Etiket arşivi: Galileo Galilei.

Cumhuriyet Devrimi’nin 100. yılına mücadele azmiyle merhaba!

Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen
zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr

01 Ocak 2023, Cumhuriyet

Dünyanın döndüğünü savunmanın kilise karşıtlığı olarak değerlendirildiği günler artık geride kaldı; bugün aklı başında kimse dünyanın yerinde sabit durduğunu savunmuyor. Hatta Vatikan, kilise tarafından yargılanan Galileo Galilei’den 366 yıl sonra özür bile diledi…

Tarihte bağnaz dincilerin tepki gösterdiği isimlerden biri de Charles Darwin’di.

  • Tüm canlı türlerinin doğal seçilim yoluyla birkaç ortak atadan evrildiğini
    savunduğu için kıyamet koptu.

Sonunda İngiliz Anglikan Kilisesi, Darwin’in ölümünden 126 yıl sonra, ünlü bilim insanından özür diledi. O’nu yanlış anlayıp, yanlış tepki verdiklerini ve başkalarının da O’nu yanlış anlamasına neden olduklarını itiraf ettiler…

Galilei, kazığa geçirilip yakılmaktan kurtulmak için görüşlerini inkâr etmek (yadsımak) zorunda kalmıştı. Bir diğer (başka) İtalyan bilimadamı Giordano Bruno ise dünyadan başka pek çok gezegen bulunduğunu söylediği için 1600 yılında Katolik Kilisesi’nin kararıyla yakılarak öldürüldü. O da Tanrı’yı reddetmiyordu oysa… Sadece (Yalnızca) Tanrı ile evrenin aynı gerçeğin iki farklı yansıması olduğunu söylüyordu.

Darwin ise dini inancını “agnostik” (bilinemezci) olarak tanımlasa da O’nun kaderi Bruno’nun ve Galilei’nin kaderinden farklıydı. Bunun nedeni, Bruno’nun yakıldığı 1600’den Darwin’in doğduğu 1809 yılına kadar olan dönemde, insanlığın Aydınlanma ekseninde kat ettiği yoldur. Rönesans’ın açtığı yolda ilerleyen toplumlarda zaman içinde din ve devlet işlerinin ayrılması noktasına gelinmiş, bilimsel özgürlükte mesafe alınmıştı.

DEVRİM KARŞITLARININ İKTİDARI

Batı’nın, ortaçağın tutucu skolastik felsefesinden kurtulup Rönesans’ın özgürlük kavramından Aydınlanma’ya uzanması, tarihin en önemli süreçlerinden birisi. Yıkıcı (Yakıcı?) gerçek şu ki; şeriatın hüküm sürdüğü Osmanlı, bu süreci fena halde ıskaladı…

  • Aydınlanma’nın yaşadığımız topraklara gelişi,
    1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla oldu.

Batı’nın yüzyıllar önce ulaştığı aşamayı halka yaşatmak için, dogmayı reddedip aklın egemenliğini ve laik hukuku savunan, emperyalizme karşı gelip halkın kendi kaderini (yazgısını) kendisinin belirlemesi ilkesini hayata (yaşama) geçiren Mustafa Kemal Atatürk, hâlâ dincilerin hedefidir.

  • Türkiye, 21. yüzyılda tarikatçıların yürüttüğü karşıdevrime sahne oluyor.

Tarih kitapları ileride 2002-2022 Türkiye’sini anlatırken siyasal İslamcıların Cumhuriyet kazanımlarını birer birer yok edişinden, Evrim Teorisinin (Kuramının) müfredattan çıkarılışından, devlet kurumlarını yönetenlerin Atatürk’e lanet okuyuşundan, tarikatların ve cemaatlerin devlete çöküşünden, “Şahsım Devleti”nden, emekçilerin ve kadınların haklarındaki gerilemeden, yargının siyasallaşmasından, üniversitelerde bilim insanlarına yapılan zulümden söz edecek…

O kitaplar gerçekleri yazarsa, yıllar sonra bunları okuyanlar, bizim Galilei, Bruno ya da Darwin’e yapılanları okurken hayrete düştüğümüz gibi hayrete düşecek.

  • Laiklik karşıtı odak haline gelmiş, emperyalizm güdümlü bir iktidarın hukuku hiçe sayan baskısını ve yağmasını okuyacaklar…

100 YIL GEÇTİ AMA…

Batı’daki durumu ve Cumhuriyet Devrimi’nin Aydınlanma boyutunu değerlendirirken insanın aklına şu soru geliyor:

Acaba bazılarının (kimilerinin) Cumhuriyet Devrimi’nin değerini anlaması için, kilise özürlerinde olduğu gibi en az 100 yıl geçmesi mi gerekiyor?

Ne hazindir ki 100 yıl geçti ama siyasal İslamcılar, İkinci Cumhuriyetçiler ve
laik Cumhuriyet düşmanları akıllanmadı; emperyalizm güdümlü olduklarından
akıllanmaları da olanaklı görünmüyor.

Bu nedenle bizdeki durum Batı’nın ortaçağından daha vahim. 

  • Laik Cumhuriyetin 100. yılının kutlanacağı 2023’te, onu tamamen kaybetme
    (tümüyle yitirme) riskiyle karşı karşıyayız.

Bazıları, bırakın 100 yıl sonra Cumhuriyet Devrimi’nin değerini anlamayı, ona son darbeyi indirmek için hazırlık yapıyor. 

İşte bu gerçeğin bilinciyle eşitlik, özgürlük, laiklik ve hukuk devleti için daha da güçlenen mücadele azmiyle yeni yıla merhaba!

‘Laiklik olmadan demokrasi olmaz’

Prof. Dr. NECDET ADABAĞ* │ UTEF 2018 | Uluslararası Trabzon Edebiyat Festivali-UTEF
PROF. DR. NECDET ADABAĞ

DTCF Eski Dekanı
13 Ağustos 2022 Cumhuriyet

  • Evet, en çok bir yıl sonra. 20 yıldan, dahası, 1950’den ve daha da kötüsü 12 Eylül’den sonra ilk kez yeniden ülkemiz laik ve demokratik bir anlayışla çağdaş dünyaya kapılarını açacaktır.

Umarım. Özellikle laik dünyaya… İlhan Selçuk, “Laiklik olmadan demokrasi olmaz” demişti.

Dini yozlaştırmadan kendi değerleri içinde yorumlamak ve hiçbir şeye peş keş çekmemek anlamını taşır laiklik.

Machiavelli’nin dediği gibi, siyasanın dinden bağımsızlığıdır.

Giordano Bruno bunun için yakıldı;

Tommaso Campanella bunun için yirmi beş yıl zindanlarda süründü.

Engizisyon, Aydınlanmacı düşünürleri yargılamak için kuruldu.

Galileo Galilei bunun için kendini yadsımak zorunda kaldı ama bilimin bağımsızlığını sağladı.

  • Batı dünyası bilimin ve siyasanın bağımsızlığı üzerine kuruludur.

HER ZAMAN GEREKLİ

Günceldeki siyasacılar Avrupa Birliği’ne gireceklerini söyledikleri zaman hiç inandırıcı gelmemişti. Avrupalılar, Müslüman demokratları destekleyeceğiz demişlerdi. “Bizde Hıristiyan demokratlar, sizde Müslüman demokratlar olacak” demişlerdi. Hıristiyan demokratlar yerlerinde dururken bizde siyasal İslamcılar türedi.

  • Laik Türkiye’yi çok daha arar olduk.

12 Eylül 1980 darbesinden önce ülkemiz dünyanın en laik ülkesiydi!

Niçin mi? Çünkü bilime ve siyasaya din bulaşmamıştı ya da bulaştırılamamıştı. En azından bu boyutta. Çok iddialı olduğumu biliyorum ama haklıyım. Küçük bir araştırma yapmak ya da çevremizdeki siyaset kurumlarına, üniversitelere ve camilerde söylenenlere, toplumumuzun yaşam biçimine bakmak yeterlidir. Bu değerlendirmeyi yapmayı sevgili halkıma bırakıyorum özellikle bugünlerde, bir parça ekmek peşinde koşan halkıma. Hem peşinde koşsunlar ekmeğin hem de niçin bu durumlara düştüklerini düşünsünler, ki artık zamanı gelmiş geçmiştir.

  • Laik bir anlayışa, yaşam biçimine toplumların her zaman gereksinimi vardır.

KARAR SİZİN

Laiklik halkımız için bir anlam taşımayabilir (keşke taşısaydı) ama bu yoksulluğun, yolsuzluğun, açlığın, sefaletin gerisinde laiksizliğin, laik olamamanın, laik olmayan bir ülkede yaşamak zorunda bırakılmış olmanın çokça payı vardır.

Çünkü laik olmayınca demokrat olamamanın sıkıntısı içinde hak, hukuk, adaletten uzak, dahası yoksun kalınmıştır.

  • Hak, hukuk, adaletin yokluğu hakça paylaşımı ortadan kaldırmış, açlık, yoksulluk, esensizlik, fukaralığı getirmiş, varsıl daha varsıl, yoksul daha yoksul olmuştur.

Ağalar, beyler, çapulcular, hırsızlar ülkesi olmaktan geri kalmamıştır zavallı ülkem.

2005 yılında gazetemiz Cumhuriyet’te laiklikle ilgili yazdığım yazıdan bir alıntı yapmak istiyorum. Yazının başlığı “Ben laik miyim?”di. Şunu yazmıştım:

  • Ulu Önder’in ardından uygulanan karşıdevrimci, popülist siyasalar ve tarikatlara hoş görünmek sevdasındaki yaklaşımlar, bizi bugün laikliği tartışma aşamasına getirmiştir”.

Bu yazı, yitirilen bir seçim sonrası yazılmıştı. Şimdiki bir seçim öncesi yazılmış bir yazı oldu. Karar sizin ey halkım!

2020 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ

2020 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİNİN ÖNCEKİ YILLARA AİT GERÇEKLEŞMELERLE BİRLİKTE İNCELENMESİ VE KAMU MALİYESİNE GENEL BAKIŞ

Mahmut ESEN
Mülkiye Başmüfettişi (E)

  • “Sayamadığınız, ölçemediğiniz hesaplayamadığınız olayları tanıyamazsınız.” Galileo Galilei 

 IGİRİŞ

21.12.2019 gün ve 7197 sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu, 31.12.2017 gün ve 30995 sayılı (M) RG’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Orta Vadeli Program ve Orta Vadeli Mali Planda (2019-2021) belirlenmiş politika, hedef/ önceliklere göre ve özel mevzuatına göre hazırlanmış olan 2020 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinin, TBMM yapılan görüşmeler sonucunda kayda değer bir değişikliğe uğramadan aynen kabul edildiği görülmüştür.

Ülke ve ulus sorunların saptanması ve alınması gereken önlemler açısından; kamu gelirlerinin toplanması, giderlerin gerçekleştirilmesi, açıkların finansmanı, kamunun varlık ve borçları ile öbür yükümlülüklerinin yönetimini kapsayan kamu maliyesinin durumunun iyi bilinmesi ve gelişmelerin yakından izlenmesi özel bir önem taşımaktadır.

Bu bağlamda merkezi yönetim bütçesi yasaları, tasarı/gerekçeleri ve ekleriyle birlikte güncel nitelikli, önemli bilgileri içermektedir.

Bu yüzden yazımızda 2020 yılı merkezi yönetim bütçesinin gelir, gider ve bütçe dengesi rakamlarının; 2017-2019 yıllarına ait gerçekleşmeler ışığında değerlendirilmesi yapılmakta, kamu maliyesini ilgilendiren konularda fikir açıklamasında bulunulmadan önce bilinmesi ve el altında tutulması gerektiği düşünülen, en önemli/ somut bilgi notlarına dikkat edilmesi amaçlanmaktadır. 

II-2020 YILINA AİT TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELER  (HEDEFLER)

Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanmış ve Cumhurbaşkanınca 4.10.2019 tarihinde onaylanmış olan Orta Vadeli Programla (OVP) belirlenmiş olan 2020-2022 dönemini kapsayan makro-ekonomik göstergelerdeki gerçekleşme durumları ve gerçekleşme kestirimleri ve program hedefleri Tablo 1’de gösterilmiştir. (Tablolar ayrıca pdf olarak görüntülenebilir : 2017-2020_Butce_Irdelemesi_Tablolar

Tablo 1. 2017- 2020 Yıllarına Ait Temel Ekonomik Göstergeler.  

  2017

 

2018

 

2019
(Ger. Tah.)
2020 (Program)
GSYH (Milyar TL) 3.107 3.724 4.269 4.872
Kişi Başına Gelir (GSYH, ABD Doları) 10.602 9.693 9.063 9.738
GSYH Büyümesi (%)   7,4 2,8 0,5 5
İşsizlik Oranı (%) 10,9 11 12,9 11,8
İTHALAT (CIF)  (Milyar ABD Doları) 233,8 231,2 207,8 231,5
İHRACAT  (FOB) (Milyar ABD Doları) 157 176,9 181,4 190
DIŞ TİCARET DENGESİ
(Milyar ABD Doları)
-76,8 -54,3 -26,4 -41,5
CARİ DENGE
(Milyar ABD Doları)
-47,4 -27 1 -9,6
DEFLATÖR (%)(GSYH’da Sabit Fiyatlarla Artış Oranı)   10,8 16,4 14,1 8,7
TÜFE (Yıl Sonu  %) 11,9 20,3 12 8,5

Kaynak: Orta Vadeli Program  (2020-2020 )

OVP Yer Alan Temel Ekonomik Büyüklüklere Göre: GSYH ( Cari Fiyatlarla)

2018’de 3,724 trilyon TL olarak gerçekleşmiş olan GSYH’nın; 2019’da (% 14,6 artışla) 4,269 trilyon TL,  2020’de ise (% 14,1 artışla) 4,872 trilyon TL ulaşması beklenmektedir.

Kişi Başına Gelir (GSYH, Dolar)

2018’de 9.693 $ olan kişi başına gelirin 2019’de 9,093 Dolara düşmesi kestirilmiş, 2020’de ise 9.738 Dolara yükselmesi programlanmıştır.

Dış Ticaret (Milyar Dolar)

2018’de 176,9 milyar $ olarak gerçekleşmiş ihracatın (%2,5- 4,7 artışla) 2019’da 181,4 milyar Dolara, 2020’de 190 milyar Dolara yükselmesi beklenmektedir.

2018’de 231,2 milyar Doları olarak gerçekleşmiş ithalatın; 2019 yılında % 10 oranında düşmesi, 2020 yılında da 2018 yılındaki düzeye gelmesi kestirilmektedir.

2018’de 54,3 milyar $ olan dış ticaret açığının 2019’da 26,4 milyar $, 2020 yılında ise 41,5 milyar $ olarak süreceği öngörülmüştür.

2019’da (% 76) olan ihracat/ithalat oranının, 2019 yılında % 87,3 ve 2020 yılında ise % 82 olması beklenmektedir.

Cari İşlemler Dengesi (Milyar Dolar)

2018’de 27 milyar $ açık veren cari işlemler dengesinin, 2019’da 1 milyar $ fazla vereceği, 2020’de yeniden açık vereceği, açık miktarının 9,6 milyar $ olacağı tahmin edilmekte / programlanmaktadır. Açığın ulusal gelire oranının 2019’de 0,1 milyar $ olması beklenekte, 2020’de ise -1,2 milyar $ olarak programlanmıştır.

2018’de %-3,4 olan cari açık 2018 sonunda % 20 olarak gerçekleşmiş TÜFE’nin 2019’da %12 oranında değişmesi kestirilmekte, 2020 yılı ise  %  8,5 artış olacak biçimde programlanmıştır.

2018’de % 11 olan işsizlik oranının 2019’da % 12,9 ve 2020’de %11,8 olması öngörülmüştür.

III- 2020 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ

A-Bütçe Giderleri

a)-Ekonomik Sınıflandırmaya Göre Giderler

2017-2019 yıllarına ait merkezi yönetim bütçelerindeki giderlerinin ekonomik sınıflandırmaya göre kestirim / gerçekleşme durumları; 2020 yılı giderlerindeki kestirimler ile 2020/2019 gider gerçekleşme değişim oranlarına Tablo 2’de yer verilmiştir.

Tablo 2. Ekonomik Sınıflandırmaya Göre M.Y. Bütçe Giderlerinde 2017- 2019 Yılları Bütçe Gerçekleşmeleri ve 2020 Yılı Kestirimleri (Milyar TL)

      Ekonomik Sınıflandırmaya Göre Giderler 2017 YILI BÜTÇESİ 2018 YILI BÜTÇESİ 2019 YILI BÜTÇESİ 2020 YILI BÜTÇESİ
Tahmin Gerçekleşme Gerç.Or . (%) Tahmin Gerçekleşme Ger. Or.

(%)

Tahmin Gerçekleşme Ger.Oranı

(%)

Tahmi

N

 

2020/

2019 Değ. Or.

1-Faiz Dışı Giderler 587,6 621 105,6 691 756,5 109,5 843,6 899,5 106,6 956,5 106,3
  Personel 162,6 162,1 99,7 183,1 200 109,7 247,3 249,8 101 282,5 113
SGK Devlet Primleri 27,1 27,2 0,3 30,8 34,4 111,6 43,3 43 93,3 48,1 111,9
Mal ve Hizmet Alımları 52,1 63,5 122 66 71,7 108,6 67,5 84,1 124,6 75,5 89,7
Cari Transferler (Sağlık, emeklilik ve sosyal yardımlar, mahalli idare payları, tarımsal destekler vb.) 249,7 271 108,5 299,4 323 107,9 391,3 400,2 102,3 451,1 112,7
Sermaye  (Yatırım) Giderleri 66,2 70,5 106,5 68,8 88 127,9 54,4 80,5 148 56 69,6
Sermaye Transferler (Mahalli idareler v.b. kuruluşlara yapılan) 10,5 12,9 123 15,3 16,7 109,3 10 16,3 163 6,8 41,7
Borç verme 12,9 13,3 103 20,2 21,6 107,1 21,7 24,4 112,4 27 110,6
Yedek Ödenekler 6,4 0 0 7,3 0 0 7,8 0 8,7
2- Faiz Giderleri 57,5 56,7 98,6 71,7 74 103,2 117,3 99,9 85,2 139 139
GİDER BÜTÇESİ TOPLAMI 645,1 677,7 105 762,7 830,4 108,9 960,9 999,5 103,6 1095,4 109,6

Not: 1-Küsuratlar yuvarlatılmıştır.
Kaynak: 2020 Yılı MYBK Teklifi/ Gerekçesi; Muhasebat Gn. Md. MYB İstatistikleri.

Merkezi yönetim bütçesi giderleri 2017’de 32,6 milyar TL (%5) artışla 677,7 milyar TL olarak; 2018 yılı bütçesi 67 milyar TL ( %8,9 ) artışla 830,4 milyar TL olarak, 2019 yılı bütçesi ise 169,1 milyar TL (% 20) artışla gerçekleşmiştir. 2020 yılı bütçe giderleri de 2019 yılı gerçekleşmelerine göre 95,9 milyar TL artışla ( % 9,6 ) 1095,4 milyar TL olarak kestirilmiştir.

2020 yılı merkezi yönetim bütçesinde de, önceki yıllarda da olduğu gibi, en büyük payı cari transfer giderleri oluşturmaktadır. Cari transfer giderlerini personel giderleri izlemektedir. Gider büyüklükleri sıralamasında 3. sırayı 139 milyar TL ile (gider bütçesi toplamının % 12,6’sını oluşturan) faiz giderleri almıştır.

Bütçe kestirimlerinde önceki yıl gerçekleşme rakamlarına göre sermaye giderleri, mal ve hizmet alım giderleri ile sermaye transfer harcamaların da % olarak 10,3-58,3 arasında değişen yüksek oranlı düşüşler dikkat çekmektedir.

Cari Transferler

Bütçe giderleri arasında en büyük payı oluşturduğu için cari transfer giderlerine ilişkin bütçe kestirim (tahmin) ve gerçekleşmeleri özel bir önem taşımaktadır.

2017 ve 2018 yılı bütçelerinde cari transfer giderleri kestirimlerinin % 8 – 8,5 oranında artışla gerçekleştiği, bütçe giderlerinin gerçekleşme oranlarını da etkileyecek boyutta hata yapıldığı görülmektedir.

2019 yılına ait cari transfer giderleri % 2,3 artışla gerçekleşmiştir.

2020 yılında cari transferler için % 12,7 oranında artışla 451,1 milyar TL olarak öngörülmüştür. Bu rakam toplam bütçe giderlerinin % 41,2’sine karşılık gelmektedir. Üstelik bu oran salt 2020 yılına özgü değildir ve önceki yıllarda da giderlerin % 39- 40’ını cari transferler oluşturmaktadır.

Bilindiği üzere transfer ödemeleri, sermaye birikimi hedeflemeyen ve cari nitelikli mal ve hizmet alımını finanse etmek amacıyla yapılan karşılıksız ödemeleri kapsamaktadır.

Nitelikleri ve bütçedeki payının büyüklüğü nedeniyle kamu maliyesi hakkında daha somut bilgiler elde edilebilmesi için cari transfer giderlerinin ayrıca incelenmesinde yarar bulunmaktadır.

Bu bağlamda özlü bir inceleme, sağlıklı bilgi edinilmesi için 2016-2019 yıllarında cari transfer harcamalarındaki gerçekleşmelere Tablo 3’de yer verilmiştir. 

Tablo: 3 Merkezi Yönetim Bütçelerindeki 2016-2019 Yıllarına Ait Cari Transfer Harcamaları Birikiml, (Kümülatif) Gerçekleşmeleri  (Milyar TL)

  05-CARİ TRANSFERLER YILLAR
S. No           2016 2017 2018 2019
224,8 271    323 400,2
1 Görev Zararları 46,8 63,9 80,9 8
-KİT’ler, TCZB/ T.Halk B., SYDTF vb. yapılan ödemeler.

– SGK  (Sigorta prim vb. destekler)

5,3

41,4

          6,8

57,1

6,1

74,8

8

2 Hazine Yardımları 75,7 87 87,5 219,5
-SGK’ ya Yapılan Yardımlar

-Yerel Yönetimlere Yapılan Hazine yardımları (Denkleştirme ödeneği, İl Özel İda. görevli  eski Köy. Hiz. Md. per. üc. ödemeleri,  cadde ve sokak aydınlatma hizmetleri )

-Diğer Hazine Yardımları (DFİF/İşsizlik Fonu, Gençlik Spor İl Md. vb.)

66,2

 

1,6

 

7,9

76,3

 

1,7

 

9

75,2

 

2

 

9,8

202,8

 

1,7

 

14,9

3 Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşlara Yardım (Siyasi partiler, dernekler, Ulusal Fon vb.) 2,4 3,4 3,4 5,9
4- Hane Halkına Yapılan Transferler 35 41,4 51,8 61,9
   -Hane Halkına Yapılan Transferler  (Burs,eğitim,yiyecek,sağlık,barınma)

-Tarımsal Destekleme Ödemeleri

-Sosyal Amaçlı Transferler (Vatani Hizmet Aylıkları, Şehit Dul Ve Yetimlere İkramiye ve Ek Ödemeler, SHÇEK, 2022 sayılı Kanun Aylık Ödemeleri ve Diğer Sosyal Amaçlı Yardımlar)

-Hane Halkına Yapılan Diğer Transferler [ Strateji ve Bütçe Bşk. teşvik ödemeleri, Kobi desteği, doğal afetten zarar gören çiftçilere yardım, bireysel emekliliğe Devlet katkısı,  diğer (köprü garanti geçiş ödemeleri dahil) (x) )]

5,4

11,5

10,8

 

 

7,2

6,2

12,7

12,3

 

 

10,1

7

14,5

13,7

 

 

16,2

6,6

16,9

19,8

 

 

18,5

8 Yurt dışına Yapılan Transferler (Kıbrıs/ Uluslararası kuruluşlara katılım payları) 2,2 2,6 3,2 4
9 Gelirden Ayrılan Paylar 62,6 72,6 96,1 100,6
– Mahalli İdareler Payları

-Fon payları (SSDF/SYDTF vb.)

-Gelirden Ayrılan Diğer Paylar  (TOKİ/TBB/TOBB/TSEK vb.)

52,1

10,1

0,3

60,7

11,5

0,3

72,5

23

0,3

76,5

23

0,4

 (x)Köprü / otoyol / tunel vb. büyük projelerde yüklenicilere tanınmış geçiş-gelir garantisi bağlamındaki kimi ödemeler de bu bölümden yapılmaktadır.  (https://tusiad.org/tr/yayinlar/raporlar/item/10252-tusiad-merkezi-yonetim-butcesi-takip-raporu)

                 Küsuratlar yuvarlatılmıştır.
Kaynak: Muhasebat Gn. Md. Merkezi Yönetim Bütçe İstatistikleri.

Tablo incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, cari transfer giderlerinin yarısından çoğu tek başına SGK’ya yapılmaktadır. Bu rakamlar aynı zamanda merkezi yönetim gider bütçelerinin % 20’sine karşılık gelmektedir. Bu yüzden, merkezi yönetim bütçesi açısından en büyük “kara deliğin” SGK olduğu görülmektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumu giderlerinin anımsatılması / konunun somutlaştırılması ve bütüncül olarak değerlendirilmesi bağlamında SGK’nın 2015-2018 yılları gerçekleşen gelir/ gider bütçeleri rakamları Tablo 4’te gösterilmiştir.

Tablo 4. SGK 2015 – 2018 Yılları Gelir/ Gider Bütçeleri (Milyar TL) 

 S.No

    

  2015 2016 2017 2018
    1- GELİRLER TOPLAMI 220,1 255,8 288,3 369,2
    2- GİDERLER TOPLAMI 231,5 276,5 312,7 384,9
SGK’dan Hane Halkına Yapılan Fayda Ödemeleri

  – Emekli Aylık Ödemeleri (Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Aylıkları ,% 4 Ek Ödemeler, İkramiyeler, 2022 s.k. göre bağlanmış aylıklar vb.)

-Sağlık Giderleri (Tedavi, ilaç ve sağlık malzemesi giderleri)

-Diğer Giderler

 165,6

 

 

59,4

6,5

201,4

 

 

68

7

229,1

 

 

77,6

6

286,4

 

 

91,5

7

3- GELİR-GİDER DENGESİ -11,4 -20,6 -24,4 -15,7
4-  BÜTÇE TRANSFERLERİ 79 108 128,1 148,3

Küsuratlar yuvarlatılmıştır.

Kaynak: SGK 2015-2018 Yılı Faaliyet Raporları.
Sayıştay 2015-2018 Denetim Raporları.
2020 Yılı Bütçe Gerekçesi.
SGK 2018 Aylık İstatistik Bilgileri.

Tablo incelemesinden de anlaşılacağı üzere, incelemeye esas alınan yıllarda

  • SGK’nın gelirlerinin giderlerini karşılayamadığı, her yıl bütçe açığı verdiği;
  • bu yüzden SGK ya merkezi yönetim bütçesinden görev zararları ve Hazine yardımları kapsamında, her yıl artan miktarlarda bütçe transferi yapıldığı görülmektedir.

 (2018 yılı merkezi yönetim bütçesi gider toplamı 999,4 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Merkezi yönetim bütçesinden SGK’ya yapılmış olan 148,3 milyar TL bütçe transferi elimine edildiğinde (AS: dışlandığında); SGK 2018 yılı gider bütçesinin, merkezi yönetim gider bütçesinin % 45,2 oranındaki büyüklüğe eriştiği anlaşılmaktadır.)

Mal ve Hizmet Alımları

2017, 2018 ve 2019 yıllarında mal ve hizmet alım giderleri bütçe ödeneklerindeki gerçekleşmeler (%8,6-24,6 arası değişen oranlarda) kestirimlerin üzerinde olmuştur.

Özellikle MSB ve öbür mal ve hizmet alımlarında öngörülenlerin üzerinde artış gerçekleşmiştir.

Önceki yıllara ilişkin verilere karşın 2020’de mal ve hizmet alım ödeneklerinde, artış bir yana, 2019’a göre % 10,3 oranında daralma öngörülmüştür.

Sermaye (Yatırım) Giderleri

Sermaye giderleri kestirimleri 2017’de %  6,5 ve 2018’de %  27,9 ve 2019’de ise %  48 oranlarında artışlarla gerçekleşmiştir.

2020 yılı sermaye giderler için önceki yıl gerçekleşmelerinin de altında kalan 56 milyar TL ödenek ayrılmıştır. 2020 yılı sermaye gider kesririmlerindeki bir önceki yıl gerçekleşmesine göre düşme oranı % 30,4’tür

Kamulaştırma giderleri dışında 51,5 milyar TL olan merkezi yönetim yatırım ödeneklerinin yarısından çoğu (% 52,6) ulaştırma – haberleşme ile öbür kamu hizmetleri (iktisadi/sosyal) sektörleri arasında paylaştırılmıştır. Yatırımlar için eğitime (%21), tarıma (% 9,1 ), sağlık için (% 11,6) oranında ödenek ayrılmıştır. Öbür sektörlerin (imalat, madencilik, enerji, turizm, konut) tümü için ayrılabilmiş ödeneklerin toplamı 2,7 milyar TL olup yatırım ödeneklerinin yalnızca % 5’i oranındadır.

Öte yandan, 2020 yılı yatırım giderleri için ayrılmış olan 51,5 milyar TL ödeneğin merkezi yönetim kapsamındaki 224’ü aşkın kuruluşa dağılımının incelenmesinde; ödeneğin % 70’nin (9) kurum arasında paylaştırıldığı görülmektedir. Bu kuruluşlar için asgari 1,2 ve azami 8,3 milyar TL olacak biçimde ödenek ayrılmıştır. Yatırım ödeneklerinin büyüklüğü ile öne çıkan bu kuruluşlar, (ödenek miktarlarına göre sıralamaya göre) Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı, DSİ, MEB, KGM, Sağlık/ EGM/ Gençlik ve Spor/ Kültür ve Turizm bakanlıkları veya genel müdürlüklerdir.

Öte yandan AKP hükümetlerinin prestijli projelerinden olan Köylerin Altyapısının Desteklenmesi Projesi (KÖYDES)  için 1,4 milyar TL, ayrıca Belediyelerin Su Kanalizasyon ve Altyapı Projesi (SUKAP)  için de 837 milyon TL ödenek ayrılmıştır.  (2020 Bütçe Gerçekleşmeleri, Kamu Mali Yönetim Gn. Md.)

Bilindiği üzere kamu yatırımların bir bölümü de kamu-özel işbirliği (KÖİ) yöntemi ile gerçekleştirilmektedir. Bu tür işbirliklerinin kurulması ile kamu altyapı ve hizmetlerinin tasarlanması, finanse edilmesi, inşa edilmesi, işletilmesi ve bakımı amaçlanmaktadır.

Ülkemizde gerçekleştirilen KÖİ projelerinde 4 farklı KÖİ modeli kullanılmaktadır. Bu modeller arasından en çok kullanılanları 111 ve 110 projeyle Yap-İşlet-Devret ile İşletme Hakkı Devri yöntemleridir. Bunları (20) projeyle Yap-Kirala-Devret ve (5) projeyle Yap-İşlet modelleri izlemektedir.

KÖİ modeliyle gerçekleştirilen projelerin yatırım tutarlarının sektörel dağılımına bakıldığında 21,6 milyar ABD Doları ile karayolu sektörünün ilk sırada olduğu görülmektedir. Havaalanları ise 19 milyar ABD Doları ile 2. sıradadır. Bu yatırımları 11,9 milyar ABD Doları ile enerji projeleri, 11,5 milyar ABD Doları ile sağlık projeleri izlemektedir.  Yatırım tutarlarının genel toplamı 67,7 milyar ABD Doları dolayındadır.

İşletme hakkı devri bedellerinin sektörel dağılımına bakıldığında havaalanlarının 53,7 milyar ABD Doları 1. sırada bulunduğu görülmektedir. Bunu 19,8 milyar ABD Doları ile enerji sektörü, 2,7 milyar ABD Doları ile limanlar ve 891 Milyon ABD Doları ile yat limanları izlemektedir.

KÖİ yöntemi ile gerçekleştirilen projelerin sözleşme değerleri 145,2 milyar ABD Dolarıdır.

(Cumhurbaşkanlığı SBB-2019 yılı Ağustos itibarıyla)

Faiz Giderleri

  • 2017 yılı bütçesinde 56,7 milyar TL olarak gerçekleşen faiz giderleri 2018 yılında bütçesinde (% 30,5 artışla) 74 milyar TL olarak, 2019 yılında ise %  (%14,8 düşüşle) 99,9 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. 2020 yılı için bir önceki yıl gerçekleşmesine göre (% 39 artışla) 139 milyar TL ödenek öngörülmüştür.

Toplam bütçe giderleri içinde faiz ödemelerinin her yıl artan oranda önemli bir pay oluşturduğu görülmektedir. 2017’de toplam bütçe giderlerinin % 8,4’ünü, 2018 %9’unu, 2019’da % 10’unu faiz giderleri oluşturmuştur.

  • 2020 yılında faiz ödemelerinin toplam giderler içindeki payının %12,7’ye ulaşacağı kestirililmiştir.

Çünkü merkezi yönetimin brüt iç/dış borç stoku da sürekli artış eğilimindedir. Nitekim 2017 yılı sonunda bir önceki yıla göre %15 artışla 876,4 milyar TL olan brüt iç/dış borç yükü; 2018 sonunda % 21,7 artışla 1,067 trilyon TL düzeyine; 2019 sonunda % 24,4 artışla 1,328 trilyon TL olarak gerçekleşmiştir. (HMB, Kamu Finansmanı İstatistikleri, 2017- 2020)

Personel Giderleri

Personel giderleri ve bağlısı SGK Devlet prim ödemeleri, (ikisi birlikte)  2017 yılı bütçesinde 189,3 milyar TL, 2018 yılı bütçesinde ise 213,9 milyar TL, 2019 yılı bütçesinde ise 292,8 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.

Personel giderleri 2018’de % 23,4; 2019’da ise % 24,9 artmıştır.

2020 yılı bütçesinde ise % 13  artış kestirilmiştir.

Toplam giderler içindeki %24 dolayındaki personel giderleri payının 2019’da %25’e yükseldiği görülmektedir.

Önemi nedeniyle kamu idarelerinde istihdam edilen kamu personelinin sayıları ve statüleri hakkında özlü bilgiler aşağıya çıkarılmıştır.

31.12.2019’da kamu sektöründe toplam 4.644.074 kişi istihdam edilmiştir. ( Cumhurbaşkanlığı SBB-2020) 31.12.2017’de 3.602.735 personel istihdam edildiği dikkate alındığında iki yıl içinde çalışanların sayısının (%29 oranında artarak) 1.041.339’a yükseldiği anlaşılmaktadır.

Personel sayısındaki artışın büyük bölümünün taşeron işçilerinin kadroya geçirilmesinden kaynaklandığı görülmektedir.

2019 sonunda kamuda istihdam edilen 4.644.074 personelden: 3.761.747 kişi merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idarelerinde; 683.381 kişi il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşlarda; 198.946 kişi de (KİT’ler vb.) öbür kamu yönetimlerinde görev yapmaktadır.

Kamu sektöründe görevli 4.644.074 personelden % 63,3’ü kadrolu (memur), % 9,2 sözleşmeli, % 24‘ü işçi ve % 3,3’ü geçici/diğer personel statüsünde istihdam edilmektedir.

Genel bütçe kapsamındaki 44 kamu idaresinde kullanılabilir (boş olanlar dahil) kadrolu memur kadrolarına sahip olmak bakımından ilk sırayı 1.052.061 rakamı ile MEB almaktadır. MEB’nı 490.801 kadro rakamı ile Sağlık Bakanlığı, 366.263 ile EGM, 168.853 rakamı ile Adalet Bakanlığı ve 150.675  rakamı ile Diyanet İşleri Başkanlığının izlediği görülmektedir.

Cumhurbaşkanlığında ise 969 kadrolu, 1.718 sözleşmeli olmak üzere toplam 2.687 adet personel kadrosu/pozisyonu bulunmaktadır. (Gerekçe, 2020)

Örtülü Ödenek

Örtülü ödenek giderleri olarak gizli hizmet ile öbür sermaye giderleri tertibinden 2017’de (1,997 +1,051) 3 milyar TL; 2018’de ise (1.714.178 + 8.298) 1,7 milyar TL; 2019’da ise  (2.073.435 + 7.035) 2 milyar TL harcama yapılmıştır. (Muhasebat, 2017- 2020)

b)-Fonksiyonel Sınıflandırmaya Göre Giderler

Fonksiyonel sınıflandırmaya göre 2017-2020 yıllarına ait merkezi yönetim bütçe giderlerine ilişkin kestirim / gerçekleşme durumları ve toplam giderler içindeki payları Tablo 5’te gösterilmiştir.

Tablo 5. Fonksiyonel Sınıflandırmaya Göre 2017-2020 Yılları MYB Giderlerinin Kestirim / Gerçekleşme Durumları ve Toplam Giderler İçindeki Payı (Milyar TL).

Hizmetin Türü 2017 BÜTÇESİ 2018 BÜTÇESİ 2019 BÜTÇESİ 2020 YILI BÜTÇESİ
Tahmim Gerçekleşme Dağılım % Tahmin Gerçekleşme Dağılım (%) Tahmin Gerçekleşme Dağılım (%) Tahmin Dağılım (%)  2020/2019 Değ. Or. (%)
Genel Kamu 174 170,5 25 214 226,4 27,2 295,3 261,4 26,1 327,9 30 125,4
Savunma 29,7 30,8 4,5 41,9 41,5 5 44,8 53,3 5,3 56,3 5 105,6
Kamu Düzeni ve Güvenlik 48,4 53,4 7,9 58,5 67,3 8 74,1 81,4 8,1 85,4 7,8 104,9
Ekonomik İşler 83,5 91 13,4 97,8 111,8 13,4 96,3 124,2 12,4 109,1 10 87,8
Çevre Koruma 0,59 0,61 0,60 0,81 0,54 0,85 0,62 72,9
İskan ve Toplum Refahı 6,7 9,1 1.3 7,1 10,7 1,3 7,8 13,5 1,3 8,4 0,7 62,2
Sağlık 34,6 35,2 5,2 40,6 40,2 4,8 50,6 51,2 5,1 62 5,6 121
Dinlenme, Kültür ve Din 11,8 13,8 2 13,1 16,1 1,7 17,6 20,6 2 19,2 1,7 93,2
Eğitim 113 113,6 16,8 124,3 134,7 16,2 148,4 156,2 15,6 162,5 14,8 104
Sosyal Güvenlik ve Sosyal Yardım 142,3 159,5 23,5 164,8 181 21,8 221 236,5 23,7 263,6 24 111,4
TOPLAM 645,1 677,7 100 762,7 830,8 100 960,9 999,5 100 1.095 100 109,5

Not: 1-Küsuratlar yuvarlanmıştır.
Kaynak: 2020 Yılı MYBK Teklifi;  Muhasebat MYB İstatistikleri

2019 yılı bütçe gerçekleşme rakamlarına göre 2020 yılı bütçe giderleri kestirimlerinde ortalama % 9,5 artış öngörülmüştür.

2020 yılı fonksiyonel bütçe giderlerinde (2019 yılı gerçekleşme rakamlarına göre) genel kamu hizmetlerinde (%25,4), sağlık hizmetlerinde (% 21), sosyal güvenlik ve sosyal yardım hizmetlerinde (%11,4), savunma hizmetlerindeki (% 5,6), kamu düzeni ve güvenlikte (% 4,9), eğitim hizmetlerinde (% 4) oranında artış öngörülürken, öbür tüm hizmetler ödeneklerinde %6,8 – 37,8 arasında değişen düşmeler vardır.

Fonksiyonel sınıflandırmaya göre 2017 ve 2018 yılları bütçe giderleri ve toplam giderler içindeki oranları Tablo 5’te gösterilmiştir.

Fonksiyonel sınıflandırmaya göre 2017-2019 yılı bütçe giderlerinde en büyük pay, genel kamu hizmetlerine ayrılmıştır. Anılan yıllara ait bütçe giderlerinde genel kamu hizmetleri payından sonra, 2. sırada sosyal güvenlik ve sosyal yardım hizmetler giderleri, 3. sırada da ise eğitim giderleri payları gelmektedir.

2019 yılı bütçe giderlerindeki %15 oranındaki genel artışa karşın; ekonomik işler, çevre koruma, iskan ve toplum refahı hizmetleri ödeneklerinde önceki yıldaki gerçekleşmeye göre (%olarak) 19- 33,4 arasında değişen oranlarda azalma kestirilmiştir.

Eğitim hizmetleri için toplam giderleri için toplam giderlerin 15,4- 16,8 oranında pay ayrıldığı görülmektedir. Ancak bu payın büyük bölümünün personel giderlerine ait olduğu bilinmektedir. Çünkü genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerindeki toplam kadroların % 38,7’si MEB aittir. (2019 sonunda MEB’da 946.114‘ü EÖHS olmak üzere, toplam 1.027.885 personel görev yapmıştır. Aynı yıl SGK prim ödemeleri ile birlikte personel giderleri için toplam 94,6 milyar TL ödeme yapılmıştır. Gerçekleştirilmiş personel giderleri (SGK prim ödemeleriyle birlikte) MEB toplam giderlerin 80’ine karşılık gelmektedir.) (MEB 2019, Faaliyet)

Öte yandan 2020 yılındaki 162,5 milyar TL eğitim sektörü ödeneğinden yatırımlara yalnızca (% 9,2 oranında) 10,9 milyar TL ayrılmıştır.

B-Bütçe Gelirleri

Ekonomik sınıflandırmaya göre 2017-2020 yıllarına ait merkezi yönetim bütçe gelirlerine ilişkin kestirim / gerçekleşmeler ve gerçekleşme oranları; gelirlerin toplam gelirler içindeki dağılımları Tablo 6’da gösterilmiştir.

Tablo 6. Ekonomik Sınıflandırmaya Göre 2017-2020 Yılı M.Y. Bütçe Gelirlerinde Kestirim ve Gerçekleşme (Milyar TL)

  2017 YILI BÜTÇESİ 2018 BÜTÇESİ 2019 BÜTÇESİ 2020 BÜTÇESİ
Tahmin Gerçekleşme Ger. Oranı (%) Tahmin Gerçekleşme Ger.Or.

(%)

Tahmin Gerçekleşme Ger. Or. (%) Tahmin Değ. Oranı

2020/2019

1-Vergi Gelirleri 511 536 104,9 599,4 621,3 103,7 756,5 673,3 88 784,6 116,5
  Gelir 108,9 112,4 103,2 122,7 139 103,2 171,8 162,6 94,6 182,1 120
Kurumlar 46,2 52,9 114,5 65,8 78,6 119,4 74,1 78,8 106,3 89,3 113,3
Özel Tüketim 136,4 138,3 101,4 146,5 133,9 91,4 162,5 147,1 90,5 175,1 119
Dahilde Alınan KDV 57 55,6 97,5 66,0 56,3 85,3 70,6 55,4 78,4 57,8 104
İthalden Alınan KDV 83,7 99,6 119 107,8 122,1 113,2 165,7 124,8 75,3 158 126,6
MTV 11,3 10,8 95,6 13,6 12,8 94 16 14,5 90,6 17,4 120
BSMV 13 13,3 102,3 15,2 18,1 119 19 22,6 119 24,9 110
Damga 15,2 15,6 102,6 17,8 16,9 95 20,8 18,8 90,3 21,5 114,3
Harçlar 19,8 19,2 96,7 23,3 21,6 92,7 27,7 24,1 87 29,5 122,4
Diğer 19,5 18,3 93,8 20,7 22 106,2 28,2 24,6 87,2 29 117,8
2- Vergi Dışı Gelirler 73,2 71,2 97,3 81,9 107,6 131,3 106,2 174,8 164,6 151,8 88,8
  Teşebbüs ve Mülkiyet Gelirleri (Mal/hizmet satışı, KİT ve kamu bankaları, kurumlar kârları, kira vb. gelirler) 17,1 19,7 115,2 20,1 26,1 129,6 33,9 93,6 276 64,3 68,7
Alınan Bağış ve Yardımlar ile Özel Gelirler 1,5 2,2 146,6 2,8 2 74,6 3,4 9,7 285 11 113,4
Diğer Gelirler (Faiz/para cezası, kişi ve kurumlardan alınan paylar vb.) 37,5 35,4 94,4 46,5 71,2 153,4 54,5 63,2 115,9 62,1 98,2
Sermaye Gelirleri (Taşınır/taşınmaz/menkul kıymet/hisse satışı vb.) 15,4 11,7 76 12 7,8 64,6 13,5 6,8 50 13,5 198,5
Alacaklardan Tahsilat 1,6 2,1 131 0,45 0,55 121,9 0,75 1,5 200 0,91 60
3- Özel Bütçeli Kuruluşların Öz Gelirleri 9,8 18,9 193 10,8 23,5 216,6 11,1 20,7 186,4 12,4 60
4- Düz. Den. Kurum Gelirleri 4,1 4,2 102,4 4,7 5,1 112,3 6,4 6,8 106,2 7,4 108,8
GELİR BÜTÇESİ TOPLAMI 598,3 630,3 105,4 696,8 757,8 108 880,4 875,7 99,5 956,5 109,2

Notlar: Küsuratlar yuvarlanmıştır.
Kaynak: 2017-2020 Yılları MYBK Teklifi/Gerekçeleri, Muhasebat Gn. Md. MYB İstatistikleri.

Merkezi yönetim bütçe gelir kestirimleri 2017’de yılında %105,4; 2018’de %108, 2019’da %99,5 oranında gerçekleşmiştir. 2017’de 630,3 milyar TL, 2018 yılında (%20 artışla) 757,8 milyar TL, 2019’da (% 15,5 artışla) 875,7 milyar TL gelir sağlanmıştır.

2020 yılı için bir önceki yıl gerçekleşmesine göre % 9,2 artışla 956,5 milyar TL toplam gelir öngörülmüştür. Vergi gelirlerine ilişkin artış % 16,5’tir.

Öte yandan 2017’den başlayarak ekonominin bir daralmaya girmesi üzerine alınan teşvik önlemleri sonucu, özellikle 2018’den başlayarak ÖTV, KDV, MTV, Damga V. ve Harç gelirleri tahsilat rakamlarında önemli oranlarda düşmeler olmuş, vergi gelirleri bütçe kestirimlerinin altında kalmıştır.

Merkezi yönetim bütçe gelirlerinin; 2017’de % 85’ini, 2018’de % 82’sini, 2019’da ise % 76,8’ini vergi gelirleri oluşturmuştur. 2020’de vergi gelirleri payının % 82 olması hedeflenmiştir.

Gelir / kazanç ve servetler üzerinden alınmakta olan dolaysız vergilerin toplamının; 2017’de 176,8 milyar TL, 2018’de 231,4 milyar TL, 2019’da 257,1 milyar TL olarak gerçekleştiği, toplam vergi gelirlerine oranlarının aynı sırayla % 33, % 38 ve % 38 olduğu görülmüştür.

Vergi gelirlerinin % 63-67 gibi büyük bir bölümünün dolaylı vergilerden elde edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere dolaysız vergiler zengin / yoksul ayrımı yapmadan, “zorunlu tüketim maddelerini” de kapsayacak biçimde tahsil edildiği için, haksız ve adaletsiz bir uygulamadır.

Nitekim 2020 yılı bütçesinde kestirilmiş KDV gelirleri bile tek başına, Gelir ve Kurumlar vergilerinden tahsil edileceği umulan rakamların % 80’ine yaklaşmaktadır. Dolaylı vergilerden olan ÖTV’nin de bütçe gelirleri içinde % 22,3 oranında pay oluşturduğu ve Gelir Vergisi tahsilat rakamlarının % 65’ine yaklaştığı görülmektedir.

Sosyal adalet, gelir dağılımı, vergi adaleti yönünden vergi gelirleri içindeki dolaysız vergilerin payının artırılması gerektiği açıktır.

C- Bütçe Dengesi

2017 yılı bütçesi 47,3 milyar TL; 2018 yılı bütçesi ise 72,6 milyar TL; 2019 yılı bütçesi 123,6 milyar TL net borçlanma ile denkleştirilmiştir.

2020 yılı bütçe ödenekleri ile beklenen gelirler arasındaki 138,8 milyar TL farkta net borçlanma ile karşılanacaktır.

  • Yıllardır denk bütçe hazırlanamadığı, bütçe gelirleri giderleri karşılamaktan uzak olduğu görülmektedir.

2017 yılı bütçe gelirleri ile giderlerin %90,4’ünün; 2018 yılı gelirleri ile giderlerin 91,3’ünün, 2019 yılı bütçe gelirleri ile giderlerin % 87,6’sının karşılanabildiği görülmektedir. 2020 yılı bütçe gelirleri ile giderlerinde bu oranın %  87,3 olması beklenmektedir.

Öbür yandan 2017 yılı bütçesinde 9,3 milyar TL, 2018 yılında 1,3 milyar TL faiz dışı fazla gerçekleşmiştir. 2019 yılında ise faiz dışı denge – 23,7 olarak gerçekleşmiştir. 2020’de faiz dışı fazlalık 67 milyon TL kestirilmiştir.

Bütçe giderlerinin gelirlere oranla daha çok artması nedeniyle faiz dışı fazlalığın son yıllarda giderek küçüldüğü, kimi yıllar faiz dışı dengenin eksiye geçtiği, dolaysıyla borç asıllarının (AS: anaparasının) ödemesinin yavaşladığı anlaşılmaktadır.

D- Diğer Konular

Hizmet Bedellerinde Kuruşlu Ücretler

Kamu personeline ek olarak yaptırılacak kimi hizmetler karşılığında kamu personeline verilecek olan ve bütçe yasalarıyla her yıl yeniden belirlenen ücretlerin yine simgesel kaldığı görülmektedir.

Bu bağlamda;

  • Ek ders vermekle görevlendirilen öğretim üyelerine 43,82 TL,
  • Konferans vermekle görevlendirilenlere 31 TL’yi aşmamak üzere,
  • Fazla çalışma yapan memurlara saat başına 2,26TL,
  • Devlet memurlarına (24 saati geçen geçici görevleri için) kadro/ek göstergelerine göre 42,15 – 56,10TL arasında gündelik,

ödenecektir.

Kamu İdarelerin Ait Lojman / Sosyal Tesis ve Taşıt Sayıları

Genel bütçe kapsamında kamu idarelerine ait 218.575 adet lojman ve 1.782 adet sosyal tesis bulunmaktadır.

220.357 adet lojman / sosyal tesisin 195.525’i  (% 88,7’si) 6 kamu idaresine aittir. En çok lojman / sosyal tesise sahip kamu idareleri (sırası ile) MSB, MEB, EGM, J. Gn. K., Sağlık B. ve Adalet B. dır.

Genel bütçe kapsamındaki öbür 34 kamu idaresinin sahip olduğu lojman/sosyal sayısı ise 24.832 dir. (% 11,2)

Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin çeşitli nitelikte 103.410 taşıtı vardır. Eldeki taşıtların 51.369 adedi (% 49,6) EGM’ne ait olup, her 6 personele 1 taşıt düşmektedir. EGM’yi;  MSB, Sağlık B. izlemektedir. (Gerekçe, 2020)

KAYNAKÇA

2017-2020 Yıllarına Ait Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifleri ve Bağlı Cetveller. http://www.bumko.gov.tr/Eklenti/10848,2018yilimybkanunutasarisipdf.pdf?0

2017-2020 Yılları Bütçe Gerekçeleri
http://www.bumko.gov.tr/TR,54/butce-gerekcesi.html
http://www.sbb.gov.tr/butce-gerekceleri/

Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü Merkezi Yönetim Bütçe İstatistikleri. https://www.muhasebat.gov.tr/content/genel-yonetim-mali-istatistik-detayi?tabId=1&pageId=2

Yıllık Yatırım Programları
Orta Vadeli Programlar.
http://www.bumko.gov.tr/Eklenti/10807,2018-2020-orta-vadeli-programpdf.pdf?

Hazine Müsteşarlığı Kamu Finansmanı İstatistikleri
https://www.hazine.gov.tr/kamu-finansmani-istatistikleri

Vatandaş Bütçe Rehberleri
http://www.sbb.gov.tr/vatandas-butce-rehberi/

Milli Eğitim Bakanlığı 2019 Yılı Faaliyet Raporu http://sgb.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2020_03/12144540_28191618

 

 

Sapere Aude

Sapere Aude

Enver Aysever
Cumhuriyet
, 18.10.18
(AS: Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır..
Yaygın umutsuzluğu salt iktisadi gerekçelere, içinden geçtiğimiz siyasal sürece bağlamak yeterli bir açıklama olmaz. Kaç gündür, özellikle sosyal medya ahalisinin gevezelikleri üzerinden, itiş kakış yapılan tartışmalara bakıyorum, içim sıkılıyor. Köksüz, içeriksiz, uçuşan kavramlar üzerinden savrulan fikir kırıntıları, bütünlüklü bir düşünce doğuramıyor. Ülke aklı askıya aldığı, düşünmekten vazgeçtiği için açmazda. Ağzına gelen her sözü değerli sanan insanlar arasında kaybolur yaratıcı, özgün fikirler. Hep böyledir, gürültü altında eziliyoruz. 
Aydınlanma akşamdan sabaha gerçekleşmiş dönüşüm değildir. Doğayı anlama, bilimle yön bulma, aklı mutlak egemen kılma insanlık için zorlu, kanlı süreçtir. Farklı düşünürlerin yaklaşımlarıyla uzun zamanla gelinmiş felsefi, toplumsal düzeyden söz ediyoruz. İnsan aklının üzerinde herhangi bir gücü, iradeyi kabul etmemek cesaret işidir. Bugün yığınların bunu başardığını düşünmek saflık olur. İnanmak kolaydır, sorgulamak güçtür. Temel çelişki burada başlar. Biri, başına geleni yazgı olarak görür, Tanrı’nın emri sayar. Diğeri edimleri ile sonuca varır. Nedenlerle meseleleri kavrar ve sorumluluktan kaçmaz. 
KantAydınlanma, insanın kendi ayağıyla içine düştüğü toyluktan kurtulmasıdır.
Toyluk, insanın kendi aklını bir başkasının rehberliğine ihtiyaç duymaksızın kullanamamasıdır. İnsanın bu toyluğa kendi ayağıyla düşmesinin nedeni de akılsız olması değil, aklı başkasının rehberliği olmaksızın kullanma kararlılığı ve cesaretini
gösterememesidir” der. 
Bundan dolayı, Aydınlanma’nın sloganı şudur: 
* “Sapere aude! (Kendi aklını kullanma cesareti göster)” 
“Toyluk” özenle seçilmiş sözcük. Suçlama yok, erken dönem zaafı olarak görüyor Kant bunu. İnsanlık öğrendikçe, geliştikçe bu toyluktan kurtulacak, iradesine sahip olarak, tercihlerini buna uygun yapacak, beklenti bu yönde. Peki, öyle mi? Tanrı fikrinin bir tarihi var. İnanç belli ki insanın doğasında var. Bunu belli dengede tutmak mümkün… Eğer aklın egemenliğini baskılarsa sonu felaket oluyor. Devrimler çağına yakından bakmak gerek. Bahis uzun, bize dönelim… 
Cumhuriyet aydınlanma fikri üstüne inşa edildi. Kapitalistleşmeyle birlikte kaçınılmazdı Osmanlı’nın yıkılması. Yerine ne konacağı önemliydi. Cumhuriyet ancak devrimle kurulabilirdi, öyle oldu. Mustafa Kemal başardı. Osmanlı’yı onarma fikri gericidir, Cumhuriyet kurmak ilericidir! Namık KemalŞinasi gibi isimler aydınlanmacıydı, devrimci değillerdi. Her devrim yeni sorular, sorunlar getirir kuşkusuz… Genç Cumhuriyet bu çatışmaları yaşadı, üzücü olan ilerleme beklentisinin boşa çıkmasıdır, uzun zamandır ricat söz konusu. 
Kapitalizm feodal toplumsal yapıya yönelik ciddi itirazdı başlangıçta. Endüstrileşme işçi sınıfını doğurdu, Aydınlanma etkisiyle kapitalizm ilerici rol üstlendi. Demokrasi bunun ürünüdür. Tanrı’dan güç alan hükümdarın egemenliği altında herkes onun kulu, kölesi, mülküydü. Kapitalizm mülkiyeti Tanrı eliyle kullanmak yerine, akılla elde edilen beceri sonucunda yurttaşlara dağıtmayı vaat etti ve başardı. Demokrasi burada önemli işlev gördü. Lakin insanlar eşit değildi. Uluslar aynı güce sahip değildi. Mülk/para güçlü olanın elinde birikti. Eşitsiz toplumsal yapı, patronların hızla güçlenmesine neden oldu. Mülkiyeti elinde bulunduran yeni, büyük başka güçler doğdu. Buna karşılık işçi sınıfı oluştu ve onun hak mücadelesi başladı. Kapitalizm muhafazakârlaştı, gericidir.
* İşçi sınıfı, kavgası doğası gereği ilericidir, sosyalist olmak zorundadır. 
Cumhuriyet aydınlanmanın ürünü insanlar yarattı, bu toplam, kaçınılmaz biçimde sınıfsal bilinç edinmeye başladı. Köy Enstitüleri bunun somut örneğidir. Üreten, okuyan, bilime uygun davranan insan elbet soracak, itiraz edecekti. Kapitalizm bu insandan korkar. Aklı, aydınlanmayı askıya almak ister. Patronlar saltanatları yıkılacağı için komünizmi öcü olarak sundu. Gericiliği beslemeye başladı düzen. Bunun sonucudur 1954’te Komünizmle Mücadele Dernekleri’nin kurulması. İlk başkanı ülkücü İlhan Darendelioğlu’dur. Fahri başkan Cemal Gürsel’dir. 
Komünizmle Mücadele Dernekleri ülke siyasetini o günden bu tarafa yönetmektedir. Adnan Menderes, Celal Bayar, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Recai Kutan, Abdullah Gül, Numan Kurtulmuş, Ahmet Davutoğlu ve Recep Tayyip Erdoğan bu derneğin üyesidir. Sıkı durun, Fethullah Gülen Erzurum kurucu üyesidir. Aydınlanmanın okullarında yetiştiler, ancak kapitalizme uygun düşündüler. Akla uygun davranır gibi görünseler de sorgulanması pek mümkün olmayan ilahi bir güce dayandırdılar iktidarlarını. Kapitalizm bunu istemekteydi, piyasa koşullarının egemenliği için işçinin düşkün kalması zorunluydu. Milliyetçilik, dincilik buna uygundur.
* İlerici ilkelerle yola çıkan Cumhuriyet gericileşti. Çöküşün nedeni budur! 
Son günlerde mülkiyet tartışması sürerken yukarıdaki verilere iyi bakmak gerek. AB, NATO, BM türü kurumlar neden gericidir anlamak için hangi egemen güce hizmet ettiğini görmek gerek. Elbet küçük mülkünü korumak kaygısıyla Komünizmle Mücadele Derneği önderleriyle yan yana düşmemeye de dikkat etmek gerek.
Dediğim gibi, ilericiliği biçime indirgerseniz yanılırsınız!
RTE muhalifliği ilerici olmaya yetmez!
======================================
Dostlar,
Cumuriyet‘in yeni yazarlarından Enver Aysever, uygarlık tarihinin kilit kavramlarından AYDINLANMA‘yı, Aklı, Sorgulamayı…. ve Siyasal Düşünce Tarihinin – Siyaset Felsefesinin en parıltılı düşünürlerden ünlü Alman filozof İmmanuel Kant’a yer veriyor bu önemli yazısında.
SAPARE AUDE“, Aydınlanma Felsefesinin 1784’e tarihlenen bir çığlığıdır adeta.
Bizim de doğrusu kulaklarımızdan hiç eksilmiyor..
Kant, 1784’te bir “Aydınlanma mektubu” yazar insanlığa.. Yaklaşık 5 sayfa olan bu metnin erişkesini (linkini) sunuyoruz, okunmasını ve paylaşılmasını, üzerinde düşünülmesini dileriz :
Çağdaş bağlamda Aydınlanma (Enlightenment);
Aklın inançtan, Bilimin de dinden özgürleşmesidir. 

* İnsanın Aydınlanmasına ömürlerini, canlarını – yaşamlarını veren tüm erenlere selam olsun..

Hallac-ı Mansur’dan Giardano Bruno’ya,
İbni Sina’dan Galileo Galile’ye,
İbni Haldun’dan Jan Huse’a,
Farabi’den Copernicus’a..
……………
Türkiye Cumhuriyetini kuran ve Anadolu Aydınlanmasını başlatan başta Mustafa Kemal ATATÜRK olma üzere dava yoldaşlarına,
Son dönemlerin Aydınlanma bilgesi İlhan Selçuk‘a ve 19 yıl önce bu gün kalleşçe öldürülen Ahmet Taner Kışlalı‘ya…. selam olsun, selam olsun, selam olsun!

İnsanlığın geleceği, hiç ama hiç, zerrece kuşku olmaksızın “bilimsel akılcılığın” egemen olacağı bir eksende kurulacak ve yükselecektir..

Sevgi ve saygı ile. 22 Ekim 2018, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

“Tekirdağ’da Bir Kürt Düğünü Bir de Sünnet! Ve Çağrıştırdıkları..”


Dostlar
,


“Tekirdağ’da Bir Kürt Düğünü Bir de Sünnet Ve Çağrıştırdıkları..”

başlıklı yazımızı 12.7.2008’de Tekirdağ’da yazmış ve www.facebook.com/profsaltik  adresinde paylaşmıştık. O dönemde www.ahmetsaltik.com adresli sitemizi
merhum Ahmet Selçuk Acunsal’ın teknik desteği ile yürütmekteydik.
Kendisini beklenmedik biçimde erken yitirince (toprağı bol olsun..) o siteyi iptal etmiş ve şimdiki sitemizi açmıştık (orada yayımlanan yazıları, merhum Acunsal’dan
site şifresini alamadığımızdan, kurtarmak olanağı olmadı..)

Adı geçen makalemizi 6 yıl sonra bir kez daha okumakta yarar var…
Şöyle giriyoruz :

  • “En az 5-6 saattir, 50 m ötede eğlenen Kürt kardeşlerin yüksek sesli müzikleri, bizlere ziyafet oluyor yaz tatili­mizde.. Açık hava diskosundayız. Hiçbir tercih hakkımız sorul­madan. Müzik arası tüm konuşmalar Kürtçe.. Yalnızca 2-3 tane Türkçe türkü söylediler toplam 50-60 parça içinde ve en az 90-100 desibel düzeyinde gürültü tam şu anda bitti (saat 22:30). Gürültü Kontrol Yönetmeliği’ne göre açık alanda en çok 55 desibel ses düzeyine izin verilmesine karşın saat­lerce, Topağaç bölgesinde tüm çevreye  adeta “otantik bir konser yayını yapıldı. Küçük bahçelerinde halaylar çektiler, eğlendiler doyasıya.Yaşasın AB süreci ve de Kopenhag Ölçütleri…”

****************

Devamla :

  • “Fransa milleti değil, Fransız,
  • İngiltere milleti değil, İngiliz,
  • İtalya milleti değil, İtalyan,
  • İspanya milleti değil, İspanyol,
  • Japonya milleti değil, Japon..
  • Amerikalı değil, Amerikan![1]
  • …………………………

Bir ülke adı var, bir de o ülkenin farklı etnik kökenler­den de gelse halkının gönüllü uluslaşması ile ULUS adı! Türkiye’ye çok görülen; kimilerince de Yüce ATATÜRK’ün dahice Ne mutlu Türk’üm di­yene! tarihsel-sosyolojik-doğal sentezine karşı çıkılarak.

Türkiye’li” tuzağının dayatılmak istendiği zavallı ül­kemiz ve de mazlum halkımız. Emperyalizmin halkı birbi­rine düşürerek, sözde azınlıklar yaratarak ulusal bütün­lüğü zayıflatma girişimleri.. Artık sıkmaya başladı, ya­vanlaştı!

Bırakınız artık, insanları birbirine düşmanlaştırarak kadim “böl-yönet”
(Divida et İmpera!) oyunlarını ey Batılı emperyalistler!.

[1] 11 Eylül 2001 İkiz Kule Saldırısı planı tutmuş, ABD yurttaşları Kongre’de
We’re Americans! We’re Americans! diye haykırıyorlardı.. ABD ve çoğu AB ülkesinde, SSCB, Çin, Japonya’da.. pek çok kamusal kurumun adının başında ya
ülke ulusunun adı (British, French, American,  Japanese, Chinese, Russian, German, Indian..) ya da “National”, “Ulusal” sözcüğü yer alır. Bizde bu “Türk”, “Turkish” sözcüğüne karşı kışkırtılan “nefret” nedendir acaba ??!

**************

Ve bağlıyoruz :

İnsanlık onuru kazanacak!..

Bizler örgütlü ve akla-bilime dayalı savaşımı sürdür­dükçe o günler daha yakın olacak.. Belki fukara küsürat ömrümüzde biz görmeyeceğiz, fakat insanlık, bir bütün ve sürekli, değil mi?

Her kuşak, uygarlık meşalesini giderek daha da yüksek burçlara taşımak zorunda
değil mi?

Şanlı Nesimi, Martin Luther, Pir Sultan, Abdal, Giardano Bruno, İbni Haldun,
Galileo Galilei.
.. hep öyle yapma-dılar mı? Canları pahasına, göz kırpmadan! Günümüz anayasaları ne yazık ve ne acı ki, İnsan derisiyle kaplı! (Prof. Tarık Zafer Tunaya; İnsan Derisiyle Kaplı Anayasa, Çağdaş yay. 1979)

Yineleyelim : İnsanlık onuru kazanacak!

Emperyalizm ve sömürgecilik, yeryüzünden yok olacak.
Bizler o za­manlarda, günün yakıcı sorunlarına tarihin derinlikle­rinde kalmış zavallılıklarımız diye bakacağız tatlı tebes­sümler dudaklarımızda..
Anakronik gevezelikler yapıyor olacak kimi okumuşlarımız zaman tunelinde.

İnsanlık  olgunlaşma sürecini tamamlayamadı, üstelik bu çok görece; ama “bebek” hızla, durmadan büyüyor, büyüyecek, büyüyecek..! Eytişimin (Diyalektiğin) gerekirci (Deterministik) tunç yasası böyle yazılı.

**********

Yaklaşık 4 sayfa ve pdf olarak aşağıda sunuyoruz :

Tekirdağ’da Bir Kürt Düğünü, Bir de Sünnet!, 12.07.08

Sevgi ve saygı ile.
21.9.2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net