15 Temmuz : Açık dosya

authorZAFER ARAPKİRLİ

SİYASET15.07.2022, BİRGÜN

Bugün ülkenin dört bir yanında (muhtemelen, aralarında darbenin baş faillerinden birinin kardeşinin de bulunduğu büyükelçiliğimiz de dahil yurtdışı temsilciliklerimizde) anma etkinlikleri yapılacak. Ülkenin tüm cami minarelerinden, “2016’nın o meş’um günlerinde tüyleri diken diken eden” o ünlü salâlar yankılanacak.

Kısacası 15 Temmuz Fetullahçı Darbe Girişimi’ni, millet ve devlet olarak yine “anacak ve kınayacağız”

Ama, bir ülkenin tarihinde böylesine önemli bir dönemeci simgeleyen bir askeri darbe girişiminin, mağdurları tarafından “Allah’ın lûtfu” diye nitelendirilmiş olması nedeniyle, bu tarih o “lûtfa” mazhar olanlar tarafından belki de “anılmaktan” ziyade, “kutlansa” daha uygun kaçmaz mı?

15 Temmuz’u gerçekleştiren ve arkasında ABD ile başka güçlerin de bulunduğundan kuşku duymadığımız “demokrasi ve Türkiye Cumhuriyeti düşmanı FETÖ’cü yapının”, böyle bir harekete kalkışmasına giden yolda kimlerle kol kola yürüdüğünü bilenler için bu önerme hiç de abartılı sayılmamalı.

Arkasında henüz yanıtlanmamış ve demokrasi düşmanı bugünkü rejimden kurtulmadığımız müddetçe yanıtsız kalacağı anlaşılan pek çok soru dururken, bu yıldönümünü “açık ve net değerlendirmelerle” anmak mümkün değildir.

1997 senesinin 28 Şubat’ında FETÖ ve onun temsil ettiği Cumhuriyet ve demokrasi düşmanı dinci – gerici zihniyete karşı uyarıları yapan güçleri “Darbeci” diye niteleyip, o tarihten başlayarak sistematik bir mücadele ile 2002’de iktidara gelip o kesimi tasfiye edenlerin, bizatihi FETÖ-AKP koalisyonu olduğunu unutarak ve unutturarak da bu süreci izah etmek gerçekleri tahrif etmek olur.

Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk vb. kumpas davalarını açan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yıkımı projesinin başlıca aygıtı “FETÖ-AKP Yargısını” dabu oluşuma destek veren her türlü gerici, liberal, liboş, yetmez ama evetçi gücü unutarak da bu meseleyi analiz etmek, aklımızla alay etmek anlamına gelmez mi?

Biz bunları konuşurken, ABD’nin 1999 yılından beri “himayesi altında” tuttuğu Fetullah Gülen isimli demokrasi ve Cumhuriyet düşmanı gerici vaizin, hayatının son günlerini yaşadığı haberleri geliyor. Aynı ABD’nin Donald Trump dönemindeki Ulusal Güvenlik Danışmanlarından (2018-2019) John Bolton’ın, “Bazı yabancı ülkelerdeki darbe planlarına yardımcı olmuş biri olarak” şeklindeki sözleri de bu zamanlamaya tesadüfen de olsa “cuk” diye oturmuyor mu?

Bu tarihsel ve siyasi geri planda değerlendirilmesi gereken 15 Temmuz darbe girişiminin icra aşamasında, aralarında Genelkurmay Başkanı ve MİT Başkanı’nın da bulunduğu pek çok önemli figürün, o gün ve o gece yaptıkları ve yap(a)madıklarının, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı da dahil pek çok önemli siyasi figürün o günkü hareket ve açıklamalarının birbiri ile çelişen unsurlarının da bu “muamma manzarası”na katkıda bulunduğu inkar edilemez. Unutmayın ki, adı geçen şahıslar (demokratik herhangi bir ülkede olması gerektiği gibi) bağımsız üyelerden oluşan bir “milli irade komisyonu” önünde kamuya açık ifade vermemişlerdir.

Sonradan oluşturulan TBMM Soruşturma Komisyonu raporunun açıklanmayıp gizlenmesine karar verilmesi bile 15 Temmuz’un “Açık Dosya” olarak tanımlamasını gerektirecek önemli bir unsurdur.

Daha da ötesinde, bu darbe girişimi bahane edilerek ilan edilen Olağanüstü Hal dönemine sıkışıtırılan 2 kritik genel seçim ve 1 referandumun sonuçları üzerine düşen gölge, bu baskıcı OHAL ortamı kullanılarak, özgürlüklerin askıya alınması, KHK rejimi ile (FETÖ’cülerle aynı torbalara doldurularak) akademi, bürokrasi ve silahlı kuvvetlerde acımasız bir demokrat, aydın, Cumhuriyetçi, solcu tasfiyesi yapılması da, bir darbe girişiminden daha ziyade “15 Temmuz lûtfu” olarak anılabilecek bir olayın, bal gibi “doya doya değerlendirildiğini” göstermiyor mu?

Ezcümle…

Bu “Açık Dosya”daki yüzlerce, belki de binlerce sorunun yanıtlarını almadan, 15 Temmuz 2016 Fetullahçı Darbe Girişimi ile ilgili bir hüküm vermek o kadar kolay değildir. Darbe müteşebbisleri ile ilgili olarak açılan tüm davalar sonuçlanmış, pek çoğu hak ettikleri ağır cezalara çarptırılmış olsa da “mesele”nin bunlarla sınırlı olmadığı gerçeği ortada durmaktadır.

Darbeye kalkışan tüm üst ve orta rütbede askeri personelin, (1997’de haksız olarak darbeci diye nitelenen) 28 Şubat temsilcisi zihniyet tarafından yapılan güçlü itirazlara rağmen “Zamanın FETÖ ortağı” 20 yıllık (bugünkü) siyasi otorite tarafından atanmış olması bile, bu dosyanın “açık kapağının” hâlâ ardına kadar açık olduğunun bir kanıtıdır.

Siz yine törenlerinizi yapın, nutuklarınızı atın, salâlarınızı okuyun, saçma sapan salak tiplere TV’lerde “F-16’lara kafa atma, tank egzosuna atlet tıkama öyküleri” anlattırın ama…

Bunları gizleyemezsiniz.

Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi “harika” bir huyu vardır.

Halkın iktidarında mutlaka ortaya çıkacaktır.

Kuşkunuz olmasın.

15 Temmuz : Açık dosya” hakkında bir yorum

  1. Gönül Pınar Atacı

    ŞAHANE hatta DAHİYANE bir yazı daha. DAHİ gazeteci – yazar sevgili Zafer ARAPKİRLİ’ye bir kez daha en yürekten tebrikler, derin saygılar, en iyi dilekler, yeni başarılar ve konuya ilişkin özel bir adak :

    MİLYONLARCA CANDAN AKAN AL KAN VE GÖZ YAŞI

    İşte 15 ve 20 Temmuz senaryolarına göre oynanmış ihanet oyunu,
    Ve bu ihanetin eski ve yeni, açık ve gizli vahşet ve melanet boyutu:

    14 milyon en doğrudan ve dolaylı mağdur olmuş insan.
    1,5 milyon şüpheli ve şaibeli kadın ve erkek,kız ve kızan.
    508 bin 959 göz altı.
    259 bin 011 damgalı.
    230 bin 255 suçsuz günahsız insana kelepçe.
    135 bin işciye ve memura işden, aş ve ekmekden mahrumiyet.
    103 bin kıza ve kadına hapishane ve işkence.
    17 bin tutuklu bebeğe,çocuğa,anneye,lohusaya,gebeye vahşet.
    16 bin subayı ve astsubayı ordudan çıkarıp kovmak.
    2 bin subaya ve aydına o hayin kumpasları kurmak.
    Bilinir ya da bilinmez on binlerce cinayet olayı,
    Ve milyonlarca candan akan alkan ve göz yaşı.

    Böylesine büyük bir ihanet,melanet ve cinayet düzenini yenmek ve yok etmek,
    Tek ve en geniş bir Hak, Vatan ve Halk Cephesi’nde bir olup savaşmak demek.

    Gönül Pınar Atacı, 10.Ağustos.2019

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir