Günlük arşivler: 29 Ekim 2012

Prof. Dr. D. Ali Ercan : Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun !

CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!
 
Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır;
fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.  

 Atatürk 10. Yıl Söylevini verirken, 29 Ekim 1933

Değerli arkadaşlar,

89 yıl önce Emperyalizme başkaldırarak, büyük özverilerle, kanla, irfanla kurulan Türkiye Cumhuriyeti Bu gün kuruluş felsefesiyle hiç de uyumlu olmayan bir gidişat içerisindedir. “Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” diyen  Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün eserlerine, düşüncelerine  ve  gelecek için beslediği umutlarına milletçe layık olabildiğimizi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını bu anlamda sevinçle, gururla, övünçle kutlayabildiğimizi söyleyecek durumda değiliz.

Ülkemiz değişik eksenlerde sürekli ayrışmalara, çatışmalara itilmekte, bilimden, teknolojiden, sanattan, üretimden alıkonmakta, gelecek kuşaklarımızın telafi edemeyecekleri çok değerli zaman yitirilmektedir. Hemen bütün alanlarda Dünya ortalamasının altında, İnsani Gelişmişlik sıralamasında 90 ülkenin ardından gelen Türkiye; Emperyalizmin “Demokrasi, insan hakları, Özgürlük” kavramlarıyla süslü siyasal, ekonomik, kültürel tuzaklarına düşerek git gide Kurucu felsefeden,“Bilimin Rehberliğindeki Ulus Devlet” anlayışından uzaklaşıyor, borçlanıyor, ülkenin bütünlüğünü tehdit eden emperyalist taleplere  karşı direnemiyor,  yaşam kaynaklarını elden çıkarıyor ve geleceği umarsız duruma düşüyor.

Yurtta Barış, Dünyada Barış idealinin mümtaz temsilcisi Mustafa Kemal Atatürk’ü anladığını sanan, “Atatürkçü geçinen” aymazların, Atatürk’ü hiç anlamak istemeyen sapkınların ve Atatürk düşmanı işbirlikçilerin, hainlerin elinde adım adım karanlığa, belirsizliğe, çöküntüye giden ve gelişkin uygar milletler arasındaki onurlu yerini alamayan “sıradan” bir ülkenin 89. Kuruluş Bayramını gönül burukluğu ile kutluyoruz. æ

Hüseyin Haydar : Elli Dördüncü Tablet; DİRİLİŞ

Elli Dördüncü Tablet : DİRİLİŞHüseyin Haydar

DOĞU TABLETLERİ
Aydınlık, 27 Ekim 2012

Kadeh tokuşturuyor Dersaadet’te kul ile şeytan,
Tokuşurken Marmara’nın dibinde eski kıtayla yeni kıta.
Nasıl yardıysak demir dağı, demir yasayla,
Can vermek için çıktık bu kez saadet kapısından.
Çıkıp gitti boğazdan ulu hastanın son nefesi,
Doldurdu Karadeniz’in akciğerlerini bin yılın bakiyesi.
Fatih Camisi’nin minaresinde genç müezzin,
Eli kulağında, sesi ezgin: Haydin isyana! Haydin isyana!
Bağırıp uyandırmıştı uyuyan dalgaları karayel,
Uyarmıştı batman batman suyu: Bandırma’ya değmesin el!
Beynimiz ateş almış yanıyor, efendiler!
Her kalkışta dokuz kez zapt, her duruşta dokuz kez asi,
Halkın terazisi, hak dağıtacak yakında.
Kirmani kılınç diyor ki: Ben hakkı ondan öğrendim,
Eğri kılınç her çıkışta, doğru çıksın kınından.
Sunulan şerbeti biz içeceğiz ata! Biz de Kemal’iz!
Yüreğimiz ulusun, gözlerimiz bizim değil, kamunundur.
Sedir ağacı gibi gövdelerimiz, dayanır her tarakaya:
Gelibolu örsünde dövüldü çıplak baldırlarımızın çeliği,
Aç karnına kükürt yiyenlerin evladıyız biz.
Tekmil vatanın bilgeliği toplandı aynı savaşçıda,
Bir Magosa bendinde görünür, bir Silivri hücresinde,
Bir daha doluyor iliği ateşle, kovanda yatanın.
Beynin kıvrımında bir Yunus konuşuyor, bir Delidumrul.
Dumrul diyor ki: Yumruğu alnının çatına vur,
Ateşten oklar yoklasın yeniden Haçlı burçları…
Karışsın bütün hatlar, karışsın sathı müdafaa neferleri.
Al atlar da ileri geri ve mübarek yüzlü kurt sürüleri,
Dalıp çıksın amansızın iman tahtasından.
Dostun gülü değil, güllesi atılacak sana,
Atılan gülleyi sen tutacaksın ey öncü! Sen gönüllüsün.
Anafartalar, Dumlupınar ve bütün yurtta,
Altın yeleli aslanlar akıyor kartal sürülerinin kanatlarıyla,

Zalimin tehdidini pençeleriyle eze eze,
Yeniden diriliyor ülke, genç fedailerin kollarında.
Nasıl yoğrulduysa Fatih’in topları şah potada,
Anadolu teknesinde yoğruldu cumhurun ruhu da,
Ete kemiğe büründü, İlk Meclis’in önünde göründü!

 

İLGİLİ YAZILAR:

DOĞU TABLETLERİ [Hüseyin Haydar]

http://gazetevatanemek.com/index.php/vatan-emek-kitaplar-sozlukler/2531-dou-tabletler-huseyin-haydar.html

Zor Günlerin Şiirleri [Hüseyin Haydar]

http://www.gazetevatanemek.com/index.php/vatan-emek-kitaplar-sozlukler/617-zor-gunlerin-siirleri.html

“Müesses nizamı” yıkan ödüller

http://www.gazetevatanemek.com/index.php/dogu-perincek-diger-yazilar/4772-mueesses-nizam-ykan-oedueller.html

Aydınlığa övgü [Hüseyin Haydar]

http://www.gazetevatanemek.com/index.php/vatan-emek-analizler/2928-aydnla-ovgu-huseyin-haydar.html

Yetmişlerin devrimcisinin şiiri: Acı Türkücü

http://www.gazetevatanemek.com/index.php/sadik-albayrak-diger-yazilar/5895-yetmilerin-devrimcisinin-iiri-ac-tuerkuecue.html

Otuz Beşinci Tablet, Kurt [Hüseyin Haydar]

http://www.gazetevatanemek.com/index.php/vatan-emek-analizler/4868-otuz-beinci-tablet-kurt-hueseyin-haydar.html

Umutsuzluk, insanlık suçudur! [Hüseyin Haydar]

http://www.gazetevatanemek.com/index.php/vatan-emek-kultur-sanat/2498-umutsuzluk-insanlk-sucudur-huseyin-haydar.html

Sanatçı bütün çocukların anasıdır

http://www.gazetevatanemek.com/index.php/sadik-albayrak-diger-yazilar/4491-sanatc-buetuen-cocuklarn-anasdr.html

“Soros’un nüfusuna” kaydolmaya var mısınız?

http://www.gazetevatanemek.com/index.php/dogu-perincek-diger-yazilar/2106-sorosun-nuefusuna-kaydolmaya-var-msnz.html

SUSTURAMAZSINIZ! Yıkılıyorsunuz, Türkiye Kazanacak!

http://www.gazetevatanemek.com/index.php/vatan-emek-haberler/1499-susturamazsiniz-yklyorsunuz-turkiye-kazanacak.html

TGB’ den yandaş basına tokat gibi yanıt..

Dostlar,

Büyük Atatürk Cumhuriyeti boşuna TÜRK GENÇLİĞİ’ne armağan etmedi!

TGB = TÜRKİYE GENÇLİK BİRLİĞİ’ni gönülden kutluyor ve destekliyorum.

  • Yarın, 29 Ekim 2012 günü, Ulus’ta, Cumhuriyetimizi ilan eden
    kutsal 1. TBMM önünde halkımızla ve özellikle onlarla halay çekeceğim.

Şenliği kaçırmayın derim..
90. yıl şenliklerine daha 1 yıl var!

Sevgi ve saygı ile.
28.10.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

 

TGB’ den yandaş basına tokat gibi yanıt!

TGB’ den yandaş basına tokat gibi yanıt

Milliyet Gazetesinin bugün Sertaç Koç imzasıyla “Radikal gruplar Kaos planlıyor’’ haberinden sonra Türkiye Gençlik Birliği (TGB ) bir basın bildirisi yayınladı.

İşte TGB’ nin basın bildirisi:

TGB’ nin olduğu yerde Provokasyon değil Umut ve Sevinç vardır!
Milliyet gazetesi bugün (27 Ekim 2012) Sertaç Koç imzasıyla ‘Radikal Gruplar Kaos Planlıyor’ başlıklı bir haber yayınladı.

Haberin içeriğinde Ankara Valiliğine, Emniyet tarafından 29 Ekim buluşmasında TGB’ nin provokasyon yapabileceği yönünde bir istihbarat verildiği ve yasaklama kararının bu istihbarattan kaynaklandığı belirtiliyor.

Cumhuriyet Coşkusunu Gölgelemeye Güçleri Yetmeyecek!

Ulus’ta gerçekleşecek olan 29 Ekim buluşmasını TGB’ nin de içerisinde bulunduğu 40’a yakın demokratik kitle örgütü birlikte düzenlemektedir. TGB bu buluşmanın en önemli öznelerinden biridir ve Ulus buluşmasını günler öncesinden duyurmuştur. Ankara sokakları TGB afişleriyle donatılmıştır ve yoğun bir duyuru çalışması yürütülmüştür.
Emniyete göre TGB kendisinin de düzenleyici olduğu bir buluşmaya sızacak ve provokasyon yapacak!?

Akılla izah etmek mümkün olmadığına göre gerçekleri aktaralım; AKP’nin baskısıyla, Valilik yasaklama kararı alarak korku yaratmak istedi fakat istediğini yapamadı ve geri adım atmak zorunda kaldı.

Valilik geri adım attı, şimdi basın eliyle şaibe yaratmaya çalışıyor!

CHP, İşçi Partisi ve DSP’nin kurumsal düzeyde, parti bayraklarıyla değil Türk bayraklarıyla buluşmaya katılacağı yönünde karar alması 29 Ekim buluşmasını yasaklamak isteyenleri iyice telaşlandırdı. İlk olarak 15 demokratik kitle örgütü çağrıcıyken bu sayı kısa sürede 40’ı aştı. Yani sürekli engellenemeyen bir katılım artışı ve buna bağlı olarak buluşmanın meşrulaşması gerçekleşti.
Ulus’ta gerçekleşecek büyük buluşmanın AKP’nin Hipodromda gerçekleştireceği ‘resmi’ ve halktan arındırılmış törenleri katılım ve coşku yönünden gölgede bırakacağı kesinleşince katılımı azaltma yönünde haberler servis edilmeye başlandı. AKP kendisine karşı yükselecek bütün muhalefeti ‘provakosyon’ ilan etmektedir. 29 Ekim’de yüz binlerin bir araya gelecek olmasından telaşlanmışlardır.

Provokasyon haberlerinin amacı: Katılımı düşürmek!

Katılımı azaltma yönünde haberlerin, ismi malum yandaş basında çıkmasına alışkındık ama Milliyet gazetesinin 29 Ekim buluşması üzerinde şaibe yaratacak gerçek dışı habere yer vermesini yadırgadık.

TGB isminin ‘provokasyon‘ başlığıyla anıldığı bir haberde TGB yöneticilerinin bilgisine başvurmak gerekmez mi?

Biz emniyet kaynaklı haberlerin sebebini biliyoruz. TGB’ nin varlığından ürküyorlar. TGB ‘nin kurulduğu günden beri disiplinli ve planlı çalışmasıyla adım adım büyüdüğünü çok iyi görüyorlar. TGB ‘nin olduğu yerde coşku ve umut vardır. TGB yüz binlerce gencin katıldığı onlarca yürüyüş düzenlemiştir. Hangisinde olay çıktı?
29 Ekim coşkusu onların karabasanı olmuştur. AKP Cumhuriyete yönelik koyduğu yasağı bu haberler üzerinden meşrulaştırmaktadır.

TGB sağ-sol demeden, hiç bir parti gözetmeden bütün vatansever ve devrimci gençlerin birleştiği adres olmuştur.

  • Yaşasın 29 Ekim coşkusu!
  • Yaşasın Cumhuriyet

TGB Basın Bürosu.

Not    : Bu arada ulusalkanal.com.tr yaptığı araştırmada, Milliyet Gazetesinin, bu haberi kendi internet sitesine 27 Ekim 2012 tarihinde, saat 02.30 da koyduğunu oysa TGB, kendi resmi internet sitesinde 26 Ekim 2012 tarihinde, saat 15.13 te ‘’ Seferberlik Buluşması programı ve dikkat etmemiz gereken kurallar ‘’ başlığı altında 16 maddelik bir bir bildiri yayınladığını belirledi.

Seferberlik Buluşması programı ve dikkat etmemiz gereken kurallar    :

29 Ekim Cumhuriyet için Seferberlik Buluşması’na geliyoruz!

1- Seferberlik Buluşması: Cumhuriyet, Devrim ve Vatan Düşmanlarına Geçit Vermeyecek İradeyi Gösterecektir!

Seferberlik Buluşması dedik çünkü vatan düşmanlarının, gericilerin sahayı boş bulduğunu sandığı bir anda yumruk gibi ortaya çıkıyoruz! Davamızın ciddiyetini ve kararlılığımızı ancak bu kelimeyle anlatabiliriz: Zor zamanlara yaklaşıyoruz ve seferberlik günleri yakındır!

Bağımsızlık bayrağımızın yerlere atıldığı, Atatürk heykellerinin iplere bağlanıp sarkıtıldığı, Mehmetçiğin kanının satıldığı, Pensilvanya’dan tertiplerin hazırlandığı, Milletimizin iç savaşa sürüklenmeye çalışıldığı, şeyhlerin şıhların toplumun önüne filozof diye çıkartıldığı, şehit analarının ve gazilerimizin itilip kakıldığı olağanüstü bir dönemdeyiz. Olağanüstü dönemler olağanüstü tavırlar gerektirir! Bu buluşma dava adamlarının, her türlü zorluğu göze alacak olan Kuvayı Milliyecilerin birbirleriyle tanışma buluşmasıdır!

2- Gençlik zor zamanlarda tarih sahnesine çıkar!

Gençlik zor zamanlarda tarih sahnesine çıkar ve mazlum halkına güç verir. Biz de kararlılığımızla, coşkumuzla ve disiplinimizle tarihe yön vereceğiz. Biz herkes sussa bile vatan, devrim ve cumhuriyet düşmanlarına karşı, emperyalizme karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.

3- Disiplinli Olmak Esastır

Seferberlik Buluşması sırasında disiplin esastır. Bir devrimciye yakışacak şekilde disiplinli ve coşkulu olacağız. Buluşma sırasında dikkatimizi tamamıyla disipline ve coşkuya odaklıyoruz. Kişiler arasında sohbet ya da sloganlara katılmamak gibi liberal davranışlardan kaçınmamız gerekir. Belirlenen görevlilerin talimatlarına harfiyen uyuyoruz. Eğer TGB’nin özgücü yani kadroları buluşma sırasında gerekli düzeni sağlarsa diğer katılımcılarda bize uyar.

4- Kararlılık gösterisi!

Uyumlu görüntü ile kararlılık gösterisi yapacağız. Buluşma sırasında kararlılığımızı ve irademizi sıkılmış yumruklarımızla ifade edeceğiz. Yumruk gösterisi yaparak örgütlü mücadelenin gücünü Cumhuriyet, vatan ve devrim düşmanlarına göstereceğiz.

5- Seferberlik Öznesi: Kağnılar!

Seferberlik Buluşmasının sembolü Kurtuluş Savaşı kağnılarıdır. Kağnıların yürütülmesi sırasında yığılmaları önlemek için yönetici arkadaşlar sorumlu davranacaklardır. Görevli arkadaşlar görevlerinin başından sorumlu arkadaşların bilgisi olmadan ayrılmayacaklardır.

6- Milli Bayraklarımızı ve TGB flamalarımızı unutmuyoruz!

Bütün TGB’liler bağımsızlık bayrağımızı ve flamalarımızı getireceklerdir. Ayrıca illerde bulunan TGB önlükleri mutlaka getirilecektir.

7- Vatan ve Cumhuriyet Birlikteliği

29 Ekim Büyük Buluşmasını TGB’nin de içerisinde yer aldığı Vatan ve Cumhuriyet birlikteliği düzenlemektedir. Herhangi bir siyasi partinin bayrağının açılmasına veya ses aracının alana girmesine izin verilmeyecektir. Kurum temsilcilerinin yapacağı konuşmaları dikkatle dinleyeceğiz. TGB Genel Başkanı arkadaşımız konuştuğunda gür sesle sloganlar atıyoruz!

8- Çok Sayıda Davulla Halaya!

Çok sayıda davulcu coşkuyu arttırmak için hazır bulunacaktır. Davulcuyu gören halaya başlayabilir. Coşku, umudun dışa vurumudur. TGB umuttur, gelecektir!

9- Karanfiller Mustafa Kemal Atatürk’e

Gericiler Milletimizin Kurtuluş Savaşı geleneğine ve aydınlanma devrimine bağlılığını aşındırmak için bilindiği gibi Atatürk heykellerine çelenk koymayı yasaklamıştı. Onlara inat on binlerce karanfil hazırlıyoruz. Vatandaşlarımıza ve gençlere Ulus’a Karanfillerle gelme çağrısı yapıyoruz! Karanfil dağıtımı sırasında kargaşa yaşanmaması için TGB yöneticileri gerekli düzenlemeyi sağlayacak ve önceliği vatandaşlara vereceklerdir.

10- Emperyalizme çuval gösteriyoruz! Çuvallar Elimizde!

ABD emperyalizmine ‘Burası Anadolu toprakları, çuvalın hükmü geçmez!’ mesajını vermek için çuval bölümü hazırlanmıştır. Çuvallar elden ele yayılmayacak toplu halde basına ve buluşmaya gelenlere gösterilecektir.

11- Türk+Kürt = Cumhuriyet Devrimi!

Milletimizin birliğini ve Türk, Kürt kardeşliğini vurgulayan ve emperyalizm işbirlikçisi etnik milliyetçiliğe ve ırkçılığa cevap veren pankartları Doğudan gelen Kürt kardeşlerimiz taşıyacaktır. Devrimcilik birleştirir, gericilik böler! Millet bilinci ortaçağı tasfiye eden bilinçtir.

12- Liseliler tek merkezde!

Bütün liseli arkadaşlarımız ‘Cumhuriyet Yarınımızdır!’ pankartı altında buluşuyor.

13- Hoşt Amerika!

Buluşma sırasında geleneksel ‘Hoşt Amerika’ gösterisi yapılacaktır. TGB’liler, geleneksel gösterinin yapıldığını hissettiği an gür bir sesle ABD emperyalizmine gerekli mesajı verecektir.

14- Demir Parmaklık!

AKP faşizminin Türkiye’yi nereye getirdiğini somutlamak için Demir Parmaklık hazırlıyoruz. Demir parmaklık taşınırken önü açık olmalı ve görünmesi sağlanmalıdır.

15- Fotoğraf ekibi hazır!

Cumhuriyet için Seferberlik buluşmasının fotoğraflarını çekecek ekip belirlenmiştir. Buluşmayı, Japon turist kafilesi görüntüsüne benzetecek fotoğrafçı enflasyonu yaşamayalım. Çekilen fotoğraflar isteyen arkadaşlara daha sonra verilecektir.

16- Yaşasın fedakârlık! Kahrolsun bireycilik!

Binlerce genç, günlerdir, emeğini fedakârca büyük bir kolektife sundu! 19 Mayıs’ta Diriliş Günü düzenleyerek gövde gösterisi yaptık. Şimdi 40’a yakın kurumla birlikte milletimizi ayağa kaldırma çalışması yürütüyoruz. 29 Ekim yarınımızdır! Önümüzdeki dönem Bağımsızlık mücadelesi için yepyeni çalışmalar örgütleyeceğiz.

  • Sorumluluk bilinci bizi devrimcileştiren ve
    vatanımıza bağlayan en önemli hazinemizdir.

Yaşasın vatan ve devrim için, bağımsızlık için fedakarca çalışma!
Kahrolsun emperyalizmin işbirlikçileri, gericilik ve emekçi halkımızın düşmanları!
Hepimize kolay gelsin..

Cemil Gözel
TGB Genel Sekreteri

Suay Karaman : Cumhuriyetimizn 89. Yaşı Kutlu Olsun!

Dostlar,

Sevgili Kardeşimiz, 27 Mayıs Devrimcilerinden saygıdeğer Suphi Karaman’ın oğlu Suay Karaman, 29 Ekim 2012 yani Cumhuriyetimizin 89. yaşı için son derece hoş bir görsel hazırlamış..

Her zaman olduğu gibi cömertce de paylaşıyor..

Sayın Canerhan Tipi‘nin de bunun kadar hoş görsel sunusunu da sitemizde bulacaksınız.. Her 2 dostumuza da teşekkür ederiz..

Lütfen sesli izleyiniz, aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklayarak..

29_EKIM_2012_Suay_Karaman

Sevgi ve saygı ile.
29.10.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

 

Cumhuriyetimizin 89. yılı tüm insanığa kutlu olsun !

Dostlar,

29 Ekim 1923, bir destanın hem sonu hem başlangıcıdır.

Sonudur, 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa önderliğinde başlatılan KURTULUŞ savaşının görkemle taçlanışıdır.

Başlangıcıdır çünkü KURULUŞ başlatılmıştır bu kez..

Cumhuriyetimiz tüm mazlum halklara örnek, esin ve güç kaynağı olmuştur.

1. Büyük Paylaşım (Dünya) Savaşı bitiminde İngiltere’nin dünya egemenliği sonlanınca,
yüzyıllardır sömürge yönetimi altında inleyen uluslar özgürleşebileceklerini ayrmsadılar!

Hindistan’dan Pakistan’a, Cezayir’den Tunus’a… birçok halk özgürlük – bağımsızlık savaşımı başlattı, sürdürdü ve 2. Büyük Paylaşım (Dünya) Savaşı bitiminde de çoğu bağımsız devletlerle sonlandı.

  • Cezayirli özgürlük savaşımcılarının ceplerinden Atatürk fotoğrafları çıkıyordu..
  • Bolivya dağlarında özgürlük savaşı veren Arjantinli Dr. Che Guevera’nın sırtındaki çantadan NUTUK (Grande Discurso) çıkıyordu.
  • Küba lideri Fidel Kastro, kurtuluş savaşı için Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışını örnek alarak Küba’nın uygun bir limanından kurtuluş savaşı başlattıklarını açıklıyordu..

……

Örnekler rahatlıkla artırılabilir.

Yabancı devlet adamlarının Büyük Atatürk ve O’nun “en büyük eserim” dediği Cumhuriyet için söylediklerini bu sitede İngilizce olarak yayımlamıştık :

What did say for ATATÜRK ?? Quotes about Ataturk..
(http://ahmetsaltik.net/what-did-say-for-ataturk-quotes-about-ataturk/

İzmir’den dostumuz Canerhan Tipi, 89. yıl için oturup, coşku dolu bir pps sunumu hazırlamış. İnsanın içini ürperten marşlar eşliğinde, erken cumhuriyet döneminin insanı sarsan fotoğragfları ile.. Youtube’da da yayımlamış. Bana da erişkesini (linkini) yollamış.

Yanıtlayıp sitem ettim, bana yollayın kendi sitemizde olsun.. Youtube’a mahkum olmayalım.. dedim.. Sağolsun, hemen yolladı..

Coşku ile size de sunuyoruz.
Bilgisayarınzın sesini açınız ve huşu ile izleyiniz, paylaşınız, duyurunuz..

Lütfen, lütfen.. tıklar mısınız bu coşku doku, ibret dolu görsel şöleni izlemek için ??

Cumhuriyet’in_89._yili_kutlu_olsun

Sevgi ve saygı ile.
29.10.12, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Emin Çölaşan : Kıvılcımlar ve Alevler..

 

Emin ÇÖLAŞAN
SÖZCÜ, 28.10.12

 

Sevgili okuyucularım,

Şimdi ben burada Ordinaryüs Prof. Dr. Sadi Irmak’ın ismini verdiğimde, pek çoğunuzun kulağına doğal olarak yabancı gelecek.

O bir bilim adamı idi. Geçmiş yıllarda Çalışma Bakanı olarak görev yaptı, 1974-1975 yıllarında Başbakan oldu. Şimdi O’nun kitabında anlattığı, belki çoğunuzun gözlerini yaşartacak küçük bir olayı sizlere özetle aktarmak istiyorum.

Yıl 1923. Cumhuriyet henüz ilan edilmiş. Eğitim kurumlarımız yetersiz. Devletin elinde ülkeyi kalkındıracak, iyi eğitim görmüş insangücü yok. Fakir devletin parası da yok. Buna karşın Atatürk, bursları devlet tarafından karşılanmak üzere yurtdışına öğrenci göndermeye karar veriyor. Şimdi rahmetli Sadi Irmak’ın anlattıklarına bakalım:
“1923 yılı sonlarında İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci olduğum sıralar, okul duvarında bir ilan gördüm:

  • “Avrupa’ya talebe yollanacaktır.”

Allah Allah dedim, ülke yıkık dökük. Her yer virane… Bu durumda Avrupa’ya talebe göndermek lüks gibi gelen bir şey. Ama şansımı bir denemek istedim… 150 kişi içinden 11 kişi seçilmişiz. Benim ismimin yanına Atatürk “Berlin Üniversitesi’ne gitsin” diye yazmış…Vakit geldi. Sirkeci Garı’ndayım ama kafam çok karışık. Gitsem mi, kalsam mı? Beni orada unuturlar mı? Para yollarlar mı? Tam gitmeyeceğime karar verdiğim, geri döndüğüm sırada bir posta müvezzii (dağıtıcısı) ismimi çağırdı:

“Mahmut Sadi, Mahmut Sadi…”
“Benim” dedim.
“Telgrafın var.”
Telgrafı açtım, aynen şunlar yazıyordu:

  • “Sizleri (yurtdışında okumaya) bir kıvılcım olarak yolluyorum,
    alevler olarak geri dönmelisiniz. Mustafa Kemal.”

Bunu okuyunca düşündüklerimden utandım… “Şimdi gel de gitme, git de çalışma, dön de bu ülke için canını verme” dedim.Düşünün, 1923 yılında o kadar işinin arasında 11 öğrencinin nerede, ne zaman neler hissettiğini sezebilen ve ona göre telgraf çeken bir liderin önderliğinde bu ülke için can verilmez mi?

Çok başarılı oldum. Kıvılcım olarak gittim, ülkeme alev olarak döndüm.
İstanbul Üniversitesi Genel ve Beşeri Fizyoloji Enstitüsü’nü kurdum, Kürsü Başkanı oldum.
Daha sonra ülkemin Başbakanlığını yaptım.
Ben kim miyim?
Ben sadece iki satırlık bir telgrafın yarattığı bilim adamıyım!”
Bu ülke bugünlere öyle rahatça gelmedi. Şimdi o alevleri söndürmeye yelteniyorlar!

* * *

Aradan uzun yıllar geçti, AKP isimli bir parti ne yazık ki iktidar oldu. Şimdi bütün amaçları

o Atatürk’ü belleklerden silip unutturmak ve
O’nun sayesinde elde ettiğimiz kazanımları yok etmek!

Ders kitaplarından onun ismini boşuna çıkarmıyorlar.

Ulusal bayramlarımızın kutlanmasını boşuna yasak etmediler.
Sırasıyla 19 Mayıs 1919, Atatürk Samsun’a ayak basıp direnişi başlatıyor…
23 Nisan 1920, Meclis açılıyor… 30 Ağustos 1922, vatana ayak basan düşman ordusu püskürtülüyor… Ve 29 Ekim 1923, Cumhuriyet ilan ediliyor.

Bırakın bu ulusal bayramlarda kutlama yapmayı bir yana,

  • İnsanların bu bayram günlerinde Atatürk anıtlarına çelen koyması,
    çiçek bırakması bile yasaklandı!

Cumhuriyet Bayramı bazı valilikler tarafından hiç utanmadan ve alay edercesine pastanede kutlanıyor!

Yarın Cumhuriyet Bayramı. Çankaya Resepsiyonu’nda türbanlı eşleriyle birlikte bayramı onlar kutlayacak!..

Genelkurmay Başkanı Necdet Bey ve komutanlar, türbanlıların önünde eğilip saygılarını sunacaklar.

Yarın Çankaya’da, Mustafa Kemal Atatürk’ün makamında, ilginç ilk’ler yaşanacak!

Çok doğru bir söz vardır, kime ait olduğunu bilmiyorum… Ve aynen şöyledir:

Ey Türkiye, Atatürk’ü Allah’a borçlusun, geriye kalan her şeyi de Atatürk’e.”

YARIN BÜYÜK GÜN OLACAK

Sevgili okuyucularım,

Milletimizin onbinlerce yurtsever insanı yarın (29 Ekim 2012) saat 11’de Ankara’da, Ulus Meydanı’ndaki 1. Büyük Millet Meclisi binası önünde toplanıp Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayacak.

Ankara Valisi, hükümetten aldığı emir doğrultusunda bu kutlamaya da yasak getirdi.
Yarın orada ne olacağını bilmiyorum ama hükümeti burada uyarmak istiyorum:
Orada toplanacak olanlar terörist değil, eşkıya değil, bölücü hiç değil. Polisle çatışmaya niyetleri de herhalde yoktur. Ben hükümetin yerinde olsam, o kutlamaya karşı tavır almazdım.
Tayyip, yasaklama kararı için “İstihbarat geldi de o yüzden yasaklandı” diyor.
Oysa hiç ilgisi yok.
Amaçları tüm ulusal bayramlarda olduğu gibi Cumhuriyet Bayramı’nda da kutlamaların yasak edilmesidir.
Peki ulusal bayramlarımız nasıl kutlanacak?
O bayramları yok edip milletin belleğinden kazımak isteyenler tarafından göstermelik olarak mı?
Hiç olur mu?

* * *

Bildiğim kadarıyla yarınki kutlamalarda siyasi afişler açılmayacak, parti bayrakları
kullanılmayacak, işin içine siyaset sokulmayacak. Sadece Türk Bayrakları ve Atatürk posterleri olacak.
Güneydoğu’da PKK kutlamaları serbest! Kürdistan paçavraları, Apo posterleri açmak da serbest!
Ama Ankara’da Cumhuriyet’i kutlamak yasak!
İşin ilginç bir yanına da burada değinmek isterim:
İktidarın stepnesi, koltuk değneği konumunda olan MHP Genel Başkanı “Milliyetçi (!)” Devlet Bahçeli, bu konuda da AKP’ye destek vermeyi ihmal etmedi. Yarınki toplantı için bakınız neler dedi:

  • “Bu yürüyüş ülkenin bölünmesine neden olacaktır. Bazı sivil toplum kuruluşlarının, Ortadoğu’daki bazı özentilere heveslenerek halk yürüyüşü yapıyoruz diye Türkiye’yi bir krize sokmaları doğru değildir!” (Devlet Bahçeli)

Aferin Devlet Bey’e!
Ama bu şahsın dünyadan haberi yok.
AKP yandaşlığı nedeniyle söylemek zorunda bırakıldığı şu sözler, neresinden baksak gülünç.
Hiçbir şeyi anlamamış, hiçbir şeyin farkında değil.
Bu şahıs MHP’nin başında daha fazla kalmamalıdır.
4 Kasım günü yapılacak kongrede veda edip gitmesi ve siyaset sahnesinden
silinmesi, partisi için en hayırlı, AKP için ise en üzücü olay olacaktır.

Evet, yarın Ankara sizleri ve hepimizi bekliyor.
Hep birlikte orada olacağız.