Erken kabullenişteki tuhaflık

Erken kabullenişteki tuhaflık

Çiğdem Toker
Cumhuriyet, 27 Haziran 2018
(AS : Bizim katkımız yazının altındadır..)
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarihsel yapısı, ilkeleri, değerleri, misyonu ve kendisine aidiyet duygusuyla bağlı milyonlarca yurttaş ile ülkenin en köklü ve önemli örgütlü güçleri arasında yer alıyor.

Yönetim sisteminin -yazılı hukuk açısından da- değişeceği ve cumhurbaşkanı adaylarının yarıştığı tarihi 24 Haziran seçimlerinde, milyonlarca yurttaşın bu ölçekteki bir partiden beklentilerini yüksek tutması kadar haklı ve normal bir durum olamazdı.
İyi tasarlanmış, test edilmiş, güven veren ve sağlıklı işleyen bir seçim takip sistemi, bu beklentilerin başında geliyordu. Rejimin otoriterleştiği, koca ülkenin seçim verileri yayınında taammüden (AS: tasarlayarak)tekel konumuna getirilmiş bir haber ajansına mahkûm edildiği bir iklimde, alternatif sistem beklentisi -özellikle 16 Nisan 2017 referandumundan sonra- katlanarak artmıştı.
Önceki çeşitli seçimlerde yaşanmış, iletişim ve koordinasyon kopukluğu gibi gerçekte seçimin seyri ve sonuçları üzerinde belirleyici rolü bulunan temel alanlarda, benzer hatanın tekrarlanmayacağı umudu yüksekti. Zira bu umut bizzat parti yetkilileri tarafından topluma duyurulmuştu.
***
Ne var ki 24 Haziran gecesi, yine bu sistemin nasıl kurulamadığını, nasıl yine iktidar güdümündeki AA mutfağında hazırlanan manüplatif grafiklerin bütün ekranları kapladığını, nasıl alternatif olarak kurulan Adil Seçim Platformu’nun beklentileri karşılayamadığını izledik durduk.
CHP Sözcüsü BülentTezcan’ın iki saat arayla yaptığı açıklamalar arasındaki iddia ve ton farkı da seçimin adil, dürüst geçmesi için gerçekten de aç, susuz ve uykusuz kalan insanları gece karanlığında demoralize etti, hatta ağlattı.

Ciddiye almamak
Tezcan’ın o açıklamayı yaptığı sıralarda, YSK sistemine girilmiş oy oranının AA’nın ekranları dolduran oy oranlarından farklı olması, yurt dışından gelen oyların işlem gördüğü ATO merkezinde oyların sayımının sabahın ilk ışıklarına kadar sürmesi, CHP yönetiminin Cumhurbaşkanlığı seçimini Recep Tayyip Erdoğan’ın kazandığını kabul ettiği dakikalarda, eşzamanlı olarak sosyal medyada bir yerden bir yere taşınan sayısız oy çuvalı fotoğrafının yayımlanması, ne denli iyi niyetli olunursa olunsun, yaşamsal önemdeki bu konunun yeteri kadar ciddiye alınmadığını göstermektedir.
YSK Başkanı Sadi Güven’in sabaha karşı kameralar karşısına çıkıp henüz sisteme girmemiş oyların sonucu değiştirmeyeceğini söylemesine, kurumsal tek bir itirazın gelmemesigerçekten ilginçtir.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dünkü değerlendirme toplantısında sandıklara sahip çıkıldığını açıklayarak bu alanda çaba gösteren bütün gençlere teşekkür etti.
Ancak 24 Haziran seçimleri bu denli kolay kabullenilecek ölçüde normal geçmedi. Bu kolay ve rahat kabulleniş de o yüzden hiç normal değil.
Evet, ana muhalefet partisinin sandıklara sahip çıkma çabasının iyi niyetli ve geniş kapsamlı olduğu bir gerçek. Buna çok yerde tanıklık da ettik. Ancak “sahip çıkma”, sandık başında bulunmak, oyların sayımını izlemek, ıslak tutanak almak, seçim kurullarına götürmekle bitmiyor.

Bir rapor gerekli
Oylara sahip çıkmanın” içinde, o seçimin serinkanlı, yukarıdan bakan bir analitik fotoğraf çekmek olmalı. Eğer bütün sandıklara gidilememişse bunun nedenlerini, bir seçimin dürüst ve adil işlemesini engelleyen, “yaşamın olağan akışına” aykırı bütün durumları saptayıp listeleyecek, gerekirse özeleştiri de içeren bilimsel bir rapor hazırlanmasını, bu ülkenin demokratik değerlere inanan insanları hak ediyor.
O raporda mevcut kapasitenin neye yettiği, nerelerde eksik olduğu, nerelerde hata olduğu, nerelerde “gri alanlar” olduğu ortaya konulmalı ki, aynı hatalar tekrarlanmasın, insanlar hayal kırıklıklarına abone olmasın.
Sözgelimi şu anda milyonlarca insan AA’ya seçenek olarak kurulan ve iddiayla tanıtılan Adil Seçim Platformu’na ne olduğunu, niye iddia edildiği gibi çalışmadığını öğrenmek istiyor. Daha neşeli ve gamsız bir gece geçirmek varken tek bir oyun sayımda doğru okunup okunmadığı için sandık başında tartışmayı seçen delikanlı, evinde doğru düzgün yemek yemek varken, sandık başında İnce’nin tavsiyesine uyarak aç kalan genç kız, Ankara Barosu’nun eğitim merkezinde artan bir üzüntüyle, hazır ettikleri cübbesiyle bekleyen genç avukatlar o gece seçim sonuçlarının neden bu denli erken ve kolay kabul edildiğini bilmek istiyor.
Daha üç gün önce yapılmış iddialı konuşmalar, şefkatli seslenişler, büyük çağrılar, taahhütler bir zahmet hatırlanırsa, bu kolay kabullenişin ikna edici değil, tuhaf göründüğü daha iyi anlaşılacaktır.
=====================================
Dostlar,

Biz 24 Haziran 2018 gece yarısına doğru kuşkuları yazmaya, sorular sormaya, “karanlık alanların” aydınlatılmasını istemeye başladık, sürdürüyoruz..

Ancak ilerleme yok. CHP çok kısaca, “YSK verileriyle bizimkiler örtüşüyor” demekle yetindi. Bu açıklama birtakım politik – matematik analizlere dayanmalıydı, bu yok..

CB adayı M. İnce ise daha da erken, 2 kritik – dev sözcükle teslim oldu/ alındı : “Adam kazandı“!

Sitemizin web sitesinin ve orada erişkesi verilen yazıların ilgililerce ve halkımızca özenle ve bir kez daha okunmasını diliyoruz. İtiraz süresi doluyor.. YSK kesin sonuçları Resmi Gazetede yayınladığında “atı alan bir kez daha ve bir daha gereksinim duymamak üzere Üsküdar’a geçmiş” olacak.

İnsan sormadan edemiyor :
1. Kuzum sizlere ne oldu, afsunlandınız mı, sizi bir biçimde teslim – rehin mi aldılar?
2. Dahası da var : Kuzum siz kimden yanasınız gerçekte??.

Sevgi ve saygı ile. 27 Haziran 2018, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir