Etiket arşivi: Cumhuriyetimizin ağabeyi Sayın Dr. Ali Nejat Ölçen

ATATÜRK DÖNEMİNDE DEMOKRASİNİN ALTYAPISI: SORGULAMALI EĞİTİM

 

Dostlar,

28 Ekim 2015 günü, Yüksek Ticaretliler Derneği’nin Cumhuriyetimizin 92. yıldönümünü kutlamak amacıyla düzenlediği açıkoturuma çağrılı olduğunuzu katıldığımızı belirtmiştik.
Bu toplantıdaki sunumlardan biri, Sn. Hüseyin Önder’in “92. Yılında Cumhuriyet ve Demokrasi” başlıklı konuşması idi. Sayın Önder’in çok başarılı sunuşunun power point yansılarını -izinleriyle- sitemizde paylaşmıştık (http://ahmetsaltik.net/2015/10/29/35020/).
O oturumda, Cumhuriyetimizin ağabeyi Sayın Dr. Ali Nejat ÖLÇEN‘in de konuşması oladığunu ancak bir sağlık engeli çıkması nedeniyle katılamadığını fakat konuşma metninin çıktısını çoğaltarak gönderdiğini yazmıştık.

Sn. Dr. Ölçen, ricamız üzerine bu kapsamlı metni bize e-ileti olarak gönderdi.
Özürünü de açıklayarak.. 93 yaşında bir bilgenin bu davranışlarına hayran olmamak
olanaklı mı? O’na sorarsanız, mükemmel kişiliğinin ve engin donanımının Cumhuriyetimizin eğitim sisteminin ürünü olduğunu söyleyecektir büyük bir kıvançla.. Bize iletisi şöyle :
*****
Sayın hocam,

İlginize teşekkürlerimi sunuyorum. 28 Ekim 2015 gününden önceki Cumartesi günü
Mülkiyeliler Birliğin’deki arkadaşların toplantısına giderken, yolda düştüm ve ilgilenenler arasında bir hekim, kolumdaki damar alım izlerini görünce nerde ameliyat olduğumu sordu ve bir ambuluans ile benim Güven Hastanesi’ne gitmemi sağladı. Orda alnımdaki yarayı dikiş ile onardılar; o nedenle konuşma metnini iletmekle yetinebildim. WEB siteniz için o metin oldukça uzun, kısaltma özgürlğünüze saygı duyacağımı belirterek teşekkürlerimi sunuyorum.

Saygılarımla. 30 Ekim 2015
Dr. Ali. Nejat ÖLÇEN
*****
Dr. Ölçen, öncesinde de bir koroner by pass cerrahisi geçirmişti. Ardından bu düşme..
Bereket ciddi bir kırık vb. ağır sorun oluşmadı ve Sn. Ölçen üretimini sürdürebiliyor!

Bize yolladığı metin 11 A4 sayfası. Biraz sıkıştırarak 7 sayfaya indirebildik. Ancak gene de uzun web sitemiz için. Bu yüzden bir miktar alıntı verecek, tümünü ise pdf olarak yükleyeceğiz.
(Yazı metnine fotoğrafı biz ekledik..)
*****

ATATÜRK DÖNEMİNDE DEMOKRASİNİN ALTYAPISI: SORGULAMALI EĞİTİM

İSTANBUL YÜKSEK TİCARET MEZUNLARI DERNEĞİ – KONUŞMA İÇERİĞİ
Mithat Paşa Cd. No.16/6 Ankara. 28.10.2015 

Yakisikli_portresi

 

Dr. ALİ NEJAT ÖLÇEN 

 

 

1950’ler sonrasında Mustafa Kemal Atatürk’ün uyguladığı sorgulamalı eğitim düzeni sürdürülebil­seydi, ülkemizde bugünlerin olumsuz koşullarının hiçbiri­sine tanık olmazdık. Çünkü, Anadolu’muzda Osmanlı devletinin soruya ve deneye kapalı, gerilerde kalmış öğretim düzeninin yerine sorgulamalı eğitimin girmesi, Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçekleştirdiği devrimlerin içinde en önemli olanıdır. Bu satırları yazan kişi (Ali Nejat Ölçen) O’nun döneminde okullarının her aşamasında sorgulamalı deneysel eğitim koşulları içinde öğrenim görmüştür. O’nun okullarının hemen tümünde öğrenim de­neysel yöntemle uygulanıyordu.
Ve yalnız okulda değil evde bile o oğrenimin etkilerini yaşıyorduk. Demokrasinin toplumsallaşmasının temelinde de sorgulamalı eğitim yatmaktaydı; düşünerek sorgulayarak öğretim idi bu. Örneğin:

1. Ders derste öğrenilirdi. Ortaokul ve lise döneminde kitaplarımız sınıftaki sıralarımızın gözlerinde kalırdı.
2. Çünkü,öğle sonrası saat 13’de Mütalea denilen ve saat 16’ya kadar devam eden süre içinde
o günkü dersin uygulanması ya da soru yanıtlı tekrarını yaşardık.
3. Lise bitirildiğinde Bakalorya sınavını kananamayan hiç kimse yüksel okul ya da üniversiteye giremezdi. Bakalorya sınavında kişinin genel kültür ve algılama gücü ölçülüyordu.
4. Sanat ve meslek okulları vardı Bakalorya sınavını kazanamayanlar o okullarda öğrenim görüyordu.
5. Teknik okullar, sanat okulları,1954 sonrası tek edilerek devre dışı kaldılar.

Yukarıda özetlediğimiz öğretim sistemi sorgulamalı ve deneysel idi ve kişilerin demokratik yeteneğinin gelişmesi ve toplumsallaşmasını da sağlamaktaydı.

Sorgulamalı Eğitime İlişkin Kimi Örnekler:

……………..

Eğitim, Öğrencinin Zihnini Keşfetmeli

Werner von Braun, yatılı ilkokulun en tembel öğrencisi idi. Babasını küçük yaşta yitirdiği için yatılı okulda öğrenime başlamak zorunda kalmış olmalıydı. Ne var ki, çalışmıyor ve her zaman gökyüzüne bakıyordu. Tembel bir öğrenciydi. Özellikle de gece kurslarında gözleri
gökyüzündeydi! Sınıf öğretmeni, küçük Braun’un niçin sürekli göğe baktığını anlamıştı.
Belki de orada bir yıldıza uçmayı düşünüyor olmalıydı kim bilir? Okul yöne­timi sınıf öğretmeninin önerisine uyarak bir teleskop satın almaya karar verdi. Bir koşulla : Von Braun çatı katına yerleştirilen teleskop ile gökyüzüne bakacak ve fakat der­sine de çalışacaktı. 

Bir gün evin kapısı çalınır ve annesi yine oğlunun tembel olduğuna ilişkin yazı geleceği korkusuyla ve titreyen elle­riyle kapıyı açarak postacının uzattığı zarfı alır, bir süre açamaz.
Ne yazılıydı zarfın içindeki küçük kağıtta? Küçük Braun sınıfının en başarılı öğrencisi olmuştu!

Sıvı oksijen yakıtının ısısına dayanamayarak eriyen uzay araçlarının dayanıklı alaşım ile donatımını keşfeden kişi Werner von Braun değil, aslında O’nunun zihnini keşfeden
sınıf öğretmeni idi.

………………

EMPERYALİZMİN GÜDÜMÜNE GİREN EĞİTİM

Türkiye’de Safsatanın Eğitimi ya da Eğitimin Safsatası

a-En çağcıl görünümdeki bir üniversitede bile eğitimin safsatası ya da safsatanın eğitimi ile karşılaşabilirsiniz. Örneğin Prof. Dr.Hüdaverdi Eroğlu adındaki kişinin 2007’de yayımlanan “Hikmetli Sözler” kitabında bilimin safsata” ya dönüşümüne ilişkin sayısız örneklerle karşılaşıyoruz. Kitabında yazdıklarına göre:

Zaman Allah’ın yarattıklarından biridir. İzafiyet teorisine gore (Einstein’ın kemikleri sızlıyordur; A.N.Ö.) ışık hızına yani sa­niyede 300 bin km hıza ulaşıldığında zaman durur (muş!). Bu nedenle cinler, ışık hızına yakın hareket ettiklerinden 1000-1500 yıl yaşayabilmektedirler. Malazgirt savaşında doğan bir cin halâ yaşıyor olabilir. (s. 21-24) 

Batı ülkelerinden birinde böylesi safsatayı kitabına aktaran öğretim üyesi, kendisini üniversitenin kapısı dışında bulur. İki tümcede bir Prof. 4 yanlışı nasıl yapabiliyor!

……………………

Uzaktan Eğitim Cinayeti 

Kimi üniversitelerde öğrencilerin adını bilmediği tanımdadığı, soru sorma olanağına sahip olamadığı kişinin bilgisayar ekranında anlattıklarının ders kabul edildiği çok sakıncalı,
çok yanlış bir yöntem uygulanmaya başlatıldı. O yöntemin adı “uzaktan eğitim” olsa gerek. Bilgisayar ekranında öğretmen olan kişinin anlattıklarını ya da yazdıkların öğrenerek dersine çalışmış oluyor, öğrenci. Bu yanlış yöntem öğrencinin zihnini kurcaladığı konuda soru sormasını ya da öğretmenden hangi kaynaklara başvurmasını öğrenmesi olanağı sıfırlanmıştır. Bilimin sefaletinden daha da sakıncalıdır bu. Sakıncalı olduğu kadar da zararlıdır. Bu yöntem bilimsel düşünceyi çürüten bir yoldur. Zihnin sorgulama özgürlüğü yok edilmektedir. Aslında bilgiyi bilmek amaç alındığı için, bilgiye bilgi eklemek bilinmeyeni bilinir duruma getirmek içgüdüsü çürütülmektedir. Bilginin iletişim ve ilişki yaratma özelliği de yok edilmektedir. Bilimin sefaletine göz yuman YÖK böylesi cinayete nasıl olur da karşı çıkmaz? Geleceğin Türkiyesinin, ülkeyi değil kendisini bile yönetemeyen kişilerin eline düşmesi mi amaçlanıyoır?
Bilgisayar ya da TV bu denli zararlı bir konum için nasıl kullanılır, anlamak olanaksız!

Bugünün karmaşasındaki sorunların tümünün bilimin sefaletini yaratan dogmalardan kaynaklandığı artık kabul edilmelidir. Öğrenci biligiyi bellemeden önce soru sormayı bellemelidir. Soru zihnin vitaminidir, zihni geliştiren proteindir. Öğrencinin kişiliğindeki tutarlılığı, zihinde oluşan soruların yanıtları yaratır. Zihinde, öğrenciyken oluşan soruların yanıtını merak etmek, bilimsel düşüncnin oluşumuna da katkıda bulunur.

==============================
Dostlar,

Yazı burada bitiyor.. Metinde çok çarpıcı örnekler de var..
93 yaşında bir Cumuriyet bilgesinin ciddi sağlık sorunlarına karşılık konuşmasının metnini bilgisayarda kendisinin hazırlaması ve çoğaltarak paylaşması, bu önemli irdelemeyi yapabilecek zihinsel ve bedensel beceriye sahip olması çoook heyecan verici..

Metnin tümüne (kendileri izin verdiği halde kısaltmadan) şu erişkeden ulaşabilirsiniz :

ATATURK_DONEMINDE_DEMOKRASININ_ALTYAPISI_SORGULAMALI_EGITIM

O’nu bize kazandıran ailesine, Cumhuriyetimizin eğitim sistemine ve kurumlarına şükranlarımızı sunuyoruz.

Sayın Ölçen’in değerli çalışmalarını www.olcen.net adresli web sitesinden izlemelisiniz..

CHP milletvekili iken vekillere yapılan kıyak zammı hak etmediğini düşünen Dr. Ölçen,
bu farkı 20 yılı aşkın zamandır TÜRKİYE SORUNLARI adlı kitapçığın giderleri için kullanıyor. 2 ayda bir, cep kitapçığı boyutunda, 64 sayfa dolayında bu ürünü hazırlıyor ve isteyenlere ücretsiz yolluyor.. Tam metni web sitesinden de paylaşıyor. Haziran 2015’te yayımladığı 106. sayıya web sitesinden erişilebiliyor..

Dr. Ölçen, İTÜ’den inşşat mühendisi olarak mezun olduktan sonra SAĞLIK EKONOMİSİ doktorası yaptı Hacettepe’de.. Bir de böyle bir ortaklığımız var kendileriyle.. Yazdığı 10’a yakın çok değerli kitapları bize topluca armağan etme inceliği de gösterdi.. Çoook şanslıyız..

SİZ ÇOK YAŞAYIN SAYIN DR. ALİ NEJAT ÖÇEN, ÇOOOK YAŞAYIN..

Onurlu, başı dik, sağlıklı ve üretken.. Muazzez İlmiye Çığ gibi, hatta daha uzun..

Gök Tengri’den dileğimizdir..

Sevgi ve saygı ile.
31 Ekim 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

SABANCI ÜNİVERSİTESİNDE TARİH BİLİMİNİN SEFALETİ


SABANCI  ÜNİVERSİTESİNDE
TARİH  BİLİMİNİN  SEFALETİ

Portresi_Ali_Nejat_Olcen

 

Dr.Ali Nejat Ölçen

 

Sabancı Üniversitesinde  Prof. Cemil Koçak, tarihsel gerçekleri  alt-üst ederek
Mustafa Kemal Atatürk’ü küçümseyen konuşmasını 23 Ekim 2010 günü o üniversitenin konferans salonunda yapmıştır. Üniversite öğrencilerinden aldığım yazılı metindeki yanlışlıkları kendisine gönderdiğim  e-mail iletisine yanıt almayınca, o yazıyı da ekleyerek sorunu
Rektör Prof. Nihat Berker’e iletmiştim.. Rektör’den aldığım yanıtı bilgilerinize sunuyorum.

*****

Sn. Dr.Ali Nejat Ölçen

Üniversitemize ilginiz için teşekkür ederiz. Söz konusu yayında belirtildiği iddia edilen açıklamalar Sabancı Üniversitesi tarafından yapılmamıştır. Prof.Cemil Koçak da
söz konusu açıklamalar için ekteki tekzip yazısını ilgili kurumlara yollamıştır.
İyi günler dilerim.

Nihat Berker,
Rektör.

***** 

Rektörden de sorunu önemsemeyen böylesi anlamsız yanıt alınca, kendisine Prof. Cemil Koçak’ın tarihsel gerçekleri ters yüz eden sapkınlığının kanıtlarını Sn. Rektör’ün bilgilerine sundum. O yazı da yanıtsız kalınca konuyu yukarıda belirttiğim başlık altında
Türkiye Sorunları kitap dizisinin 84’üncü sayısında (Şubat 2010) dile getirdim ve
o sayıyı Sabancı Şirketinin yönetim kuruluna da ilettim.

Türkiye Sorunları kitap dizisinde yayınladığım
“SABANCI ÜNİVERSİTESİNDE TARİH BİLİMİNİN SEFALETİ”
başlıklı yazıyı ekte bilgilerinize sunuyorum

Ayrıca kitap dizisinin tün sayılarına,

www.olcen.net

web sitesinde ulaşabilirsiniz. Ne yazık ki, üniversitelerimizde Prof. Cemil Koçak’lar
hızla çoğalmaktadır. Kimi kime şikayet edeceksiniz?
Çünkü, bilimin sefaleti üniversitelerimizi de işgal etmeye başlamıştır.

“Prof.” olan bir öğretim üyesinin 2007 yılında yayınlanan “Hikmetli Sözler” kitabının
24. sayfasında yer alan şu safsata, bilimin sefaletini ya da sefaletin bilimini kanıtlamıyor mu?

  • “Zaman Allah’ın yarattıklarından biridir. İzafiyet teorisine göre ışık hızına yani saniyede
    300 bin km hıza ulaşıldığında zaman durur (muş!). Bu nedenle cinler ışık hızına yakın
    hareket ettiklerinden 1000-1500 yıl yaşamaktadırlar. Malazgirt savaşında doğan bir cin,
    hala yaşıyor olabilir.”

 *****

SON SÖZ               :

Hiçbir ülke, Türkiye’miz kadar alçak ve hain türetememiştir.

Böyle biline çare buluna. 8.3.2015

Dr. Ölçen

=====================================

Dostlar,

Cumhuriyetimizin ağabeyi Sayın Dr. Ali Nejat Ölçen‘in Atatürk ve Cumhuriyet sevdası, 
AYDINLANMA aşkı ve örnek kişiliği her türlü tartışmanın üzerindedir.

Yukarıdaki yazısı ve çabası da kanıtlardan yalnızca biridir.

Bilindiği gibi Dr. Ölçen İTÜ mezunu bir mühendistir ve Ekonomi doktorası yapmıştır.
CHP Milletvekilliği yapmıştır. Milletvekillerine kıyak emeklilik yasası çıkarıldığında aylığında oluşan artışı içine sindiremediği – hak etmediği düşüncesi ile yıllardır
TÜRKİYE SORUNLARI adlı bir kitap dizisine harcamaktadır. Her 2 ayda bir küçük boy
60-80 sayfa dolayında bastırmakta ve sürdürümcülerine (abonelerine) ücretsiz yollamaktadır.
90. sayının kapağı örneğin olarak aşağıdadır.

Turkiye_Sorunlari_90_kapak

Biz de bu şanslılardan biriyiz.
Yazıları kendisi diziyor, matbaya veriyor ve sonra web sitesinde yayımlıyor.

Tüm bunları, Cumhuriyetimizden kronolojik yaşı büyük bir BİLGE İNSAN Dr. Ali Nejat Ölçen yapıyor..

O’na ve saygın emeğine bin selam olsun..

www.olcen.net adresini tıklayarak siteyi ve yazıları inclemelisiniz..

Bu güzelim emeğe parasal katkı vermek isteğe bağlıdır. Adresinizi bildirirseniz size de karşılıksız yollar..

Söz konusu TÜRKİYE SORUNLARI – 84 sayısında (Şubat 2011) yukarıdaki yazışmalar çok daha kapsamlı olarak
yer almakta. Tümünü okumak için (pdf) olarak aşağıdaki erişkeyi tıklamalısınız..

SABANCI_UNIVERSITESINDE_BILIMIN_SEFALETI_TURKIYE_SORUNLARI-84

*****
Bu 90. sayıda bizim de bir makalemiz var : CUMHURBAŞKANINA AÇIK MEKTUP
(Bizim web sitemizde :  http://ahmetsaltik.net/2012/10/02/turkiye-sorunlari-90-eylul-2012/)
(Sn. Ölçen’in web sitesinde : http://www.olcen.net/index.php?id=810&action=printMakale)
*****

Sağolasınız Sayın Dr. ÖLÇEN..

 İyi ki varsınız, iyi ki ANADOLU AYDINLANMASI‘na değerli katkınız sürüyor ve
daha uzuuuuuuun yıllar sü- re – cek…Lütfen “ışık hızında kalınız” ve Prof. Cemil Koçak’ın cinleri gibi (!) siz de
yüzlerce yıl yaşayınız!

Sevgi ve saygı ile.
09 Mart 2015, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com