28 Mayıs oyu, direnme hakkına eşdeğerdir

İbrahim Ö.  Kaboğlu

İbrahim Ö. Kaboğlu

Siyaset 25.05.2023, BİRGÜN

“İnsanın zorbalık ve baskıya karşı son bir yol olarak ayaklanmaya başvurmak zorunda bırakılmaması için, insan haklarının hukuk düzeniyle korunması gerek” (İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi-İHEB).

Özgürlüklerin öncülü ve temeli olarak oy hakkı, uluslararası sözleşmeler ve Anayasa güvencesinde.

Seçimler, “serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır.” (AS: Anayasa md. 67/2)

Siyasal hak değil yalnızca, bir ödev ve yurttaş sorumluluğu olan oy hakkı, devletin kurumsal yapısı içinde kullanılır.

Anayasa’ya aykırılıkların gölgelediği 14 Mayıs seçimleri henüz sonuçlanmadan balkon konuşmasıyla 2. tur kampanyasını başlatan Sn. Erdoğan’ın çağrısı: TBMM’de Cumhur İttifakı çoğunluğu aldı, ama CB adayı 2. tura kaldı. 28 Mayıs’ta oylarınızı bana verirseniz, yasama-yürütme uyumu ve istikrar sağlanır.

HUKUK ve AHLAK YOKSA…  

Anayasa ile bağdaşmayan parti başkanlığı (AS: + devlet başkanlığı),  siyasal partiler arasındaki eşit yarışma koşullarını da bozmuştu. 3. kez aday olan aynı kişi, yardımcısını ve bakanlarını da sahaya sürdü. Hiçbiri görevinden ayrılmadı. Seçmenlerin vergileri ile yaratılan Devlet olanakları, parti ve adayları lehine seferber edildi.

Hukuk saygı görmeyince eşit yarışma da zehirlendi: eşitsizlik, medyaya giriş olanakları ile sınırlı kalmadı, medya tekeli ötesinde TRT, “vergi yükümlüsü hak sahipleri” için yıldırı aygıtı olarak kullanıldı.

Devlet olanaklarını elinde tutan ve bütün kamu görevlilerinin sicil amiri olan kişi, rakibi için hazırlanan montaj afiş ve videoları meşru gördü ve kullandı.

Serbest ve eşit süreci zehirleyici etkenlere her gün yenileri eklendi. CB yardımcısı ve bakanların, 2. turda da çifte sıfatla Anayasa’yı ihlal ederek parti başkanı için çalışmaları amacıyla, TBMM’nin  and için toplanması bile geciktiriliyor. (AS: TBMM İçtüzüğü çiğnenerek!)

  • YSK eşliğindeki seçim hukuku ihlalleri sınır tanımıyor.

DEMOKRASİ DE OLMAZ

Demokratik standartların uzağında olan seçim süreci saydam yürütülemediği gibi, seçmen sayısı bile bilinmiyor; sivil toplumun katılımı engellenmeye çalışılıyor; sandık güvenliğinin sağlanması, sorun olmayı sürdürüyor.

Çoğulculuğu sönümlendiren hukuksuzluk ve ahlaksızlıkları, “maneviyatçı ve milliyetçi” söylemlerle örtme çabası sürekli. Kadın düşmanlığı pompalanarak yürütülen kampanyaya camilerde silahlanma çağrısı da eklendi.

Demokratik bir gelenek olan TV ekranlarında ikili tartışma yerine meydanlarda montaj video kullanımı, sözde Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi kurgusunun demokratik olmadığının açık bir göstergesi.

Cumhurbaşkanı sözcüsü, parti sözcüsü gibi; parti sözcüsü Devlet sözcüsü gibi konuşuyor.

  • Kişi+parti+Devlet birleşmesi, Devleti partileştirdi Parti’yi devletleştirdi.

Demokratik hukuk devleti bir yana, ortada Devlet kalmadı.

DİRENMENİN ANLAMI

Üç nedenle:

-öncesi, gelinen yer ve betimlenen tablo haliyle.

-oy verme; sandığa gitme ve oy kullanma.

-oyların sayımı; sandıkların açılması, sayım ve sonrası.

Tam 75 yıl önce yazılan İHEB’e göre,

  • “baskı ve zorbalık”, ayaklanmanın meşru temelini oluşturur.

Bunun gerekçesi ise, insan haklarının hukuk düzeni ile korunmamasıdır.

27 Mayıs 1949’da RG’de yayımlanan İHEB, ulusal hukuk ile bütünleşti:
insan haklarına dayanan devlet.

10 Mart’tan bu yana yoğunlaşan seçim hukuku ihlalleri, oy hakkının kullanılmasını, direnme hakkına eşdeğer kıldı.

Bu nedenle, oy hakkı için yurttaşların “uyanık bekçiliği”, hiçbir zaman olmadığından daha gerekli.

Sorun, 28 Mayıs günü sandık başına gitmek değil, o ana kadar olup bitenleri çok iyi izlemek,
oy günü çevresel uyanıklığı elden bırakmamak ve sayım sürecini yakından gözetmek.

Özetle; 28 Mayıs’ta Sn. Kılıçdaroğlu’na verilecek oy, diğerine göre “sayı ötesi” bir anlama sahip.

Sonuç olarak                       ;

  • Pazar günü,
  • Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘hakiki’ yurttaşları,
  • direnme hakkını, gelecek kuşakların haklarını koruma ereğinde kullanmalı:
  • para için değil ülke ve yurttaşlık için,
  • kaçak saray saltanatı için değil Türkiye Cumhuriyeti için.

28 Mayıs oyu, direnme hakkına eşdeğerdir” hakkında bir yorum

  1. Gönül Pınar Atacı

    DAHİYANE bir hukuki ve siyasi teşhiş, irdeleme, yorum, teşhir, sonuç, öneri. Çok değerli hatta DAHİ hukukcu sevgili hocamız Prof.KABOĞLU’na en yürekten tebrikler, özel selamlar, kalbten sevgiler, derin saygılar, en iyi dilekler, yeni başarılar ve büyük umutlar.

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir