DTCF Eski Dekanı
13 Ağustos 2022 Cumhuriyet
- Evet, en çok bir yıl sonra. 20 yıldan, dahası, 1950’den ve daha da kötüsü 12 Eylül’den sonra ilk kez yeniden ülkemiz laik ve demokratik bir anlayışla çağdaş dünyaya kapılarını açacaktır.
Umarım. Özellikle laik dünyaya… İlhan Selçuk, “Laiklik olmadan demokrasi olmaz” demişti.
Dini yozlaştırmadan kendi değerleri içinde yorumlamak ve hiçbir şeye peş keş çekmemek anlamını taşır laiklik.
Machiavelli’nin dediği gibi, siyasanın dinden bağımsızlığıdır.
Giordano Bruno bunun için yakıldı;
Tommaso Campanella bunun için yirmi beş yıl zindanlarda süründü.
Engizisyon, Aydınlanmacı düşünürleri yargılamak için kuruldu.
Galileo Galilei bunun için kendini yadsımak zorunda kaldı ama bilimin bağımsızlığını sağladı.
- Batı dünyası bilimin ve siyasanın bağımsızlığı üzerine kuruludur.
HER ZAMAN GEREKLİ
Günceldeki siyasacılar Avrupa Birliği’ne gireceklerini söyledikleri zaman hiç inandırıcı gelmemişti. Avrupalılar, Müslüman demokratları destekleyeceğiz demişlerdi. “Bizde Hıristiyan demokratlar, sizde Müslüman demokratlar olacak” demişlerdi. Hıristiyan demokratlar yerlerinde dururken bizde siyasal İslamcılar türedi.
- Laik Türkiye’yi çok daha arar olduk.
12 Eylül 1980 darbesinden önce ülkemiz dünyanın en laik ülkesiydi!
Niçin mi? Çünkü bilime ve siyasaya din bulaşmamıştı ya da bulaştırılamamıştı. En azından bu boyutta. Çok iddialı olduğumu biliyorum ama haklıyım. Küçük bir araştırma yapmak ya da çevremizdeki siyaset kurumlarına, üniversitelere ve camilerde söylenenlere, toplumumuzun yaşam biçimine bakmak yeterlidir. Bu değerlendirmeyi yapmayı sevgili halkıma bırakıyorum özellikle bugünlerde, bir parça ekmek peşinde koşan halkıma. Hem peşinde koşsunlar ekmeğin hem de niçin bu durumlara düştüklerini düşünsünler, ki artık zamanı gelmiş geçmiştir.
- Laik bir anlayışa, yaşam biçimine toplumların her zaman gereksinimi vardır.
KARAR SİZİN
Laiklik halkımız için bir anlam taşımayabilir (keşke taşısaydı) ama bu yoksulluğun, yolsuzluğun, açlığın, sefaletin gerisinde laiksizliğin, laik olamamanın, laik olmayan bir ülkede yaşamak zorunda bırakılmış olmanın çokça payı vardır.
Çünkü laik olmayınca demokrat olamamanın sıkıntısı içinde hak, hukuk, adaletten uzak, dahası yoksun kalınmıştır.
- Hak, hukuk, adaletin yokluğu hakça paylaşımı ortadan kaldırmış, açlık, yoksulluk, esensizlik, fukaralığı getirmiş, varsıl daha varsıl, yoksul daha yoksul olmuştur.
Ağalar, beyler, çapulcular, hırsızlar ülkesi olmaktan geri kalmamıştır zavallı ülkem.
2005 yılında gazetemiz Cumhuriyet’te laiklikle ilgili yazdığım yazıdan bir alıntı yapmak istiyorum. Yazının başlığı “Ben laik miyim?”di. Şunu yazmıştım:
- “Ulu Önder’in ardından uygulanan karşıdevrimci, popülist siyasalar ve tarikatlara hoş görünmek sevdasındaki yaklaşımlar, bizi bugün laikliği tartışma aşamasına getirmiştir”.
Bu yazı, yitirilen bir seçim sonrası yazılmıştı. Şimdiki bir seçim öncesi yazılmış bir yazı oldu. Karar sizin ey halkım!
Türkiye’de 12 Eylül 1980 darbesi kanımca çok yanlış değerlendiriliyor.Kmse 12 Eylül öncesinde Doğu ve Güneydoğu bölgesinde olup bitenleri nazara almadan 12 Eylülü kınıyorlar.
Somut İki örnek vereceğim.
12 Eylül döneminde Kızıltepe/Mardin de banka yetkilisi olarak görevliydim.6 ayda bir Müdür değişiyordu.Şubemizin bitişiğinde dükkan sahibinin oğlu hiç bir suçu yokken öldürüldü.Bir başka öldürülme hadisesi ise ben de hala üzerimde atamadığım psikolojik üzüntü sürdürmektedir.Şöyleki,öldürülen adam caddede koşuyor,kaatil ise arkasından tabancayla koşuyordu,ölen adam yorulmuş olacak ki,kenarda duran bir taksinin altına sözde saklanmak için girdi,katil ise eğilerek adamı arabanın altında vurdu.Bunu hiç unutamıyorum.Bir tane daha anlatmadan geçmek istemiyorum.Taksi dolmuşa bindiğimiz bir çiftçi sürekli Kenan Evren’e dua ediyordu çünkü apo lanetlileri,hasat döneminde adamın ektiklerinin yarısına el koymalarından yakındığı için dua etmişti.
Düşüncem odur ki Allah Kenan Evren’e rahmet etsin
Saygılarımla,
Değerli Kebir,
Sitemize ilginiz iin teşekkür ederim.
Saygı ile. 16.8.22
Dr. Ahmet SALTIK