Günlük arşivler: 15 Ekim 2014

Fazıl Hüsnü Dağlarca’dan KÜRESELLEŞME Şiiri..

Şiir köşesi…

Fazıl Hüsnü Dağlarca’dan KÜRESELLEŞME Şiiri..

Büyük Ulusal / Ulusalcı ozanımız Fazıl Hüsnü DAĞLARCA,
doğumunun 100. yılında anılıyor..

Bu bağlamda bu günkü (15.10.14) anma etkinliğinin duyurusunu sitemizde yaptık..

Ankara Üniversitesi Cebeci Yerleşkesi ATAUM Salonu, saat 14 : 30 – 17 : 00..

Bu arada, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’nda işlediğimiz KÜRESELLEŞtirME ve HALK(ın) SAĞLIĞI derslerimizde (Dönem 1 ve 6) 1 yansımız, Dağlarca’nın son derece ustalıklı şiirsel Küreselleşme tanımını içeriyor. Bunu paylaşalım istiyoruz.. Küreselleşme hakkında binlerce sayfa yazılmıştır kuşkusuz. Fakat şiirin ve şairin gücü aşağıdaki birkaç dizede görülüyor..
Küreselleşme nedir ve gerçekte ne olmalıdır ozan Dağlarca’ya göre??
Lütfen okur musunuz??

Kureseellesme_Madensel_bir_Yurektir_FH_DAGLARCA

 

Seni çok özlüyoruz büyük ozanımız Dağlarca…
Keşke yaşasaydın, günümüzün acı olaylarını, Türkiyemizin derin sıkıntılarını
şiire döküp aynı zamanda o yolla bize yol gösterseydin.. Keşke..

Sevgi ve saygı ile.
15.10.2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

DAĞLARCA 100 YAŞINDA!


DAĞLARCA 100 YAŞINDA!

DAĞLARCA AFİŞ

Dostlar,

Cumhuriyet ozanımız Fazıl Hüsnü Dağlarca‘yı doğumunun 100. yılında anıyoruz..
Duyuru posteri yukarıda..

15 Ekim 2014 Çarşamba günü 14:30 – 17:00 arasında..
Ankara Üniv. Cebeci Yerleşkesi ATAUM Salonunda..

ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ, MÜZİK EĞİTİMCİLERİ DERNEĞİ,
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ, YENİ UMUT YAYINLARI

Düzenleyiciler.. Katılımınızı bekleriz..

Dağlarca için birkaç sözümüz var :

Ozan Dağlarca, ölümünden (2008) 2 yıl önce hastalığı sırasında hastaneye ziyarete gelenlerin hep “geçmiş olsun” demesinden yakınır.. Söyleşiyi yapan gazeteci (Cumhuriyet muhabiri) şaşırır ve “ne demeliydiler?” diye sorar.
Dağlarca’nın yanıtı çok ama çok öğreticidir :
Kimse, Fazıl Hüsnü iyileş de gelecek olsun!” demedi.. der.

Kurtuluş Savaşımızdaki tarif edilmez ağır yokluklar karşısında şu dizeleri yazar :

“Atım acından hasta, çalmışlar kılıcımı
Üşürüm
İçimde silah sesleri,
Sabaha kadar, tövbe tövbe,
Gecelerle dövüşürüm.”

Birbirimizi yaşamamız” sözleri, olabilecek en derin özdeşim = empati çağrısı
ve de tanımı değil mi?

Sevgi ve saygı ile.
11.10.2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Faruk LOĞOĞLU Konferansı “IŞİD GERÇEĞİ”

Faruk LOĞOĞLU Konferansı “IŞİD GERÇEĞİ”

Dostlar,

Bizim onur üyesi olduğumuz YÜKSEK TİCARETLİLER Derneği Ankara Şubesi,

“IŞİD GERÇEĞİ” konulu bir konferans düzenliyor..
15.10.2014 Çarşamba günü saat 16:00’da..
Mithatpaşa Cd. 16 numarada..

İŞİD’in örgütlenme süreci, destekçileri ve bugüne gelmesindeki nedenlerin değerlendirileceği konferans aşağıdaki program çerçevesinde Dernek konferans salonunda yapılacaktır. Katılım ve katkılarınız bizleri sevindirecektir.

Davut Özdemir
Şube Başkanı
YÜKSEK TİCARETLİLER adına

Pogram ayrıntıları için lütfen erişkeyi tıklayınız…

15 10 KONF (AFİŞ) ORTADOGO İŞİD

Sevgi ve saygı ile.
10.10.2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Sabiha GÖKÇEN : Türk’ü Öldürmeden Atatürk’ü Bitiremezsiniz


Türk’ü Öldürmeden Atatürk’ü Bitiremezsiniz!

SABIHA_GOKCEN_ATATURKLE_BIR_OMUR

 

 

Sabiha GÖKÇEN

Atatürk ilkelerinden uzaklaşmayınız,
Çökersiniz, Tutsak olursunuz,
Benliğinizi yitirirsiniz, Susuz, havasız kalırsınız.. Atardamarınız atmaz, İşleyen yüreğiniz durur olur. Ananız, bacınız, kardeşiniz, yavuklunuz, toprağınız, bayrağınız olmaz….

 

Günün ilk ışıkları ilk kez Anıtkabir‘e vuruyor.

Oradan yansıyıp yayılıyor dalga dalga görkemli şehrin üzerine…
Moru sarıya, sarıyı beyaz sarıya götürerek,
Hayat veren bu ışıkların ilk düştüğü yerde,
Bir başka hayat veren yaşıyor…
Tutsak, ezilmiş, sömürülmüş,
İnsanlıktan uzak yaşama terkedilmiş bir ulusu silkeleyen,
Onu şerefli geçmişine yakışır bir yaşam ortamına çeken,
Ona bağımsızlığını tattıran,
Ona özgürlüğün kutsallığını öğreten,
Ona insan olmanın en yüce onuruyla,
Bir başka hayat veren yaşıyor…
Güneş dediniz mi ilikleriniz ısınır,
Ağaçlara su yürür,
Dallar baharlanır,
Cansızlar canlılaşır…
Anıtkabir’de yatanın adını andınız mı da öyle olur işte.
Atatürk dediniz mi, silkinirsiniz, uyanırsınız;
Uygarlığa doğru, kardeşliğe doğru, barışa doğru,
İnsanı insan eden ilkelere doğru,
Aydınlık yarınlara doğru koşarak canlanırsınız…
İkisi de can verendir..
İkisi de hayat verendir..
Biri doğada,
Diğeri düşünde, sosyal yaşamda, ulus bilincinde, yurt sevgisinde..
Ne zaman güneşten yoksun kalsanız önce ürperir, sonra üşür,
Daha sonra sararıp solarsınız…
Çarpıtır sizi güneşsiz olmak…
Hasta olursunuz.
Benliğinizin usul usul yok olduğunu,
Kemirildiğini,
İskeletinizin çöktüğünü hissedersiniz…
Atardamar atmaz,
İşleyen yürek işlemez,
Gören gözler görmez olur.
Yaşayamazsınız güneşsiz bir dünyada…
Bu, öteki için de böyledir. Atatürk için de..
O’nun ilkelerinden uzaklaştıkça,
Aynı toprakta yaşayan,
Aynı bayrağın kutsal sevincini taşıyanlar,
Binlerce,
On binlerce,
Yüz binlerce şehit kanı ile sulanmış olan,
Bu toprakların gerçek değerini bilmez olurlar;
Ayyıldızlı bayrağın kutsallığındaki tada varamaz,
Düşman kesilirler..
Durur damarlarındaki asil kan;
Akmaz olur…
Muhtaç olduğu kudret,
Onu bu ihanetten dolayı terkeder gider…
Soluk alıp verişinde özgürlüğü değil,
Sömürülmeye yönelişi,
Tutsaklığa zincirlenişini yaşar..
Gören gözlerinde alabildiğine uzanan
Kendi yurt toprakları değil,
Ona göz dikmiş olanların
İçeridekilerle işbirliği yaparak yangın yerine çevirdikleri,
İşgal altında bir yıkıntıdır.
İçmek için uzandığı tertemiz suda gördüğü,
Kirli, alçak bir düşman çizmesinin yansımasıdır..
Atatürk ilkelerinden uzaklaştıkça,
Bu gaflet ve dalalete düştükçe,
Görebileceğiniz manzaralar,
Duyabileceğiniz şeyler bunlardır işte…
Karınız, bacınız, ananız,
Sevdiceğiniz size ait değildir.
Evim diyeceğiniz eviniz,
Malım diyeceğiniz malınız,
Yurdum diyeceğiniz toprağınız,
Denizim diyeceğiniz deniziniz,
Özgürlüğüm diyeceğiniz özgürlüğünüz,
Tarihim diyeceğiniz tarihiniz,
Dinim diyeceğiniz dininiz,
Tanrım diyeceğiniz Tanrı’nız,
Bayrağım diyeceğiniz bayrağınız yoktur..
Bu nedenledir ki;
Nasıl güneşsiz bir dünyada yaşayamazsınız,
Atatürk ilkelerinden yoksun bir dünyada da,
Türk ulusu olarak yaşayamazsınız…

Atatürk doğalı bir yüzyıl olmuş öyle mi?
Ya öleli?…
Öleli mi?
Ölür mü insanı, toprağı, bayrağı, uygarlığı, özgürlüğü, bağımsızlığı, onuru biraraya getirenler?
Bunlardan yoksun yaşayanlara taze kan, yürek, bilek, akıl ve irade gücü verenler ölür mü?
Mustafa Kemal’ler ölmez;
Atatürk olup ölümsüzleşirler…
Türkü öldürmeden Atatürk’ü;
Atatürk’ü öldürmeden Türkü öldüremezsiniz evrende…
Bu söz gerçeğin ta kendisidir…
Bizim içerdeki ya da dışardaki düşmanlarımız,
Ne zaman başkaldıracak olsalar,
Önce Atatürk’e dil uzatırlar…
Onu küçük düşürmeye,
Yeryüzünde benzeri olmayan başarısını,
Devrimlerini kötülemeye çalışırlar.
Bunda başarıya ulaşsalar,
Türkü de silerler haritadan..
Ama böyle davranan dilleri koparacak,
Böyle düşünen talihsizlere,
Hak ettikleri dersi verecek kuşaklar yetişmiştir çok şükür…
Onu rahat uyutan,
Onun Cumhuriyeti emanet ettiği gençlerdir..
Bu gençler, bazan on sekizinde çıkar karşımıza,
Bazan yetmişinde..
Yaşları ne olursa olsun,
Yüreklerinde ve kafalarında
Atatürk meşalesi yandığı için gençtirler…

Atatürk uyumaz..
Su uyur, düşman uyur, Atatürk uyumaz..
Nitekim,
Son yıllarda yaşadığımız acı olaylar da göstermiştir ki,
Gerçekten de Atatürk uyumuyor..
Yurdunu,
Ulusunu,
Tüm içerdeki ve dışardaki düşmanlara karşı,
Tek başına,
Bir fikir olarak,
Bir ideal olarak,
Bir yaşam felsefesi olarak bekliyor…

Güneşten uzaklaşmayınız,
Ölürsünüz…
Atatürk ilkelerinden uzaklaşmayınız,
Çökersiniz,
Tutsak olursunuz,
Benliğinizi yitirirsiniz,
Susuz, havasız kalırsınız..
Atardamarınız atmaz,
İşleyen yüreğiniz durur olur.
Ananız, bacınız, kardeşiniz, yavuklunuz, toprağınız, bayrağınız olmaz.. Bunların hiçbiri kalmaz elinizde.
Bırakmazlar size namusunuzu, inançlarınızı,
Yaşam için gerek duyduğunuz şeyleri…
Hiçbirini bırakmazlar size!..
Biliniz ki, Türk’ün en büyük ve tek dostu yine Türktür..
Türkü Atatürk’le, Atatürk’ü Türkle yaşatınız..
Bu görev sizin…

Sabiha GÖKÇEN; Atatürk’le Bir Ömür – 1981

=============================================

Dostlar,

Bu güzelim içeriği paylaşan Sn. Fevziye Göl arkadaşımıza teşekkür ederiz.
Doğallıkla öncelikli teşekkür, Yüce Atatürk’ümüzün manevi kızı,
ilk kadın pilot merhum Sabiha Gökçen‘e..

Sevgi ve saygı ile.
15.10.2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

Naci BEŞTEPE : ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 15 Ekim 2014

 

 

 

 

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 15 Ekim 2014

portresi_kucuk

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

 

KUTLAMA (İĞNESİZ)

Bölücü BDP’lilere

  • “Size Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yıkılmayacağını, parçalanmayacağını öğreteceğiz.”

diyen Diyarbakır Emn. Md. lüğü Güvenlik Şb. Md. Lütfü ÇİÇEK’i alnından öpüyorum.

AKP’LEŞME

Kılıçdaroğlu, Cemaatten sonra AKP’nin bıraktığı yerden PKK’ya da sahip çıktı.
Y-CHP’den Y-AKP’liğe …

UYANIK

PKK’nın TSK’dan isteği,”Ayn-el Arab’ı IŞİD’den kurtar, PYD’ye teslim et.”
Anan güzel mi?..

LİDER

ABD basınından : ”Erdoğan liderden başka her şey”
Günaydııınn  Amerika…

PARALEL

Cumhuriyet Gazetesi’nin PKK vandallığına bakışı Öcalan gibi;
Jitem devrede”
Özgür Gündem’e paralel…

BARIŞÇI

HDP (PKK)’li S. Tuncel, ”Savaş değil barış istiyoruz ama, silah yardımı yapılsın..”
Barış içinse silahı nereye koyacaksınız?

BULURSAM

S. Tuncel şiddet olayları için ”provakasyon” dedi.
Provakatörü bir bulursam…

DENSİZ

CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi T. AYDOĞAN,
Türklerin soykırım yaptığını düşünüyormuş.
Düşün düşün, b.ktur işin…

HHY

THY uçakta abdesti serbest bıraktı.
Helal Hava Yolları (HHY)

GÖRGÜSÜZ

Abdullah Gül kendine 55 koruma, 45 hizmetli ve 18 araç tahsis etmiş.
Görmemişin oğlu olmuş…

FOTOĞRAF

RTE, “250 bin kişinin katili ile kimlerin resim çektirdiğini sizler çok iyi bilirsiniz.”
Elbette. Siz ve eşiniz…

BÖLÜCÜ

AKP Cumhurbaşkanı RTE’nin Bayburt mitinginde kadın ve erkekler ayrıldı.
Bölmekte ustalaştı…

TEMİZ

Orgeneraller sabıkalı iken Karayılan’ın sicili temiz çıktı!
Kandil’in havasından…

HAYIR

Emine Erdoğan’ın yengesinin vakfına kaçak okul yapan Rıza Zarrab için
“hayırsever” sıfatı kullanıldı. Kirlenmedik sıfat bile kalmadı…

KAPIŞIN

Ülke toz duman, Bakanlar Kurulu Etiler’deki kupon arazileri görüştü.
Soruna bakan değil, kupon kapmaya bakan bakanlar…