Etiket arşivi: İnsan Hakları Hukuku Uzmanı Kerem Altıparmak

“Bu tutuklama açık bir şekilde AİHS 5. maddeye aykırı!”

“Bu tutuklama, açık bir şekilde
AİHS 5. maddeye aykırı!”

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İnsan Hakları Hukuku Uzmanı
Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak:

“Bu tutuklama, açık bir şekilde AİHS 5. maddeye aykırı!”

Delili mi karartacak, firar mı edecek?

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül,
MİT TIR’ları haberlerinde terör örgütüne yardım, casusluk ve devlet sırlarını ifşa etmek” iddiasıyla tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildiler.

7. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararını değerlendiren Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak,

bu tutuklama kararını meşru kılan hiçbir hukuksal gerekçenin olmadığını söyledi.

İnsan hakları, insancıl hukuk, uluslararası ceza hukuku, anayasa ve idare hukuku konusunda çalışmaları olan, Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklama kararının AİHS’nin 5. maddesine aykırı olduğunu söyledi. Altıparmak, bir kritik hususun
altını çizdi:

  • “Tutuklamaya karar veren hakim, kişinin suçlu olduğuna karar veren hakim değildir. 
    Onun görevi tutuklamaya gerek var mı yok mu ona karar vermek.
    Bir kişinin suçluluğu sabitse onun hakkında hüküm verilir, tutuklama kararı değil.”

“CMK 100/3 var” diyenler var…

O hüküm diyor ki; aşağıdaki suçların işlendiği hususunda kuvvetli kuşku nedenlerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir. Buradan şu sonuca ulaşıyorlar:

Eğer suç olduğunu gösterirsek başka bir şeye bakmadan tutuklayabilir. Hayır efendim,
kişi özgürlüğünü suç soruşturmak için sınırlandıracaksan soruşturma açısından riski göstereceksin. Delili mi karartacak, firar mı edecek? Sulh ceza hakiminin görevi bu.
Yoksa esastan karar verecekse neden bir sulh ceza hakimine bir de ağır ceza mahkemesine
gerek olsun?

Bu tutuklama, açık bir şekilde AİHS 5. maddeye aykırıdır.

Anayasanın 90. maddesi uyarınca AİHS ile CMK çatışıyorsa CMK esas alınamaz.

Kaldı ki zaten, CMK 100/3 bu çatışmaya yol açmayacak olanağı da sunuyor.
Tutuklama nedeni “var sayılabilir” diyor.

O zaman hakimin görevi AİHS’e aykırı olmayacak şekilde hükmü yorumlamak.

Bu tutuklama kararını meşru kılan hiçbir hukuksal gerekçe yok.”

====================================

Dostlar,

Kerem hoca, SBF’nin parlak akademisyenlerinden bir hukukçu.
İngiltere’de İnsan Hakları Hukuku alanında doktora yapmış.
Yaşı 45’lere yaklaşan, aslında çoktan Profesör olması gereken bir akademisyen..

İnsan Hakları Hukuku alanında uzmanlığı tartışma dışı.
Çok net biçimde ortaya koyuyor :

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi
Erdem Gül’ünMİT TIR’ları haberleri nedeniyle tutuklanması,

hiçbir meşru hukuksal gerekçeye dayanmamaktadır!

Daha net anlaşılması için biz biraz daha açalım :

Sayın Altıparmak, “Anayasanın 90. maddesi uyarınca AİHS ile CMK çatışıyorsa
CMK esas alınamaz.”  
demekte. Bu madde şöyle :

Anayasa md. 90/son : «Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık savı ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş TEMEL HAK ve ÖZGÜRLÜKLERE İLİŞKİN milletlerarası andlaşmalarla yasaların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır

Türkiye bu Sözleşmeyi (AİHS) 6366 sayılı uygun bulma yasası ile onaylamıştır :
19 Mart 1954 tarih ve 8662 sayılı Resmi Gazete..

Varsayalım ki, CMK 100/3 tutuklama lehinde içerikte. Bu durumda iç hukuktaki bir yasa normunun «Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşma” ile çelişmesi
söz konusu. CMK 100/3 ile çelişen AİHS’ni (md. 5/c) Anayasaya aykırılık savı ile
Anayasa Mahkemesi’ne taşıma yolu kapalı.

İkinci olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşemesi (AİHS), “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş TEMEL HAK ve ÖZGÜRLÜKLERE İLİŞKİN milletlerarası andlaşma” statüsündedir. Bu nedenle de, CMK 100/3, TEMEL HAK ve ÖZGÜRLÜKLERE İLİŞKİN milletlerarası andlaşma olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşemesi (AİHS) karşısında uygulanma olanağı bulamaz. Anayasa md. 90/son açıkça “.. yasaların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” buyurmakta.

*****

Ayrıca, 

Temel insan hak ve özgürlüklerine ilişkin evrensel kuralların, iç hukukta yasalardan
öncelikli olarak uygulanması yolundaki Anayasa’nın 90/son maddesi gözetildiğinde,
taraf olduğumuz İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi‘nde ve  BM Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesi‘nde yargılamanın adil yapılmasına, bunu tam anlamıyla gerçekleştirecek
bir mahkemenin varlığına işaret edildiğinden, BM İnsan Hakları Komisyonu‘nca
2003’te onaylanan ve HSYK tarafından da 2006’da benimsenen BM Yargı Etiği Kuralları‘nda, bir mahkemenin mutlaka

“bağımsızlık, tarafsızlık, doğruluk ve tutarlılık, dürüstlük, eşitlik, ehliyet ve liyakat” 

esas ve ilkeleri çerçevesinde oluşması ve görev yapması gerektiği vurgulanmaktadır.
(http://ahmetsaltik.net/ergenekon-davasi-karari-yok-hukmundedir/, 13.8.13)

*****

Ortalama bir insanın bile rahatlıkla kavrayabileceği yalın gerçekler ortada.
Ortalama bir insan bile bu düzeyde temel hukuk bilgisi sahibi olabiliyor.
İstanbul 7. Sulh Ceza Yargıçlığı (dikkat; mahkeme değil, “Yargıçlık“! Bu Anayasaya aykırı bize göre. AYM başvuruyu reddetmiş olsa da.. Bu konuyu da yazacağız..) neden göz göre göre hukuku paspas yapar ve meşruluk dışına çıkar?

Hukukun üstünlüğünü savunmak, yaşama geçirmek ve altın bir ilkeye dönüştürmek,
öncelikle kararlarıyla konuşacak olan yargıçların asıl görevi değil midir??

Türkiye Barolar Birliği (TBB) de bu görüştedir ve ilgili yargıcın bilerek ve isteyerek,
kasten hukuku çiğnediğini, tarafsız davranmadığını… savlayarak HSYK’ya suç duyurusunda bulunmuştur. TBB Başkanı, Ceza ve Ceza Usul Hukuku profesörüdür. Yapılan basın açıklaması bir bilimsel makale niteliğinde ciddi, ağırbaşlıdır. Metin içinde AİHM’nin Türkiye’yi de bağlayıcı, içtihat olmuş örnek kararlarına gönderme yapılmaktadır. Hukuk fakültelerinde
Ceza / Ceza Usul / Anayasa / İnsan Hakları Hukuku.. derslerinde örnek olarak okutulacak bilimsel nitelikte ciddi bir metindir.  (Bkz. TBB : GAZETECİLER CAN DÜNDAR ve ERDEM GÜL’ÜN TUTUKLANMASI HUKUKA AYKIRIDIR;
http://ahmetsaltik.net/2015/11/29/tbb-gazeteciler-can-dundar-ve-erdem-gulun-tutuklanmasi-hukuka-aykiridir/).

HSYK hızla bu yargıcı soruşturmalı hukuku ayaklar altına alan keyfi tutumu nedeniyle hakettiği yaptırımı uygulayarak ilk olarak dosyayı elinden almalıdır. Bir üst mahkemeye itiraz ile tutuklama kararının kaldırılmasına çaba gösterilmelidir.

CMK’nın 267 ve devamı maddeleri gereğince kararın öğrenilmesinden başlayarak yedi gün içinde tutuklama kararını veren hakimliğe ya da tutuklama kararı veren hakimliğe ulaştırılmak üzere bulunduğunuz yer Sulh Ceza Hakimliğine verilecek bir dilekçe ile tutukluluğa
itiraz edilebilir.

Hukukun egemenlerin / despotların güdümüne girmesi TUZUN KOKMASI demektir.
Tuzun koktuğu bir ülkede hiç kimsenin güveni ve huzuru, onuru kalmaz.
Çünkü ADALET ÜLKENİN TEMELİDİR..
O kutsal temeli yıkmak değil korumak – pekiştirmek yakışır yargıç ve savcılara..

Not : Konuya ilişkin olarak, aynı Fakülteden (SBF) İdare Hukuku Öğretim Üyesi Sayın Prof. Dr. Onur KARAHANOĞULLARI‘nın önemli irdelemesine de bakılmasında büyük yarar var :

Sulh Ceza Hakimliği herhangi bir mahkeme içinde yer almadığından yargı yetkisi kullanamaz

Sevgi ve saygı ile.
30 Kasım 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com