Etiket arşivi: Kılıçdaroğlu : Laiklik tehlikede değil

Erdoğan’ın şansı

Mehmet Ali Güller
Mehmet Ali Güller
Cumhuriyet, 07 Şubat 2022 Pazartesi

 

“AİHM ne demiş, bizi ilgilendirmiyor” diyen Erdoğan, aldığı 10 ay hapis cezası için, daha sonra o cezanın adli sicil kaydından silinmesi konusunda, ardından Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) “milletvekili olamaz” kararına itirazında AİHM’ye başvurmuştu. Ancak gerek kalmamıştı.

2003… CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Erdoğan’ın imdadına yetişti! “Demokrasi” güzellemeleri içinde anayasada değişikliğe gidildi ve Erdoğan’a milletvekili olma yolu açıldı. Özetle, Erdoğan’ı başbakan yapan Deniz Baykal’dı. Demokrasinin geldiği yer ise ortada!

2007… AKP’nin cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül’dü. Ancak TBMM’de 367 bulunamadığı için seçilemiyordu. Öyle ki Gül artık umut görmüyor ve cumhurbaşkanı olma sevdasından vazgeçiyordu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Gül’ün imdadına yetişti. MHP milletvekilleri TBMM’de 367’yi sağladı ve Gül cumhurbaşkanı seçildi. Özetle Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı yapan, Bahçeli’ydi.

KILIÇDAROĞLU – BAHÇELİ İKİLİSİNİN ROLÜ

2014… Kılıçdaroğlu ve Bahçeli Cumhurbaşkanlığı seçiminde ittifak yaptı ve Erdoğan’ın karşısına Ekmeleddin İhsanoğlu’nu çıkardı. Erdoğan kadar dinci bir adayla Erdoğan’ı yeneceklerini sandılar.

Ne dediğimizi anlatabilmek için öncesini anımsayalım: Türban konusu 2006’da hukuken kapanmış ve Erdoğan konuyu rafa kaldırmışken imdadına CHP’nin “özgürlükçü” yeni genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yetişti. 22 Ağustos 2010’da “Türbanı biz çözeriz” dedi, 22 Eylül 2010’da Laiklik tehlikede değil dedi, 24 Ocak 2011’de “Siyaset yapmayan tarikatlara ve cemaatlere saygılıyım” dedi.

Sonuç? Türban, bırakın üniversiteleri, ilkokullara kadar girdi, “Türbana özgürlük” sloganı atanlar bugün “etek boylarına” karışıyor. Yasal olmadığı halde tarikat ve cemaatler yaygınlaştı. Şimdi Türkiye, çocuklarını tarikatlardan kurtarma sorununu tartışıyor.

Kılıçdaroğlu’nun bu hamlesinin gerekçesi şuydu: Erdoğan’ın elindeki kozu almak! Oysa alındığı sanılan koz, hayata geçiyordu. İşte Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı da aynı mantığın sonucuydu. Tabii aslı varken kopyası işe yaramadı, Erdoğan cumhurbaşkanı seçildi. Özetle, Erdoğan’ı cumhurbaşkanı yapan Kılıçdaroğlu-Bahçeli ikilisiydi.

BAHÇELİ BAŞKANLIK YOLU AÇTI

1 yıl sonra… 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP hükümet kuracak çoğunluğu sağlayamadı. Başbakan Davutoğlu koalisyon arıyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim tekrarı istiyordu. Erdoğan’ın imdadına yine Bahçeli yetişti; önce hükümet kuramayan AKP’ye TBMM Başkanlığı kazandırdı, ardından koalisyon seçeneklerini baltalayarak erken seçimle AKP’nin hükümet kurabilme sayısına ulaşmasını sağladı.

1 yıl sonra… Bahçeli 11 Ekim 2016’da “Madem Erdoğan anayasaya uymuyor, fiili durum yaratıyor, o zaman anayasayı Erdoğan’a uyduralım” diyerek Erdoğan’a başkanlık yolu açtı.

Daha iki yıl önce miting meydanlarında birbirlerine en ağır hakaretleri savuran Erdoğan ve Bahçeli, Cumhur İttifakı’nı kurdu. Ardından yargıya baskıyı, “Anayasa Mahkemesi kapatılmalı” seviyesine çıkardılar.

KILIÇDAROĞLU’NUN SON DESTEĞİ

2018… CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’ydi. AKP’nin elindeki olanakları kullanarak emrivaki yaptığı şartlarda CHP’nin sandıkları, tutanakları iyi denetlemesi hatta sonuç açıklama işine de el atması gerekiyordu. Beceremedi. Bugün o süreçle ilgili İnce, Kılıçdaroğlu’nu, Kılıçdaroğlu, İnce’yi suçluyor ancak iki tarafın da hatalı olduğu görülüyor. Sonuçta CHP sandık tutanaklarının önemli bir kısmını alamadı, CHP’nin sonuç açıklama sistemi çuvalladı, İnce“Adam kazandı” mesajı atarak ortadan kayboldu. Oysa bir yıl önceki referandumda Erdoğan’ın “Atı alan Üsküdar’ı geçti” demesinden bile CHP’nin çok ders çıkarması gerekiyordu.

Ve bugün… CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’ın 3. dönem adaylığına itirazımız yok” diyor! Oysa anayasanın 101. maddesi açık: “Bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilir.”

Ana muhalefet partisi liderinin anayasayı takmayanlar kervanına katılması, YSK’nin Erdoğan’ın adaylığını kabul etmeme olasılığını iyice azaltmış oldu. Dahası kamuoyunun bu yönde yapacağı baskıyı da şimdiden frenlemiş oldu.

Kısacası, Erdoğan şanslı!