Dostlar,
Aşağıda, dostumuz – kardeşimiz Necdet Saraç‘ın tarihsel değerde bir yazısı var..
Özenle okunmalı ve arşivlenmeli.;
Türkiye’de oynanan oyunlar gerçekten büyük çaplı.
Çünkü lokma da çok büyük emperyalistler ve yerli uşakları açısından.
Bu bakımdan, ülkemizde etnik ve / veya inanç temelinde ayrıştırma ve çatıştırmalar en etkili silahlar.
Bu oyuna gelmemek için çooooooooooooooooook dikkatli olmak gerekiyor.
Alevi – Sünni tüm yurtsever – ulussever aydınlar ve halkımız, söz ve davranışların arkasında saklanan kısa- orta – uzun erimli hedefleri sorgulamalı ve hata yapmamalı.
- İnsanlık hala bebeklik döneminde..
- Birbirinin inancı ile, etnisitesi ile uğraşarak kanlı çatışmalar çıkarmaktan
yarar umabilmekte. Bu denli irrasyonel, ilkel, arkaik.. Hala! - Ne hazin bir tablo..
Bu bakımdan gerçek aydınlara topluma özveri ile, sabır ile önderlik etmek düşüyor.
Sayın Necdet Saraç da bunu yapıyor..
Teşekkür boçluyuz..
Sevgi ve saygı ile.
26.6.13, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
===========================================
Alevi Sünni çatışması yalan!
Ortada olan Alevilere yönelik faşist saldırılar ve katliamlar vardır!
- “Bir süredir Türkiye’de çok çirkin tahriklerle, çok çirkin provokasyonlarla
Alevi kardeşlerimiz üzerinde çok tehlikeli bir oyun oynanmak isteniyor.
Bu çirkin tahrikte CHP, ne yazık ki başrolde bulunuyor.
Bu çirkin tahrikte Türkiye dışından odaklar da rol alıyorlar.” dedi.
Arkasından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek TRT Haber’de gözyaşları içinde “Türkiye’de Alevi – Sünni çatışması çıkarmak istiyorlar.” dedi.
Bu söylemlere paralel AKP kurmayları ve medyası harekete geçti.
“Yeni Alevi Açılımı”nın yolda olduğunu yazmaya, Taksim Gezi eylemlerinin arkasında, Alevilere “büyük paralar” veren Alman devleti olduğunu yazmaya
ve konuşmaya başladılar.
Önce bir büyük yalana dönüşmüş ezberi bozalım :
– 1966’da Ortaca’da,
– 1969’da Elbistan’da,
– 1971’de Kırıkhan’da,
-1978’de Malatya’da, Sivas’ta ve Maraş’ta,
– 1980’de Çorum’da,
-1993’te Madımak’ta,
-1995’te İstanbul Gazi’de
- “Aleviler camiyi yaktılar; dinimize küfür ettiler; din elden gidiyor.”
- Ortada olan Alevilere yönelik faşist saldırılar ve katliamlar vardır!
***
Bu gerçek AKP ve onun Genel Başkanı Erdoğan tarafından bilinse de, O kendi hesapları için sahte bir çatışma havası yaratmaktadır.
Alevi kimliğinden dolayı yuhalatan Başbakan, bugün Kılıçdaroğlu’nun “Alevi-Sünni çatışmasını kışkırttığı” yalanını rahatça söyleyebiliyor.
- “Alevilerin kestikleri yenmez,
- Evlerinin önünden geçilmez,
- Bunlar zındıktır ve katledilmeleri de caizdir.”
İdris-i Bitlisi’yi öven kendisi ama, sanki bu övgüleri başkası yapmış gibi davranıyor.
“53 Sünni vatandaşımızı kaybettik” diyen sanki kendisi değil. Örnek çok.
Sultanbeyli’de Alevilerin yaşadığı mahallenin ya da Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin adını Yavuz Sultan Selim olarak değiştiren kim?
- Bu konuda Erdoğan’ın da, Gökçek’in de söylediklerinin hepsi yalan!
AKP şimdi bu yalanlarına yeni yalanlar eklemeye hazırlanıyor:
En son Bekir Bozdağ’ın açıklamalarında da olduğu gibi Cemevlerini ibadethane olarak görmeyen, bunu her fırsatta reddeden AKP şimdi, doğrudan veya Fettullah Gülen üzerinden Alevi-Sünni çatışmasını engellemek bahanesinin arkasına sığınarak “Cami Cemevi bir arada projesini” empoze ediyor. Alevi toplumunda hiçbir karşılığı olmayan birçok derneği ve kişiyi de yalancı tanık gösteriyorlar.
AKP’nin “Alevi politikalarını destekliyor” gösterilen ve Bugün, Star, Yeniş Şafak ve Zaman gibi gazetelerde ve bunların muadili televizyonlarda “Alevi camiasının önde gelen isimleri” ise tam anlamıyla palavra isimler…
Anadolu Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Av. Cengiz Hortoğlu da,
Hacı Bektaş-ı Veli Kültür ve Tanıtma Derneği Genel Başkanı Dinçer Türkmen de,
Alevi Dernekleri Konfederasyonu Kurucu Başkanı Av. Metin Tarhan da
kağıt üzerindeki dernek, federasyon ve konfederasyonların başkanlarıdır.
Bunların hiçbiri Alevilerin yaptığı yürüyüş ve mitinglerde yer almamıştır.
Hiçbiri bugüne kadar ne Sivas’ta, ne de Gezi direnişleri içinde yer almıştır!
Bunların Alevi toplumunda hiçbir karşılıkları yoktur.
Gerçek bu!
İnanmayan, kendisine en yakın herhangi bir cemevine gidip sorabilir!