Emekli Kurmay Albay Haydar Ateş:
Kabil’de bizi ABD vurdu!
Afganistan’ın eski Türk komutanı,
Kabil saldırısını Aydınlık’a değerlendirdi:
1. ABD araçları oradan geçmez
2. Taliban içindeki taşeron kuvvetler kullanılmış
3. Amaç Türkiye’yi savaşın içine çekmek
Mustafa Kaya
AYDINLIK Haber portalı, 01.03.2015
http://www.aydinlikgazete.com/turkiye/emekli-kurmay-albay-haydar-ates-kabil-de-bizi-abd-vurdu-h63973.html
TALİBAN Afganistan’da ilk kez Türk askerini hedef aldı. Önceki günkü bombalı intihar saldırısında bir Türk askeri şehit oldu. Saldırı sonrası açıklama yapan Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahit, saldırıyı üstlendiklerini belirtti, ancak hedeflerinin Türk askeri olmadığını öne sürdü.
Saldırının zamanlaması ve oluş biçimi çok ciddi soruları da beraberinde getirdi. Türk askerine yönelik saldırı tam da ABD’nin Afganistan’dan tümüyle çekilme sürecine denk geldi.
Bu süreçte ABD, Türk askerinin Afganistan’da muharip görevlere katılması konusundaki ısrarını en üst düzeye çıkardı. IŞİD’e karşı mücadele gerekçesiyle Irak ve Suriye’de Türkiye’yi ateşe sürme girişimlerini yoğunlaştıran ABD’nin Afganistan’da da
Taliban üzerinden örtülü operasyonlara başvurduğu açık.
Akıllara gelen tüm bu soruların yanıtlarını bölgeyi en iyi bilen Türk komutanlardan biri olan Emekli Kurmay Albay Haydar Ateş verdi. Ateş, 2006 yılında Afganistan Türk Görev Kuvveti kurulduğunda Türk Birliği’nin ilk komutanıydı. Ayrıca Türkiye, Fransa ve İtalya’nın lider konumda olduğu NATO ISAF Kabil Bölge Komutanlığı’nın da ilk Türk komutanı. Ateş’in
son görevi ise Afganistan Türk Temsil Heyeti Başkanlığı’ydı. Ateş Afganistan’da görev yaptığı süre içerisinde ABD kuvvetlerinin Afganistan’ı nasıl karıştırdığını ve Türk askerini de bu sürece dahil etmek için neler yaptığını en üst düzeydeki tanıklıklarıyla bire bir yaşadı. Bir askerimizin şehit olduğu saldırı ile ilgili sıcak bilgiye dayalı açıklamaları ise önümüze konulan Afganistan resmini tümüyle değiştirebilecek nitelikte.
TALİBAN’IN BİR BÖLÜMÜ ABD’YE HİZMET EDİYOR
– Taliban belki ABD araçlarını hedeflemiş olabilir veya böyle bir plan yapmıştır.
Ancak Taliban’ın yapısı içinde farklı bir durum da var. Taliban ikiye ayrılmış durumda.
Bir bölümü ABD’ye hizmet ediyor. Muhtemelen bu saldırı ABD araçları için de planlanmış olsa, ABD kendi elemanları vasıtasıyla bu saldırıyı öğrenmiştir. Sonra o noktaya gidecek şahsın kan bedelini karşılayarak o bombayı Türk araçları için yönlendirmiş olabilir.
ABD ARAÇLARI O YOLU KULLANMAZ
– Çünkü ABD araçları o yolu neredeyse hiç kullanmazlar. Saldırı ile ABD bir taşla iki kuş vurma hedefinde. Bir yandan Türk halkını ve askerini Taliban’a karşı kışkırtıp silah kullanmaya zorlayarak kendi operasyonlarına ortak etme; aynı zamanda da Afgan halkını Türklere karşı kışkırtma şansı yakalama çabasında. Kanaatimce bu eylem bilerek Türk birliğine yöneltilmiştir. Üzerinde Türk bayrağı olan ve Türk Büyükelçiliği önünde duran araçlara hiçbir Afganlı yanlışlıkla saldırmaz.
AFGANİSTAN’DA BU İŞİN PAZARI VAR
– Afganistan’da yalnızca saldırı yapmanın bedeli 10 bin ABD Doları. İntihar saldırısının
bedeli ise 25 bin $. Bu para, o kişi ölünce ailesine ödeniyor. Yani bu alanda bir pazar oluşmuş durumda… İnsan yaşamının çok değeri olmadığı için aşiret reisi veya aile, bir kişiye bu görevi verip parayı alır.
ABD, Türk askerini hedef yapma peşindeydi.
Bu süreçte, Türkiye tarafından yazılı olarak koalisyon harekatına katılım konusunda yazılı bir deklarasyon olmadığı için, ABD ve İngiltere başta olmak üzere, Türk Komutanı olarak beni çok sıkıştırmaya çalıştıklarını söyleyebilirim. Türk Birliği’nin durumu sadece Genelkurmay Başkanı tarafından bir basın organına verilen beyanatla belirlenmişti. ABD bu nedenle sık sık bazı ABD’li askeri personelin “keşif” amaçlı olarak Türk askeri üniformasıyla ve Türk devriye araçlarına binerek devriyelere katılması konusunda ısrarlı teklifler yapmıştı. Örneğin İngiltere sözde keşif ve gözetleme için bazı İngiliz devriyelerinin Türk birliğinin konumlandığı Doğan Kampı’ndaki nöbet ve gözetleme kulelerinden yararlanması önerilerini getirmişti. Bunların gizli amacının, Türk üniforması altında devriye esnasında bilerek yapılacak büyük bir provakasyonla Afgan halkı nezdinde Türk birliğini çok zor durumda bırakmak veya Türk kampındaki kulelerden çevredeki halka ateş ederek büyük bir infial ve düşmanlık yaratmak olabileceğini değerlendirerek öneriyi reddettim. Hatta ABD özel birliklerinin Kabil bölgesinde operasyon yapmasını, tam bir terörist gibi davranan ABD’nin Blackwater isimli sözde güvenlik şirketinin elemanlarının cyaya gezmesini bile yasakladım.
Bu süreçteki tavrım ve yaklaşımım nedeniyle birçok olumsuz etkiye de maruz kaldım ve hatta Türk komutan olarak ABD Büyükelçiliği’ne yazılı nota vererek ulusal çıkarlarımızı ve saygınlığımızı korumaya çalıştım.
AYNI SENARYO SURİYE’DE DE DEVREDE
– ABD hedefine ulaşmak için her yolu deneyen bir ülkedir. Nasıl ABD El Kaide’yi kurup Afganistan’ı ve kimi ülkeleri biçimlendirmeye ve terör yoluyla hedeflerine ulaşmaya çalıştıysa, aynı yolla IŞİD’i de ABD ve İsrail birlikte kurmuştur. BOP (Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi) kapsamında Suriye ve Irak’taki hedeflerine bu yolla ulaşmayı hedeflemiştir.
IŞİD’e Suriye’de verilen görev, kargaşanın boyutunu büyüterek PKK’nın bu bölgede uzantısını daha da güçlendirmektir. Böylece Esad’ın karşısına güçlü bir Kürt yapılanması ortaya koymaktır. Şimdi IŞİD Suriye’de hükümet güçleri ile PKK arasında tampon görevi yürütmektedir.
IŞİD’e Irak’ta verilen görev ise Musul ve Kerkük bölgesindeki Irak Merkezi Hükümeti’nin gücünü zayıflatmak ve onu bölgeden uzaklaştırmak,
Barzani’nin Kerkük’te daha da güçlenmesini ve tam denetimini sağlamaktır.
ABD’nin hedefi bu bölgeye peşmerge ve askeri güçlerle saldırarak Musul’u sözde IŞİD’den geri alıp Barzani’ye teslim etmektir.
==============================
Dostlar,
Yurtsever ve ufuklu komutan, dostumuz Sn. E. Kurmay Alb. Haydar Ateş‘i,
Afganistan Türk Birliği komutanı iken sergilediği yetkin (dirayetli) yönetimi için
kutlamak isteriz.
Bu vesile ile yaptığı açıklama da önümüzü açan gerçeklerdir, teşekkür ederiz..
Türkiye, sözde stratejik (yoksa trajik mi?) müttefikinin bu arkadan vuran bilmem kaçıncı operasyonunu adamakıllı değerlendirmeli ve politikalarını gözden geçirmelidir.
(Muavenet savaş gemimizi de bilerek / gözdağı için vurup batırmadılar mı??)
Türkiye, “Ayı ile girdiği çuval” dan (yerleşik bir politik benzetmedir..)
çooook geç de olsa çıkmaya çabalamalıdır.
Ve de dış politikasında olup bitenleri NATO / ABD gözlüğü ile izlemekten vazgeçmelidir..
O NATO ki, kontrgerillası ile – gladyosu ile ülkemizde nice kanlı olayların kurucusu, cinayetlerin eli kanlı maşasıdır…
Ne hazindir ki, Türkiye Cumhuriyeti kendi ülkesinde kendi yurttaşlarının öldürülmesine
engel olamamakta, işleyeni gerçekte belli sözde “faili meçhul” cinayetler aydınlatıl(a)mamaktadır.
Ne uğrunadır bu sefil dış politika??
Türkiye, Bağımsız ve onurlu bir dış politika izlemelidir.
Türkiye, Küreselleşen emperyalist güçlerin maşası olmaktan çıkmalıdır.
Tam da tersine bölgesinde barış ve istikrarın güvencesi olmalıdır.
Komşu ülkelere ABD’nin koçbaşı olarak vekaleten saldıran bir taşeron ülke olmak,
Atatürk’ün Türkiye’sine asla yakışmamaktadır.
Unutulmasın ki, koçbaşı sürüyü mezbahaya taşıdıktan sonra kesim sırası kendsine gelmektedir.
Ve aklımıza düşmesini engelleyemediğimiz bir soru :
E. Kurmay Albay Haydar Ateş neden general ol(a)madı ??
Sevgi ve saygı ile,
01.03.2015
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net