Etiket arşivi: Nobel Tıp Ödülü

Gökhan Hotamışlıgil’e mükemmel bir ödül

Gökhan Hotamışlıgil’e mükemmel bir ödül

Orhan Bursalı

25 yıldır kendini metabolik – kompleks hastalıklar konusuna adamış ve bu bağlamda obezliği bu hastalıkların odağına oturtmuş ünlü bilim  insanımız Prof. Gökhan Hotamışlıgil’e hakkettiği büyük ödül verildi: Avrupa Diyabet Araştırmaları Derneği (EASD) ve Novo Nordisk Vakfı Mükemmeliyet Ödülü
Hotamışlıgil, 25 yıllık özverili çalışmaları ve bu çalışmaların diyabet ve obezlik konusunda önemli yeniliklere, farkındalıklara yol açmış olması ve yeni bilimsel araştırmaları tetiklemesi nedeniyle, alanında en büyük ödüllerden biri verildi..

Bir baş belası hastalık 
Diyabet ve obezite tam bir baş belası. Diyabetle dünyada en az 425 milyon insan, obezite ile de 650 milyon insan, yani toplarsanız, dünyada en az 7 insandan 1’i cebelleşiyor. Obezite ve diyabeti, yalnızca obezite ve diyabet olarak görmeyin, bu ikili, kalp hastalıklarından tutun çok sayıda başka hastalıkları geliştiriyor. 
Özellikle obezitenin, “kalp”, kalp-damar hastalıkları, diyabet, karaciğer yağlanması gibi hastalıkları da geliştirdiği biliniyor. 
Hotamışlıgil, gönderdiğim kutlama iletisine verdiği yanıtta, bu hastalıklara artık son zamanlarda astım, demans ve kanser gibi, obezite ile ilişkisi yeni fark edilen hastlalıkların da eklendiğini belirtiyor. Yani obezite, aşırı kiloluk durumu, tam bir baş belası ve ölümcül hastalık etkeni, kaynağı, yuvası!

Yenilikçi ve çığır açıcı araştırmalar 
Bu tür ödüller, yenilikçi araştırmaları teşvik amacını da taşıyor ve kendi alanında çığır açıcı araştırmalara imza atanlara veriliyor. Ödül gerekçelerinde de bu vurgulanıyor: 
“Bugüne kadar gerçekleştirdiği çalışmalar, yaygın ve karmaşık hastalıkların genetik mekanizmaları ile yeni tedavi yöntemleri üzerine odaklanan ve çok yeni bir alan olan immunometabolism’de çığır açıcı yeni bilgilerin edinilmesine yol açtı. Keşifleri, metabolik hastalıkların anlaşılması ve tedavi edilmesinde kullanılan mevcut yaklaşımları oluşturdu. Ayrıca 100’den çok öğrenci ve bilim insanını eğitti ve yol gösterici oldu… olağanüstü çalışmaların sahibi ve çığır açıcı katkılar yaptı..”

‘Sana mantıklı geliyor mu?’ 
Gökhan Hotamışlıgil, uzun yıllardır tanıdığım ve çok yakından izlediğim bir bilim insanı. 25 yıldır büyük bir adanmışlıkla sürdürdüğü çalışmaları, en üst düzeyde bilim dergilerinde yayımlandı. Bana obezite-metabolik hastalıklarla enflamasyon arasındaki ilişkiyi ve döngüyü çizerek anlattığı ve büyük bir alçak gönüllülükle “Ne diyorsun, sana mantıklı geliyor mu?” diye yönelttiği sorusunun da aramızda gülüşmelere yol açtığı zamanlardan, şimdi vardığı sonuçlar arasında bir uzun mesafe koşucusunu görüyorum. Bu ödül, bu koşuda önemli bir merhale.

Daha büyük ödüllerin kapısı 
Süren koşusunda daha büyük kesin sonuçlara ulaşması durumunda, çalışmalarının, şimdiki ödülünü aşacak daha büyük bilim ödülleriyle taçlanacağını biliyorum. 
Hotamışlıgil, ödülü öğrencileri, asistanları ve meslektaşları adına aldığını belirterek hepsinin sıra dışı özverisini övüyor ve “ilkokuldan bu yana bana yol gösteren ve hayatımda büyük etkileri olan olağanüstü öğretmenlerim ve akıl hocalarımın yanı sıra, 25 yıl boyunca çalışmalarımıza cömertçe destek sağlayan herkese minnettarım.” diyor.

Bilimsel başarımlarına bakın: 
25 yıllık odaklanmanın bilimsel sonuçları da büyük tabii ki. 302 bilimsel yayın. Yüzlerce konferans. Akademilere üyelikler. Kitap bölümleri. Google Scholar indeksine göre, bilimsel araştırmalarına verilen 80.304 referans, yine bir başarım göstergesi olan h-indeksi 101. 
Bu göstergelerde dikkatimi çeken bir nokta da şu: Bu referansların yarısından çoğunu, 41.000’den fazlası son 5 yıl içinde almış. 101 h-indeksinden 75’ini de… 
Bu şu demek: Araştırmaları giderek daha dikkat çekici bir ivme kazanıyor ve bilim insanlarınca kullanılıyor. 
Yolu açık olsun..
===================================
Dostlar,

Biz de meslektaşımız Prof. Gökhan Hotamışlıgil‘in tıp bilimine anlamlı katkılarından övünç duyuyoruz. Dileyelim, temel bilim düzeyinde erişilen yeni bilgiler tıp uygulamasında da karşılığını bulur ve insan – toplum sağlığına somut katkısı olur..
Ek olarak da, Sn. Hotamışlıgil önümüzdeki yakın erimde NOBEL Tıp Ödülüne uzanır..
Sn. Prof. Aziz Sancar’dan sonra göğsümüz ne çok kabarır..

Bu arada, bu tür gelişmeleri ve haberleri sürekli, bitmeyen bir emek ve sabırla izleyen ve yazarak paylaşan sevgili dostumuz Orhan Bursalı‘ya da teşekkür borçluyuz.

25 yıl dolayında “Cumhuriyet BİLİM TEKNİK” dergisini her Cumartesi yayınlayan Sn. Bursalı! Dileriz Cumhuriyet’in yeni yönetimi “Cumhuriyet BİLİM TEKNİK” i yeniden sahiplenir. Sn. Bursalı, birçok güçlükle boğuşarak son birkaç yıldır HERKES İÇİN BİLİM TEKNİK Dergisini her Cumartesi kişisel çabasıyla yayınlıyor; saygı ile selamlıyoruz.

Sevgi ve saygı ile. 21 Eylül 2018, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BS
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

Yazarın çıkar ilişkileri

SELÇUK EREZ

portresi

Yazarın çıkar ilişkileri

Bilim dallarında yayın yapanların uymak zorunda oldukları kurallar vardır. Ağırbaşlı bilim dergilerinin yayıncıları, bunlara uymayanların yazılarını geri çevirirler.

Bu kuralların arasında, “O yazıyı yazanların, yazdıkları alanla ilgili kuruluşlarla, değerlendirdikleri aygıtları, ilaçları üreten fabrikalarla, bunları satanlarla vb. herhangi bir çıkar ilişkilerinin olup olmadığının açıklanma zorunluluğu” vardır. Yazdıklarınızın, böyle bir ilişkiden etkilenip etkilenmediği bilinmek istenir. Bu konudaki sorular, sadece yazanlarla değil yazanların çalıştıkları kurumlarla üreticiler arasındaki parasal çıkar ilişkilerini de kapsar.

2008’de İnsan Papilloma Virüsünün rahim ağzı kanserlerinde oynadığı rolu tanımlayan, ardından bu virüsün bazı tiplerine karşı bir aşı geliştiren Dr. Zur Hausen’in Nobel Tıp Ödülü’nü alanlardan biri olacağı açıklandıktan sonra Nobel jürisinin üyelerinden Bo Angelin’in, bu aşıyı üreten firma olan Astra Zeneca’nın yönetim kurulunda da bulunduğu anlaşılınca kıyamet kopmuştu. Sonunda Bo Angelin, Astra Zeneca Şirketi’nin HPV aşısı patentine sahip olduğunu bilmediğini söylemiş, böylece iş zar zor kapatılmıştı.

Bütün bunlardan bize ne?

Demokratik yani yönetenlerin halk oylarıyla seçildikleri rejimlerde en önemli nitelik, seçimi yapacak olan halktan gerçeklerin saklanmamasıdır. Örneğin yönetenler,
komşu ülkelerle ilişkilerimizi, kendimizin değil  başka ülkelerin çıkarları için bozduklarında, “Biz, bunları, komşumuzda demokrasinin yeniden kurulması için yapıyoruz!” derlerse gerçeği halka kim anlatacak? Hükümetin her tutumunu eksiksiz alkışlayanlar mı?  İktidarı sürekli olarak güzellerin en güzeli, en demokratı ilan edenler mi? Böyle davrandıklarında TRT’de, şurada burada program yaptırılarak kalkındırılanlar mı?

Herhalde değil!

Çaresi?

Bilimsel yazı yayınlayan organlardan öğreneceklerimiz var: Yeni anayasaya bir madde ekleyip her yayın organının başlığına

  • “Gazetemiz ya da TV kanalımız, herhangi bir devlet bankasından sağlanmış
    kolay kredilerle kurulmamıştır”

cümlesinin eklenmesinin ve de yayınlanan haber ve makalelerin altına
“Yazarın yönetimle hiçbir çıkar ilişkisi olmamıştır” diye yazılmasının sağlanması gerekir.
Doğru seçim yapmak için doğru bilgi edinmesi şart olan yurtdaşlarımıza saygılıysak, böyle davranmalıyız.

(www.selcukerez.com, 3.2.13, Cumhuriyet)