Etiket arşivi: EĞİTİMİ KEFENE KOYDULAR

EĞİTİMİ KEFENE KOYDULAR

EĞİTİMİ KEFENE KOYDULAR

Mustafa AYDINLI
Eğitimci – Yazar

Geçtiğimiz ay, Balıkesir’deki 15 Temmuz Şehitler Anadolu Lisesi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Bekir Çete, öğrencilere “ahiret yaşamı”nı öğretme savıyla skandal bir uygulamaya imza attı.

Öğretmen Çete, derste bir öğrenciyi sınıfa getirilen mahalle imamıyla birlikte kefene sarıp kendince “öbür dünya”ya gönderdi.

Aynı zamanda Suriye’de cihatçılara destek organizasyonlarıyla bilinen İHH’nın da bölge yöneticiliğini yapan  Çete, eğitimde gericiliğin geldiği akıl almaz noktayı gözler önüne sererken; bu olayı bir de sosyal medya hesabından paylaştı.

  • “Bu gün, dersimizde bir öğrencimizi ölmeden öldürdük ve kefenleyip, manevi olarak öbür dünyaya gönderdik. Bu aşamada Kasaplar Camisi İmam – Hatibi Cengiz Hocama da teşekkür ediyorum. Ölümü, yeniden taa içimizde ve yanımızda hissettik.”dedi.

Aslında kefenlenip mezara konan Türk eğitim sistemidir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Bekir Çete, eğitimin sürüklendiği gerici – yobazlık havuzunda bir damla sudur. Eğitimde ülkemizin düşürüldüğü içler acısı durumun çarpıcı bir örneğidir.

2002’de 450 olan İmam – Hatip Lisesi sayısı günümüzde 1452’yi geçmiştir. Bu rakam, Fen Lisesi sayısını 4’e katlamıştır. İHL sayısının daha da artması ve her mahalleye bir İHL yapılması öngörülüyor! Olmadı, var olan tüm okulların içeriden fethedilerek imam-hatipleştirilmesi dayatılıyor.

Durum böyle olunca, uygulamalı kimi din derslerinin derslerin mezarlık ve morglarda işlenmesinden daha doğal ne olabilir?! Bilim ve teknolojiye sırtımızı döndük.. Öğretmen Çete gerçeği söylüyor;

  • Bu gün, dersimizde bir öğrencimizi ölmeden öldürdük.” diyor.

Öldürülen eğitim sistemimizdir, ancak bu denli çarpıcı anlatılabilirdi bilime, tekniğe, teknolojiye sırtımızı döndüğümüz. Laik ve demokratik eğitim sisteminden kopunca, aklın ve bilimin önüne hurafeler geçince, nerede duracağı belli olmayan bir kara bulut çöker ülkenin üzerine.

Hangi anne, baba katlanabilir ve rıza gösterir çocuğunun diri diri kefenlenmesine ve o ağır psikolojik travmaya sokulmasına!? Öğretmen öğrenciyi, okul bahçesinin bir adım dışına izinsiz çıkaramaz. Peki, bu öğretmen çocukları mezarlıklarda, morglarda kimden izin alarak dolaştırıyor? Çocuk kefene sarılırken veya mezara konup çıkarılırken ağır bir ruhsal travma yaşarsa sorumlusu kim olacak?! Kaldı ki, böylesine ağır bir ruhsal zedelenme (travma) neredeyse olanaksızdır. Evrensel Etik kuralların başında, Tıp Bilimlerinin babası sayılan Hipokrat‘tan beri çok iyi bilinen bir ilke yaşatılmaktadır : Önce zararlı olma!

  • AKP iktidarının 17+ yıllık sürede eğitimi getirdiği nokta, sistemi kefene sarmak olmuştur.

Türkiye’nin artık uluslararası düzlemde fen, bilim, teknoloji gibi bir iddiası yoktur. Ülkeyi “Ferasetine güvenilen” “cahil toplum” durumuna getirmek için dolu dizgin tüm güçleri seferber ediyorlar. Sonuç; “Aya 4 şeritli yol yapacağız desek bu millet inanır..” safsatası ile yaşamı boğmaktır! O boş inançtır ki, bu halkı kuru soğana muhtaç etti. O sorgulamasız inanç söyletti Trump’a Cumhurbaşkanına gönderilen mektuptaki kavgada bile söylenemeyecek sözleri. Yalnızca eğitim değil kefene sarılan; kefene sarılmadık neyimiz kaldı? İç ve dış politikadan, ekonomiye, şehir hastaneleri talanı ve “sağlıkta dönüşüm masallarına, sosyal güvenlikteki sürdürülemez devasa açıklara (onarca milyar TL), çevre sorunlarına… dek ve dahası.

Neden ülkemiz insanının iki yakası bir araya gelmiyor? 

Vereceğimiz güncel örnek yeter mi?.. Uzak Doğuda jttc TV kanalı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK‘ü ölüm yıldönümünde şöyle  haber yaparak anıyor:

“Bu gün haberleri ayakta vereceğim çünkü; bu sabah Türkiye – İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayında bir ölüm, tüm Türk halkını çok üzdü. Bu sabah saat 09:05’te Türkiye’nin kurucusu yaşama gözlerini yumdu. Tam bu saatte Türk halkı kendilerine bağımsızlığı veren  önderleri Atatürk için ayakta saygı duruşunda bulunuyorlar. Türklerin lideri, egemenliği Osmanlı Padişahından alıp, Türk Halkına vermişti. Yeni, modern bir ülke kurmayı başarmıştı. Bu gün Atatürk adı, Incheon Bubyung Park’ta bir tarihsel alana verildi.” 
(https://www.facebook.com/1685480108/videos/10213108760308723/?id=1685480108)

Onlar, “7 yabancı”, yüce önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün değerini bilmişler,

“Hayatta en hakiki yol göstericinin bilim” olduğunun ayrımına vardıklarından, herkesin elinde bulunan cep telefonlarından buğdaya dek her şeyi bize satıyorlar. 130+ ülkeden 130+ tarım ve hayvancılık ürünü dışalımı (ithalatı) yapıyoruz. Bu alanda net dışalımcıyız (ithalatçıyız); bir başka deyimle sattığımızdan daha çoğunu satın alıyoruz. Daha da açık söylersek, 82 milyon nüfusumuzun karnını doyuracak tarım – hayvancılık ürününü üretemiyoruz! Ama iktidarın başı, ha bire “doğurun, 3, 4, 5.. Allah ne verdi ise…” buyuruyor!?

  • Hedef, “kalabalık, niteliksiz, kömür – makarna… ile oyları devşirilebilecek, bilerek ve isteyerek – tasarlayarak eğitimsiz ve yoksul bırakılmış, dinci – yobaz bir SÜRÜ HALK yaratmaktır!.

Bu amaçla izlenen eğitim ve ekonomi politikaları, -Yoksullaştırma, işsiz bırakma gibi…- istendik politikalardır! Batılılar laboratuvarlarda – kütüphanelerde sabahlıyor, biz mezarlıklarda. Onlar bilim ve teknoloji üreterek dünyaya egemen oluyor, biz diri diri çocukları kefenliyoruz.

Mezarlıkta ne yapılır? Dua edilir, Fatiha okunur (ölülere ne yararı olacaksa!?). Biz neyin ruhuna fatiha okuyoruz; eğitim, bilim, akılcılığın, uygarlığın.. ruhuna fatiha okuyoruz.

Bu “öğretmen” (!?) hakkında derhal yasal işlem yapılarak işten el çektirilmeli, Milli Eğitimde bu tür utanç verici olayların önüne geçecek köktenci önlemler alınmalıdır. Olayda “kurban” seçilen öğrenci ve ailesine hemen psikolojik – psikiyatrik destek verilmelidir. Yüz kızartıcı sahnelerin gerçekleştiği sınıftaki tüm öğrencilere de.. Bu kadarı da olmaz; iktidar artık aklını başına devşirmeli ve bu kabul edilemez skandallara, fiyaskolara, toplumu – yaşamı gericileştirmeye son vermelidir.

Anadolu’da bir bilge, bir yol gösterici Pir Hünkar Hacı Bektaşi Veli nasıl da uyarmıştı ;

  • İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.”