Etiket arşivi: Em. Amiral Türker Ertürk

SOKRATES ADALETİ

Em. Amiral Türker ERTÜRK

Size bu yazımı “Suriye’de nelere oluyor? Tür­kiye’nin rolü nedir?” konusunda Avrupa Ata­türkçü Düşünce Derneği‘nin planladığı panel­lere katılmak için geldiğim Viyana’dan yazıyo­rum.

Suriye‘de 18 aydır devam eden bu gayri ah­laki savaşın arkasında ABD ve İsrail’in olduğu­nu, AKP yönetiminde Türkiye‘nin bölgesinin ve kendisinin çıkarına olmayan bu savaşta işbirlikçi ve taşeron rolünü üslendiği anlatıyoruz.

Suriye‘ye müdahalenin koşullarını olgun­laştırmak ve bu ülkede beraber yaşamanın şart­larını etnik ve mezhepsel temelde ortadan kal­dırmak için ülkemiz toprakları terör üssü hali­ne getirilmiştir. Bu yapılanlar insanlık suçudur, sorumlularının er veya geç yargılanmasını ge­rektirir.

Panele katılan Türklerin yanıtını en çok me­rak ettiği “Suriye’nin bölünmesinin, Türki­
ye’nin bölünmesine ve bölgenin yangın yerine dönmesine neden olacağı bu kadar açıkken, Türkiye’nin niçin bu savaşta emperyalizmin uşaklığını yaptığı?” konusu olmuştur.

Biz de yanıtlamaya çalışıyoruz; işte bunun için Türk Silahlı Kuvvetleri‘ne operasyonlar yapıl­mış ve bunun için dijital terör unsuru Ergenekon ve Balyoz gibi gayri hukuki davaların alt ya­pısı oluşturulmuştur.

Balyoz Kararınaa şaşırmadım

Balyoz davasının mahkeme kararını burada, Viyana‘da öğrendik. Bu davaları yakından iz­leyen, duruşmalara giden ve başından itibaren bu konulan yer aldığı “büyük resmin” içinde ya­zan ve anlatmaya çalışan bir insan olarak hiç şa­şırmadık.

Bu karara şaşıranlar; Büyük Ortadoğu Projesi‘ni, Türkiye‘nin bu proje içinde biçilen rolünü, bu role uygun dönüştürülme operasyonlarını an­layamayanlar ve algılayamayanlardır.

Türkiye‘de son günlerde terör niçin arttı? Tür­kiye, Suriye ve İran‘a karşı niçin düşmanca tu­tum takındı? Türkiye Kürecik’e İsrail‘i korumak için radar konuşlandırılmasına niçin izin verdi? Türkiye Irak‘ta niçin bölücülük yapıyor ve Maliki‘ye düşman? Türkiye Irak‘ta terör suçundan hüküm giymiş Tarık Haşimi‘yi niçin sakla­makta ve korumakta? AKP Milli Bayramlarımızı niçin yasaklıyor? Yeni anayasa nereden çıktı? Bu eğitim ve öğretim yılında uygulamaya baş­ladığımız “4+4+4″ adı altındaki ortaçağ ka­ranlığının eğitim sistemi nereden çıktı? Soruların yanıtlarını tek tek ararsanız şaşırmaya devam edersiniz.

Balyoz, Türkiye Cumhuriyeti’nin dönüştü­rülmesinin ve Türkiye‘nin Ortadoğu‘da em­peryalizmin taşeronu olarak kullanılabilmesinin önünü açan operasyonlardan biridir. Bunu doğru anlarsanız karardaki hukuksuzluğu ve ada­letsizliği kavramanız kolaylaşır. Bu bir savaştır, savaşta acımak olmaz.

Balyoz Kararı siyasidir ve dava açıldığı gün sonucu belirlenmiştir. Yargılama ise dostlar alışverişte görsün yaklaşımı için yapılmıştır. Sanıklar aley­hine ciddiye alınabilecek tek bir delil yoktur. Hepsi “kes, biç ve yapıştır” türü uydurma diji­tal belgelerdir. İçlerinde ıslak imzalı bir belge bi­le yoktur. Sanıkların lehine olan deliller dosyalardan uçurulmuştur. Duruşmaların Silivri‘de yapılmasının nedeni ise davayı halkın gözünden kaçırmak ve sanık ailelerine eziyet çektirmek içindir.

Hemen tahliye ederdim

Duruşmaların başladığı ilk aylarda ben ka­rarımı vermiştim. Bunu yazdım da! “Eğer yar­gıç olsam veya mahkeme başkanı, bu davayı he­men durdurur, sanıkları hemen tahliye eder, esas bu kumpası düzenleyenlerin bulunup yargılan­ması için geniş kapsamlı soruşturmanın başla­tılması kararını verirdim.”

“Balyoz Darbe Planı” denen şey tümüyle hayal ürünü olup belirlenen hedeflere ulaş­mak ve gerçek niyetleri gizlemek için kurgu­lanmıştır. Bunu anlamamak; ya zeka özürlü ol­mak, ya gafil olmak, ya operasyonun bir par­çası olmak, ya da Türkiye Cumhuriyeti‘nin ku­ruluş felsefesine, Atatürk‘e ve Türk Devrimle­rine düşman olmak kavramı ile açıklanabilir.
Balyoz Darbe Planı’nı kurgulayan, uyduran ve hayal eden irade Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk Silahlı Kuvvetleri‘ne karşı darbe yapmış­tır. Esas bu güç darbeden dolayı mutlaka yar­gılanmalıdır.

ABD Başkanı Obama‘yı elinde beyzbol so­pası olduğu halde Erdoğan ile telefonda görü­şürken gösteren ve basına servis edilen fotoğ­rafla verilen mesajın arkası Balyoz kararı ile dol­durulmuştur. Beyzbol sopası Türk Silahlı Kuv­vetleri‘nin kafasına inmiştir. Eğer Türk Silahlı Kuvvetleri AKP hükümetine Suriye veya Orta­doğu‘da ki diğer taşeronluk konularında ayak sürümeye devam ederse kafasına başka darbeler de yiyecektir. Obama‘nın tuttuğu sopa yalnız as­ker için değildir. Eğer Erdoğan kendisine biçi­len rolü oynamakta nazlanırsa bu sopa bu se­fer onun kafasına inecektir.

“Daha hukuki süreç tamamlanmamıştır” söylemi tepkileri azaltmaya ve Türkiye Cumhuriyeti‘ne ve Türk Silahlı Kuvvetleri ne yöne­lik tasfiye operasyonunun salimen nihayetlendirilmesine yöneliktir. Sokrates‘e sunulan ada­lete razı iseniz size sözüm yoktur.

Sevgili okurlar,

MÖ 399 yılında Tanrılara say­gısızlıktan idam cezası alan ünlü filozof Sokra­tes’in masum olduğuna karar verildi. Ama bu beraat karan ceza infaz edildikten tam 2411 yıl sonra Atina‘da kurulan temsili mahkemede bu yıl içinde alındı.

Saygılar sunarım.

İLK KURŞUN, 25.9.12

BÜYÜK RESMİ GÖRMEK

Em. Amiral Türker Ertürk

BÜYÜK RESMİ GÖRMEK

Geçtiğimiz Pazartesi günü Ergenekon ve Balyoz davalarını izleyen bir grup CHP Milletvekili Silivri’den “ Adalete, hukuk sistemine ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne pusu kurulmuştur. Bu pusuya bunu hazırlayanlar kendileri düşecektir. ” açıklamasını yapıyor ve devamında “Hukuk, masumiyet karinesi ve adil yargılama hakkı ayaklar altına alınmıştır.” diyor.
Bu söylenenler doğrudur ama yeterli değildir. CHP Milletvekilleri tarafından kamuoyuna açıklanan bu tespitler büyük resmin yalnız bir bölümüdür. Esas olan büyük resmi görmek, görebilmek ve bunu halkımıza tüm çıplaklığı ile anlatmaktır. Bu toprakların çıkarlarını savunan siyasetçi olmanın ve yurtseverliğin gereği budur.
Niçin adalete, hukuk sistemine ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne pusu kurulmuştur? Her cinayetin bir nedeni vardır ve hiçbir şey tesadüfi değildir. O zaman bu pusu cinayetleri niçin işlenmiştir? Bu cinayetleri kim işlemiştir? Kimler yardım ve yataklık etmiştir? Açıklanması gereken bunlardır.
Bu soruların cevabını vermeyen, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumlarına karşı işlenen
bu cinayetlerin nedenlerini Türk Halkının anlayabileceği bir şekilde büyük resmi ortaya koymayan açıklamalar ve ifadeler yasak savmaktır, dostlar alışverişte görsün türü faaliyetlerdir.

Türkiye çıbanbaşıdır.

Esas hedef Türkiye Cumhuriyeti’nin Büyük Ortadoğu veya Genişletilmiş Ortadoğu Projesi’ne uygun olarak dönüştürülmesidir. Çünkü ABD ve İsrail’in bölgedeki hegemonik amaçları ve planları için başka bir Türkiye’ye ihtiyacı vardır. Lozan tapusu, kuruluş felsefesi, üniter ve laik yapısı, Türk üst kimliği, bölünmez bütünlüğü ve ulusal çıkarlarına odaklanmış yaklaşımları ile bir Türkiye Cumhuriyeti emperyalist amaçlar için “Baş ağrısıdır“ ve “çıbanbaşıdır.”

1 Mart 2003 Tezkeresinin reddi bardağı taşıran son damla olmuş ve tetiğe tam 4 ay sonra basılarak 4 Temmuz 2003’te Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başına çuval geçirilerek operasyonlar zinciri başlatılmıştır. Balyoz bunlardan bir tanesidir.
Bazı insanlarımızın “1 Mart 3003 Tezkeresini kabul etseydik ve Irak’a ABD ile beraber girseydik bunlar başımıza gelmeyecekti. “ şeklinde düşündüklerini biliyoruz. Bu görüş, ABD’nin bölgeye yönelik emperyal amaçlarını ve planlarını anlamamışlığın ifadesidir. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı çuval geçirme ile başlayan operasyonlar dizisini sadece öç alma mantığı ile izah etmek çok ama çok yanlıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin dönüştürülmesi ve bölünmesi Büyük Ortadoğu Projesi’nin olmaz ise olmazıdır.
AKP bunun için kurdurulmuş ve desteklenmiştir. Bu proje içinde er veya geç Türkiye Cumhuriyeti’nin koruyucu kurumları olan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve yargıya sıra gelecekti. Tezkere sadece tetiğe daha erken basılmasına neden olmuştur.
Bugün ülkemizin bir iç savaş arifesine gelmesinin, halen akan kanın, Suriye’ye terör ihraç etmemizin,
tüm komşularımızla kanlı bıçaklı hale gelmemizin, Maliki’ye düşman olmamızın, Barzani’yi desteklememizin, Ege’deki haklarımızdan vazgeçmemizin, Yunanistan’a karşı “süt dökmüş kedi gibi“ davranmamızın, İran ile bir savaşa doğru tırmanmamızın Ergenekon’la, Bolyoz’la, Bastil (Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe) zindanlarında yatan kahramanlarla, TSK’ya ve hukuk sistemimize kurulan tuzaklarla organik bir ilişkisi vardır. Yeni anayasa bunlar için vardır ve eğer başarabilirlerse Türkiye Cumhuriyeti’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ne uygun hale getirildiğinin hukuki metni olacaktır. Halkımızın ise yeni bir anayasa talebi yoktur.

Darbeciler yargılansın

Tüm ulusal değerlerimize bu nedenle saldırılmakta, bayramlarımız yasaklanmakta, ortaçağ eğitim sitemi geri getirilmekte, milli kahramanlarımız ve Atatürk’ümüz karalanmaktadır.
Bunları görmeden sadece “TSK’ya, adalete ve hukuk sistemine tuzak kurulmuştur.“ demek yeterli değildir. Ya büyük resmi hiç göremediniz, ya da gördünüz ama arkasındaki güç nedeniyle söylemek istemiyorsunuz.
Onun desteğini olarak mı AKP’ye alternatif olmak istiyorsunuz?
Bu köşenin yazarı, genel seçimlerden önce Kemal Kılıçdaroğlu’na gitmiş, teğmenlere ve TSK’ya karşı kurulan tuzakları ve nedenlerini belgeleriyle anlatmış ama somut yanıt ve destek alamamıştır.
Bunun nedenini başka yazılarımda açıklayacağım.
Hal böyle iken Kılıçdaroğlu, seçimler öncesinde ve sonrasında “Darbeciler yargılansın, irtica tehdidi yoktur, kimse bana yargıda ve poliste cemaat yapılanması vardır dedirtemez.“ başlıkları ile özetlenebilecek açıklamalarda bulunmuştur.
Öbür yandan Atatürk’ü katliamcı ilan eden Hüseyin Aygün’e sahip çıkılmış, ulusal duyarlıkları olan insanlar partiden temizlenmeye çalışılmış, partinin kurucu ilkeleri olan 6 Ok’a sahip çıkılmamış, cemaate şirin gözükmeye çalışılmış, Cumhuriyetimizin kırmızı çizgilerinden vazgeçilebileceği görüntüsü verilmiş, Libya tezkeresinde emperyalizme destek sağlanmış ve yürürlükteki 1982 Anayasa’sına göre bu Meclisin
yeni anayasa yapma yetkisi yok iken, yeni anayasa yapma çalışmaları içine katılarak anayasal suç işlenmiştir.
CHP’yi bir operasyon ile ele geçiren ve kendini YCHP olarak adlandıran yeni yönetim, bugüne kadar yaptığı icraatlar ile bölgemiz ve ülkemiz için kotarılmaya çalışılan emperyalist planları anlamış gibi gözükmemektedir. Fakat CHP tabanı onlardan farklı düşünmektedir.
Halkımıza anlatılması gereken, büyük resimdir. Tuzaklar ise ana hedefe giderken yapılan taktik saldırılardır.
Ayrıca, günaydın!
Şimdiye kadar nerelerdeydiniz? Ülkemiz kan kaybediyor ve yurtsever insanlar zindanlarda çürüyor.

Saygılar sunarım.

İLK KURŞUN, http://www.ilk-kursun.com/haber/117863, 7.9.12