Etiket arşivi: Türkiye’nin ulusal birlik ve bütünlüğünü tehdit eden bölücü kesimler

ADD Küçük Genel Kurulu Sonuç Bildirgesi 7-8 Aralık 2013/ Ankara


ADD Küçük Genel Kurulu
Sonuç Bildirgesi 7-8 Aralık 2013
 / Ankara

logo

7-8 Aralık 2013 tarihinde Derneğimizin Batıkent Ahmet Taner Kışlalı Kültür Merkezinde toplanan ADD Küçük Genel Kurulu aşağıdaki hususların kamuoyu ile paylaşılmasını uygun bulmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti özellikle bu siyasal iktidar döneminde
dıştan ve içten kuşatılarak tarihinin en karanlık dönemine sürüklenmektedir.

Cumhuriyetimizi parçalayıp çökertmek ve Türk Ulusunu yok etmek doğrultusunda ABD’nin Kuzey Afrika ve Genişletilmiş Orta Doğu Projesi’nin uygulandığı
bir coğrafya üzerinde bulunan ülkemiz, BOP eş başkanı ve yandaşları aracılığıyla emperyalizmin taşeronluğuna soyundurulmaktadır.

“Yurtta barış Dünyada barış” anlayışı terk edilerek, komşularla sıfır sorun söylemi
adı altında tüm komşu ülkelerle sorunlu bir hale getirilen ülkemizin aleyhinde, silahlı terör gruplarına destek verdiği için, Birleşmiş Milletler ve öbür uluslararası mahkemelerde dava ve soruşturmalar açılır olmuştur.

Diyarbakır’da bir devlet başkanı gibi ağırlanan Mesud Barzani ile yapılan görüşme; siyasal anlamda kukla devletin adının kullanılmasıyla, Barzani’ye bölgesel aktör rolü verilmesiyle, “teröristlere ithaf edilen” şarkıların söylenmesiyle, kısacası Türkiye’nin ulusal birlik ve bütünlüğünü tehdit eden bölücü kesimlerin moralini yükseltecek ögelerle belleklere kazınmıştır.

Bu doğrultuda emperyalist güçler, işbirlikçi siyasetçiler eliyle Türk Ulusunu,
Türklük ve ulusal devlet kavramını, “hesaplaşma” konusu yaparak saldırılarına
devam etmekte, etnik, dinsel ve mezhepsel ayrılıklarını öne çıkartmaktadırlar.

Sözde demokratikleşme paketi adı altında uygulamaya konulanlarla siyasal iktidarın amacı açıkça ortaya çıkmıştır.

– Kimi illerde kadınlar için ayrı belediye otobüsü konması,
– Andımızın kaldırılması,
– öğrenci yurtlarının ve kantinlerinin ayrılması,
– kızlı-erkekli ev tartışması,
– kadınlara ayrı olimpik havuz söylemi,
– birçok okulda kız öğrencilerin etek giymelerinin yasaklanması,
– karma eğitimin hedef alınması,
– Kürtçenin resmi dil olabileceğinin açıklanması ve
– özgürlük diye sunulan türbanın kamuda bir baskı aracına dönüşmesi…

bu Paketin Cumhuriyeti ve ulusal devleti yok etme amacı taşıdığını göstermektedir.

Kendi inanç ve siyasetlerine uygun kuşaklar yetiştirmek adına en etkili toplumsal araç olan eğitimi ve üniversitenin yapısını değiştiren bu iktidar, eğitimde

– akla ve bilime dayalı,
– laik,
– demokratik,
– çağdaş,
– karma ve
– kamusal anlayışı yok etmiş;
– eğitim sistemini yabancı planların eline teslim etmiş ve
eğitim milli olmaktan çıkarılmıştır.

Anayasa değişikliğiyle HSYK ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısı değiştirilerek
yargı bağımsızlığının yok edildiği ve hukuk devleti ilkesi ile güçler ayrılığı ilkesinin çiğnendiği ülkemizde, en doğal demokratik tepkilere bile hukuksuzlukla
yanıt verilmektedir.

  • Haksız – hukuksuz biçimde cezaevlerinde bulunan tüm aydınlarımızın
    derhal serbest bırakılması gerekmektedir.

Aynı biçimde, Türk Ulusu’nun bağrından çıkan Türk Ordusu; uydurma iddialar ve sahteliği kanıtlanmış belgelerle tasfiye edilmek istenmektedir. Üniversiteler,
yargı organları, basın yayın organları iktidarın baskısı ve denetimi altında etkinlik göstermektedirler.

Küreselleşme adı altında uygulanan neo-liberal politikalar çerçevesinde
ulusal varlıklarımız, yer altı ve yer üstü kaynaklarımız yabancılara satılmaktadır. Ülkemizde uygulanan kapitalist ekonomi politikalarından en çok  zararı gören emekçilerimiz, topraksız köylülerimiz, esnafımız, kısacası üretken halkımızdır.

  • Ülkemiz, içinde bulunduğu ekonomik bunalımdan
    ancak Kemalist Ekonomi politikalarıyla çıkabilir.

Sanata ve sanatçıya karşı baskılarını artıran siyasal iktidar, saldırılarını yasal düzenleme boyutuna getirerek Devlet Tiyatroları gibi köklü sanat kurumlarını kapatmayı tasarlamaktadır. Halkımızın kültüre ve sanata erişiminin engellenmesini, sanatın siyasal düşüncelere göre şekillendirilmesini kabul etmiyoruz.

Atatürkçü Düşünce Derneği; Şişecam işçilerinden Yatağan işçilerine,
Çaykur’dan Çatalağzına ve Zonguldak maden işçilerine dek, hak arayışını sürdüren
tüm emekçilerimizin direnişini selamlamaktadır. Bu eylem ve direnişlerin
ayrı kollardan aynı denize akması için üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu
bir kez daha yineliyoruz.

Türkiye’yi çok önemli seçimlerbeklemektedir. Seçimler, gerici – bölücü ittifaktan kurtulmamız için bir fırsat olarak değerlendirilmeli, temiz ve adil bir seçim için
gerekli yasal ve yönetsel değişiklikler konusunda ısrarlı bir savaşım sürdürülmelidir.

Gerici – bölücü ittifak dışındaki muhalefetin, demokratik, laik Cumhuriyete,
milletin birliğine, vatanın bütünlüğüne sahip çıkması ve çözüme yönelik çalışmalar yapması gerekmektedir.

Vatandan, Cumhuriyetten ve Emekten yana olan tüm dost kurum ve kuruluşlarımıza yaklaşan seçimlere yönelik işbirliği anlayışı belirlenirken; oy kaygısından kaynaklanan yanlış birlikteliklerin, giderimi (telafisi) güç sonuçlara yol açabileceği olasılığının gözetilerek, kendi ideoloji, program ve tüzüklerinin gereğince hareket etmelerini,
Atatürk ve Cumhuriyet ortak paydasını gözetmelerini ve gerici bölücü şer ittifakını hedef almalarını önermekteyiz. Aksi takdirde geleceğimiz için geç kalınmış olacaktır.

Bu anlamda, geçtiğimiz yıl derneğimiz öncülüğünde kurulan Vatan Cumhuriyet ve Emek Birlikteliği’nin Ulus’ta barikatları yıkan Cumhuriyet buluşmasına,
Haziran direnişiyle taçlandırılan halk hareketine ve 10 Kasım’larda Anıtkabir’e koşan milyonlara kulak verilmeli ve bu çerçeve içinde kalarak olanaklı olan
en geniş birlikteliklerle, kucaklayıcı, kapsayıcı bir çalışma ile seçime gidilmelidir.
Atatürkçü Düşünce Derneği, toplumumuzun her kesimiyle birlikte,
birlik ve dayanışmanın öncüsü olma sorumluluğunu sürdürecektir.

Türk Ulusu aydınlanma yönümüz olan ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE’YE sahip çıkarak
bu karanlık günlerden çıkacak; aklı ve bilimi rehber edinmiş, tam bağımsız, demokratik, laik ve çağdaş Türkiye’yi yeniden ayağa kaldıracaktır.