Korsika sorunu ve ulus devlet
Adadaki seçim sonuçları görmezden gelindi.
saldırıyı protesto amacıyla, “Burası bizim evimiz” ve “Araplar dışarı” sloganlarıyla, müslümanların mescidine saldırarak içerideki Kur’an-ı Kerim nüshalarını yakmaya çalıştı.
yasa yapma ve bağımsız vergi toplama yetkisine sahip bir Korsika’nın Anayasaya yazılması istemleri ortalığı karıştırdı.
Edmond Simeoni’nin oğlu ve Korsika Valisi Claude Erignac’ı öldürmekten yargılanan
Yvan Colona’nın avukatı.
kabul etmeyeceklerini” söyledi. Valls, 1982 ve 1991’de Korsika’ya yine sosyalistler tarafından tanınan özel statüyü hedef alarak “Bölgede merkezi yönetimin daha da güçlendirilmesi gerektiğini..” ifade etti.
ulus devletin temelini oluşturan bu maddeyi aynen almış ve 1992 haziran ayında,
Avrupa Konseyi’nin “Avrupa Bölgesel ve Azınlık Dilleri Sözleşmesi” dayatmasına karşı,
anında tepki göstererek 25 Haziran 1992’de bir anayasa değişikliği yaparak 2. maddesine
şu eki yapmıştı: “Cumhuriyetin dili Fransızcadır”.
Avrupa’da Ulus devletlerin parçalanması, yerine etnik ve bölgesel temele dayalı devletçiklerin kurulması çabası bir ABD projesi olarak gündeme getirilmekte ve projenin gerçekleşmesi
için de sosyal demokratlar başı çekmektedir.
Bakmayın siz Başbakan Valls’ın yüksek perdeden ulus devlet yapısını savunmasına.
======================================
Dostlar,
Dünya alem, Atalantik ötesinin Avrupalı müttefiklerinin bile altını oymaya çabalamaktan
geri durmadığını görüyor; oyunun büyüklüğü ve iğrençliğinin ayırdında.
Türkiye’de ise oyunun okkalısı sergilenmekte.. ABD ve altını oymaya çalıştığı
Batılı “müttefikleri” (!?) dahil, bir SEVR takıntısı içideler.
“Sevr paranoyası” içinde olan biz Ulusalcılar değiliz; biz gerçekçi bir savunmadayız.
AB Parlamentosu’nun çok sayıda kararını biliyoruz Türkiye’de Lozan yerine
Sevr’in uygulanmasını isteyen ve daha uygn olacağını öne çıkaran..
Dolayısıyla, Mustafa Kemal ATATÜRK‘ün
– “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.”
tanımı evrensel Ulus Devlet kuramının özüne uyumludur.
Bu tanımı iyi anlamak ve Türk milletini oluşturan tüm ahaliyi – halkı – etnsiteleri… bir arada tutmaya vargücümüzle çalışmalıyız..
Bölünüp emperyalizme lokma olmaya herhalde niyetimiz yoktur..
Ya da 9 Eylül 1922’de bitirdiğimiz şanlı Kurtuluş Savaşımızın ölçüsüz bedellerle sağlanan kazanımlarını üzerinden 100 yıl bile geçmeden altın tepsi içinde kanlı Batılı emperyallere sunacak denli aklımızdan olmadık henüz..
Sevgi ve saygı ile.
07 Ocak 2016, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com