Etiket arşivi: F Tipi Örgüt

Ufuk SÖYLEMEZ : OYUM VATAN’a!


Ufuk SÖYLEMEZ :
OYUM VATAN’a!

Oyum Vatan Partisi#039;ne!

Genel seçime 10 gün kala, oyumu hangi partiye ve hangi gerekçelerle vereceğimi açıklayarak
siz değerli okurlarımız ve kamuoyu ile paylaşmak istediğimi belirtmiştim. Öncelikle ne halen üyesi olduğum DP’den, ne de başka bir partiden aday olmadığımı ve/veya adaylık başvurusunda bulunmadığımı vurgulamak isterim.
Şimdi “nasıl” bir partiye “niye” oy vermek istediğimi özetleyeyim                :
1. “Andımızı” Cumhuriyet okullarında yeniden okutacağını söyleyen bir siyasi partiye
oy vermek istiyorum.
2. Sağ-sol demeden Atatürk’te Birleştik şiarıyla (AS: ilkesiyle) partiler üstü demokratik bir kuvay-ı milliye hareketi olan ‘Milli Anayasa Forumlarına ve Milli Merkez’e destek veren ve bizlerle omuz omuza mücadele eden bir siyasi kadroyu barındıran bir partiye oy vermek istiyorum.
3. Cumhuriyet tarihinin gördüğü en karanlık ve tehlikeli organizasyon olan, ABD bağlantılı-Cemaat görünümlü, F-Tipi örgütle yıllardan beri kararlılık ve gayretle mücadele eden kadrolara ve fikriyata sahip bir siyasi partiye oy vermek istiyorum.
4. Ergenekon-Balyoz ve benzeri kumpaslara cepheden karşı çıkan, Milli ordumuza ve
Milli aydınlarımıza sahip çıkan, bu yolda ağır bedeller ödemelerine rağmen, yürekli bir mücadeleyi ortaya koyan kadroların yoğunlaştığı bir siyasi partiye oy vermek istiyorum.
5. Hem Sorosçu-hem Atatürkçü olunmaz diyenlerin, sözde değil özde Atatürk ve ilkelerine sahip çıkmak isteyenlerin buluştuğu bir siyasi partiye oy vermek istiyorum.
6. Altta kalanın canının çıktığı bir vahşi kapitalizme, üretimden kopuk, sıcak paraya ve borçlanmaya dayalı bir kumarhane ekonomisine karşı, Atatürk’ün “karma” ekonomik modeline sahip çıkan bir siyasi partiye oy vermek istiyorum.
7. Mezhepçi-yobaz-dinimizi siyasallaştırmak isteyen gerici zihniyete karşı,
laiklik ilkesine bağlılığını açıkça ortaya koyabilen bir siyasi partiye oy vermek istiyorum.
8. Emperyalizm destekli bölücü terörle müzakere ve pazarlık yapmayacak, Türk ile Kürdü,
ulus devlet ve üniter yapımızda birleştirecek bir siyasi partiye oy vermek istiyorum.
9. “Kayden Türk – Kalben ABD’li” K. Derviş’in müridi değil,
“Mustafa Kemal’in askeri” olanların birleştiği bir siyasi partiye oy vermek istiyorum.

10. Bir yandan oyları bölmeyin masalını anlatırken, öte yandan vahşi-kanlı-bölücü örgütün siyasi uzantısı ile koalisyon yapmaya çalışmayan, anti-emperyalist duruşa sahip bir siyasi partiye oy vermek istiyorum.

11. Soğuk savaş döneminden kalan sağ-sol kamplaşmasını aşan ve bugün milli-gayrı milli saflaşmasında Cumhuriyetçi-Milli cephede, yer alanların buluştuğu bir siyasi partiye
oy vermek istiyorum.
12. Sn. Nihat Genç’ten – Sn. Yaşar Nuri Öztürk’e,
Sn. Yılmaz Özdil’den – Sn. Soner Yalçın’a,
Sn. Levent Kırca’dan – Sn. Rıza Zelyut’a,
Sn. Mustafa Mutlu’dan – Sn. Sabahattin Önkibar’a kadar,
…..
millici-demokrat-yurtsever ve Atatürkçü yurttaşlarımızın sevip saydığı, fikirlerine ve duruşlarına saygı duyduğu, ülkemizin yüz akı milli aydın-yazar ve sanatçılarımızın da değer ve önem verdiği bir siyasi fikre, kadroya ve partiye oy vermek istiyorum.
13. Silivri’de karda kışta toplanan onbinlerin, 19 Mayıs’larda, 10 Kasım’larda Anıtkabir’e yürüyen yüz binlerin, Haziran Gezi direnişinde Mustafa Kemal’in askerleriyiz diye haykıran milyonların, bu taleplerini kucaklayacak, milli duruştan-ulusal çıkarlardan yana bir partiye
oy vermek istiyorum.
14. Son olarak; 8 Haziran 2015 sabahından başlayarak, Demokratik-Milli ve Cumhuriyetçi
bir cephenin, birliğin ve ittifakın öncüsü olabilecek bir siyasi partiye oy vermek istiyorum.
İşte yukarıda bir kısmını sıralayabildiğim gerekçe ve önceliklerle,Bu genel seçimde oyumu Atatürk’te Birleştik diyen, Cumhuriyet’in Kurucu değerlerine gönülden bağlı olan, milli duruşlu ve ulusal çıkarlardan yana olan kadroları ve programıyla; “Vatan Partisine” vereceğimi beyan ve ilan ediyorum!

Ufuk Söylemez
AYDINLIK
, 28.05.2015
http://www.aydinlikgazete.com/oyumu-kime-ve-niye-verecegim-makale,59996.html 

===================================Dostlar,

Sevgili dostumuz Sayın Ufuk SÖYLEMEZ ne güzel yazmış ya da “söylemiş“…
Biz de “ay-nen” katılıyoruz bu gerekçelere.

Fazlası da var… Ufuk bey 14 gerekçe saymış.. 14 gerekçe de biz ekledik.
Laf kalabalığı, ucuz popülizm vb. ne girmeden..
Deyim, yerinde ise “Kapı gibi” gerekçelerle..

Düzen partilerine oy veren kaç yurttaş böylesine “SIKI” 10-15 GEREKÇE SAYABİLİR??
Çook merak ediyoruz doğrusu..

1- “Birileri”, Yüce Atatürk‘ün eşsiz kalıtını (mirasını) ve ona gönülden bağlı milyonlarca yurttaşı daha çok sömürmesin diye…
2- Milyonlarca Atatürk sevdalısı çantada keklik oy deposu olarak görülmesin.. diye.
3- Pek ala, Vatan Partisi’nin de % 10’luk utanç verici barajı geçme olasılığı var diye..
4- “Oyları bölmeyin” diyenlerin bir yandan da %10 baraj altında kalacak partilerin kazanabilecekleri vekilliklere göz koymalarını içime sindiremediğim için..
5- %10 Barajlı d’Hond’t diye bir kepaze ve dünyanın en adaletsiz seçim sistemine
isyan ettiğim için..
6-  Barajı aşamasa bile, insanların artık “tıpış tıpış” bir yerlere oy vermeye mahkum olmadıklarını göstermek için..
7- Vatan Partisi’nin oylarının büyümesi ölçüsünde elinin güçleneceğini ve savaşım gücünün artacağını bildiğim için..
8- Baraj altında kalsa da, “sistemin telef ettiği” oyların, TBMM’de oluşan görünümün meşruluğunu sorgulaması için..
9- TBMM’ye oy hırsızlığı – seçim sistemi utanmazlığı ile girenlerin uykusunun kaçması için..
10- Sözde “yönetimde istikrar” adına gerçekte “temsilde adalet”i kurban etmenin
daha fazla ve bunca pişkinlikle sürdürülememesi için..
-11 Temsil adaleti çok çarpıklaşırsa, bir erken seçimle, barajsız ya da % 3 gibi bir barajla seçimlerin yinelenmesi düşünsel ikliminin oluşmasına katkı vermek için..
12- Egemenlerin, sefil baraj dayatması ile yaklaşık 5 milyon oy alıp %10 barajını aşamasa bile, olabildiğince çok oyun kendilerine otomatik gelmediğini, onurla muhalefette VATAN PARTİSİNDE konum aldığını göstermek için…
13- Yüce ATATÜRK‘ün evrensel ölçekte geçerli, denenmiş ve başarılı olmuş, halen Çin – Hindistan – Brezilya – Rusya – Güney Afrika (BRICS Ülkeleri) başta olmak üzere gelişmekte olan pek çok mazlum ülkede uygulanagelen “6 OK” programına içtenlikle sahip çıktığı için..
14. VATAN PARTİSİ’ne omuz veren gerçek yurtsever ve harman yürekli yiğitlerin arasında olma onurunu paylaşmak için…

40 yıldır CHP’ye oy veren, halen hiçbir adaylığı ve parti üyeliği olmayan biz de,
7 Haziran 2015 “kritik” genel seçimlerinde VATAN PARTİSİ’ne oy vereceğiz.
Sevgi ve saygı ile.
28 Mayıs 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

ATATÜRK ve SEYİT RIZA


ATATÜRK ve SEYİT RIZA

Mehmet Bedri GÜLTEKİN
mbgultekin@ip.org.tr

KARŞIT KONUMLAR..

Atatürk, emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşının lideridir.
Feodal sultanlığı tasfiye etmiştir ve devrimci bir Cumhuriyet kurmuştur.

Seyit Rıza ise feodal bir aşiret reisidir. Bütün ömrü boyunca yağma ve çapulun, ekonomisinde önemli bir yer tuttuğu aşiretler sistemini muhafaza etmek için mücadele etmiştir.

Bundan dolayı etkin olduğu bölgede Cumhuriyetin kendi düzenini kurmasını engellemeye çalışmıştır.

Emperyalistlerle doğrudan bir ilişkisinin olduğunu gösteren kanıtlar yok ama Batı işbirlikçisi Kürt Teali Cemiyeti’nin yöneticilerinden Baytar Nuri ve Alişer gibi isimlerle beraber olmuştur.

İngiltere ile Fransa’nın 1937-38 yıllarında Dersim’de Kemalist Cumhuriyete karşı isyanı, daha önceki isyanlarda olduğu gibi memnuniyetle karşıladıkları da bir gerçektir.

  • Özetle Atatürk ve Seyit Rıza birbirlerine karşı konumlardadır.
  • Seyit Rıza’ya sahip çıkan, kaçınılmaz olarak Atatürk’ün ve Cumhuriyet Devriminin karşısındadır.

Netleştirilmesi gereken ilk nokta budur.

KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN KONUMU

Bilindiği gibi CHP Milletvekili Hüseyin Aygün Seyit Rıza ve arkadaşlarına iade-i itibar için TBMM’ne teklif sundu.

Kemal Kılıçdaroğlu ise öteden beri Seyit Rıza’ya sahip çıkıyor.

Son olarak 17 Kasım’da İstanbul’da Partisinin gençlik kollarının düzenlediği bir toplantıda Seyit Rıza’yı yargılayan mahkemeyi, bugünün “Özel Görevli Mahkemeleri”ne benzetti ve “Biz 1938’in mağduruyuz” dedi.

Yani Devrimci Cumhuriyetin karşısında, feodal güçlerle aynı konumda olduğunu ilan etti.

Kılıçdaroğlu’nun tavrı; 27 Mayıs, Laiklik, Cumhuriyet Devrimi Kanunları, Türk milleti vb. gibi konularda açıkladığı görüşler ile tam bir uyum içindedir.
Bu görüşler neoliberal dünya görüşünün ifadesidir.
Cumhuriyet Devriminin karşısındadır.

İstanbul Barosu Başkanı Sayın Ümit Kocasakal’ın dediği gibi,

Atatürk’ün koltuğunda oturarak hiç kimse Atatürk’e fatura çıkaramaz.”

Böyle bir çaba içine giren ABD ve AB emperyalistleri ile işbirliği yapan, ipini koparmış neoliberal aydın takımının, Ortaçağ özlemcisi irticacıların ve Batıcı Kürt ayrılıkçılarının övgüsünü kazanabilir. Ama CHP kitlesinin ezici çoğunluğu başta olmak üzere Türk’ü ve Kürd’üyle milletimizi karşısına alacağı kesindir.

HALKIN ACILARINA DUYARLI OLMAK!

Seyit Rıza’ya sahip çıkmak, Dersimlilerin 1937-38 yıllarında yaşadığı acılar karşısında duyarlı olunduğu anlamına gelmiyor. Bu konuda belirtilmesi gerekenler şunlardır:

Birinci olarak halkın çektiği acılar, gerçeği ortadan kaldırmaz.

  • Gerçek, Cumhuriyet ile feodal derebeylik karşı karşıya gelmiştir.

Ya Cumhuriyetten yanasınız ya da feodal derebeylikten.

Devrimci tavır, Cumhuriyetten yana olmayı gerektirir.

Nitekim başta sosyalist Sovyetler Birliği olmak üzere zamanın bütün devrimcileri Kemalist Cumhuriyetten yana olmuşlardır.

  • İkinci olarak feodal aşiret sistemi ve derebeyleri, halkın çektiği acıların asıl sorumlularıdır. Aşiret reislerinin baskısı altında, bütün yaşamı aşiretler ve aileler arası kan dökmelerle ve komşu il ve ilçelere yönelik yağma ve çapul faaliyetinden ibaret olan halkın,
    hangi acıları çektiği niçin konuşulmuyor?

TAYYİP ERDOĞAN’IN DERSİM AŞKI

Bundan 70-80 yıl önce Dersim’de halkımızın yaşadığı acıların bugün kimler tarafından kaşındığı da son derece uyarıcıdır. En başta emperyalistleri belirtmek gerekiyor.

Avrupa Parlamentosu çatısı altında son yıllarda peş peşe 3 Dersim toplantısı düzenlendi.

Tayyip Erdoğan
Dersim’i ve Dersimlileri günahı kadar sevmez.
Ama şimdi O’nda da Seyit Rıza aşkı başladı.
Dersim üzerinden Kemalist Devrime saldırıyor.

F Tipi Örgüt, Mazlum-Der, Batıcı Kürt Milliyetçiliği.
Bunlar da öbür “Dersim sevdalıları”.

Türkiye, bugün hâlâ Cumhuriyet Devrimi mevzisinde savaşıyor.

Önümüzdeki görev, yarım kalan ve kazandıklarımızı da kaybettiğimiz o Devrimi yeniden kazanmak ve tamamlamak.

Onun için mücadele hâlâ yüzyıl öncesinin mevzisinde veriliyor.

Herkes safını o mücadelelere karşı aldığı tavırla belirliyor.

==============================================

Dostlar,

Sayın Mehmet Bedri Gültekin’in çok nazik br konuda yazdıklarını “yorumsuz” olarak sizlerle paylaşıyoruz..

Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 9.12.12

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net