcılar ile çevresini algılar
;
böylece yeni koşullara uyum sağlar. İşte 2012 Nobel Kimya Ödülü bu alıcıların önemli bir ailesi olan G-proteini alıcılarının işleyişini ortaya çıkartan çalışmaları nedeniyle Robert Lefkowitz ve Brian Kobilka’ya verildi.
GİZEM ÇÖZÜLÜYOR..

Hücrelerin çevrelerini nasıl algıladığı uzun zamandır gizemini koruyordu.
Bilim insanları adrenalin gibi hormonların güçlü etkileri olduğunu biliyordu.
Bunlar tansiyonu artırıyor ve kalbin daha hızlı atmasını sağlıyordu. Hücre yüzeyinde hormonlar için bir tür alıcı bulunduğundan kuşkulanılıyordu. Ancak 20. yüzyıl boyunca bu alıcıların nelerden oluştuğu ve nasıl çalıştıkları bilinmezliğini korudu.

1968’de Lefkowitz hücrelerin alıcılarını izlemek için radyoaktiviteden yararlandı. Birtakım hormonlara iyodin izotopları bağladı ve radyasyon sayesinde kimi alıcıları (reseptörleri) saptamayı başardı. Bunların arasında β -adrenerjik alıcı denilen adrenalini algılayan alıcı da vardı. Lefkowitz’in ekibi, alıcıyı hücre duvarında saklandığı yerden çıkartmayı başardı ve alıcının nasıl çalıştığına ilişkin ilk kez bilgi edindiler.

BENZER ÖZELLİKLERE SAHİP ALICI AİLESİ

Ekip 1980 yılında ikinci büyük adımını attı. Ekibe yeni katılan Kobilka, devasa boyuttaki insan genomundan β-adrenerjik alıcının genini ayrıştırma işini üstlendi. Yaratıcı bir yaklaşımla hedefine erişti. Araştırmacılar geni inceledikleri zaman alıcının gözdeki ışığı yakalayan alıcıya çok benzediğini keşfettiler. Bunun sonucunda aynı alıcı ailesine üye olduğu kestirilen, birbirine benzeyen ve benzer biçimde çalışan bir grup saptadılar.

Bugün bu aileye G-proteini alıcıları adı veriliyor. Işık, tat, koku, adrenalin, histamin, dopamin ve serotonin gibi yaklaşık bin kadar gen, bu alıcılardan sorumludur.
İlaçların yarısı G-protein alıcıları üzerinden etkisini gösterir.

Robert J. Lefkowitz: ABD vatandaşı. 1943’te New York’ta doğdu. Duke Üniversitesi Tıp Merkezi’nde biyokimya öğretim görevlisi olarak çalışıyor.

Lefkowitz ve Kobilka’nın çalışmaları G-protein alıcılarının nasıl çalıştığına ışık tutan çok önemli çalışmalardır. Dahası Kobilka, 2011 yılında başka bir keşifte daha bulundu. Ekibiyle birlikte β-adrenerjik alıcının görüntüsünün, hormon tarafından faaliyete geçirildiği ve hücreye sinyal gönderdiği anda yakaladı.
Bu görüntü moleküler bir sanat eseridir.

(Cumhuriyet, Bilim Teknik 19.10.2012)

Devlet eliyle bıçak parası..

Dostlar,

SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM eleğe dönüştü..

Aşağıdaki haberi, bizim irdelememizin ardından okumanız dileğiyle..

Yamalı bohça deyimi hafif kalıyor durumu betimlemek için.

Sistemin ana gövdesi, yapılan çok sayıda değişkikliklerle artık görünmez, tanınmaz oldu.

Sağlık giderleri toplam ulusal gelirin (TUG) % 7.6’sına dek tırmandı. 2011 için bu oran, 772 milyar $ TUG içinde 58,7 milyar $ gibi muazzam bir tutara erişiyor. TSK’nın payı TUG içinde yalnızca % 2,3..
Savunmaya harcadığımızın 3,3 katını sağlık için harcıyoruz!

Balayı dönemi bitti ve kamu, önceki Sosyal Güvenlik Bakanının (Ömer Dinçer) NTV’de açık açık duyurduğu üzere
“sağlık giderleri SÜRDÜRÜLEMEZ durumda, radikal tedbirler alacağız..” denildi.

Üniversiteler öğrenci harçları gelirlerinden yoksun bırakıldılar tümüyle popülist bir kararla.

Merkezi yönetim bütçesi zaten dikiş tutmadığından ve Maliye Bakanı Mr. Mehmet Şimşek’in geçtiğimiz ay yüksek perdeden yakındığı üzere ciddi bütçe açığı kaçınılmaz olduğundan, SGK’ya bütçeden transferler de aksayacak ve sistem iyice tıkanacak..

Hovarda savurgnlığın ve sermayeye “cömertce” kamudan kaynak aktarımının sonuna gelindi..

Fatura her zaman olduğu gibi gene halka..

Hocaya muayene / ameliyet .. olmak isteyen fakını cebinden ödeyecek.

SGK sigortalısı olmak giderek anlamını yitiriyor..

Temel güvence paketinin içi boşaltılıyor..

Sonra da TAMAMAYICI VE DESTEKLEYİCİ SİGORTA denen bir ucube daha dayatılıyor..

Ona da ayrıca prim ödeyecek yurttaş..

SGK’nın Sağlık Uygulama Tebliğinde akıllara durgunluk veren şu tanımlama yer alıyor :

ÖZEL SAĞLIK SİGORTASINA SAHİP OLAN GENEL SAĞLIK SİGORTALISI..

Tam bir kara mizah..
(Bu konuyu sitemizde daha önce de yazdık..)

SAĞLIKTA DÖNÜŞÜMÜN BİR BATAKLIK OLDUĞUNU yıllardır yazarız, söyleriz, raporlarız..

Bir an önce geri dönülmesini salık veririz..

Ama biz DB ya da IMF uzmanı değiliz ki sözümüz değer bulsun?

Ulusun yurtsever uzmanları tu kaka ise, Büyük Atatürk’ün SÖYLEVİ’nin sonunda GENÇLİĞE SESLENİŞ’te vurguladığı

“..iktidar sahiplerinin çıkarlarını yabancılarla birleştirmiş bile olabileceği..” uyarısı gerçek olmuştur!

Aman, hasta olmamaya bakın..

Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 7.10.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

==================================================================

Devlet eliyle bıçak parası

AKP hükümeti, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından 29 Eylül’de yayımlanan Sağlıkta Uygulama Tebliği (SUT) ile bıçak parası olarak adlandırılan farkın alınmasının yolunu açarken ücretlendirmeyi SGK’ye bıraktı. Hekimler, kendilerini kötüleyerek politika üreten hükümetin, kötüledikleri hekimler üzerinden üniversitelere kaynak yaratmaya çalıştığına dikkat çekti.

AKP hükümetinin başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın “Bunların gözü doymaz”, “Çalışmak istemiyoruz derseniz istediğiniz yere çeker gidersiniz”, “Çalışmayanı çalıştıracağız, bıçak parasını kaldıracağız, doktorun elini hastanın cebinden çıkaracağız” söylemleriyle tıp fakültesi hastanelerindeki öğretim üyelerini yerden yere vurarak büyük bir tantana ile kaldırdıkları öğretim üyesi fark ücretleri geri dönüyor.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından 29 Eylül 2012 tarihinde yayımlanan Sağlıkta Uygulama Sağlık Tebliği (SUT) ile bakanın kendi deyimiyle vatandaştan satır parası alınmasına olanak tanınacak. Zira söz konusu SUT madde 1: 3.2.1’de ikinci ve üçüncü basamak resmi sağlık hizmeti sunucularından … 5 TL ibaresinden sonra gelmek üzere “Vakıf üniversiteleri hariç olmak üzere 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu kapsamında olan üniversitelerdeki öğretim üyesi muayenelerinde artırmaya ve farklılaştırarak uygulamaya kurum yetkilidir” cümlesi eklenerek o çok kötülenen hekimler üzerinden fark ücreti alınması olanaklı hale getirildi.

İşler iyi gitmiyor

Konuya ilişkin açıklama yapan Türk Tabipleri Birliği Delegesi Dr. Güray Kılıç ve SES İzmir Şube Denetleme Kurulu Üyesi Dr. Ergün Demir, Sağlık Bakanı Akdağ’ın Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yayımladığı son SUT değişikliğinin altında kaldığını dile getirerek AKP hükümetinin bu son SUT ile sağlıkta çelişkili uygulamalarından birisine daha imza attığını dile getirdi. Hekimler, kısaca “Tamgün Yasası” olarak bilinen düzenlemede yurttaşa yansıtılan en önemli değişikliğin, üniversite hastanelerinde öğretim üyeleri adına alınan fark ücretinin kaldırılması olduğunu söyledi.

“Anlaşılan sağlıkta işler pek de iyi gitmiyor! Hekimleri kötüleyerek, onlara saldırarak politika yapanlar, şimdi de kötüledikleri hekim öğretim üyeleri üzerinden üniversitelere kaynak yaratmaya çalışmaktadırlar” diyen Kılıç ve Ergün, AKP’nin, sağlıktaki sorunların sorumlusu olarak hekimleri ve tıp fakültesi öğretim üyelerini suçladığını ve onları sağlıkta şiddetin hedefi haline getirdiğini hatırlattı.

Oysa aynı hükümetin bu ifadelerin henüz mürekkebi kurumadan, altı ay sonra, geri döndürüldüğünün altını çizen Kılıç ve Ergün, “Katkı payları, bu geri manevrayla Sağlıkta Uygulama Tebliği’nin altında paspas olmadı mı?” yorumunda bulundu.

Sağlıkta dönüşümden vazgeçilsin!

Hekim ve sağlık çalışanları, piyasaya düşürülmüş bir sağlık hizmetinin ‘oyuncusu’ değil, topluma adanmış mesleğin onurlu üyeleri olarak görevlerini performans, ciro, SUT baskısı olmadan yapmak istediklerinin altını çizerek hükümeti Sağlıkta Dönüşüm Programı’ndan tümden vazgeçmeye çağırdı.

İptal edilmişti

Devlet hastanesinde çalışan doktor ile üniversite hastanelerindeki öğretim üyelerinin özel muayenehane açmalarını yasaklayan düzenleme bir kararname ile hayata geçirilmiş ancak Anayasa Mahkemesi, kararnamenin 27 maddesini “söz konusu düzenlemelerin kararname ile yapılmayacağı” gerekçesiyle 19 Temmuz’da iptal etmişti.

(6 Ekim 2012, Cumhuriyet)

SGK güvenceyi kısıyor.. Teminat cebimizi yakacak!

Dostlar,

Bir bayram armağanı daha SGK’dan..

SGK güvenceyi kısıyor, Teminat cebimizi yakacak!

“TAMAMLAYICI ya da DESTEKLEYİCİ SİGORTA”

“Özel sağlık sigortasına sahip olan genel sağlık sigortalısı” !?

Prof. Dr. Ahmet Saltık
Ankara Üniv. Tıp Fak.
ADD Bilim Danışma Kurulu Yazmanı
www.ahmetsaltik.net

Çare ne peki ? En baştan söyleyelim :
Çare DB-IMF dayatması değil ulusal sağlık politikaları; madde 1.
Madde 2 : Almanya’nın 25 yıl kadar önce kendi SGK’sını (Krankenkasse) batmaktan kurtardığı yol. Evrensel ve insancıl, ahlaki, ekonomik.. Ama ABD vahşi kapitalizmine aykırı ne yazık ki.

Herkese kamu eliyle etkin-yaygın-sürekli-yer yer yasal olarak zorunlu
koruyucu sağlık hizmeti..

Bebeklere, gebelere, yaşlılara uygun aralıklarla zorunlu muayene..
Asiye’nin başka kurtuluş reçetesi yok..

Giriş :

Kamburlarımızı = Sömürü kanallarını / vantuzlarını sayalım:

1. Olağanüstü adaletsiz gelir dağılımı.

2. Çok adaletsiz vergilendirme.

3. Temel kamu hizmetlerini (sağlık-eğitim-adalet-güvenlik) bu hizmetler için vergi alan devletin yine de sunmayışı ve / veya çok sınırlandırması.

4. Temel kamu hizmetleri (sağlık-eğitim-adalet-güvenlik) için bile PRİM = Ek vergi istenmesi.

5. Bununla da yetinilmeyip “katkı payı” adıyla ayrıca “haraç” alınması.

6. Yetmedi, bu koşullarda sağlanan sağlık güvencesini iyice daraltıp içini boşaltarak,
“TAMAMLAYICI ya da DESTEKLEYİCİ SİGORTA” masalı ile bir koldan daha sömürmek..

AKP’nin SGK’sı “7 başlı ejderha”ya dönüşmüştür.

Emme basma tulumba gibi bizlerden ve devlet kasasından emip yerli-yabancı sağlık tekellerinin kasasına aktarmaktadır.

“TAMAMLAYICI ya da DESTEKLEYİCİ SİGORTA” ile bu sömürü daha da ağırlaştırılacaktır.
Adım adım ABD yabanıl (vahşi) sistemi, IMF-DB eliyle ülkemize dayatılmaktadır;
AB de izlemektedir hatta sömürüye ortaktır.

“SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM” oyununun son perdesine gelinmiştir.
DB ve IMF artık mutlu finali (!) görmek için sabırsızlanmaktadır.

“Sağlık kentleri”, “kamu-özel ortaklığı” gibi kulağa hoş gelen tuzak retorik kavramlarla
son kamu sağlık kurumları da sermaye yerli – yabancı ortaklıklarına (konsorsiyumlara) devredilmektedir. Bu arada bir de aracı sigorta kurumlarının kâr payları var..
Onlar da cebimizden çıkacak.. Çünkü ülkemiz sigorta sisteminin 3/4’ü ellerinde ve ülkemizde çoook gerek duyduğumuz (hatta mahkum olduğumuz!) birkaç milyar doları çekip götürüp “kriz yaratmamak” için şantaj yapıyor, “kitlesel müşteri” güvencesi istiyorlar.

Zorunlu malpraktis sigortası ile 150 bin hekim, sözde serbest piyasa düzeninde
“kitlesel yasal zorlamalı müşteri” olarak Şubat 2008’de önlerine atıldı. Ama o lokma çoktan sinidirildi. Kapitalizm doyar mı, “daha!” demekte .. (Sigorta reklamlarının artışı, Devletin DASK’ı zorlaması.. ??)

Ayrıca anımsayınız, 2011 bunalımı, İMKB ve bankalardan yalnızca birkaç milyar doların istendik biçimde bir gecede çekilmesi ile yaratılmış ve ABD’nin BOP dayatmalarına direnen Ecevit hükümeti düşürülerek bunları fazlasıyla yapmaya söz veren şimdiki kadrolar iktidara getirilmişti (3.11.2002 seçimi).

AKP garip halkımızı bunların önüne yem olarak atıyor.

Sürü halinde, devletin yasal zoruyla kitlesel, asimetrik-eşitsiz, teslim alan bir sigortalılık..(Bu düzenin adı da “serbest piyasa”! Ne yazık ki Devlet sermayenin oyuncağı..)

Çünkü halen SGK bütçesinin yarısı genel bütçeden.. Bu tutar genel bütçenin de 1/5’i. SÜRDÜRÜLEBİLİR değil. Israr edilirse borç faizi ve anapara ödemeleri sıkıntıya girer.
Ki bu para toplam 351 milyar TL’lik (21 milyarı açık!) 2012 bütçesinde 71 milyar TL’dir. SGK’ya da buna çok yakın gitmektedir (69+ milyar TL). Böylece bütçede her 10 TL’den 4’ü daha başta erimektedir. Bu denli yüksek tutarlı ve oranlı SGK sübvansiyonu maazallah, T.C.’nin borç ödeme kapasitesini sıkıntıya sokabilir!

Bu yüzden kritik aşamaya gelinmiştir.

SGK’nın sağladığı “Temel Teminat Paketi” iyice daraltılacak

Vatandaş “ek sigorta”ya zorlanacaktır. Bu akıllara durgunluk veren Deli Dumrul soygununun adı da her zamanki gibi retorik (kulağa hoş gelen) -sözel- bir tuzakla “TAMAMLAYICI – DESTEKLEYİCİ SİGORTA” olacaktır.

Neyi tamamlıyor ya da destekliyoruz ?

Biz, yurttaş olarak, cebimizden, SGK’yı tamamlıyor ya da destekliyoruz..
Hani genel sağlık sigortalı olmuştuk ?
SGK kaynakları buna yetmiyor..

Yeni jargon :

“Özel sağlık sigortasına sahip olan genel sağlık sigortalısı” !?

Necip halkımız deriiin uykularda.. Kendisinin haklarını savunan öncü yurtseverler
kodese tıkılınca,

“Vardır Devletin bir bildiği..” deyip kafasını yastığına-yorganına gömüyor
ve sevgili Başbakanının ricasını kırmayıp 3-5 çocuk yapmaya koyuluyor!!??

Sonra da SGK bu en az 3-5 çocuklu ailelere temel düzeyde sağlık güvencesi bile sağlayamıyor..

Ben diyor SGK, çok sınırlı bir zorunlu trafik sigortası yapıyorum.
Fazlasını istiyorsan kaskoya!

Deneme yanılma ile öğreniyor.. Daha fazla eğitim almasına olanak verilmiyor..
Ortalama okulda kalma süresi 6+ yıl.. 8 yıllık temel eğitim bile değil!
İlle de “yandım anam” denesi gerekiyor galiba..
Hem aydınlara ne oluyor, niçin aculluk yapıyorlar??

Necip Türk Milletine, TAMAMLAYICI – DESTEKLEYİCİ SİGORTA afiyet olsun..

GSS-Genel Sağlık Sigortası = Sermayenin kârının sigortası..

Bu uğursuz denklemi yıllardır kurarız.. Şimdi daha iyi anlaşılıyor mu??

Maskaralığa bakar mısınız ?

“Özel sağlık sigortasına sahip olan genel sağlık sigortalısı”..

SGK Genelgesinde böyle deniyor..

Ne denmişti, verebilenden prim alacağız, veremeyeninkini Devlet ödeyecek..
Veremeyen kim, “Yoksul”un tanımı ne? “Yoksul”’un 2012’nin 2. yarısında tanımı :
Brüt asgari ücretin 1/3’ünün altında kalan aylık gelir.. Yani? 940 TL/ 3 = 313 TL!

Aylık geliriniz 314 TL ise “yoksul” değilsiniz ve GSS primi ödeyeceksiniz!
Öte yandan, sağlık şirketlerini teşvik için, yurtdışından belli ülkelerden gelecek hasta başına 1000 $ Devlet desteği! (Cumhuriyet, 22.8.12) Siz hiç sermayeye bu denli ram olan ve halkına yabancılaşmış iktidar gördünüz mü?

Oysa GSS-Genel Sağlık Sigortası yoğun bakımda. Dolaşım ve solunum desteği ile
(yarı bütçesi Genel bütçeden!) zoraki yaşatılmaya çalışılıyor.
Bütçeden sübvansiyon gelmezse solunum-dolaşım duruyor..

Bilen bilmeyen de Türkiye’de GSS var zannediyor.. Kimi zavallı politikacılar da.

Ders ve konferanslarımızda uç bir örnek veriyoruz, akılda kalsın diye..

Dinleyenlerin önüne geçip pazılarımızı sıkıyor ve soruyoruz :

– Bakın bakalım; 58 yaşında, saçlarına karlar yağmış, 1.70 boyunda bu adamdan, Ahmet Saltık’tan NBA basketçisi olur mu??

Dinleyenler saygılı, zarif, dudaklarını ısırıyorlar bize bakıp,
acı bir tebessümle yetiniyorlar.

– Lütfen tepkilerinizi frenlemeyin, görmek istiyorum.. diye üsteleyince de
alaysı kahkahalar atılıyor..

Neden böyle uç teatral (meddahvari) gösteriye gerek duyuyoruz?
İyice anlaşıldın ve çekince (tereddüt) kalmasın diye.

– Balık kavağa çıkarsa Türkiye’de de bu gelir ve dağılımı ile GSS olur..
söylemi bile yetmiyor..

Daha çarpıcı bir metafor gerekiyor :

58 yaşında, 1.70 m boyunda bir adamdan NBA oyuncusu çıkarma.. gibi!

58’lik NBA Oyuncusu !

Bu bile işe yaramadı, Türkiye 1.10.2008’den beri 5510 sayılı yasa ile sözüm ona
GSS rejiminde..

Finanse edilemediği için de fareler tırtıklamaya başladı temel GSS güvencesini..

Geriye kala kala

“Özel sağlık sigortasına sahip olan genel sağlık sigortalısı” galatı kaldı..

İlgili genelge aşağıda değerli dostlar…

Sevgi ve saygı ile. 22.8.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

===================================================
T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü
Sayı : B.13.2.SGK.0.11.05.03 / 674 Tarih : 28.06.2012

Konu : Tamamlayıcı veya Destekleyici Sağlık Sigortası Uygulamaları
GENELGE no 2012/25

Bilindiği üzere, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 98 inci maddesi;

“Yıllık veya daha uzun süreli tamamlayıcı veya destekleyici özel sağlık sigortalarına ilişkin usul ve esaslar, Kurumun uygun görüşü alınarak Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenir.” ve “Bu Kanun gereğince sağlık hizmetlerinden yararlananların ödemekle yükümlü oldukları katılım payları, özel sigorta şirketleri tarafından teminat veya
ödeme konusu yapılamaz.” hükmünü amirdir.

Anılan madde hükmü gereğince, özel sigorta şirketlerine prim ödemek suretiyle özel sağlık sigortası poliçesi satın almış olan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, Kurum ile sözleşmeli/ protokollü sağlık hizmet sunucularından sağlık hizmeti alması sırasında karşılaşılabilecek durumlarda yapılacak iş ve işlemler aşağıda açıklanmıştır.

Tamamlayıcı veya Destekleyici Sağlık Sigortası

Tanım : Özel sağlık sigortasının bir türü olan “Tamamlayıcı veya Destekleyici
Sağlık Sigortası”, genel sağlık sigortasının temel teminat paketi içinde yer almayan,
temel teminat paketinde yer alıp kısmen karşılanan, yani cepten ödeme yapılan ya da bireylerin daha yüksek standartlarda sağlık hizmeti talep ettiği durumlarda devreye giren özel sağlık sigortası türüdür. Başka bir deyişle tamamlayıcı veya destekleyici sağlık sigortası, Kurum tarafından kapsama alınmayan ya da kapsama alındığı halde genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından ek ücret ödemesi gerektiren sağlık hizmetlerini, özel sigorta aracılığı ile sigorta kapsamına almaktadır.

“Özel sağlık sigortasına sahip olan genel sağlık sigortalısı” ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin Kurum ile sözleşmeli/protokollü sağlık hizmet sunucularından
sağlık hizmeti alması sırasında kullanabilecekleri tamamlayıcı veya destekleyici sağlık sigortasının kapsamı ve uygulamaya ilişkin hususlar aşağıda açıklanmıştır.

Kapsam ve Uygulama
Yukarıda da belirtildiği üzere 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 98 inci maddesinin 2. fıkrasında; “Bu Kanun gereğince sağlık hizmetlerinden yararlananların ödemekle yükümlü oldukları katılım payları, özel sigorta şirketleri tarafından teminat veya ödeme konusu yapılamaz.” hükmü
yer almaktadır. Bu nedenle; anılan Kanunun 68 inci maddesinde konu edilen
katılım payları, tamamlayıcı veya destekleyici sağlık sigortası poliçeleri kapsamında değerlendirilmeyecektir.

Bunun dışında kalan;
a) Kurumca finansmanı sağlanmayan sağlık hizmetlerine ait bedeller,
b) Ek ücret tutarları,
c) Otelcilik ücreti gibi hastadan alınabilecek tutarlar,
d) Sağlık hizmet sunucusu ile sigorta şirketi arasında yapılabilecek anlaşmaya göre,
sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatları üzerinde kalan tutarlar,
tamamlayıcı veya destekleyici sağlık sigortası konusu yapılabilecektir.

Sağlık hizmet sunucusu ile özel sağlık sigortası şirketi arasında, sağlık hizmeti sunumuna ait bedellerin ödenmesine ilişkin aksine bir anlaşma yapılmadığı takdirde, Kurum mevzuat hükümleri çerçevesinde işlem yapılması gerekmektedir. Bu durumda, tamamlayıcı veya destekleyici sağlık sigortasına sahip genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere aynı tedavi döneminde sunulan sağlık hizmet bedellerinden;
1. Kanunun 63 üncü maddesi kapsamında sunulan sağlık hizmetlerine ait olanlar,
Kurum mevzuatı çerçevesinde Kuruma,
2. Bu maddenin 1. fıkrasında sayılan ve tamamlayıcı veya destekleyici sağlık
sigortası poliçesi kapsamında tanımlı olanlar, ilgili özel sağlık sigortası
şirketine,
3. Sigorta poliçesi kapsamında yer almayan ek ücret, otelcilik hizmeti, kapsam dışı
sağlık hizmeti gibi hasta tarafından karşılanması gereken tutarlar ise hastaya
fatura edilecektir.
4. Hasta katılım payları, özel sigorta şirketleri tarafından teminat konusu
yapılamayacağından, hastalar tarafından ödenecektir.

Bilgi edinilmesi ve gereğini rica ederim.

Fatih ACAR
Kurum Başkanı