TTB BASIN AÇIKLAMASI : Sağlığımız Tehlikede

Dostlar,

Bizim de Ankara Tabip Odası üyesi olarak katıldığımız önemli bir basın açıklamasını paylaşmak istiyoruz..

Sağlık Bakanlığı’nın yeni Torba Yasalarından biriyle daha yüz yüzeyiz..

Tam bir deli saçması.. Yinelemeye girmemek için içeriğe değinmeyelelim..

Basın açıklamasını dehşetle okuyoruz..

Sevgi ve saygı ile.
4.12.13, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

======================================

TTB_logosuSağlığımız Tehlikede!

TTB  BASIN AÇIKLAMASI, 30 Kasım 2013

Sağlık alanı sürekli değiştirilen düzenlemeler ve getirilen torba yasalarla alt üst ediliyor.

Her yeni düzenleme bir öncekiyle yarışırcasına hekimlik mesleğinin özüne zarar veriyor, yurttaşların ücretsiz, nitelikli sağlık hizmeti almasını olanaksız hale getiriyor.

Şimdi bir torbayı daha evirip çevirip önümüze koyup, hekimliği doğduğu topraklara gömmeye çalışıyorlar. İstanköy’lü Hipokrat’ı, Bergamalı Galenos’u bu topraklardan kazıma gayreti içindeler.

“Tam Gün” Özele Hoca Pazarlama Noktasına Gelmiştir

Yıllardır hekimleri, hekim örgütünü, sağlık çalışanlarını dikkate almadan yapılan
“tam gün” düzenlemelerinin gerçek amacı açıklıkla ortaya çıkmıştır. Niyet tam gün değildir. Hekimlerin tek bir işte çalışarak insanca yaşayacakları bir düzen kurmak değildir. Muayenehane dışında her şey serbesttir, yeter ki emek sömürüsü işlesin, katmerlensin. Yurttaşları “muayenehane çilesinden kurtaracağız” diyenler sağlığı büsbütün paralı hale getirmekte, üstelik hem üniversitelerde hem de özel hastanelerde hastaların ödediği paranın yarısına el koyup kar etmeyi istemektedirler.

Devlet bırakın sağlığı yurttaşlara hak olarak ücretsiz sunmayı, yurttaşların cepten ödemek zorunda bırakıldığı sağlık hizmetinden kar eden, hocaları özel sektöre pazarlayan bir tüccara dönüşmektedir. Artık yurttaşlarımız için hocalara muayene olup tedavi olabilmenin yolu ya üniversitelerde ya da özel hastanelerde cepten daha çok para ödemektir. Üstelik özele pazarlanacak hekimlere Sağlık Bakanlığı hastanelerindeki hocalar da dahil edilmektedir.

İnsanlık Yararına Sağlık Hizmeti Suç Olabilir mi?

“Ruhsatsız sağlık hizmeti sunma” adı altında bir suç tanımlanıp mesleğini
hiçbir çıkar gözetmeden uygulamaya çalışan hekimler, 3 yıla kadar hapse atılmakla tehdit edilmektedir. Öylesine bir kindir ki, 20 bin güne kadar da adli para cezası tanımlanmakta, günlük yüz TL’den hesaplanırsa 2 milyon TL’yi bulan cezalar verilebileceği hesaplanmaktadır.

Hekim olmayan kişilerin hekim gibi sağlık hizmeti vermesi zaten suçtur, cezası kanunla düzenlenmiştir. Onun için bu ceza hiçbir özel hastane patronuna, uluslararası sermaye zincirine, baskıcı hastane yöneticilerine bağlı olmadan, mesleğini özgürce, yalnızca insanın yararını merkeze alarak, gezi eylemlerinde olduğu gibi halkın yararına
icra etmek isteyen, hastasının mahrem bilgilerini saklayan hekimleredir.

Böylesi bir ceza hekimliğin evrensel ilkelerine aykırıdır, bu nedenledir ki
uluslararası hekim ve insan hakları örgütlerinin tepkisini çekmektedir.

Dayak Yemeğe Devam Düzenlemesi

Türkiye resmi olarak, günde 30 sağlık çalışanının şiddete uğradığı bir ülkedir.
Şiddeti önlemeye katkısı olacak, caydırıcılığı olan bir yasa çıkarılması acil ihtiyaçtır.
Bu ihtiyaç, TBMM’de kurulan Sağlık Çalışanlarına Yönelik Artan Şiddeti Araştırma Komisyonu raporunda da tanımlanmıştır. Gelin görün ki, bu torba yasa içinde
mevcut duruma katkı sunmayan, sağlıkta şiddeti sağlık ortamının sorunu değil de
sağlık personelinin bireysel sorunu gibi gören; ağır yaralanma ve ölüm durumlarında zaten mümkün olan tutuklama tedbirinin uygulanacağını tekrar eden bir düzenleme
teklif edilerek adeta göz boyanmaktadır.

Sağlık Bakanı’nı samimiyete davet ediyor ve sesleniyoruz: Bu ülkenin dört bir yanında dayak yiyen sağlık çalışanları sizden şiddeti önleyecek gerçek bir düzenleme beklemektedirler. TTB olarak size bunu sağlayabilecek bir teklif sunduk,
acilen hayata geçirilmesini bekliyoruz.

Sülük Tedavisine Sertifika Tanımlayanlar
İşçi Sağlığından Sertifikayı Kaldırıyorlar

Geleneksel, alternatif, tamamlayıcı tıp adı altında yönetmelik hazırlayanlar,
sülük tedavisini, hacamat etmeyi sertifikaya bağlayanlar işçi sağlığı söz konusu olduğu zaman bunun ayrı bir disiplin olduğunu unutmakta, işyeri hekimliği sertifikasını
pek çok işçi sağlığı hizmetlerinden kaldırmaktadırlar.

İş kazalarında, meslek hastalıklarında sicili bozuk bir ülkenin işçi sağlığına böyle yaklaşması önümüzdeki dönem yaşayacağımız daha karanlık tabloların habercisidir.

Hacamata Muayenehane Serbest Bilimsel Tıbba Yasak!

Sağlık Bakanlığı, üç yıldır, sağlık tacirleri karşısında kendi diplomalarıyla bağımsız çalışmak isteyen hekimlere ruhsat vermemekte, binbir hukuksuz engel çıkarmaktadır. Yargı kararlarını uygulamamakta, mesleğini bilimsel olarak yapmaya çalışan hekimlere taşeron şirketlerde, özel hastanelerde emek sömürüsü altında çalışmayı dayatmaktadır. Şimdi de, hukuksuz olarak ruhsat vermediği hekimleri hapse atmakla tehdit etmektedir. Öte yandan Bakanlık başka düzenlemelerle hacamat gibi tedaviler için açılacak yerleri ruhsatlandırmaya çalışmaktadır. Mesleğini bilimsel tıbbın içinde bağımsız olarak uygulamak yasaktır, “alternatif” işler serbesttir.

  • Sülük yapıştırmak serbesttir, hacamat etmek serbesttir, cerrahın, çocuk hekiminin, dahiliye uzmanının mesleğini serbest icra etmesi yasaktır!

Bürokrasi Profesörlerine Özel Yasa

Kamuoyunun tepkisini çeken üniversiteye uğramadan “jet profesör” olma uygulaması yasallaşmaktadır. Profesör olmak için üniversitede fiilen çalışma zorunluluğu kaldırılmakta, Sağlık Bakanlığı’nda CEO olarak çalışırken, hastane yöneticiliği, başhekimlik yaparken profesör olunabilmesi yasallaştırılmaktadır.

  • Sağlık Bakanlığı Bürokrasi Üniversitesi kurulmuş bulunmaktadır. 

Bu Üniversitede akademisyen olmak için öğrenci, asistan yetiştirmeye gerek yoktur, siyasi yandaşlık yeterlidir! Zaten bu profesörler tüm Bakanlığı sarmış durumda olup, şimdi gereği yapılmaktadır.

Acil Servisler İçinden Çıkılmaz Hal Almıştır

Sağlık Bakanlığı acil servislerde ne yapacağını bilemez duruma gelmiştir.
Bir yandan alanın dışındaki uzman hekimlerle durumu idare etmeye çalışırken
şimdi de aile hekimlerini ayda en az iki kez acil nöbeti tutmaya zorlamaktadır.
Aile hekimliği ile uzaktan yakından ilgisi olmayan uygulama bir de “aile hekimlerinin mesleklerini unutmamaları için gerekli” ilan edilmektedir!

“Çalıştığın Yerden Bir Yere Ayrılma” Yasası

Daha önce Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği ikamet mecburiyeti düzenlemesi
başka adla yeniden getirilmektedir. Ortaçağda kralların serflere, kölelere dayattığı düzenleme Sağlık Bakanlığı tarafından sağlık çalışanlarına dayatılmaktadır.

Zorunlu Hizmet Sadece Bu Ülkede Okuyup Yurttaşa Hizmet Edene Var!

Tıp fakültesini yurt dışında okuyan ya da bir biçimde yurt dışında çalışmış olanlara mecburi hizmet muafiyeti getirilmektedir. Adeta çok çalışıp tıp fakültesini Türkiye’de kazanarak okuyanlar, bir yere ayrılmayıp bu ülkenin insanlarına hizmet edenler cezalandırılmaktadır. Kimleri kayırmak için çıkarıldığını bilemediğimiz bu düzenlemenin iktidar partisinin baştan söz verdiği biçimde yapılmasını,
mecburi hizmetin tümden kaldırılmasını talep ediyoruz.
Çalışmak mecburi değil, gerekli özendirici düzenlemelerle gönüllü hale getirilmelidir!

Türkiye Sağlık Ortamının Derinleşen Yaralarına Bir Merhem Yok

Bu Torbada da tıp eğitimindeki bozulmadan asistanların sorunlarına,
kurum hekimlerinden emekli hekimlere kadar yaşanan ücret adaletsizliğine,
performans sisteminin yarattığı tahribattan taşeronlaşmaya kadar sağlık alanında derinleşmiş yaralara merhem olacak bir düzenleme bulunmamaktadır.

Türkiye’nin dört bir yanından gelen hekimler olarak Sağlık Bakanlığı’na sesleniyoruz:

Mesleğimize, işimize, iş güvencemize, halkın sağlık hakkına sahip çıkmaya
devam edeceğiz.

Hekimlik andı bu topraklarda yazıldı,
binlerce yıl sonra bu topraklara gömülmesine izin vermeyeceğiz.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi 

TTB BASIN AÇIKLAMASI : Sağlığımız Tehlikede” hakkında 4 yorum

  1. Ahmet Ülkü Aktuğ

    Allah size, mutlaka EMANETLERİ EHİL OLANLARA VERMENİZİ ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi EMREDER. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah, her şeyi işitendir; her şeyi görendir. [Nisâ, 58]

    Başka söze ne hacet……..herşey açık………….

    Cevapla
  2. Ahmet Ülkü Aktuğ

    Allah size, mutlaka EMANETLERİ EHİL OLANLARA VERMENİZİ ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi EMREDER. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah, her şeyi işitendir; her şeyi görendir. [Nisâ, 58]

    Başka söze ne hacet……..herşey açık………….

    Cevapla
      1. Ahmet Ülkü Aktuğ

        Saygıdeğer Hocam,

        Yaşım 70 i geçik şu anda…Kalbin tüm ana damarlarının değiştirildiği bir ameliyattan 1 ay kadar önce kalktım.Henüz kendime gelebilmiş sayılmam….Evde idare ediyorum..Dr.larım verdikleri bilgi 3 aydan önce kendine gelemezsin….ona göre davran dediler…varis çorabı-en az iki ay,göğüs koruması 3 ay takılacak…en basiti…
        AKSİ VE HAKSIZLIKLARA TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜM NEDENİYLE…..konuşmamı bile kısıtladılar…ama bilgisayardan haberleri yok…..

        Kusura bakmazsanız……Allah’ın Kur’an-da emrettiği nedir başlıklı yazımı ekliyorum..İnnallahe yemürü…..Allah emreder ki..demek….bu sözle başlayan iki ayet var …başka bu deyim geçmez…Nisa-58, nahl-90….bir de ayni anlamda Hud-112…festekım kema ümirt…emrolunduğun gibi dosdoğru ol….O da peygamberin kendisine ve beraber olduklarınadır…
        Dinim İslam deyip Peygamber-le birlikte olmayı arzu eden bu emirden kaçar mı?Ya da dikkat etmez mi?
        Emanetin ehline verilmesi ile ilgili bir sürü hadis de rivayet edilir…Bu insanlara şaşıyorum…Kur’an ben herşeyi açıkladım diyor,Allah’tan başka hadis söyleyen kim diyor….Onlar yine nerede kim söylemiş belli olmayan pekçoğu uydurma sözlerin peşine takılıyor…Görmesem duymasam inanmayacağım…..pek muhterem(!) Hoca-efendi-ne demekse-leri de (Kur’an Müslümanlığı diye birşey çıkmış )diyor…Akıl yoksa yapacak bir şey yok….Şerlerinden ancak ALLAH KORUR..O’ NA SIĞINIRIM…
        Selam ve sevgiler..HER ŞEYİNİZ YETERLİ OLSUN

        http://dersitamam.blogspot.com/2007/11/dostlara-mektuplar-5.html
        09 KASIM 2007
        DOSTLARA MEKTUPLAR-5-KURAN’DA EMREDİLEN NEDİR
        KURAN’DA EMREDİLEN NEDİR ?

        Kuran devamlı olarak öğüt-nasihat olduğunu tekrarlar…Tüm meallerde bunu görebilirsiniz.Bazıları işlerine geldiğince bu öğüt-nasihatlara farz-sünnet-vacip gibi vasıflar yükleyerek tasnif etme yoluna gitmiş;çoğu insanlar da bu konuda fazla düşünmeden alimlerdir-söyledikleri doğrudur diyerek tartışmadan-araştırmadan kabul etmişler….Tabii bu arada haram-helal ayrımı da bu şekilde tesbite kalkışılınca söylenenlerin hangisi gerçek –kim doğruyu söylüyor belirsiz hale gelmiş…
        Aslında Kuran sizinle konuşur…Okumasını bilirseniz…Öğüt-nasihat tutulursa elbette iyidir.Kişisel sorumluluk zaten ondandır.Tutarsanız kazanır,tutmazsanız sonucuna katlanırsınız.Bu iş çocuğunuza verdiğiniz nasihatta bile böyledir…
        Yaptığım araştırmada Kuran içinde YARADAN tarafından EMREDER şeklinde ve anlamında sadece iki ayet buldum…..Üçüncü emreder sözü Peygamber’e ve O’nunla birlikte olanlara…tabii Peygamber ile birlikte olmak isteyenleri de katmak gerek….O sözü kendi üstüme de aldığım için elbet o emre uymayı da görev sayarım…..Zaten babamın tek nasihatı da o idi…..Bu Hud süresi 112. ayet….

        Hud-11-112-Festekım kema ümirte ve men tabe meake ve la tatğav innehu bi ma ta’melune besıyr

        Ali Bulaç-112- Seninle birlikte tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru davran. Ve azıtmayın. Çünkü O, yaptıklarınızı görendir.
        Diyanet Vakfı-112. O halde seninle beraber tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Aşırı da gitmeyin. Çünkü O, sizin yaptıklarınızı çok iyi görendir.
        Edip Yüksel–112. Emredildiğin gibi dosdoğru ol, seninle beraber yönelmiş olanlarla birlikte… Aşma ve azgınlaşma. O, sizin yaptıklarınızı Görendir
        Elmalılı Hamdi Yazır-112-Onun için emrolunduğun gibi doğruluk et; sen ve beraberinde tevbe edenler de böyle olsun ve aşın gitmeyin! Çünkü O, bütün yaptıklarınızı görür.
        Süleyman Ateş-112. Öyleyse emrolunduğun gibi doğru ol; seninle beraber tevbe edenler de (doğru olsunlar), aşırı gitmeyiniz! Zira O, yaptıklarınızı görmektedir.
        Yaşar Nuri Öztürk-112 O halde sen, emrolunduğun gibi dosdoğru yürü! Seninle birlikte tövbe edenler de… Sakın aşırılık edip azmayın! O, yapmakta olduklarınızı görüyor.

        Dosdoğru olmak için ne yapmanız gerektiği de devamında açıkca belirtilmiş…..Uymak ya da uymamak size ait…sorumluluk da…
        Bu arada elbet MÜLK-67 nci sürenin 2 nci ayetini hatırlamakta yarar var :

        Elleziy halekalmevte velhayate liyebluvekum eyyukum ahsenu ‘amelen ve huvel’aziyzulğafuru.
        Ali Bulaç- O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır.
        Diyanet- O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır.
        Elmalılı- O ki, ölümü ve dirimi yarattı, sizi imtihana çekip hanginizin davranış bakımından daha güzel olduğunu bildirmek için. O öyle güçlü, bağışlayandır
        Edip Yüksel- Hanginizin daha güzel işler yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, Üstündür, Bağışlayandır.
        S.Ateş- O, hanginizin daha güzel iş yapacağınızı denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstündür, bağışlayandır.
        Y.N.Öztürk- Hanginizin daha güzel iş yapacağını belirlemek için sizi imtihana çekmek üzere ölümü ve hayatı yaratan O’dur. Azîz’dir O, Gafûr’dur.

        Aslında mesele bu kadar basit…..kim iyi amel yapacak….??….iyi amelin temeli de emir kipi taşıyan dosdoğru olmak…Elbet Peygamber’e verilen emir O’nunla beraber olmak isteyenleri de içine alır..Yoksa kişi istemedikçe bu emri dikkate almasına da gerek olmaz….
        Almanya dönüşü Mehmet Akif, sorulan Almanya’yı nasıl buldunuz sorusuna “yaşayışları dinimiz,dinleri de yaşayışımız gibi” derken bunu kastediyordu….çocuklarına verdikleri ilk terbiye YALAN söylenmemesi gerektiği idi…
        Bunu olmazsa olmaz doğruluk şartı saymak da olası……hiç değilse yalan söylemeye mecbur gibi hissettiğinizde ise susmak….yalan konuşmaktansa daha iyi…ki örnekleri çoktur…Bazıları ata sözü diye “susmak ikrardan gelir” deseler de…
        Bilal-i Habeşi Peygamber’imizin yeryüzünden ayrılışından sonra hiç ezan okumadı…Sorulduğunda neden ezan okumadığını açıklamadı..sustu…Herkes hala….çok seviyordu…O’nsuz ezan okumak ağır geliyordu….onun için okumadı dediler ve devam ediyorlar….Ama KIYAMETE KADAR geçerli olan KURAN içinde EZAN olmadığını hiç dikkate almıyorlar….Hele düşünün…..Kuran dışında hiçbir şeyi kayıt altına aldırmayan PEYGAMBER neden EZAN-ı bile kayda geçirtmedi….Cahillerden olmaktan YARADAN’A sığınırım……
        Gelelim diğer emreder denilen ayetlere…..

        Nisa-58- İnnellahe ye’müruküm en tüeddül emanati ila ehliha ve iza hakemtüm beynen nasi en tahkümü bil adlv innellahe niımma yeızuküm bih innellahe kane semıam basıyra

        Bulaç-58- Şüphesiz Allah, emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah, işitendir, görendir.
        Diyanet-. 58-Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür
        Yüksel-58 ALLAH emaneti sahiplerine vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. ALLAH size ne güzel öğüt veriyor. ALLAH İşitendir, Görendir.
        Elmalılı- 58-Haberiniz olsun ki, Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz vakit adaletle hükmetmenizi emrediyor. Gerçekten Allah size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah işiten ve bilendir.
        Ateş-58- Allah, size emanetleri ehline vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size böylece ne güzel öğüt veriyor. Doğrusu, Allah işiten, görendir.
        Öztürk-58 Şu bir gerçek ki, Allah size emanetleri, onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah size bu şekilde ne güzel öğüt veriyor. Allah Semî’dir, çok iyi duyar; Basîr’dir, çok iyi görür.

        Nahl-90-İnnellahe ye’müru bil adli vel ıhsani ve ıtai zil kurba ve yenha anil fahşai vel münkeri vel bağy yeızüküm lealleküm tezekkerun
        Bulaç-90- Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan (fahşadan), kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz.
        Diyanet-90. Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.
        Yüksel-90. ALLAH adaleti, iyilik yapmayı ve akrabaya yardım etmeyi emreder. Kötülükten, fenalıktan ve azgınlıktan ise sizi meneder. Öğüt almanız için sizi böyle aydınlatır.
        Elmalılı-90-Haberiniz olsun ki Allah, size adaleti, iyi davranmayı ve yakınlara yardımda bulunmayı emrediyor; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı yasaklıyor; dinleyip anlayıp tutasınız diye size öğüt veriyor.
        Ateş-90. Allah adaleti, ihsanı, akrabaya vermeyi emreder, fahşa(edepsizlikten)dan, münker(fenalık)den ve bağy(azgınlık)den meneder. Öğüt almanız için size böyle öğüt verir
        Öztürk-90 Şu bir gerçek ki Allah; adaleti, iyi ve güzel davranmayı, akrabaya vermeyi emreder. Tüm pisliklerden/edepsizliklerden, kötülükten, azgınlık-doymazlık ve kıskançlıktan yasaklar. Düşünüp ibret alırsınız ümidiyle size öğüt veriyor.

        Her şey apaçık değil mi..??…Başka söze gerek var mı ?

        Bilmem anlatabildim mi…..?

        Tekrar edeyim……emir adalet ve emanetin ehline verilmesidir….akrabaya vermek de başkasının kesesinden değil herhalde….makam ve mevki paylaştırmak hiç değil…

        TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN KURULUŞUNUN 84 NCÜ KURULUŞ YILDÖNÜMÜNDE TÜM YÖNETEN VE YÖNETİLENLERE İTHAF OLUNUR…

        HATIRLATAYIM…….
        Hiçbir tutarlı kanıta dayanmayan birtakım geleneklerin, boş inançların korunmasında ısrar eden milletlerin ilerlemesi çok güç olur; belki de hiç olmaz. Geleneklerin kayıt ve şartlarını aşamayan uluslar, yaşamı, akla ve gerçeklere uygun olarak göremez. Böyle uluslar, yaşama geniş açıdan bakan ulusların egemenliği ve boyunduruğu altına girmeye mahkumdur .
        İnsanların yaşamına, çabalarına egemen olan güç; yaratma, yeni bir şey bulma yeteneğidir. (ÂFETİNAN, A., Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, İş Bankası Yayınları, s.272)

        Biz, ilhamlarımızı, gökten ve bilinmeyenden değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz. (1937, Ankara) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. I, Ankara, 1997, s. 423)

        ATATÜRK’ÜN SEÇİLMİŞLERDEN OLDUĞUNA TEK KANIT OLSA YETER BU SÖZ…..”hiç bir tutarlı kanıta dayanmayan birtakım geleneklerin,boş inançların korunmasında ısrar eden milletlerin…”

        Buyurun size yine Mülk süresinden örnek……Türkiye de Dünya da bugünlerde su meselesinde çıkan problemlere çare arama derdinde….işte ayet :

        67-Mülk-30 ncu ayet:

        30-Kul ereeytum in asbeha maukum ğavren femen ye’tiykum bimain me’ıynin.

        30- De ki: ‘Haber verin; eğer suyunuz yerin dibine göçüverecek olsa, bu durumda kim size bir akar su kaynağı getirebilir…..

        tüm meallerde aynı ya da benzer ifadeler….

        KENDİNİ BİLMEYEN-EMANETİN NE OLDUĞUNU İDRAK EDEMEYEN İNSAN NE ZAMAN CAHİLLİK VE ZALİMLİKTEN KURTULACAK…??????…33-AHZAB-72 NCİ AYET…

        YANITINI BENİ İZLEYENLERİN BİLMESİ GEREK….DEVAMLI SÖYLEDİĞİM..HATIRLATTIĞIM….YUNUS SURESİ 100….
        .
        10-100-Ve ma kane li nefsin en tü’mine illa bi iznillah ve yec’alür ricse alelleziyne la ya’kılun.

        100 Allah’ın izni olmadıkça hiçbir benlik iman edemez. Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır.

        YARADAN’IN emrini görmezden gelip boş inançların peşinden koşarsanız ve buna da aklı kullanmak derseniz başınıza geleceğe katlanmak zorunda kalırsınız…

        SELAM SEÇİLMİŞLEREDİR….SELAM VE SEVGİLER….KOYUN OLMAYANLARA..VE UYUMAYANLARA….
        lastrule-lastfriend tarafından gönderildi @ 11:29 0 yorum bu

        Cevapla

Ahmet SALTIK için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir