Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği)
Devrim Yasası 92. Yılını Bitirdi!
Eğitim-İş, Tevhidi Tedrisat Yasası‘nın 92. yıldönümünde, tüm okullarda ilk ders saatinde ‘laiklik’ konusunun anlatılacağını belirtti. Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası) 3 Mart 1924’te
kabul edildi. Tevhid-i Tedrisat’ın 92. yıldönümünde,
Eğitim-İş tarafından hazırlanan ders planı ile
ülke genelinde tüm okullarda ilk ders saatinde
‘laiklik’ konusu anlatılacak.
Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulan Cumhuriyet’in en önemli devrimlerinden biri,
3 Mart 1924’te gerçekleştirilmiştir. Bu tarihte Halifelik, Şeriye ve Evkaf Vekâleti ile Erkân-ı Harbiye Vekâleti kaldırılmış, Osmanlı hanedanı mensupları yurtdışına çıkartılmış ve
Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası) kabul edilmiştir.
Söz konusu Devrim Yasaları ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal, laik ve bilimsel temellere dayanan çağdaş bir devlet olarak yapılanması sağlanmıştır.
“Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir.” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün en önemli devrimlerinden birisi laikliktir.
İnsanların inançlarına saygı gösterilmesi gerektiğini savunan Eğitim-İş, Atatürk’ün söz konusu tanımını benimsemiştir ve devlet yönetiminde inançların öne çıkmasına karşıdır. Laik düzlemde, inançlar, eğitim, hukuk, bilim ve ekonomiye etki etmemelidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin
tüm kurumları ve kuralları, dine, etnisiteye göre değil, laiklik ilkesine göre biçimlenmiştir
ve bu yapı korunmalıdır.
Ancak bugün gerici düzenleme ve uygulamalarıyla laik eğitime darbe vuran AKP iktidarı, “dindar ve kindar nesil” yetiştirme hedefine uygun olarak dini (AS: dinci!) eğitimi yaygınlaştırmaya hızla devam etmektedir.
AKP’nin eğitim alanındaki uygulamaları, Cumhuriyet atılımlarını tasfiye etmeye, eğitimimizin temel niteliklerini değiştirmeye yöneliktir. Hazırlanan programlar ve kitaplar bilimsellikten uzak, çağdaş ve laik ölçütlerden yoksundur. Eğitim yönetimi kadroları da bu anlayışla oluşturulmaktadır. Özellikle Milli Eğitim Bakanlığı, karşı devrimin üssü haline getirilerek ulusal değerlerimiz, eğitim sistemimiz içinden yasa ve yönetmelikler aracılığı ile bir bir çıkarılmaktadır. Kanun Hükmünde Kararnameler ile öğrencileri “insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan
Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış durumuna
getirmiş yurttaş” olarak yetiştirmekten vazgeçilmiştir.
- Akılcı ve bilimsel düşünen,
- Geniş bir dünya görüşüne sahip,
- İnsan haklarına saygılı,
- Kişiliği gelişmiş, topluma karşı sorumluluk duyan;
- Yapıcı, yaratıcı ve üretken bireyler yetiştirmek;
Türk Milli Eğitimi’nin temel amaçları arasında yer almaktadır.
Ancak AKP iktidarının hedefi, öğrencileri cemaatlerin ve tarikatların kucağına iterek çağdaş, bilimsel, akılcı, laik eğitim sistemini ortadan kaldırmaktır. Anayasadan (AS: md. 174), aralarında Tevhid-i Tedrisat Yasası’nın da bulunduğu “Devrim Kanunları”nı kaldırmayı amaçlayan AKP, karma eğitime son verme amacını gerçekleştirmek için adım adım ilerlemektedir. Karma eğitime son verilmesi durumunda, Atatürk’ün liderliğinde kurulan Cumhuriyetin en önemli kazanımlarından olan ve milli eğitimde birliği esas alan
Tevhid-i Tedrisat (ilkesi) ortadan kaldırılacak ve tekrar çok başlı eğitim sistemine dönülecektir.
Eğitim-İş, tüzüğümüzde de belirtildiği üzere, Atatürk ilke ve devrimleri ile Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik ilkesi üzerinde yükseldiğinin bilinciyle, laiklik ilkesinin korunmasına büyük önem verir. Kişilerin inanç ve vicdan özgürlüklerini savunurken, dinsel inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanmalarını ya da baskı altına alınmalarını da kabul edilemez bulur.
Bu nedenle de ülkede yaşayan herkesin
- çağdaş,
- bilimsel,
- laik,
- demokratik,
- eşit,
- parasız ve
- nitelikli eğitim hakkı
olduğunu savunur ve bu hakkın yaşama geçirilmesi için mücadele eder.
Bu amaçla, AKP iktidarının bilimsel, laik, ulusal ve demokratik eğitimi tasfiye etme girişimlerine karşı başta Eğitim-İş üyesi öğretmenler olmak üzere tüm öğretmenler;
3 Devrim Yasası’nın Kabulünün 92. Yıldönümü olan 3 Mart 2016 tarihinde,
Eğitim-İş tarafından hazırlanan ders planı ile ülke genelinde tüm okullarda ilk ders saatinde “Laiklik” konusunu anlatacaklardır.
Eğitim-İş olarak, Öğretim Birliği‘ne son vererek, medrese-mektep ikilemini günümüze taşımak isteyen bu anlayışa karşı;
- Atatürk ilke ve devrimlerine,
- Cumhuriyetimizin kazanımlarına,
- Ülke bütünlüğüne,
- Laik, Bilimsel, Demokratik, Eşitlikçi ve Parasız eğitime
sahip çıkmaya devam edeceğiz; bu kararlılıktan asla vazgeçmeyeceğiz.
EĞİTİM-İŞ MERKEZ YÖNETİM KURULU
Atatürk ve Laiklik Ders Programı
=====================================
Dostlar,
Bizim de üyesi olduğumuz EĞİTİM-İŞ Sendikamızın (Ankara 1 no’lu şube) 3 Mart 1924 Devrim Yasalarının kabulünün 92. yılında yayımladığı bildiriyi biz de içerik olarak paylaşıyor ve site okurlarımzın bilgisine sunuyoruz.
“90 yıllık Cumhuriyet enkazını kaldırdık..” diye saçmalayan kendisi enkaz kimi kendini bilmezleri tarih bağışlamayacaktır. Çünkü aklın – bilimin ve uygarlığın tersine yöndedirler. Başarı şansları da bu yüzden olmayacaktır hiçbir zaman..
Uygarlık meşalesi günümüzde insanlığın genelgeçer ortak kültürel ülküsü olarak
gürül gürül yanmaktadır; bu yarasa kişilikli ve ruhlu zavallıları da aydınlatacaktır..
*****
Bu vesile ile bir kez daha önemle anımsatmak isteriz ki; Türk Devrimi yeryüzünn en kansız devrimlerinden biridir. Dikkat buyurulursa, onca ihanetlerine karşın Osmanlı Hanedanı yargılanmaksızın yurt dışına çıkarılmıştır. Hain Vahdettin ve saltanatın kanı akıtılmamış,
büyük ATATÜRK ile dava ve silah arkadaşlarının yücegönüllülüğü (alicenaplığı) ile canlarına dokunulmadığı gibi hapse de atılmamışlar, sürgün edilmişlerdir. Zaten 36. Padişah ve İngiliz Muhipleri (Sevenleri) Derneği üyesi Vahdettin, 1 Kasım 1922’de Saltanat’ın kaldırılmasından
16 gün sonra, işbirlikçisi İngiltere’nin Malaya zırhlısı ile kaç(ırıl)mıştır..
“Yeni Anayasa” saçmalığı -tuzağı sürecinde üzerinde özellikle durulacak
Anayasa maddelerinden biri de, 8 Devrim Yasasını tek tek sayan ve onları
Anayasa hükmü düzeyinde anayasal dokunulmazlığa kavuşturan 174. maddedir.
I. İnkılap kanunlarının korunması
Anayasa madde 174 – Anayasanın hiçbir hükmü, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyetinin laiklik niteliğini koruma amacını güden,
aşağıda gösterilen inkılap kanunlarının, Anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz:
1. 3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu;
2. 25 Teşrinisani 1341 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisası Hakkında Kanun;
3. 30 Teşrinisani 1341 tarihli ve 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun;
4. 17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisiyle kabul edilen, evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağına dair medeni nikah esası ile aynı kanunun 110 uncu maddesi hükmü;
5. 20 Mayıs 1928 tarihli ve 1288 sayılı Beynelmilel Erkamın Kabulü Hakkında Kanun;
6. 1 Teşrinisani 1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki hakkında Kanun;
7. 26 Teşrinisani 1934 tarihli ve 2590 sayılı Efendi, Bey, Paşa gibi Lakap ve Unvanların Kaldırıldığına dair Kanun;
8. 3 Kanunuevvel 1934 tarihli ve 2596 sayılı Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun.
Büyük ATATÜRK‘ün Cumhuriyeti emanet ettiği Gençler,
- “Bütün ümidem gençliktedir.” dediği gençler bu tarihsel sorumluluğun gereğini
yerine getirecektir..Sevgi ve saygı ile.
03 Mart 2016, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com