– GÜNCELLENDİ –
Dostlar,
İbret verici bir tablo ile karşı karşıyayız.
- Artık ülkede hukukun “h” sinin bile bırakılmadığı ürkünç (vahim) bir durumdayız.
Anayasa Mahkemesi’nin açık kararına karşın fiili bir durum yaratılarak, türban yasağını uygulamak zorunda olan Prof. Rennan Pekünlü hoca mahkum edilmiş ve hüküm kesinleşmiştir. 1 adım kalmıştır, aynı Yargıtay Ceza Dairesi’nden karar düzeltimi
(tashih-i karar) istemek..
Öte yandan, bu son adımın işe yaraması için akılcı bir gerekçe ortada yoktur.
- Anayasa Mahkemesi’nin duruma el koyması gerekmektedir!
Anayasa md 153/son aynen şöyledir :
- “Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazetede hemen yayımlanır
ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını,
gerçek ve tüzelkişileri bağlar.”
Bu durumda Yüksek Mahkeme genel kurulu ivedilikle toplanmalı;
– Son Balyoz davası tutuklularının anayasaya aykırı uzayan tutukluluk durumlarının sonlandırılmasına ilişkin açık iradesinin birtakım sözde biçim kurallarına (Gerekçeli kararın Resmi Gazetede yayımlanmamış olması, iptal kararı ile yasal boşluk doğmaması için ilgili mahkemeye değil TBMM’ye verilen 1 yıl sürenin kasıtlı çarpıtılarak tutukluluğun sürdürülmesi..)
– Ve son derece ibret verici olarak, Prof. Rennan Pekünlü‘nün bağlayıcı
Anayasa Mahkemesi kararlarına karşın kesinleşen hapis cezası konusunu
ACİL GÜNDEM İLE GÖRÜŞMELİDİR.
– Anayasa md. 153/son’da yer alan tüm muhataplarına bu maddenin anlamını ve gereklerini yüksek ses ve kararlılıkla hukuk devleti adına anımsatmalı
ve “her-ke-si” hukuk içine, hukuk üstünlüğüne hürmet etmeye çağırmalıdır.
– Tersine bir suskunluk, Yüksek Mahkeme’nin işlevsizleştirilmesine bilerek / bilmeyerek katılmak anlamına gelecektir. Türkiye, 27 Mayıs Devrimcilerinin armağanı,
1961 Anayasası’nın kurumlaştırdığı Anayasal Yargı Denetimi düzeninden
52 yıl sonra yoksun mu bırakılacaktır? Tüm çağdaş hukuk devletlerinde
Anayasa Mahkemesi vb. yapıda kurumlar oturmuştur ve işlevseldir.
Hukuk devletinin temel güvencelerindendir Anayasa Mahkemeleri.
Bunun hemen 1 adım sonrası, rejim bunalımına dek uzanabilecek ağır bir süreç doğurabilir.
Sayın Prof. Pekünlü’nün savunmanları da, derhal Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını kullanmalıdırlar. Çünkü gerçekte daha önceki tüm hukuk yolları tüketilmişir. Yargıtay’ın ilgili ceza dairesi ilk derece asliye ceza mahkemesinin
hapis cezası kararını onamıştır. Karar Düzeltme istemine de aynı heyet (Daire) bakacaktır ve yeni bir kanıt ileri sürme, farklı bir savunma yapma olanağı kalmadığından – söz ve yol tükendiğinden – yerleşik içtihatlar doğrultusunda farklı bir karar beklenmez. İşte tam da
bu nedenle, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru öncesi tüm hukuk yolları
özde tüketilmiştir (Anayasa md. 148-149). AİHM’nin de benzer yönde içtihatları olup,
AYM de bu ölçütleri kullanacağını belirtmiştir. Bu bakımdan, dosya, karar düzeltimi başvurusu yapılmalı ancak sonucu beklenmeden hızla AYM’ne taşınmalıdır.
Prof. Rennan Pekünlü Hoca’ya dayanışma duygularımızı sunuyoruz.
Bu saldırı nedeniyle erken emekli olarak akademik yaşama veda etmek zorunda kalması da “yeter yaptırım” (!?) olarak görülmedi hocaya.. Benzer konuda önceki cezasının varlığı da şimdikinin ertelenmesini olanaksız kılıyor.
Tek yol hapis!
TBB (Türkiye Barolar Birliği), Hukuk Fakülteleri, Türk Hukuk Kurumu
ve kamuoyunun tüm ilgili kesimlerini göreve çağırıyoruz.
“Türkiye’de laiklik tehlikededir diyemem..” tümcesinin sahibi Kemal Kılıçdaroğlu‘nu da vicdanı ve tarihsel sorumluluğu ile baş başa bırakıyoruz..
Yine Kılıçdaroğlu’nun göz kırpması değil miydi ki, Türban AİHM’nin yinelenen temyiz kararları reddi ile birlikte tüm hukuksal yollarla yasaklanmış, bir insan hakkı olduğu reddedilmiş iken fiilen üniversitelerde önünü açan?? Giderek tüm kamuda..
K. Kılıçdaroğlu bu ağır faturanın başta gelen sorumlularındandır.
**********************
Sayın Prof. Kayıhan Kantarlı’nın bize yanıtı şöyle :
Bu arada Sayın Prof. Pekünlü’den de bir ileti var..
Dik duruşundan ödün yok.. Kendisini gönülden kutluyoruz..
Bu sitede konuya ilişkin olarak daha önce yayımlanan birkaç yazıya bakılması
uygun olur..
– http://ahmetsaltik.net/prof-dr-rennan-pekunlu-ile-turban-hakkinda-soylesi/
– http://ahmetsaltik.net/hepimiz-rennan-pekunluyuz/
– http://ahmetsaltik.net/hepimiz-rennan-pekunluyuz/
– http://ahmetsaltik.net/okula-turbanli-giren-ogrencinin-fotografini-ceken-profesore-hapis/
Sevgi, saygı ve derin kaygı ile.
24.7.2013, Ankara
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net
==========================================
Prof. Rennan Pekünlü Hoca’nın hapis cezası onaylandı!?
Laik Cumhuriyet Sona mı Erdi !
Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve AİHM kararları ile bunların uygulanması için YÖK ve Rektörlük tarafından verilen talimatların gereğini yaptığı için Prof. Dr. Rennan Pekünlü’ye verilen iki yıl bir aylık hapis cezası Yargıtay’da onaylandı (http://www.egedesonsoz.com/
Rennan Hoca’nın fakültesinde sergilenen laiklik karşıtı tabloya (http://www.zaman.com.tr/
- Laik Cumhuriyet’in sona erdiğinin kanıtıdır!
Asıl yargılanması ve hapse mahkum edilmesi gereken girmesi gereken;
- Fakülte dekanlıklarına gönderdiği 5 Nisan 2011 tarihli gizli yazıda “2008’de
AKP tarafından çıkarılan fakat aynı yıl Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen
5735 sayılı yasayı yürürlükte göstererek öğretim üyelerine yasağın uygulanmaması talimatını verip hem öğretim üyelerini hem de öğrencileri anayasa ve yargı kararlarna karşı suç işlemeye yönlendiren” ve arkasından Fen Fakültesi Dekanının dekanlık binası önünde türbanlı öğrencilerle Anayasa ve yargı kararlarına meydan okurcasına verdiği poza göz yuman (http://www.zaman.com.tr/gundem_dekandan-ozgurluk- adimi_1121125.html) - Prof. Dr. Rennan Pekünlü hakkında üniversiteden izin alınmadan açılan 2. davanın hazırlık soruşturmasında Cumhuriyet Savcısı’nın sorularına cevaben gönderdiği 21/11/2012 tarihli yazıda, yıllardır uygulanan ve yargı kararları gereğince halen de uygulanması gereken türban yasağını ve buna ilişkin arşivler dolusu belgeleri bilerek yok gösterecek şekilde
1- Rektörlük tarafından Prof. Dr. Esat Rennan PEKÜNLÜ’ye konu ile ilgili bir görev verilmemiştir.
2- Üniversite yetkili kurullarınca öğrenciler hakkında türbanlı bir şekilde üniversite içine girme ya da derslere katılma yasağına yönelik alınan herhangi bir karar bulunmamaktadır.
3- Yüksek Öğretim Kurulu tarafından Üniversitemizde uygulanmak üzere konu ile ilgili bir yasaklama kararını içeren yönerge ve talimat gönderilmemiştir.
diyerek , yargıyı etkilemeye yönelik gerçek dışı bildirimde bulunup Pekünlü’yü kafasına göre yasak uydurup uygulayarak üniversitede kargaşa çıkaran kanunsuz biri olarak göstermeye çalışan;
Ege Üniversitesi Rektörüdür.
Asıl yargılanması gerekenlerden biri de EÜ rektörünün iptal edilmiş anayasa fıkrasını yürürlükte göstererek öğretim üyelerine “türban yasağı uygulanmayacak” talimatı verdiği
söz konusu gizli genelgeyle işlediği suçla ilgili olarak Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD) tarafından İzmir Cumhuriyet savcılığına yapılan suç duyurusuna (http://www.milliyet.com.tr/eu-rektor-u-icin-suc-duyurusu/ege/haberdetay/13.06.2012/1552920/default.htm)
ilişkin ceza soruşturmasını bir yıldır sonuçlandırmayan YÖK Başkanıdır.