Etiket arşivi: Kurthan Fişek : Das Yönetim

Prof. Dr. Gürhan Fişek’i kaybettik

Prof. Dr. Gürhan Fişek’i kaybettik

 14 OCAK 2017, http://www.ttb.org.tr/index.php/Haberler/gfisek-6524.html 

TTB İşçi Sağlığı Kolu kurucu başkanı ve 1988-1990 ile 1990-1992 dönemi TTB Merkez Konseyi üyesi Prof. Dr. Gürhan Fişek,  14 Ocak 2016 günü yaşamını yitirdi. Fişek, 16 Ocak 2016 Pazartesi günü saat 10.00’da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde düzenlenecek tören ve Maltepe Camisi’nde kılınacak öğle namazının ardından Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

Türkiye’de halk sağlığının önderi ve sosyalleştirilmiş sağlık hizmetlerinin mimarı olan
Prof. Dr. Nusret Fişek’in oğlu Prof. Dr. Gürhan Fişek, 30 Mart 1951’de dünyaya geldi.
1976 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi. 1985’te Ankara Üniversitesi
Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden sosyal politika konusunda, 1987’de ise Hacettepe Üniversitesi’nden iş sağlığı alanında doktora derecesi aldı.

Sosyal güvenlik, iş sağlığı güvenliği, iş sağlığı güvenliği denetimi, hükümet dışı kuruluşlar, sosyal hekimlik politikaları, sosyal dışlanma başlıklı dersler verdi.
1999 yılında Profesör unvanı aldı.
1982 yılında hazırlıklarına başlanan Fişek Enstitüsü’nün kurucuları arasında yer aldı.

Bir dönem Ankara Üniversitesi SBF’de Fakülte Yönetim Kurulunda görev yapan Fişek, fakültede ders vermeye devam ediyordu.

TTB Merkez Konseyi olarak Prof. Dr. Gürhan Fişek’in vefatından duyduğumuz üzüntüyü
dile getirir, yakınlarına ve ailesine başsağlığı dileriz.

Türk Tabipleri Birliği
Merkez Konseyi
(http://www.ttb.org.tr/index.php/Haberler/gfisek-6524.html)
=============================
Dostlar,

Acımızı tarif etmemiz çoook güç. Merhum Gürhan hoca Hacettepe Tıp’tan arkadaşımızdı. Bizden 1 yıl önce mezun olmuştu (1976). Babası Prof. Nusret Fişek Haccetepe’de modern Halk Sağlığı Bilimlerini kurmuştu,
biz de daha 1. sınıfta kendisini tanımış ve Toplum Hekimliği – Koruyucu Hekimlik – Sosyal Tıp – Halk Sağlığı dalında uzmanlaşmıştık.

Gürhan İşçi – Emekçi sağlığına gönül vermişti. Bu alanda Doktora eğitimine başladı.
Hocası Prof. İsmail Topuzoğlu O’nu, “Sosyal Politika” alanında kendini geliştirmek üzere SBF’ye yönlendirdi. Bu master eğitiminde çoook başarılı olunca Doktoraya devamı istendi.
Onu da çok başarılı tamamlayınca (1985), çok ilginç biçimde,

  • Bir Tıbbiyeli olmasına karşın, SBF’de (Mülkiye’de) kariyer yapması istendi, yaptı!
    2 yıl sonra İş Sağlığı Doktorasını Hacettepe’de tamamladı (1987). 

Gürhan’ın ağabeyi Kurthan abimiz SBF’de “Yönetimbilm” hocası idi.
Karizmatik ve efsane bir hoca.. “Sıfırcı hoca”! “YÖNETİM” adlı kitabı klasikleşti ve ardılları bu kitabı “Das Yönetim” adıyla SBF’de – Mülkiye’de sürdürüyorlar.

Fişek Enstitüsü‘nün kurucusu oldu. Çalışan Çocuklar Eylem ve Bilim Vakfı oldu burası.
Emekçinin özellikle de çocuk emeğinin savunmanı oldu bu vakıf yıllarca…
Örnek İş Sağlığı Güvenliği hizmetleri veren işletmeler kurdu, yönetti.
Sosyal Politika ve İş Sağlığı Güvenliği alanına değerli bilimsel katkılar verdi.

Birkaç yıl önce, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dönem 3’te verdiğimiz Küreselleşme ve
Halk Sağlığı (seçmeli) dersinde konuk öğretim üyemizdi. Küreselleşme = Yeni emperyalizmin emeğe, iş ve işçi sağlık ve güvenliğine, emek haklarına dönük sistemli ve yabanıl (vahşi) saldırılarını anlattı bize.. Hayranlıkla izledik..

Gürhan son birkaç yıldır şiddetli bel ağrıları çekiyordu. Tekerlekli sandalyeye düşmüştü.
Derdini sormuş ama özeline saygımız gereği de yanıt verip vermeme hakkı olduğunu belirtmiştik elbette. Elden gelen her şey tıbben yapıldı. Ama olmadı, olamadı..

Edirne‘den ayda bir yapılan Toplum Hekimliği – Sosyal Tıp toplantılarına evine konuk olduğumuz olurdu. Eşi sevgili Oya‘nın güleryüzü ve cömert ikramları ile bir fikir kulübü imecesi idi yapmaya çalıştığımız..

Gürhan ile bir ortak özelliğimiz daha vardı : O lisansüstü eğitim ile Sosyal Politika Doktorası yapıp Mülkiyeli ve Mülkiye’de hoca olmuştu. Biz ise Mülkiye’de lisans eğitimi yaparak
klasik anlamda Mülkiyeli olmuştuk.

  • Tıbbiyeden 2 Mülkiyeli idik.. Ya da Mülkiye’de 2 Tıbbiyeli..
    Şimdilerde yalnız hatta öksüz kaldık!

Ülkemize kattıkları sayıp – yazmakla bitmez.. O’nu yetiştiren babası Prof. Dr. H. Nusret Fişek ile annesi Perihan hanıma, abisi Kurthan ağabeye de şükran doluyuz elbette..

Aziz anısının ve Fişek Enstitüsü‘nün yaşatılması gerekiyor..
Gayret Oya hanım ve oğul Doruk.. Hep yanınızda olacağız.. Acınız acımızdır..

O’nu, sevgili dostum Gürhan’ı yarın, 16 Ocak 2016 Pazartesi günü saat 10.00’da
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde düzenlenecek tören ve Maltepe camisinde kılınacak öğle namazının ardından Cebeci Asri Mezarlığında toprağa vereceğiz…

O’nu, büyük yurtsever ozanımız Nazım Hikmet‘in doğumunun 115. yıldönümünde aşağıdaki şiiriyle anarak uğurlamak istiyoruz..

YAŞAMAYA DAİR 
1 
Yaşamak şakaya gelmez, 
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın 
                       bir sincap gibi mesela, 
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, 
                       yani bütün işin gücün yaşamak olacak. 
Yaşamayı ciddiye alacaksın, 
yani o derecede, öylesine ki, 
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda, 
yahut kocaman gözlüklerin, 
                        beyaz gömleğinle bir laboratuvarda 
                                    insanlar için ölebileceksin, 
                        hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için, 
                        hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken, 
                        hem de en güzel en gerçek şeyin 
                                      yaşamak olduğunu bildiğin halde. 
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, 
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, 
           hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, 
           ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, 
                                      yaşamak yanı ağır bastığından. 
                                                                                     1947 
2 
Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız, 
yani, beyaz masadan, 
              bir daha kalkmamak ihtimali de var. 
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini 
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına, 
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden, 
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz 
                                en son ajans haberlerini. 
Diyelim ki, dövüşülmeye deşer bir şeyler için, 
                               diyelim ki, cephedeyiz. 
Daha orda ilk hücumda, daha o gün 
                           yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün. 
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu, 
                        fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz 
                        belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu. 
Diyelim ki hapisteyiz, 
yaşımız da elliye yakın, 
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının. 
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız, 
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla 
                                    yani, duvarın ardındaki dışarıyla. 
Yani, nasıl ve nerede olursak olalım 
          hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak... 
                                                                      1948 
3 
Bu dünya soğuyacak, 
yıldızların arasında bir yıldız, 
                       hem de en ufacıklarından, 
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani, 
                       yani bu koskocaman dünyamız. 
Bu dünya soğuyacak günün birinde, 
hatta bir buz yığını 
yahut ölü bir bulut gibi de değil, 
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak 
                       zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız. 
Şimdiden çekilecek acısı bunun, 
duyulacak mahzunluğu şimdiden. 
Böylesine sevilecek bu dünya 
"Yaşadım" diyebilmen için... 
Nazım HİKMET

Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği Uzmanı
AÜTF Halk Sağlığı AbD – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

“Sıfırcı Hoca” Kurthan Fişek’in Seçme Eserleri…

28012016_Y1_1

“Sıfırcı Hoca” Kurthan Fişek’in
Seçme Eserleri…

Dr. 
EDEBİYAT DIŞI

(AS : Bizim katkımız yazının altındadır..)

Kurthan Fişek’in çalışmalarının tekrar gün yüzüne çıkarılması, kritik bir görevdi ve “DaS Yönetim” kitabı ile bu görev, yerine getirilmiştir.

KİTAP-KAPAĞI-das-yönetimAnkara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi – Mülkiye’nin efsane hocalarından Sevgili Kurthan Fişek’i 2012 yılında yitirmiştik. Hem biz Mülkiyeliler, hem Fakültemiz hem de kamu yönetimi üzerinde çalışanlar öksüz kalmıştı.

Kurthan Hoca’nın ardından, O’nun kürsüdaşı ve halen Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Alpay Dikmen’in odasında sohbet ederken, “DaS Yönetim” fikri, projesinin ilk heyecanlı tartışmalarını hatırlıyorum.

Aradan geçen süre, böyle bir dev yapıt için hiç de uzun sayılmaz. Prof. Kurthan Fişek’in kürsüsünde yetişen iki genç akademisyen meslektaşımız hummalı bir çalışmaya giriştiler ve de başardılar.

Öncelikle Levent Demirelli ve Recep Aydın’ı buradan yürekten kutluyorum.

Türkiye’de kamu yönetimi disiplinin kuruluşu 1950’li yıllara rastlar. Amerikan kamu yönetimi disiplini, kuruluştaki baskınlığını günümüze kadar, etkisini de yitirmeden, devam ettirmiştir diyebiliriz. Bununla birlikte ana akım kendi antitezini de üretmiştir. Ve bu antitezi kurucu babası da Kurthan Fişek’tir.

Kurthan Fişek’in çalışmalarının tekrar gün yüzüne çıkarılması, bu nedenle kritik bir görevdi ve DaS Yönetim kitabı ile bu görev, yerine getirilmiştir.

Kurthan Hoca’nın tüm çalışmaları kamu yönetimine değil, yönetime dairdir. Elimizdeki kitaptan görüldüğü üzere, Hoca’nın ilk bakışta farklı konulara ve/veya çalışma alanlarına giriyor gibi görünen çok sayıda yazısı, ancak bir arada okunduğunda anlam ve üslup bütünlüğü kazanmaktadır.

Derleyenlerin karşılaştığı temel zorluklardan biri, ilk bakışta geniş konu yelpazesine yayıldığı fark edilen yazıların gruplandırılması olmuştur. Yönetime dair Kurthan Hoca’nın kurduğu bütünlüklü çerçeveyi sunabilmek adına, onun çeşitli biçimlerde ve yerlerde yayımlanmış olan yazılarının üç ana bölümde bir araya getirilmesi bence oldukça isabetlidir.

Birinci bölüm, Kapitalizmden sosyalizme devlet ve bürokrasi; ikinci bölüm, Türkiye’de kapitalizm ve emperyalizm ve üçüncü bölüm de Türkiye kamu yönetimi başlıklarını taşımaktadır.

Kitabın ilk bölümü, Fransa-İngiltere-ABD üçlemesi olarak da adlandırabilecek iki yazıyla başlıyor. Bu yazılar, söz konusu ülkelerde bürokrasinin oluşum ve gelişim dönemini ele alıyor, ayrıca sosyalizm ve bürokrasi sorunsalına da değinmelerde bulunuyor. ABD’yi dışarıda bırakırsak feodalizmden kapitalizme geçiş olarak da adlandırabileceğimiz süreci anlatan iki çalışmayı sosyalist devlet ve bürokrasi konusu izliyor. Bölümün son çalışması olan Yönetimde Özendirme ve Liberman Tartışması ise daha çok örgüt bilimi sınırları içerisine girmekle beraber, belki de Türkiye’de bir ilke imza atarak, sosyalist bir toplumda SSCB’de yapılan güdülenme tartışmalarının bir özetini sunuyor. Böylece genel olarak kapitalizm ve sosyalizm ile bunların devlet biçimleri üzerine yapılan tartışmalara dair bütünlüklü bir bölüme ulaşılmış oluyor.

KURTHAN

Derlemenin ikinci bölümü, Türkiye’de kapitalizm ve emperyalizmi, ekonomik, siyasal, yönetsel ve anayasal boyutlarıyla irdeliyor. Bu yolda, öncelikle Osmanlı toplumunun feodal olduğu tespitinden hareketle Anadolu topraklarına kapitalizmin girişini ve (özellikle dış borçlar üzerinden) emperyalizmle sonuçlandığı süreci ele alıyor. Sonrasında ise Anadolu’ya kapitalizmin girişiyle oluşan işçi sınıfını temel alarak, Osmanlı’nın son dönemlerinde ve Türkiye Cumhuriyeti’nde kapitalizmin gelişimini ve sonuçlarını ortaya koyuyor; 1960’lı yıllar Türkiye’sinde çeşitli devlet örgütlerinde yapılan grevleri temel alarak devletin işçiye olan tutumunu ampirik olarak gözler önüne seriyor. Bölümün son yazısı ise Türkiye’de bir ilki, işçilerin bir fabrikayı işgal etmesiyle başlayan ve devletin baskı gücüyle geri almasına değin geçen 35 günlük sürede işçilerin patronsuz bir fabrikadaki ‘yönetim denemesi’ni konu alıyor.

Üçüncü bölüm bugün Türkiye’de kamu yönetimi olarak adlandırılan disiplinin (konu bakımından) sınırları içinde kalarak Türkiye’nin yönetim yapısını, oluşum, gelişim, reform, vesayet gibi alt-başlıklar etrafında irdeliyor. Bunu yaparken sosyal, ekonomik ve siyasal boyutları da katarak ana akımdan uzaklaşıyor ve analizini zenginleştiriyor. Dördüncü ve beşinci yazılar ise spor ve yönetimi bir araya getirerek adeta yeni bir alan açıyor. Bu iki yazı, Hoca’nın bir yandan Spor Yönetimi adlı profesörlük çalışmasının kısa bir özetini sunduğundan, diğer yandan ise gençliğinde sporcu olan, ileriki yaşlarında da milli sporcularla baklavasına iddiaya giren ve iddialaşılan müsabakayı avansla da olsa kazanan bir bürokratın tanıtılmasını sağladığından derlemede yer almaktadır.

Okuyucu, son üç çalışma ile bölümün başlığı arasında bir kopukluk olduğunu fark edecektir. Okuyucuyu Hoca’nın kıymetli yazılarından mahrum bırakmamak ve fazladan bir başlık açıp derlemenin ana hattını dağıtmamak gibi kaygılardan dolayı böyle bir kopukluğun ortaya çıkmasına izin vermeyi derleyen dostlarımız uygun görerek pek isabetli davranmışlardır.

Kamu yönetimi, iki anlamda kullanılabilir. Dar anlamıyla kastedilen aslında devletin örgütlenme kural ve uygulamalarına denk düşmektedir. Geniş anlamda ise, esasen Kurthan Hoca’nın kullanımına yakın biçimde, toplumsal oluşumları ve tarihsel gelişmeleri kesen bir çerçevede yönetim olgusunun incelenmesinden, daha kapsayıcı ve sosyolojik çalışmalara daha yakın bir disiplinden, söz eder.

Kurthan Hoca’nın özgün tarafı da aslında yönetimi bu kapsamıyla anlaması ve gerek politik duruşundan ve Türkiye’nin o dönemki siyasal hayatından/konjonktüründen gerek tarihsel materyalist düşünce geleneğini yönetim alanında sınamasından kaynaklı. Bu nedenle elinizdeki bu derlemenin, Türkiye’deki tarihsel materyalist ya da Marksist bir kamu yönetiminin/yönetim biliminin kökenini ya da kurucu metinlerini oluşturduğunu söylemek mümkün. Keza sonradan bir biçimde eriyen ya da bastırılan ama varlığını devam ettiren bu Marksist ya da eleştirel damarın kurucusunun Kurthan Fişek olduğunu iddia etmek de…

  • Das Yönetim
  • Devlet, İktidar ve Bürokrasinin Marksist Analizi
  • Yazar: Kurthan Fişek
  • Editörler: Levent Demirelli ve Recep Aydın
  • Yayınevi: Nota Bene Yayınları
  • Sayfa Sayısı: 480
  • Baskı Yılı: 2016
Serdar Şahinkaya

Serdar Şahinkaya

1958 İzmir, Eşrefpaşa doğumlu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi – Mülkiye’de yarı zamanlı hocalık yapıyor. Sanayileşme, kalkınma ve finansmanı ile yakın dönem Türkiye iktisat tarihi üzerine çok sayıda yayını var. Yemek yemeyi, yapmayı, anlatmayı ve yazmayı da seviyor. Meraklısı www.bogazlarmeselesi.com’a bakabilir.
===============================

Dostlar,

Kurthan Fişek (Kurthan abi!), bizim Hacettepe Tıp’ta öğrenciliğimizde ve mezuniyet sonrası asistanlığımızda (Halk Sağlığı / Toplum Hekimliği ihtisasında) hocamız olan, Türkiye’de çağcıl (modern) Halk Sağlığı / Toplum Hekimliği Bilimini kuran, Kalpaksız Kuvayı Milliyeci hekim Prof. Dr. Nusret H. Fişek’in büyük oğludur.. 2. oğlu A. Gürhan Fişek ise Hacettepe Tıp’tan mezun olup (1975) İş Sağlığı doktorası (PhD) sonra  SBF – Mülkiye’de ayrıca Sosyal Politika doktorası (PhD) yapmış ve çok başarılı bulunarak bu Fakültede abisi gibi öğretim üyesi olmuştur.. Mülkiye’de, Tıbbiye kökenli bir öğretim üyesi!.. Fişek ailesi ile elbette yıllarca birlikte olduk, Kurthan abi ile rakı sofraları paylaştık.. Nusret hoca, kendisinin Harvard’da doktorası sırasında Kurthan abinin doğduğunu, sıraların üzerinde emekleyişini vs. anlatırdı bize..

Biz de, Gürhan gibi Tıp’tan sonra bir de SBF – Mülkiye mezunu olarak bu ortak özelliği paylaştık.. Kurthan hocanın YÖNETİM adlı klasikleşmiş kitabını okuduk.. Gürhan’ın hoca olduğu bölümden Sosyal Politika dersi aldık vs..

“DAS Yönetim” iddialı bir tasarım (proje) ve adlandırmadır.

Anaşılacağı üzere Karl Marx’ın “Das Kapital”i ne bir gönderme yapışmış ve bir metafor yüklenmiştir. Yönetimbilim alanında klasik kitaptır Kurthan hocanın “Yönetim” kitabı denmektedir. Yerindedir ve dileriz hakettiği yeri bulur bilimsel yazında (literatürde) ve tarihte..

Emek veren ve bu düşünü (fikri) üreten herkesi kutlar, teşekkür ederiz.
Sevgi ve saygı ile.
18 Eylül 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com