Prof. Emre KONGAR : Böyle bir iktidar istemiyorum! (ve çağrışımlarımız)

Böyle bir iktidar istemiyorum!

Emre Kongar

Cahil bir iktidar istemiyorum          :
Çünkü cahil olduğu için “ne bilmediğini” bile bilmez.
Her konuya el atar, iç politikadan dış politikaya kadar her şeyi bozar.

Kaba bir iktidar istemiyorum                 :

İnsan ilişkilerinde kaba olduğu için, herkese kaba muamele eder.
Zarafet, nezaket, terbiye, toplumdan gittikçe dışlanır, insanların birbirleriyle etkileşimleri bozulur.

Saldırgan bir iktidar istemiyorum         :

Saldırgan olduğu için katılmadığı her fikre ihanet olarak bakar.
Hoşlanmadığı her insanı hain olarak niteler.

Yalancı bir iktidar istemiyorum         :
İç ve dış her konuda yaptığını gizleyen, halkına yalan söyleyen bir iktidar,
insanların gerçek yaşamla bağlarını koparır, herkesi hasta eder.

Şeffaflığı ve denetimi yok ettiği için demokrasiyi ortadan kaldırır.

Yağmacı bir iktidar istemiyorum      :

Çünkü yağmacılık sadece doğayı ve tarihi tahrip etmekle kalmaz…
Kentsel alanları da yaşanmaz hale getirir…
Yağmacı zenginleştiğini sanırken aslında herkes yoksullaştığı için
o da herkesle birlikte kaybeder.


Hırsız, rüşvetçi
bir iktidar istemiyorum                :

Halktan topladığı vergilerle yaptırdığı işlerden komisyon alan, kendi halkını soyanlar,
en büyük ahlaksızlardır.

Hem hırsızlık yaparlar, hem de ülkeyi yoksullaştırırlar.
Onlara “rüşvet hırsızlık değildir” diye fetva veren din adamları da en büyük ahlaksızlardır.

Ahlaksızları, ırz düşmanlarını,
çocuk tacizcilerini, koruyan bir iktidar istemiyorum      :
Kendilerinden saydığı insanların ahlaksızlıklarını ve hele çocuklara yönelik suçlarını
örtbas etmek en büyük ahlaksızlık ve suçtur.


Sürekli mağduru oynayan
ama mağrur ve mütekebbir (kibirli) davranan bir iktidar istemiyorum                :

Sanki muhalefetmiş gibi ülkedeki yanlışlardan başkalarını sorumlu tutan bir iktidar olamaz.

Sürekli olarak mağduriyetten söz eden, ama vatandaşlarına tepeden bakan ve “Ben ne yaparsam doğrudur, her yaptığımı kabul ederler” havasında olan kibirli bir iktidar demokratik olamaz.

Lideri partinin, partiyi de
devletin sahibi gören bir iktidar istemiyorum         :

Devlet ile parti ayniyeti demokrasilerde olmaz.
Devletle özdeşleştirilen partiyi tek liderin egemenliğine vermek ise doğrudan
kişisel despotizmdir.

Anayasayı tanımayan, hukuka uymayan iktidar istemiyorum                :
Anayasayı tanımayan, hiçbir yasaya uymaz.
Böyle bir toplumda hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur.

Irk, etnik kimlik, din, mezhep, inanç bağlamında siyaset yapan iktidar istemiyorum    :
Kimlik siyaseti, ayrımcılıktır, toplumu böler, insanları birbirine düşman eder.
Sonunda ülkeyi iç savaşa, bölünmeye kadar götürür.

Nefret söylemi kullanan iktidar
istemiyorum            :

Muhaliflerini belli din, mezhep veya millet kimlikleriyle suçlamak, insanların kimliklerini söylerken önüne “Affedersiniz” sözcüğü koymak doğrudan ayrımcılıktır.
Demokrasilerde yeri olamaz.

Seçmeni terörle tehdit eden ve terör artışıyla oyu yükselen iktidar istemiyorum   :
Terörü, baskısını artırmak için kullanan iktidar toplum için büyük bir tehlikedir.
Çünkü terör cinayetleri ile iktidar baskısı birbirini destekleyen bir sarmal halinde tırmanır ve toplumu çürütür.

Yargıya emir veren bir iktidar istemiyorum            :
Yargı bağımsızlığı, vatandaşların en büyük güvencesidir.
Yargı bağımsızlığı olmayan bir toplum cehennem gibidir.

Temel hak ve özgürlüklere saygısız, baskıcı bir iktidar istemiyorum      :
Çağdaş insan, özgür insandır.
Çağdaş toplum, özgür toplumdur.
İfade, basın, muhalefet özgürlüklerinin olmadığı toplumlar Ortaçağ toplumlarıdır.
Artık kimse Ortaçağ toplumunda yaşamak istemiyor.

Çağ gerisi eğitim yapan bir iktidar istemiyorum                 :
Çocuklarımız en büyük hazinemizdir.
“Biz tarım ülkesiyiz, bizden mucit çıkmaz, ara eleman yetiştiririz” diyenler ve
çocuklarımızı tarikat okullarına teslim edenler geleceğimize de ipotek koyuyorlar.

***
Hiçbir uygar ülke, hiçbir çağdaş toplum, böyle bir iktidara müstahak değildir!

====================================

Ne diyelim Dostlar,

Emre Kongar hocamız, ders verircesine, içi yanan bir aydın olarak isyanını kaleme almış..

Biz de isyan ediyoruz artık…

AKP – RTE iktidarının ülkemize dayattığı deli gömleğine daha fazla dayanamıyoruz.
Rejimin ve ülkemizin hızla normalleşmesi / normalleştirilmesi gerek..
Ne Erdoğan ne de AKP bu yönde umut işaretleri vermiyor ne yazık ki..
Bütün ulusal ve uluslararası çabalara karşın..

İster istemez, üstad Ataol BEHRAMOĞLU‘nun eşsiz dizeleri dilimizden / klavyemizden eşzamanlı olarak dökülüyor..

divider_yesil_fiyonk

 

 

YUNUS GİBİ

Kıran vurdu memleketi
Zalimler hakan olmuştur
Yedikleri yoksul eti
İçtikleri kan olmuştur.

Kula kulluk etmeyenin
Vicdanını satmayanın
Haram lokma yutmayanın
Mekânı zindan olmuştur.

Yalan dolan yazıp çizen
Kudretliye övgü düzen
Dün dinsizim diye gezen
Bugün Müslüman olmuştur.

Emeksiz zengin olanın
Kitapsız bilgin olanın
Sermayesi din olanın
Rehberi şeytan olmuştur.

Haramisi, soyguncusu
Uğursuzu, vurguncusu
Cellat ruhlusu, soysuzu
Bakan, sadrazam olmuştur.

Korkan varsa konuşmaya
Anlam yükleyip susmaya
Gerek kalmadı korkmaya
Çünkü korkulan olmuştur.

Sesime kulak ver gülüm
Tutsaklığa yeğdir ölüm
Nerde varsa böyle zulüm
Çaresi isyan olmuştur..

divider_yesil_fiyonk

 

 

Meşruluğunu yitiren ve zorbalaşan iktidarlara karşı meşru direnme hakkını kullanmak,
temel insan hak ve özgürlüklerinin başında gelmektedir..

AKP – RTE’nin Türkiye’yi ısrarla daha fazla germekten mutlaka ama mutlaka ve
acilen kaçınmasında saymakla bitmez yararlar vardır…

Lütfen artık normalleşin ve ülkeyi normalleştirin..
Yıllardır bunca uyarı yapılıyor.. ders alın, biraz kulak kabartın.. Nefsinizi gemleyin..

Siz hiç Allah’tan korkmaz mısınız???

Sevgi ve saygı ile.
03 Nisan 2016, Ankara


Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir