Kadercilik öldürür, devrimcilik yaşatır

Örsan K. Öymen
Örsan K. Öymen
13 Şubat 2023, Cumhuriyet

 

Kahramanmaraş merkezli iki depremde, Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Gaziantep, Osmaniye, Adana, Diyarbakır, Malatya, Şanlıurfa ve Kilis illerinde 30 bini aşkın kişi yaşamını yitirdi, 100 bini aşkın kişi yaralandı, 10 bini aşkın bina yıkıldı, on binlerce bina hasar gördü.

Depremde en çok can kaybı Hatay ve Kahramanmaraş’ta yaşandı. Onların ardından en fazla can kaybı Adıyaman ve Gaziantep’te yaşandı. Onları da diğer iller daha düşük sayıda ölümlerle takip etti.

Bu kadar geniş bir alanda etki yaratan ve iki kez üst üste gerçekleşen şiddetli bir depreme bir devletin depremden sonra müdahale etmesi kolay bir iş değildir. Ancak depreme karşı önceden önlem alınmış olsaydı, devlet ve hükümet bu müdahaleyi çok daha kolay bir biçimde gerçekleştirebilirdi.

AKP Genel Başkanı ve “Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan’ın bu felaketi, “kader planı” olarak açıklaması kabul edilebilir bir durum değildir.

  • Bu depremin sonucunda oluşan can kaybı ve hasar, bir sözde “ilahi kader planının” değil, hükümetlerin ve belediyelerin plansızlığının sonucudur!

***
Kadercilik insanın miskinleşmesine, edilgenleşmesine, sorumluluktan kaçmasına, kötülüklerin artmasına yol açar. Kaderci insan fiili durumu değiştirmek için asgari çaba gösterir, mevcut olanı muhafaza eder.

Devrimci insan ise dünyayı değiştirmek için mücadele eder, daha iyi bir toplum ve devlet düzeninin sağlanması için mevcut ve fiili durumu değiştirir, insanlığın ilerlemesini ve gelişmesini amaçlar.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 1924 yılında Samsun’da yaptığı bir konuşmada, “En gerçek kılavuz bilimdir” demişti.

Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 1937 yılında yaptığı bir konuşmada da şöyle demişti:

  • “Bizim devlet idaresindeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi’nin programıdır.
    Bunun kapsadığı prensipler, idarede ve siyasette, bizi aydınlatıcı ana hatlardır.
    Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan (düşünülen) kitapların doğmalarıyla (inançlarıyla)
    asla bir tutmamalıdır. Biz ilhamlarımızı, gökten ve gaipten (görünmeyenden) değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.”

***
Atatürk’ün bu sözlerinin değeri bilinmiş olsaydı, depremde bu kadar büyük bir kayıp yaşanmazdı.

Atatürk’ün bu sözleri dikkate alınsaydı; şehir ve yerleşim bölgesi planlaması yapılırken, fay hatlarına yakın ovalık, sulak ve risk barındıran alanlarda imarlaşma gerçekleşmezdi; deprem mevzuatına aykırı binaların yapılmasına izin verilmezdi; inşaatlar etkin biçimde denetlenirdi; depreme dayanıksız binalar güçlendirilirdi; AFAD kadrolarına imamlar, hatipler ve ilahiyatçılar atanmazdı; AFAD’a Diyanet’in dörtte biri kadar bütçe verilmezdi; deprem bölgelerinde yeterli sayıda uzman ekip ve ekipman (AS: donanım) sürekli hazır bulundurulurdu; Türk Silahlı Kuvvetleri kapsamlı bir biçimde ilk günden devreye sokulurdu; imar affı adı altında kaçak binalara onay verilmezdi; geçmiş depremlerden ders alınırdı; jeologların deprem riskleriyle ilgili hazırladıkları raporlara göre önlem alınırdı; bencil, bireysel ve oligarşik rant hevesi, insandan ve toplumdan daha değerli bir duruma gelmezdi!

  • İnsana yaşam veren de adalet veren de devrimci ve dünyevi güçlerdir.
  • Kimse kadercilerden ve öte dünyacılardan adalet beklemesin!

Kadercilik öldürür, devrimcilik yaşatır” hakkında 3 yorum

  1. Ahmet ışık

    Artık Akp nin sorun çözemeyeceği görüldü
    Artık hepimizin bildiği
    Soyut genellemeler yerine
    Somut çözüm yolunu yada karanlıktan Aydınlığa çıkış yolunu göstermeli ,harekete geçirmeliyiz toplumsal muhalefeti ve ana muhalefeti .

    BİÇARE “SARAY HUKUMETI”
    SORUNLARIMIZA CARE BULAMADI ,BULAMAZ
    ve ONULMAZ YENI SORUNLAR ,DERTLER AÇAR .

    PEKİ ,ÇARE NEDIR ?

    Saray Hükümeti,
    Deprem Çalışmalarında Kamu kurumları ile Chpli Büyükşehir Belediyelerinin birlikte,uyum içinde Çalışmasını engelliyor .

    Kamu yöneticileri,Burokratlar ya Saraydan korkularından yada Saraydan izin alamadıklarından,
    Chpli Büyükşehir Belediyelerinin Deprem Bölgelerinde çalışmasına ya engel çıkartıyor yada gerekli desteği vermiyor veya çalışmaları geciktiriyor

    Saray Hükümeti kaynaklı her gün,
    ya Cb Yardımcısı Fuat Oktay yada Binali benzeri düsük profilli bir zat , cikip;
    Deprem Bölgesinde çalışan Chpli Belediyeleri hedef alan ,suçlayan, tehdit eden açıklamalar yapıyor.

    Saray Hükümetinin derdi ;
    Deprem ve kurtarma çalışmaları değil.

    Saray Hükümetinin tek derdi ,Seçim .
    Seçimlerde yenilecek ” algi yönetimi ”

    Saray Hükümeti ,

    -Chpli Büyükşehir Belediyelerini önce topal ördek yapmak için kaynaklarını kesti ,

    -ödeneklerini kıstı yine de yetinmedi

    -ve
    gelirlerine el koydu

    – hızını alamadi mülklerine bile el koydu .

    Saray hukumeti Chpli Belediyeleri dışardan çelme atıp ,topal ortak yapmaya çalışmakla da kalmadı.

    Chp li Belediye Başkanlarını uyduruk suçlamalarla vesayeti altında mahkemelerde yargılayıp haksız hukuksuz cezalar veriyor.

    Imamoğlu’na yasak ,Mansurun dosyası Yargıtayda Giyotinin kılıcı gibi sallanıyor bekletiliyor.

    Chpli Büyükşehir Belediyelerini içerden de ,Akpmhp Belediye Meclis çoğunluğu ile çalışmaların a comak sokulup ,engelliyor .

    Aslında bu engellemelerin zararı vatandaşa verilecek hizmetlerdir .Hizmet engelleniyor

    Saray Hukumeti
    Tüm Bu engellemelere karşın,
    Chpli Buyuksehir Belediyeler ilce belediyelerin can kurtarma için kentlere iki gün vinçlerini bile sokmadilar.

    Chpli Bediyelerin Deprem bölgesine imar bayındırlık hizmetlerini ,havalanı yol inşaatlarını onarımı hatta Hukumetin bir gemi gonderip sönduremedigi ,gunlerce yanan iskenderun limanı yangınını ; ancak istanbul BBeld. Itfaiyesi söndürüyor

    Chpli Belediyelerin başarılı çalışmaları karşısında

    Saray Hukumetinin ,kurtarma ekiplerini bile organize edemeyişi ,kamu kurumları arasında koordinasyon sağlayamayan çaresizliği ve çapsizligi haberleri ,her gün yayıldıkça,
    Saray Hükümetinin beceriksizliği ortaya çıkti.

    Saray Hükümetini kızdıran ve Chpli Belediyelerin çalışmalarını engelleyen tutumunun nedeni, aslında metal yorgunu Saray Hükümeti olduğunun
    Ve Tek adam sisteminin kurumlarin kurumsalligini yok ederek ,felç ettigi gerçeğinin ortaya çıkması.

    Saray Hükümeti ve gerek sosyal.medyada gerek Görsel amasyada hatta sokaklara saldığı bankamatik paralı trollerini daha da saldırgan yapıyor.

    Saray Hükümet ivedi istifa etmelidir.

    Tbmm de Grubu bulunan partiler aldıkları Oy oranında Bakanlıklarda görev almalı taşın altına elini koymalıdır

    Secim sürecinde de olduğumuz için ;

    1) ic isleri bakanlığı
    2) Adalet Bakanlığı
    3) Ulaştırma ve Bayındırlık Bakanlığına

    Tbmm de Grubu bulunan Siyasi partiler
    Uzlaşı ile tarafsız Bakanlar atanmalıdir.

    Tbmm denetiminde gözetiminde katılımıyla “Ulusal Uzlasi Hükümeti kurulmalıdır.”

    Boylelikle
    Çekişme kutuplaşma ayrıştırma son bularak
    Ulusal Uzlaşı Hükümeti ile Deprem yaraları sarılıp, adil saydam hukuki eşit koşullar da Seçime gidilmesi zorunludur

    Yoksa baskın haksız hukuksuz secim süreci daha buyuk istikrarsızlık getirir.

    Istikrarsızlık ise Deprem yaralarının sarılmasını ve Ekonominin toparlanmasını engeller .

    Cevapla
  2. emin

    Yorum yazınız için teşekkürler..Sn.Öymen.Kutuplaşmanın ,yalanların,soygunların ,5,10 maaş alanların ,din istismarı,etnik sırunların tavan yaptığı bir ülkede yaşamaktayız.Beton İktidarı enkaz altında kalmıştır..Cumhuriyetin bütün kazanımları yok edilmiştir….Türk ordusu dağıtılmış,Hazine peşkeş çekilmiş,Yüzlerce şehit ve yaralı gazilerin hayatları bitirilmiş,emperyalizme verilen sözler yerine getirilmiştir.Halka açık kapalı salonlarda (Demokrat .Parti gibi)tüm suçlular mahkemelerde yargılanmalıdır.sayğılarla.

    Cevapla
  3. Gönül Pınar Atacı

    Her tümcesi GÜNCEL, SOMUT VE NESNEL, gerçek ATATÜRK’CÜ YURTSEVER, derin BİLİMSEL, ulusal ÖNEMLİ, toplumsal DEĞERLİ, baştan sona MUHTEŞEM VE MÜKEMMEL teşhisler, analizler, sentezler, teşhirler. Çok değerli yazarı sevgili Örsan ÖYMEN’e en yürekten tebrikler, derin saygılar, en iyi dilekler, yeni başarılar ve konuya ve soruna ilişkin özel bir adak :

    KADER VE FITRATTIR DİYEREK

    İmar affı,rüşveti ve iltiması yaparak
    Bu korkunç felaketi,kırımı ve yıkımı,
    Ṣeriata,biada, itaata,cihada taparak
    O toplam 9 milyon yabancı kaçkını,

    Bütün yurdun ve ulusun başına kara bela ettiler.
    Sonra da kalkıp bu bir kader ve fıtrattır diyerek
    Ve bilime ve tekniğe hakaret ve küfürler ederek
    Ulusu ve tüm mağdurları aldatmaya yeltendiler.

    Bu devasa suça, cürüme ve günaha batan zalimleri,
    Ve tüm köstebeklerini, hizmetcilerini, destekcilerini
    Teşhis, teşhir, tel’in edip bu topraklardan def’etmek
    İlahi, insani,vatani, milli, hukuki,ahlaki görev demek.

    Bu görevi utkuya ulaştıracak melekler ve erkekler,
    Sonsuz bir sevgi ve saygı ile kutlanıp öpülecekler.
    İşte tam da o zaman tüm yurt bekaya ve barışa kavuşacaktır.
    Bütün ulus ise iş,aş,emek,mut,genlik,gönenç ile buluşacaktır.

    Gönül Pınar Atacı, 15.Şubat.2023

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir