Etiket arşivi: kader planı

ÇARŞAMBA İĞNELERİ : 22 Şubat 2023

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

AL GÜLÜM

Ortak TV yayınında 3 milyar TL bağışlayan Cengiz Holding bünyesindeki Eti Alüminyum A.Ş.’nin Konya’da yapacağı yatırım projesine, %100 vergi indirimi ve %85 yatırıma katkı oranı olmak üzere gümrük vergisi muafiyeti (bağışıklığı), KDV istisnası, KDV iadesi gibi birçok destek verilecek.

“Al gülüm ver gülüm” tiyatro oyunu…

CIVIKLIK

Yardım kampanyasında kamu kurumları kamunun parasını kamuya bağışladı.

İnsani duyguyu bile sulandırdılar…

PLAN

5 Şubat 2022’de Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı’na göre, Hatay’ın İskenderun ilçesindeki 6 mahallenin ‘riskli afet alanından’ çıkarılmış.

Kader planı…

SİYASİ

Ömer Çelik, “Biz afet bölgemizde vatandaşlarımızla birlikte olduğumuz için siyasi tartışmaların parçası olmadık. Bunları not ediyoruz.”

Millet de not etti;

Cumhur ittifakı sahada!..

ŞERİATÇI

Seçimlerin ertelenmesi gerektiğini ifade eden Arınç, itirazlar üzerine “Savaş hali dışında olmazmış. Ayet-i kerime mi var?” dedi.

Hukuk okumuş bu kalın kafaya Türkiye’nin şeriatla değil cumhuriyetle yönetildiği nasıl anlatılır?..

YETERSİZLİK

AFAD’da eğitimi ve uzmanlığı, arama ve kurtarma olmayan, eş-dost-akraba-imam vb. kişilerin İl Müdürü olarak görev yaptığı ortaya çıktı.

İşlerin gidişinden belliydi zaten…

AFET

Samandağ’da deniz kenarına çadır kent kuran AFAD, vatandaşlara denizin yükseleceği uyarısı yaptı.

AFAD tam bir afet…

HAZIRLIKSIZ

Bakan Soylu, İstanbul depremi için hazırlık yaptıklarını açıkladı.

Deprem İstanbul’da olsa herhalde “Kahramanmaraş’ta tatbikat bile yaptık” derdi…

ADAM

“Reis’in dava adamıyım” diyen ve 2019 yılındaki seçimlerde AKP’den Antakya Belediye Başkanlığı’na aday adayı olan Mehmet Özkan’ın sahibi olduğu Antakya’daki “Özkan City Blokları”nda inceleme yapan bilirkişi binanın yapımında çok sayıda eksiklik tespit etti.

Birinin adamı olmak yerine adam olmaya çalışsaydı…

BİLGİN

Bölgeye koordinatör olarak atanan Vali Bilgin, işçi ve memurların bir aylık maaşlarını bağışlamasını önerdi.

Fazla bilgin…

DİYANET

Depremzede çocuklar evlat edinilebilir mi?” sorusuna, evlatlığın mirasçı olma hakkı bulunmadığı belirten Diyanet, “Evlat edinen ile evlatlık arasında evlenme engeli doğmaz” yanıtını verdi.

Millet can derdinde, Diyanet uçkur peşinde
=========================================
Dostlar,

Son iğne hakkında, bir tweet iletisi yayınladık..

https://twitter.com/profsaltik/status/1627676008672264192?s=20

Ve dedik ki

  • Medeni Yasa m.129 evlatlıkla evliliği yasaklar, m.500 miras hakkı tanır. DİB bu yasayı bilmez mi? Ayrıca yasayı bilmemek özür sayılmaz, TCK m.4! DİB’in fetva yetkisi yok ama yasalara uyma yükümü var. Tersi suç. Erbaş derhal istifa et, Atatürk‘ün kurduğu DİB hukuka saygılı olsun!

Saygı ile. 23.2.23
Dr. Ahmet SALTIK

Kadercilik öldürür, devrimcilik yaşatır

Örsan K. Öymen
Örsan K. Öymen
13 Şubat 2023, Cumhuriyet

 

Kahramanmaraş merkezli iki depremde, Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Gaziantep, Osmaniye, Adana, Diyarbakır, Malatya, Şanlıurfa ve Kilis illerinde 30 bini aşkın kişi yaşamını yitirdi, 100 bini aşkın kişi yaralandı, 10 bini aşkın bina yıkıldı, on binlerce bina hasar gördü.

Depremde en çok can kaybı Hatay ve Kahramanmaraş’ta yaşandı. Onların ardından en fazla can kaybı Adıyaman ve Gaziantep’te yaşandı. Onları da diğer iller daha düşük sayıda ölümlerle takip etti.

Bu kadar geniş bir alanda etki yaratan ve iki kez üst üste gerçekleşen şiddetli bir depreme bir devletin depremden sonra müdahale etmesi kolay bir iş değildir. Ancak depreme karşı önceden önlem alınmış olsaydı, devlet ve hükümet bu müdahaleyi çok daha kolay bir biçimde gerçekleştirebilirdi.

AKP Genel Başkanı ve “Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan’ın bu felaketi, “kader planı” olarak açıklaması kabul edilebilir bir durum değildir.

  • Bu depremin sonucunda oluşan can kaybı ve hasar, bir sözde “ilahi kader planının” değil, hükümetlerin ve belediyelerin plansızlığının sonucudur!

***
Kadercilik insanın miskinleşmesine, edilgenleşmesine, sorumluluktan kaçmasına, kötülüklerin artmasına yol açar. Kaderci insan fiili durumu değiştirmek için asgari çaba gösterir, mevcut olanı muhafaza eder.

Devrimci insan ise dünyayı değiştirmek için mücadele eder, daha iyi bir toplum ve devlet düzeninin sağlanması için mevcut ve fiili durumu değiştirir, insanlığın ilerlemesini ve gelişmesini amaçlar.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 1924 yılında Samsun’da yaptığı bir konuşmada, “En gerçek kılavuz bilimdir” demişti.

Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 1937 yılında yaptığı bir konuşmada da şöyle demişti:

  • “Bizim devlet idaresindeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi’nin programıdır.
    Bunun kapsadığı prensipler, idarede ve siyasette, bizi aydınlatıcı ana hatlardır.
    Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan (düşünülen) kitapların doğmalarıyla (inançlarıyla)
    asla bir tutmamalıdır. Biz ilhamlarımızı, gökten ve gaipten (görünmeyenden) değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.”

***
Atatürk’ün bu sözlerinin değeri bilinmiş olsaydı, depremde bu kadar büyük bir kayıp yaşanmazdı.

Atatürk’ün bu sözleri dikkate alınsaydı; şehir ve yerleşim bölgesi planlaması yapılırken, fay hatlarına yakın ovalık, sulak ve risk barındıran alanlarda imarlaşma gerçekleşmezdi; deprem mevzuatına aykırı binaların yapılmasına izin verilmezdi; inşaatlar etkin biçimde denetlenirdi; depreme dayanıksız binalar güçlendirilirdi; AFAD kadrolarına imamlar, hatipler ve ilahiyatçılar atanmazdı; AFAD’a Diyanet’in dörtte biri kadar bütçe verilmezdi; deprem bölgelerinde yeterli sayıda uzman ekip ve ekipman (AS: donanım) sürekli hazır bulundurulurdu; Türk Silahlı Kuvvetleri kapsamlı bir biçimde ilk günden devreye sokulurdu; imar affı adı altında kaçak binalara onay verilmezdi; geçmiş depremlerden ders alınırdı; jeologların deprem riskleriyle ilgili hazırladıkları raporlara göre önlem alınırdı; bencil, bireysel ve oligarşik rant hevesi, insandan ve toplumdan daha değerli bir duruma gelmezdi!

  • İnsana yaşam veren de adalet veren de devrimci ve dünyevi güçlerdir.
  • Kimse kadercilerden ve öte dünyacılardan adalet beklemesin!

YERYÜZÜ TV konuşmamız : DEPREMDEN KURTULANLARIN YENİ BÜYÜK SINAVI

Dostlar,

10 Şubat 2023 Cuma günü saat 20:00’de YERYÜZÜ TV youtube kanalında Sn. Çağlar Tekin‘in konuğu olduk.

Konumuz, DEPREMDEN KURTULANLARIN YENİ BÜYÜK SINAVI.. idi.

1 saati bulan süre boyunca, üstteki görselde görülen temayı kapsamlı olarak işlemeye çalıştık.

İzlenmesini, paylaşılmasını, gereklerinin yapılmasını ve ülkemize yararlı olmasını diliyoruz.

İzlemek için lütfen tıklayınız..

(https://youtu.be/l-ADR7-gtkY?t=52, https://www.youtube.com/live/l-ADR7-gtkY)

Türkiye’nin akla ve bilime / BİLİMSEL AKILCILIĞA dayalı bir düzen kurmasının tek kurtuluş yolu olduğunu vurguladık. Bunun için de ilk adımın, günümüzde örneği artık kalmayan SULTANLIK / TEK ADAMLIK REJİMİ ilkelliğinden kurtulması olduğunu vurguladık.

AKP/RTE rejiminin tüm hatalarını, yolsuzluklarını, laik cumhuriyet ve hukuk devleti karşıtı dinci-faşist dayatmalarını KADER PLANI safsatası ile perdelemek istemesi utanç vericidir. Asla kabul edilemez ve günümüz koşullarında artık bu maske de düşmüştür, Ulusumuz yutmuyor!

AKP/RTE rejimi 1999 depremi ve derin 2011 ekonomik bunalımı ardından “sandıktan çıktı”!
Benzer koşullar şimdi de yaşanmakta. Çok daha ağır üstelik.. Eylül 2021’de başlatılan “kurgulu nass operasyonu” halkımızı yatay ve dikey çok ağır biçimde yoksullaştırdı. Ne acı ki bir de çok şiddetli bir deprem. 

Anayasa m.78 uyarınca SAVAŞ dışında hiçbir nedenle seçimleri erteleme olanağı yoktur.
Yine Anayasa, Erdoğan’a, TBMM 360 oyla erken seçim kararı almadıkça 3. kez adaylık hakkı tanımıyor. Erdoğan Anayasayı çiğnememeli, bir kez daha aday olmalı, YSK bunu reddetmelidir.

  • AKP/RTE rejimi,
    önümüzdeki aylarda  yapılacak genel seçimlerde kesinlikle sandığa gömülecektir.
  • Tarih ve bir mazlum halk, bunca ihaneti bağışlamaz!
  • İnsanların iradeleri sonsuza dek tutsak alınamaz., tarih örnekleri ile dolu.. E

Sevgi ve saygı ile. 10 Şubat 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM  
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter : @profsaltik

Bilimcinin gözyaşları

featured

Dr. Ceyhun Balcı yazdı…

Önce birkaç olayı dile getirelim:

  • AKP sözcüsü Ömer Çelik depremi izleyen saatlerde konuşmaktaydı : 
  • Cumhur ittifakının tüm unsurları sahadadır.” Böylesine ürpertici pek az söz işitilebilirdi. O da oldu…
  • Uzaklardaki belediyelerin ulaştırdığı yardımlar gelmiş deprem alanına. Bunca dehşet ve telaş içinde yardımları gönderenlerin adlarının üzerine valilik adlarının konması unutulmadı. Cumhur ittifakı alanda, diğerleri yok ya! Onun gereği yapıldı. İnsafın ve vicdanın buharlaştığı anları yaşamak büyük şanssızlıktı.
  • İBB Başkanı İmamoğlu deprem bölgesine gelmiş. Ama, eski milletvekili olduğu öğrenilen bir hanımefendi teşekkür etmek bir yana, çemkirmeyi yeğleyebiliyor. İktidar aşkı ve tutkusu bu denli mi nasırlaştırdı vicdanları?
  • Bir başka yaralayıcı haber İstanbul borsasından geldi. Yedi günlük ulusal yas haberi bu
    çok önemli kurumumuzun kapısından içeri giremedi anlaşıldığınca. Kapısı açık kaldığı gibi,
    küçük yatırımcıyı örselemekten de geri durulmadığı haberi düştü ortama. Yazıklar olsun!

Uzunca süredir televizyon izlemiyordum. Depremle birlikte yeniden izlemeye başladım.

Her bir can kurtarma haberi duygularımızı kabartıyor. Ulusal ve uluslar arası dayanışmanın
canlı örneklerini izlemek de acımızı biraz olsun hafifletiyor.

Öte yandan, bilimcileri de izlemeye çalışıyorum.

Yıllardır olduğu gibi neredeyse çığlık çığlığa aklın, bilimin ışığını yansıtmaya çalışıyorlar buldukları her fırsatta, her ortamda.

Bu sabah bir kanalda izlediğim İTÜ hocası yerbilimci, izlencenin sonunda gözyaşlarını tutamadı.

Artık yeter dedi!

İstanbul’u, İzmit’i, Bursa’yı daha çok büyütmekten vazgeçelim dedi. Anadolu bizi bekliyor, ticaretimizi, sanayimizi oralara taşıyalım diye neredeyse yakardı.

Akla ve bilime kulak vermenin zamanı şimdi değilse ne zaman demeye getirdi!

Cumhurbaşkanı ise yaşananı kader planı olarak gördüğünü ifade etmiş. Amasra’daki maden faciası sonrasında da işitmiştik bu sözleri.

Türkiye’nin bir kez daha kader çıkmazı içine sürüldüğünü görmemek olanaksız.

Bu felaketin hemen ardından ortaya çıkan ikilem şudur!

Türkiye, hiç olmazsa bundan sonra aklın ve bilimin ışıttığı güvenli yola girecek midir?

Yoksa, “kader çıkmazı”ndaki anlamsız yürüyüşünü sürdürecek midir?

Hiçbir karşılık beklemeden ve kişisel çıkar ummadan, bıkıp usanmaksızın çalışan, bilim insanlarımız gözyaşı dökmeyi sürdürecek mi?

Onların gözyaşlarını dindirip yaptıklarının yaşamda karşılık bulması sağlanacak mı?

Başka deyişle, yüzlerini güldürebilecek miyiz onların?

Tarım-din toplumu olarak mı kalacağız?

Takvimlere uyup bilgi toplumu olmaya bir kez daha yönelmeyi deneyecek miyiz?

MEYDAN OKUYORUM!

Olabildiğince kaçındığım bir meydan okumayla bitirmek istiyorum yazıyı.

Özellikle bizim gibi geri kalma konusunda tutkulu bir kararlılık sergileyen toplumların, bilimin vesayetine gereksinim duydukları açıktır. Vesayet kavramı rahatsızlık verici olsa da böylesi bir vesayetin doğru ve gerekli olduğunu anlamak için daha başka ne gibi felaketler yaşamamız gerekiyor?