EĞİTİMİMİZİN HALİ PÜRMELALİ

EĞİTİMİMİZİN HALİ PÜRMELALİ

Dr. Öğretim Üyesi Sakin Öner

Son günlerde yayınlanan uluslararası araştırma sonuçlarında maalesef Türk Üniversitelerinin, Afrika ülkeleri üniversitelerinin gerisine düştüğü görülmüştür. Üniversitelerimizin durumu böyledir de, liselerimizin durumu çok mu iyidir? OECD’nin yaptığı ortaöğretim düzeyindeki (12-15 yaş) düzey belirleme sınavında, çocuklarımız, maalesef sınava katılan ülkelerin son sıralarında yer almaktadırlar. Liselerimiz ve Üniversitelerimizin bu ağlanacak ve utanılacak durumunun nedeni,  ilk ve orta öğretim kurumlarında eğitim ve öğretim düzeyinin çok düşük olmasındandır.

  • Bir ülkenin eğitim düzeyi, o ülkenin öğretmen düzeyi kadardır.

Türkiye’de öğretmen eğitimi, 1848’de Darülmuallimin ve Darülmuallimat ile başlamıştır. Ama 1952’de (AS: 1954’te) Köy Enstitüleri, 12 Eylül 1980’den sonra Eğitim Enstitüleri ve Yüksek Öğretmen Okulları ve 2014’te Öğretmen Liseleri kapatıldı. Bu okulların çoğu yatılıydı. Pedagojik formasyona büyük önem verilirdi. Öğretmen adayları son sınıfta okullarda öğretmenlerinin gözetiminde en az üç ay uygulamalı staj yapılıyordu. Eğitim, gece de deneyimli öğretmenlerin mesleksel anı ve uygulamalarıyla süslenmiş seminerlerle sürerdi. Meslek ruhu, meslektaşlık ruhu böyle oluşuyordu.

  • Bugün ülkemizde öğretmen yetiştiren eğitim kurumu kalmamıştır!

Öğretmenler, Eğitim Fakülteleri ile Fen ve Edebiyat Fakülteleri tarafından yetiştirilmektedir. Bugün üniversiteler, başarısızlıklarının faturasını, liselere çıkarmakta ve liselerin akademik düzeyinin çok düşük olduğunu ileri sürmektedirler. Liseler de buna karşı, okullarındaki öğretmenlerin üniversitelerce yetiştirildiğini öne sürerek faturayı onlara çıkarmaktadırlar.

  • Bir ülkenin eğitim düzeyi, öğretmen kadrosunun düzeyi kadardır.

Nitelikli öğretmen yetiştiremediğimiz sürece üniversitelerimizin akademik düzeyi yükselmeyecektir. Onun için birbirimizi suçlayarak bir yere ulaşamayız.

  • Yapılacak tek şey, Milli Eğitim Bakanlığının bir an önce kolları sıvayıp, öğretmen yetiştirme stratejisini belirleyip işe başlamasıdır.

Bunu yapmak için Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bu ülkenin 170 yıllık bir öğretmen yetiştirme tarihi ve oluşturduğu öğretmen okulu modelleri var. Onları revize edip (AS: gözden geçirip) yeniden yaşama geçirmeliyiz.
==============================
Dostlar,

Yukarıdaki yazıyı bize yollayan sitemiz okuru Sn. Ayhan Baha Tuğsuz’a teşekkür ederiz :
*****
Merhabalar,

Vefa Lisesi eski Müdürü ve değerli bir eğitimci olan sevgili arkadaşım Sayın Sakin Öner in çok önemli bir yazısını dikkatinize sunmak isterim. Kanaatimce konunun tartışılması ve topluma doğru bir şekilde yansıtılabilmesi özellikle öğretmen camiası ve onu temsil eden dernek ve sendikalar aracılığı ile yapılmalıdır ! Maalesef o cenahta hiç hareket yok ve sanki bilerek yapılıyormuş gibi bir kanaatim var ! Umarım ilgili taraflar en kısa zamanda ele alıp, çözüm arayışlarını hızlandırırlar ! Esenlik ve başarı dileklerimle,

Saygılarımla,
Ayhan Baha Tuğsuz
******

Sevgi ve saygı ile. 16 Eylül 2019, Datça

Dr. Ahmet SALTIK​ MD, MSc, BSc​
Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı​ -​ Ankara Üniv. Tıp Fak.
​Mülkiyeliler Birliği Üyesi​​ – Sağık Hukuku Bilim Uzmanı​
www.ahmetsaltik.net   profsaltik@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir