İlahiyatçı Cemil Kılıç’tan Diyanet’e eleştiri: Kuran’ın manasını ve yorumunu maalesef çarpıtmış durumdalar
İlahiyatçı Cemil Kılıç, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kuran’a uygun konuşmadığını belirterek,
- “Kur’an ayetleri ve Kur’an’da anlatılan çok şey tahrif edilmiştir. Yani Kur’an’ın lafzına dokunmasalar bile manasını ve yorumunu maalesef çarpıtmış durumdalar. Bu Emeviler ile başlayan bir süreç ve maalesef bugün de bunun çok ciddi sonuçlarını yaşıyoruz.” dedi.
(AS: Bizim katkımızı yazının altındadır..)
Cumhuriyet’ten İpek Özbey‘in sorularını yanıtlayan Cemil Kılıç’a göre salgın hastalıklar ve diğer bazı hastalıkların eşcinsellikle ilişkilendirilmesi isabetli bir yaklaşım değil. “Elbette ki hayatımızdaki her şeyin bir takım yan etkileri olabilir. Çok yemek de sıkıntıya sebep olabilir vs. Çeşitli cinsel anlayışlar için de bu tip nitelendirmeler yapılabilir ama kategorik olarak özellikle hastalıkları belli bir faktöre bağlamak hem bilimsel hem de İslamî ve Kuranî değil” diyen Kılıç, şöyle devam etti:
“Fıtri olan bir şey günah olarak telakki edilemez”
“Malum tartışma eşcinsellik üzerinde yoğunlaştı. Lut kavminin helak edilmesi üzerinden birtakım görüşler açıklandı. Denildi ki ‘Kur’an eşcinselliği yasaklamıştır.’ Halbuki böyle çok netlikle ifade edebileceğimiz, kesin bir durum söz konusu değil Kur’an’da. Zira eşcinsellik veya başka bir cinsel yönelim, bu konularda uzman değilim ama anlatıldığı kadarıyla fıtri, doğuştan gelen bir duygu olabiliyor. Fıtri olan bir şey günah olarak telakki edilemez. Lut Kavmi ile ilgili anlatılanlar doğru yorumlanmalıdır.”
“Kur’an’ın verdiği tek ceza bu”
Cemil Kılıç, Lut Kavmi hakkında şunları anlattı:
“Orada eşcinsellik değil, eşcinsellik üzerinden gerçekleştirilen sapkınlık kınanıyor. Bu normal cinsellik için de söz konusu olabilir. Ama cinselliğin kendisini bu kapsama almak Kur’an’a baktığınızda o kadar kolay değil. Çünkü eğer helak edilmeyi hak edecek kadar büyük bir günah olsaydı, o zaman eşcinsellikle ilgili Kur’an’da ceza hükümlerinin olması gerekirdi. Kur’an’da diyor ki, ‘Kendi cinsleriyle zina edenleri eğer 4 şahit de varsa, yani bir alenileşme söz konusuysa bu durumda o kişileri tövbe edinceye kadar evlerine hapsedin ve ağır bir biçimde kınayın’… Kur’an’ın verdiği tek ceza bu.”
Ali Erbaş’ın eşcinselleri hedef aldığı sözlerine:
İnsafsızlık, Kuran’a uygun değil
Bunun, “Böyle bir yöneliminiz olsa bile bunu kamusal alanda gerçekleştirmeyin, demek” olduğunu söyleyen Kılıç, “Dolayısıyla Kur’an, kim eşcinselse onu öldürün, yakın, ateşe verin demiyor. Evet, eşcinsellik bana da gayri tabii / anormal geliyor. Bu belki eleştirilebilir ama eşcinsellere saygısızlık etmek istemem. Bu benim görüşüm. Onlar farklı düşünebilir elbette. Bununla birlikte bugün abartıldığı gibi ‘Eşcinseller katledilmesi gereken insanlardır, hastalık yayarlar’ gibi bir anlayış insafsızdır ve Kuran’a uygun değildir. Çünkü Hazreti Muhammed’in döneminde de eşcinsellerin, hatta travestilerin olduğunu biliyoruz. Kadın gibi giyinen erkeklerin, erkek gibi giyinen kadınların olduğunu biliyoruz. Bunlara karşı Hazreti Peygamber’in bir ceza uygulamadığını da biliyoruz. Normal karşıladığını söylemiyorum. Onlarla kendi arasında bir mesafe koymadı da demiyorum ama onlara karşı bir ceza uygulamıyor.” ifadelerini kullandı.
=========================
Dostlar
Dün (28.4.20) web sitemize konuya ilişkin bir dosya koymuştuk. Ankara Barosu’nun konuya ilişkin şöyle açıklaması olmuştu :
Ankara Barosu, LGBTİ+’ları hedef gösteren Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş‘a tepki göstermişti. Barodan yapılan açıklamada,
- “Görevde olduğu süre boyunca çocuk tecavüzcülerine gözlerini kapatıp kadın düşmanlığının manevi zeminini dini söylemlerle meşrulaştırma çabası karşılığında maaş alan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın deprem, LGBTİQ+, kadın ve çocuk söylemlerine rağmen halen görevde kalması durumunda, sonraki konuşmasında halkı ellerinde meşalelerle meydanlarda cadı diye kadın yakmaya davet etmesi kimseyi şaşırtmamalıdır.” denilmişti.
Barodan yapılan açıklamada,
- “Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın insanlığın bir kesimini nefretle aşağılayıp kitlelere hedef gösterdiği konuşmayı şaşkınlık ve ibretle izledik.
- Şaşkınlığımız; sesi çağlar öncesinden gelen bu şahsın, bir devlet kurumunun başında oturup söylemini kutsal sayılan değerler üzerine inşa ederek halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmesindeki kan kokan cüreti sebebiyledir.
- Aldığımız ibretse, anılan şahsın içinde bulunduğu takvim yılında yaşamasına rağmen bundan sekiz-dokuz nesil önceki büyükleriyle aynı zihinsel ve dogmatik sınırlara sahip olmak için insan onuruna karşı gösterdiği büyük direnişten kaynaklanmaktadır.
- Anılan şahsı ve ona hak veren zihniyeti büyük bir şaşkınlık ve ibretle kınadığımızı tüm kamuoyuna saygıyla arz ederiz.”
ifadesi kullanılmıştı.
Bunun üzerine Devletin en yüksek tepelerinden DİB Başkanı hazretlerine en yüksek perdeden kol kanat gerilmiş ve Ankara Barosu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 216/3 maddesi kapsamında, Halkın bir kesiminin benimsediği dinsel değerleri aşağılama suçundan re’sen soruşturma başlatılmıştı. (http://ahmetsaltik.net/ 2020/04/28/ diyanet-baskani-ali-erbasa-yonelik-aciklamasi-nedeniyle-ankara-barosuna-sorusturma-baslatildi/)
??????
!!!!!!!!
????????
Şeyh-ül İslam’lık makamı yaratmak yetmedi, bir de kalın kalın, güçlü mü güçlü zırhlarla korumaya aldık??!!
DİB hurafe üretecek, buna karşı çıkan Ankara Barosu ceza koğuşturmasına uğrayacak!?
Türkiye’nin savrulup sürüklendiği yere bakar mısınız??
Sevgi ve saygı ile. 29 Nisan 2020, Ankara
Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Hekim, Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı
Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (SBF-Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com