Etiket arşivi: “EVREN VE EVRİM”

Prof. Dr. Pekünlü’ye İkinci Kez Hapis Şoku!

Prof. Dr. Pekünlü’ye
İ
kinci Kez Hapis Şoku!


Ege Üniversitesi
(EÜ) Fen Fakültesi’nde, başörtülü olması nedeniyle bir kız öğrencinin
eğitim hakkını engelleme suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılan emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Rennan Pekünlü, dört kız öğrencinin aynı yöndeki yakınması üzerine açılan 2. davada da 2 yıl 1 ay hapis cezası aldı.

2 YIL HAPİS CEZASI DAHA

Pekünlü ile ilgili İzmir 9. Asliye Ceza Mahkemesi‘ndeki davada karar duruşması yapıldı. Mahkeme, Pekünlü’ye dört kız öğrencinin eğitim hakkını engellediği gerekçesiyle
2 yıl 1 ay hapis cezası verdi.

YARGITAY ONAYLARSA TEKRAR HAPSE GİRECEK

Pekünlü daha önce de aynı suçlamayla yargılanmış ve 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. İlk davadan olan cezasını, Foça Yarı Açık Cezaevi’nde yaklaşık 4,5 ay yatarak çekmişti. Yargıtay‘ın mahkeme kararını onaylaması durumunda Pekünlü yeniden cezaevine girecek.

CEZAEVİNE GİRERKEN AĞLAMIŞTI

Ege Üniversitesi‘nde, türbanlı öğrencilerin yakınması üzerine “Öğrenim özgürlüğünü engellediği” gerekçesiyle aldığı ilk 2 yıl 1 aylık cezası Yargıtay tarafından onanan
Prof. Dr.Renan Pekünlü, son kez kendisini uğurlamaya gelenlere, “Evren ve Evrim” dersini vermişti. Kürsüye çıktığında ise, duygulanıp gözyaşlarına egemen olamayan Pekünlü,

“Beni ben yapan sizlersiniz. Bu son dersimiz değil. Daha yapacak çok işimiz var.
Daha sona gelmedik..” demişti.

==================================

Dostlar,

Ne demeli??
Bu sitede Sayın Pekünlü dramı hakkında 10’u aşkın yazı yazıldı..

İlahlar gazaptadır ve altarlar (sunaklar)
kurbana doymamaktadır!..

Prof. Pekünlü infaz edilmekte, linç edilmekte, lime lime edilmek istenmektedir. 

Yazılı hukuk kurallarının katı biçimsel uygulaması toplumsal vicdanlarda isyan uyarıyorsa, orada ciddi bir sorun vardır.

Çünkü son çözümlemede yazılı hukuk kuralları (normatif hukuk) da bir araçtır
ve yüce ülkü ADALETİN, ülkenin temeli olan ADALETİN bir aracıdır.

Dileriz Yargıtay bu kez, temyizde önceki yargısını değiştirir ve vicdanları isyan ettiren
bu adaletsiz hükmü onamaz..

Bu dileğimiz, Anayasa md. 138/2’ye aykırılık olarak değerlendirilmesin,
düşünce açıklaması olarak bakılsın.. (Anayasa md. 25 ve 26, AİHS md. 10).

Rennan hocaya dayanç diliyoruz.. O’nunla dayanışma içinde olduğumuzu açıklıyoruz.

Rennan hoca, çektiği acıyla bir anlamda diyalektik olarak zalimlerin ipini de çekiyor!
(
Lütfen bakınız : http://ahmetsaltik.net/wp-admin/post.php?post=34330&action=edit)

Prof. Dr. Rennan Pekünlü’yü ve savaşımını ayağa kalkarak selamlıyoruz.

Sevgi ve saygı ile.
03 Ekim 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Suay Karaman: SUÇLULAR

SUÇLULAR..

Dostlar,

Bizim de üyesi olduğumuz TÜMÖD (Tüm Öğretim Üyeleri Derneği) genel yazmanı olan sevgili dostumuz – kardeşimiz Suay Karaman‘ın “Rennan Pekünlü kumpası” hakkındaki gerçek SUÇLULARI teşhir eden aşağıdaki yazısını biz de altına imza atarak paylaşmak istiyoruz..

Bu süreçlerde TÜMÖD genel başkanının da üzerine düşeni yapmamış olmasından
büyük üzüntü duyuyoruz..

Sevgi ve saygı ile.
01 Aralık 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

===========================================

portresi_Anit_Kabir'de

Suay KARAMAN
TÜMÖD Genel Yazmanı

 

27 Kasım 2014 Perşembe günü, ülkemiz ve özellikle İzmir için önemli bir gündü. Önemliydi çünkü Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü emekli öğretim üyesi Profesör Doktor Esat Rennan Pekünlü, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na uyduğu ve yüksek mahkeme kararlarını uyguladığı için ceza alarak, Foça Açık Ceza İnfaz Kurumu’na teslim oldu. Ortaçağ artıklarının yönettiği ülkemizde, laiklik ilkesine, demokrasiye ve cumhuriyete sahip çıktığı için
ceza verilen bir bilim insanı hapse atılmıştır. Türbanla derse girmek isteyen öğrencileri uyaran ve tutanak tutan Rennan Pekünlü’ye, türbanlı öğrencilerin eğitim haklarını engellediği nedeniyle, iki yıl bir ay hapis cezası verilmiştir.
Ancak türbanlı öğrenciler derslere devam etmişler ve derslerden geçmişlerdir. Yani eğitim haklarının engellenmesi gibi bir durum söz konusu değildir,
buna karşın ceza verilmiştir.

27 Kasım Perşembe günü Rennan Pekünlü hapse girmeden önce Bornova Belediyesi Nikah Salonu’nda büyük bir kalabalığa “Evren ve Evrim” konulu bir ders verdi. Herkesin sevgi ve saygı dolu bakışları ile alkışlar arasında dersini tamamlayan
Rennan Pekünlü, Cumhuriyete, laikliğe, Atatürk ilke ve devrimlerine sıkı sıkıya bağlı olduğunu bir kez daha kanıtladı. Dersini

  • “Rennan Hoca Gururumuzdur”, “Karanlığa Boyun Eğmeyeceğiz”

sloganları eşliğinde bitiren Rennan Pekünlü, aynı gün öğleden sonra teslim olmak üzere, dostları eşliğinde Foça’ya doğru yola çıktı.

Foça Açık Ceza İnfaz Kurumu’na gelmeden önce yaklaşık iki km yolu sevenleri ile birlikte şakalaşarak yürüyen Rennan Pekünlü, hüzünlü ama aynı zamanda yarınlar için umut dolu bakışlar eşliğinde, kendisine verilen iki yıl bir ay hapis cezasını çekmek üzere cezaevine girdi. Hapse girmesinin gerçek bir ayrılık olmadığını söyleyen Rennan Pekünlü,

“Bu ayrılık, bütünleştirici anlamda bir ayrılık. Karanlığa boyun eğmeyeceğiz, mücadeleye devam!” sözleriyle sevenlerine veda etti.

Yargılanan, ceza verilen ve hapse atılan Rennan Pekünlü değildir;
laik hukuk devletidir, demokratik cumhuriyettir, üniversitedir, aydınlanmadır, Atatürk ilke ve devrimleridir.

Yaklaşık üç yılı aşkın süren ve Rennan Pekünlü’ye hapis cezası verilmesine neden olan bu süreçte;
– YÖK,
– Ege Üniversitesi Rektörlüğü,
– İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesi,
– Yargıtay,
– Anayasa Mahkemesi ve
– türbanlı öğrenciler

anayasayı ihlal suçu işlemişlerdir.

Bu olayın asıl suçluları, süreçteki tüm kişi ve kurumlardır. Üç yılı aşkın süredir devam eden bu davayı bugüne dek görmeyenler, duymayanlar ve
ilgilenmeyenler de bu suça ortaktır.

Anayasa Mahkemesi verdiği kararda;

“Türban dini bir simgedir, laiklik ilkesine aykırıdır, yükseköğretim kurumlarında serbest bırakılamaz.” demektedir.

Bunun yanında “türbanı yükseköğretim kurumlarında ve kamu kurum ve kuruluşlarında serbest bırakmaya çalışmak ve bunda ısrarcı olmak,
siyasal partiler yönünden kapatma nedenidir.”
şeklinde karar vermiştir ve bu karara göre kimi siyasal partileri kapatmıştır. 2008’de AKP için “laikliğe aykırı eylemlerin odağı” derken de, bu karara gönderme yapmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği
bu kararlar yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlamaktadır. Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı davranmak,
bu kararların gereğini yapmamak, Türk Ceza Yasası uyarınca suç oluşturmaktadır.

Rennan Pekünlü olayında Anayasa Mahkemesi kararı, dolayısıyla Anayasa
yok sayılarak suç işlenmiş; YÖK, üniversite yöneticileri, savcılar ve yargıçlar
bu suça ortak olmuşlardır. İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesi, Yargıtay ve
bireysel başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi üyeleri,
açıkça Anayasa Mahkemesi kararlarını hiçe sayan
hukuk dışı bir tutum sergilemişlerdir.

Bütün bu hukuksuzluklar yaşanırken Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz’ın gerçeklere aykırı olarak yayınladığı 5 Nisan 2011 tarihli türbanla ilgili gizli genelgesinde “Anayasanın türbana izin verecek şekilde değiştiği” ile savcılığa gönderdiği 21 Kasım 2011 tarihli yazıdaki “YÖK’ün ve üniversitenin
türban yasağına ilişkin bir uygulama talimatı olmadığı”
şeklindeki gerçek dışı bildirimi, Rennan Pekünlü’nün yargılamasını etkilemiş, hedef göstermiş ve
ceza almasını sağlamıştır.
 Yakınmacı öğrenciler gerek savcılıkta, gerekse duruşmalarda Rennan Pekünlü’nün “türban yasağı kaldırıldığı halde kendilerine yasak uygulamaya kalktığını” savunmuşlar ve bu savunmaları da kabul görmüştür.

Böyle bir rektörün zaman yitirmeden istifa etmesi gerekmektedir.

Prof. Dr. Rennan Pekünlü, karanlığı reddeden bilim insanı sorumluluğu ile
insan haklarına ilişkin evrensel hükümleri etkin kılmak için, Anayasa Mahkemesi ve türbanı siyasal İslam’ın sembolü sayan‘ Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uygun biçimde hareket etmiştir. Bunun sonucunda türban konusunda tutanak tutunca, hapis cezasına mahkum edilmiş, bu karar Yargıtayca onanmış, Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuru da sonuçsuz kalmıştır.

İşlediği bir suç bulunmayan ve suçlu da olmayan Rennan Pekünlü’nün cezaevine konulması, Cumhuriyetin, demokrasinin, laik hukuk devletinin bitirilmesi anlamına gelmektedir.

– Asıl suçlular Rennan Pekünlü’yü cezaevine düşürenlerdir,
– asıl suçlular Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararlarını yok sayanlardır,
– asıl suçlular Atatürk ilke ve devrimlerini yok etmek isteyenlerdir.

Ancak bilinmelidir ki, bütün bu hesapların da sorulacağı aydınlık günler gelecektir.

RENNAN HOCAN’NIN SON DERSİNDEN BENİM ÇIKARDIĞIM DERS..

RENNAN HOCAN’NIN SON DERSİNDEN BENİM ÇIKARDIĞIM DERS..

Von: AHMET AVCI [mailto:ahmetavci3@gmail.com]
Gesendet: 27 Kasım 2014 Perşembe 13:40
An: undisclosed-recipients:
Betreff: RENNAN PEKÜNLÜ

son_ders_27.11.14

 

 

 

 

 

 

 

RENNAN HOCAN’NIN SON DERSİNDEN BENİM ÇIKARDIĞIM DERS..

Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esat Rennan Pekünlü;
Anayasamızın Açık hükmü nü uygulayarak,
TÜRBANLI bir öğrenciyi derse almamıştır…

Günümüzdeki hukuk garabeti ile Enünlü; “öğrenim hakkını engellemek” suçundan yargılanmış ve iki yıl bir ay hapis cezasına çarptırılmıştı…

Hukuksal süreç sonunda bu gün Hoca’nın infazı başlayacaktı…

Renan Hoca bugün cezaevine girmeden öğrencilerine ve yurtseverlere
bir ders daha vermek istedi…

Ben de izlemek için gittim… Doğrusu neler söyleyeceğini merak ediyordum…

Konu “EVREN VE EVRİM” idi…

Rennan Hoca’ya destek verenler salonu doldurmuştu,
oturanlar kadar da ayakta olanlar vardı…

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Rennan Pekünlü, dersini vermek için kürsüye çıktı.

Rennan Pekünlü’nün kürsüye çıktığı sırada 

  • “Rennan Hoca yalnız değildir!” sloganları atıldı.

Sloganlar nedeniyle duygusal anlar yaşayan Rennan Hoca,
gözyaşlarına egemen olamadı.

Anlattıklarını dikkatle izledim ve dinledim…

Bir yandan da hoca bunları neden anlatıyor ki, diye düşündüm… 

Ve sonunda anladım… 

Hoca; EVREN VE EVRİM”İ anlatıyordu, ama sıradan bir insanın anlaması
olanaklı değildi anlatılanları…

Asıl söylemek istedikleri son bölümde idi…

EVREN VE EVRİM KONUSUNDA;
BİLİM ADAMLARI ARASINDA BİLE ANLAŞMAZLIK VARDI…

Yeni oluşumlar ve algılar ortaya çıkmış…

Bilim adamlarının bir bölümü; EVREN VE EVRİM KONUSUNDAKİ OLGU VE ALGILARI, DİNSEL KAYNAKLARLA AÇIKLAMAYA ÇALIŞIYORLARMIŞ…

Bu algı ve olguyu da yönlendiren; JOHN TEMPLETON VAKFI imiş…

Ve bu vakıf; kendi görüşleri doğrultusunda görüşler ortaya koyan
Bilim adamlarına; NOBEL ödülünden daha yüksek miktarda ödül dağıtıyormuş…

Konu anlaşılmıştı…

Gerçek Bilim Adamları için Engizisyon yalnızca içeride değilmiş… 

 ‘YANMAK; GÖKBİLİMCİLERİN YAZGISIDIR’

Prof. Dr. Pekünlü, hakkındaki hapis cezasıyla ilgili Ulusal Kanal’a gönderdiği iletisinde Nazım Hikmet’in sözlerini hatırlatmıştı. Rennan Pekünlü’nün mesajı şöyle:

  • “Yanmak, gökbilimcilerin yazgısıdır.
    Üzerinde çalıştıkları yıldızlar, gökadalar en soğuk olanından en sıcağına dek yanar; gözlemevleri yanar; iğrenç bir zorlamayla
    engizisyon önünde diz çöküp pişmanlığa davet edilirler, yürekleri yanar; kafaları kazınır zindanlara atılırlar, hem kendileri hem de yakınları yanar. Yazgısı yanmak üzerine çizilmiş olan gökbilimciler, bir anlamda üzerinde çalıştıkları cisimlerin yazgısını öykünürler. Ancak bu, bilinçli, kendini ‘tüketici’ bir öykünmedir. Çevresini aydınlatabilmek için kendisini tüketmesi gerektiğini üzerinde çalıştığı yıldızdan ve kendisine örnek olan ozanından, Nazım Hikmet’ten öğrenmiştir: Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak,
    nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa??”

 Ahmet AVCI,
İzmir, 27 KASIM 2014

==============================================

Çoook teşekkürler değerli Ahmet Avcı..

Rennan hoca birkaç ay sonra serbest kalır..

Ama bu utanç verici eylemin özneleri tarih boyunca insanlığın laneti altında ezilirler..

Dayan Rennan hoca; bir-lik-te-yiz!

Sevgi ve saygı ile.
27 Kasım 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net