Hiranur Vakfı adı ile kamufle edilmiş tarikatta yaşanan olay gündemimize oturdu. SP lideri Karamollaoğlu’na göre gündemde kalmaması gerekirmiş. Molla soyu olunca bakışının öyle olması doğal. Bana göre ise bu konu gündemden hiç düşmemeli. Çünkü kabul edilebilir, yenir-yutulur yanı yok.
Bizi insanlığımızdan, milliyetimizden, dinimizden utandırıyor. Herkes de çok iyi biliyor ki;
- Bir kereden bir şey olmaz!
- Ailenin iç işidir!
- İnançlı insan yapmaz!
- Dinimizde yeri vardır.
- Peygamber efendimiz de Hz. Aişe ile dokuz yaşındayken birlikte olmuştu!…
Gibi ortaçağ dönemi anlayışı söylemlerle geçiştirilecek bir olgu değildir çocuğun cinsel / nitelikli cinsel istismarı.
İNSANLIK
İnsanlık var oluştan beri sürekli Evrim geçirmektedir. Evrim, yaşamın her alanında olmaktadır.
Beslenme, barınma, tıp, tarım, ticaret, eğitim-öğretim, spor vb.
Aklımıza ne gelirse, nasıl sınıflandırırsak sınıflandıralım, her alanda.
Dinsel inanç ve ibadette de.
İki bin yıl öncenin yaşam koşullarındaki düşünce ve davranış hala aynı kalabilir mi?
Hala o dönemdeki davranışları irdelemeden sürdürmek istemeyi yobazlık-gericilik-tutuculuk diye tanımlamak yanlış mıdır?
İnsan olarak öbür canlılardan farkımız aklımız ve gelişmemiz değil midir?
İnsanı öbür canlılardan ayırt etme konusunda değerli sanatçı, Vefalı ağabeyim Müjdat Gezen’in sosyal medyadaki şu sözlerine hak vermemek olası mı?
-
- Siz hiç kuzu ile çiftleşmeye kalkan bir koç,
- Buzağıya musallat olan bir boğa,
- Civcivi kovalayan bir horoz,
- Minik yavrulara tecavüz eden kedi veya köpek gördünüz mü?
- Göremezsiniz!
- Onun için sapıklara HAYVAN demeyin!
İnsanlığımızdan utandırıyor derken bir açıdan bunu ifade etmeye çalışmıştım.
DİN KURALLARI – TOPLUMSAL KURALLAR
Toplumların yönetimi konusunda din adamları ile devlet adamları (kilise-kral) yıllarca çatışmıştır. Sonuçta din ile devlet işlerinin ayrıldığı seküler düzen çağdaş uygarlığın seçimi olmuştur. Ortaçağ tutkunları bunu dinsizlik olarak algılamaya ve/veya öyle göstermeye devam ederler. Hangi yöntemin (kurallar bütününün) insanlığı refaha (gönence), huzura (erince) götürdüğünün tartışma götürmeyeceği açıktır.
Dünya haritasına bakıp ülkelerin durumunu görmek yeterlidir.
Türkiye Cumhuriyeti de bu konuda kararını vermiş, anayasa ve yasalarla toplumsal yaşamı düzenlemiştir.
Medeni Yasa yürürlüktedir.
Vakıf-Dernek diye adlandırılarak yasaların çevresinden dolanan tarikat ve cemaatler
Resmen yasaktır.
İktidar, yasaklanan yapıları her konuda desteklemekte, üye bağışları ile yürütülmesi gereken vakıflara devlet hazinesinden milyarlarca lira akıtmaktadır.
Tüzüğünde “6 Ok“u benimsemiş ana muhalefet partisi ise “dinsiz demesinler fobisi” ve “her kesimden oy alalım kolaycılığı”nın da etkisiyle laikliğe karşı yapılanlara sessiz kalmakta
hatta türban konusunda olduğu gibi kimi konularda onlardan farklı davranmamaktadır.
Sözde sosyalist/devrimci Vatan Partisi ve lideri D. Perinçek’in, erken yaşta evlilik ve İstanbul Sözleşmesi konusundaki tutumu ise yürekler acısıdır.
Adam gibi ses veren tek parti lideri Doğru Parti Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu olmuşltur.
Hiranur Vakfı’nda gelişen çocuğun nitelikli cinsel istismarı olayında da toplumu yönlendirenler yanlış içindedir.
Siyasetçi, toplumbilimci, sosyal hizmetler yetkilisi, din görevlisi, medya mensubu, sade vatandaş her kesimde çoğunluğun dikkatinden kaçan temel yanlış; medeni hukuk ile şeriat hukukunun birlikte ele alınması, bazen (kimi kez) karşılaştırılması, bazen (kimi kez) karıştırılmasıdır.
Şu kesin yargı göz ardı edilmemelidir:
- Türkiye Cumhuriyeti’nde toplumsal yaşam seküler yasalarla düzenlenmiştir.
Medeni yasalar din kurallarına göre düzenlenmemiştir, düzenlenemez.
Dinsel kurallar (şeriat) da toplumsal / kamusal) yaşamı düzenleyemez.
Kendi sınırları içinde hareket etmek zorundadır.
Karıştırmayalım. Karışmasına izin vermeyelim.
Lütfen İran’daki gelişmeleri gözden kaçırmayınız.
Yasalarımız göz önünde dururken din kurallarını bu kadar öne çıkarmak ne demek oluyor.
Teşekkürler. Anayasada belirtilen Cumhuriyet ve Laik ilkeleri çiğnenmiştir..Bu tip cemaatlerin çoğu gençlik dönemlerini (sosyal ve cinsel yönden) yaşayamamış olan kişilerdir..Anne ve Babalar ,a önerim ,din derslerini evlerinde versin ler.Cemaatlerin çoğu emperyalizm tarafından desteklenmektedir.kuran kursları ve cemaatler dahil vakıflar,da kapatılmalıdır.sayğılarla.
İslam ülkelerinde her seviyede din görevlileri İslam’dan önceki Hıristiyan Avrupa’nın ne zamandan başlayarak Vatikan’daki Papa’nın kimler tarafından ve nasıl geri plana itildiğini neden bilmezler/bilmezden gelirler?!
Roma/Vatikan’daki Papa’nın istediği hıristiyanlığın yanlış olduğunu, İncil’in Latince yazıldığı için halkın anlamadığını, yine Avrupa’da (Almanya’da) Papaz olan Martin Luther’in İncil’i Almanca’ya çevirip halkı aydınlattığı, diğer ülkeler de aynısını yaptığı için, yani Papa’nın yaydığı dine karşı gelindiği için Protestan mezhebi diğerlerinin önüne geçtiği için Avrupa İLİM-BİLİM yolunda ilerleyerek bugünküdurumuna erişti.
Bu gerçeği İslam ülkelerindeki din görevlileri neden görmezler? Üstelik Profesör unvanı almış olanlar bile! Yazık