Mümtaz Soysal : HASTALIK..

Mümtaz SOYSAL

HASTALIK…

Bir Amerika kasabasında altı öğretmeni ve ardından yirmisi kendi okul arkadaşı çocuklar olmak üzere 27 kişiyi öldüren gencin yarattığı şokun etkisi hâlâ sürüyor.
Bu tür çılgınlıkların ilki de değil bu. Yalnız dünyanın en güçlü ülkesinde değil, başka yerlerde de böyle olaylar çoğalmaya başladı; ama bunları akla yakın nedenlerle veya toplumların şu ya da bu nedeniyle açıklayabilmek hayli zor. Şu günlerde “Silah taşıma özgürlüğünü anayasal hak olarak vatandaşlarına tanıyan bir ülkede elbet bunlar olur” diyenler bile var ama, başka toplumlarda benzerlerine rastlandığı için bu olayı da çağın psikolojik hastalıklarından biri sayanlar daha çok. Failin soyadının“Lanza” oluşuna bakıp “Zaten gangsterlerin çoğunluğu İtalyan asıllı olanlardan çıkmıştı” türünden saçmalıklar da artık para etmiyor.

Düşünün ki, yıllar önce bizim fakültede ders vermeye gelmiş İtalyan kökenli Amerikalı profesörün soyadı da Lanza’ydı ve A klavyeli daktilo makinesinin on parmakla yazmaya uygun olmadığını görüp uzun bir araştırmadan sonra F klavyesine geçişimizi sağlayan
O olmuştu! Şimdi, 27 kişiyi öldüren Lanza’yla o Lanza aynı kefeye konur mu?

Zaten, failin ırkına bakılmaksızın, cinayet cinayettir ve şu ya da bu nedenle can almak hep suçtur. Ceza hukuku, ruh sağlığının bozukluğu gibi birtakım hafifletici nedenlerden söz eder ama bunların bir kısmını anlamak ve hafifletici neden saymak pek kolay değil. Toplumumuzdaki bazı kadın cinayetlerinin işleniş tarzlarındaki şiddeti tasavvur etmek bile zor. İnsanlar kendilerince haklı buldukları öldürme nedenleri ne olursa olsun,
bir süre önce sevdikleri, hatta aile kurdukları bir kadını nasıl öldürebiliyor ve hele bununla da yetinmeyip kurban keser gibi nasıl boynunu kesebiliyorlar?

Hele birlikte aynı yastığa baş koyulan ve çocukların anası olduğu bilinen bir kadının.

Başka toplumlardaki bazı cinayetlere “hastalık” tanısını kolayca koyarken,
kendi toplumumuzdaki kadın cinayetlerinin bu yönünü düşünmeden duramayız.
Birbirine benzer örneklerin çoğalması korkunç bir ilkelliğin ve vahşetin habercisi sayılır.

Bizde böyle bir gidişin özellikle bu yönü gelecek kuşaklar için genellikle sanılandan
çok daha endişe verici değil mi?

============================================

Dostlar,

Üstad Prof. Soysal, bilindiği gibi seçkin bir Anayasa Hukuku uzmanıdır.
Paris’te Ermenilerin Türkiye karşıtı (aleyhine) saldırı davalarda birkaç onyıl önce, ülkemizi Fransızca (hoca Galatasaray Lisesi bitirenidir) olarak yetkinlikle savunmuş ve davaları kazanmamızı sağlamıştı.

(15 Temmuz 1983 günü Paris yakınlarında Orly Havaalanında THY bürosu önünde patlayan bir bomba dördü Fransız, ikisi Türk, biri Amerikan ve biri İsveçli olmak üzere sekiz kişinin ölümüne ve altmış dolayında kişinin de yaralanmasına yol açtı.
Sanık olarak tutuklanan ASALA örgütü mensupları 19 Şubat-2 Mart 1985 arasında yargılanan sanıklardan biri ömür boyu olmak üzere ağır hapis cezasına çarptırıldılar.)

Oysa bu yurtsever ve çok nitelikli aydın, 12 Mart 1971’de SBF (Mülkiye) Dekanı iken gözaltına alınmış ve Mamak askeri cezaevinde, öğrencilerinin gözü önünde “dövülmüştü”.

  • .. Bakın, biz sizin hocanızı da döveriz.. denilmekteydi Mülkiye öğrencilerine..

Bu anlatım, sormamız üzerine, hocanın bize, Zonguldak’ta bizim oturum başkanı olduğumuz bir panelde, arada ikili söyleşimizde doğrudan aktarımıdır.. Mümtaz
Hoca, bu kurgunun öğrencilerine gözdağı amaçlı olduğunu da bize belirtmişti..
(Panel : Küreselleşme ve İşçi Sağlığı, Zonguldak Karaelmas Üniv., 24.09.03)

Mümtaz hoca, 80’ini aşalı birkaç yıl oldu.. Halen 4 kitap yazımını sürdürüyor..
BCP Genel Başkanlığını da.. Bu “küçük” partinin programı son derece doyurucu.

Mümtaz hoca, 19.12.12 günü Cumhuriyet’teki yazısında ABD’deki toplu cinayeti işliyor.. Ama biz kendi sorunumuzu görmekten aciziz..

Kadın cinayetleri, töre cinayetleri, etnisiteye dönük kırımlar.... vd.

Sevgi ve saygı ile.
19.12.12, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir