Laiklik ve CHP’de ‘değişim’

Örsan K. ÖymenÖrsan K. Öymen

 

Laiklik, dinin, devlet, siyaset, hukuk ve eğitim işlerine müdahale etmemesi ve devletin de bu koşulla, dindar olmayı seçen vatandaşların dinsel inanç ve ibadet (tapınç) özgürlüğünü; dinsiz olmayı seçen vatandaşların dünya görüşünü ve yaşam tarzını (biçimini) güvence altına almasıdır.

  • Laikliğin olmadığı yerde cumhuriyet, demokrasi, halkın egemenliği olmaz; teokrasi, din devleti, ruhban sınıfının egemenliği olur.

Laiklik bir anayasa maddesidir ve her vatandaş anayasaya uymakla yükümlüdür.

Cumhuriyetin olduğu bir ülkede laiklik bir seçenek değildir, bir zorunluluktur.

Siyasal Partiler Yasasına göre tüm siyasal partiler ve siyasetçiler de anayasaya ve laiklik ilkesine uymak zorundadır.

AKP 21 yıllık karşıdevrim sürecinde;

  • laiklik ilkesini fiilen ortadan kaldırarak anayasayı ihlal etmiştir,
  • anayasal düzeni yıkarak sivil darbe yapmıştır,
  • Cumhuriyeti yıkarak teokrasiyi kurma sürecine girmiştir.

– Siyasette ve devlet yönetiminde laiklik karşıtı dinci kadrolaşmanın gerçekleşmesi;
– tarikatların ve cemaatlerin devleti kuşatması;
-devlet yönetiminde zaman zaman anayasa ve yasa yerine, Kuran ayetlerinin esas alınması;
– insanların yaşam biçimlerine ve kültürel etkinliklere dini ölçütler üzerinden müdahale edilmesi; – cumhuriyete, demokrasiye, laikliğe ve anayasaya meydan okuyarak teokratik darbe çağrısı yapanlar hakkında yargı sürecinin başlatılmaması;
– eğitimin dinselleşmesi;

laikliğin bertaraf edilmesi yönünde AKP’nin attığı başlıca adımların arasındadır.
***
Eğitimin dinselleşmesi, uzak geleceği de etkileyen en önemli sorundur. İhtiyaç ötesi sayıda imam-hatip okullarının açılması; imam hatip okullarının meslek okulları olmaktan çıkartılması; zorunlu din dersi uygulaması; “4+4+4” eğitim modeliyle laik ve bilimsel eğitim verilen okullarda da eğitimin dinselleşmesi;

  • reşit olmayan çocukların aile zoruyla, sayıları on binleri bulan Kuran kurslarına yollanması;

üniversitelerdeki bilimsel, felsefi, sanatsal eğitimin, ilahiyat fakültesi enflasyonuyla kuşatılması; Milli Eğitim Bakanlığı’nın, dernek ve vakıf adı altında örgütlenen tarikatlarla ve cemaatlerle işbirliği protokolleri yapması; her vatandaşa bilimsel ve laik eğitimin verilmesini öngören Öğretim Birliği Yasası’nın delinmesi anlamına gelmektedir.

Bu yolla, bir yandan yaratıcı, özgür, analitik ve bağımsız düşünce ortadan kaldırılmakta, bir yandan da ülkenin din ve mezhep üzerinden kutuplaşması ve bölünmesi sağlanmaktadır.

Bu yol, hem demokratik düzeni hem de ulusal güvenliği tehdit etmekte
ve emperyalizme hizmet etmektedir.

Son olarak “ÇEDES adlı ucube projenin kimi illerde yürürlüğe girmesiyle birlikte, cami imamlarının laik ve bilimsel eğitimin verildiği okullarda “değerler” konusunda danışmanlık ve eğitim vermesi; imamların, kişisel, öznel ve dogmatik “değerlerini” herkese dayatarak, değerleri değersizleştirmesi, dinciliğin eğitimi kuşatma eylemlerine dair (ilişkin) en son örnektir.

Demokratik bir ülkede, nasıl ki öğretmenin yeri cami değil okul ise, imamın yeri de okul değil, camidir! Bunun aksini savunmak faşizmdir!
***
Ne yazık ki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da laiklik ilkesini partisinde bertaraf ederek  hem anayasayı hem de parti programını ihlal etmiştir!

“Değişim” sözünü ağzında sakız eden olası genel başkan adayları Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel de, Türkiye’deki laiklik karşıtı hareketi nasıl bertaraf edeceklerine dair (ilişkin) hiçbir şey söylememektedirler.

Laiklik konusunda duyarlı olan olası CHP genel başkan adayları ise parti yönetimi ve medya tarafından görmezden gelinmektedir.

Laiklik ilkesine sahip çıkmayan olası CHP genel başkan adayları, değişimi değil, statükoyu temsil etmektedir!
============================================

Dostlar,

Bu çok değerli ve uyarıcı yazıya biz birkaç görsel ekleyeceğiz..

 

Image

 

 

Laiklik ve CHP’de ‘değişim’” hakkında bir yorum

  1. Emin

    Tarihten bir örnek vermek gerekirse aklımıza Fransız devrimi gelmektedir.Bunlara ilave yapılacak olurse İngiliz kralı 8 ci Henry gelmektedir,1917 Rus devrimide (Stalin bu işte önderdir )örnek alınmalıdır.Tüm devrimlerde kiliseler ve din adamları hedef alınarak gerçekleştirilmiştir.1938 ler sonrası CHP nin kurucu önderinin vasiyeti dışlanmış,partinin ihaneti ortaya çıkmıştır.Yabancı bir gazetecinin İsmet İnönü,ye ilk sorduğu sorusu şudur…Atatürk.le sizin aranızdaki fark nedir?Cevap ….Atatürk devrimcidir,Biz ise reformistik.buğün Cumhuriyet ve laiklik rafa kaldırılmıştır.yurtseverler dışlanmış,ideolojiden kopuklar mv.yapılmıştır.Bu güzel ,anlamlı yazınıziçin teşekkür ederim.sayğılarla.not:CHP sosyal demokrat parti değildir.Sosyaldemokrat söylemi halkçı ve sosyalizm,e karşı bir söylemdir.

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir