Türkiye’nin İlaç ve İlaç Harcamaları Sorunsalı
Dostlar,
Sayın Prof. Dr. F. Cankat Tulunay, Ankara Üniv. Tıp Fak. Farmakoloji (kısaca İlaçbilim) Anabilim Dalından emekli bir hocamız. İlaç konusunun nezaketi nedeniyle, Klinik Farmakoloji Derneği bünyesinde son derece yararlı çalışmalarını sürdürmekte.
İLAÇ, stratejik ve kritik bir alan. Türkiye her yıl ilaç için milyarlarca dolar (Oransal olarak ABD’nin 3 katı olmak üzere toplam sağlık giderinin yaklaşık 1/3’ü dolayında!) harcama yapıyor ve özyeterliğini de giderek yitiriyor. Dışa bağımlı ithalatçı bir ülke oluyor. Aşağıdaki çizimde, AKP döneminde nasıl hızla böyle bir çöküşün (KüreselleşTİRİLMEnin!) yaşandığını izliyoruz..
Sağlık ve ilaç giderlerimiz başdöndürücü biçimde artarken bu harcamalarda başat rol oynayan ilaç, tıbbi malzeme ve tıbbi teknoloji alanında dışa bağımlılığımız alabildiğine derinleşiyor. Fabrikadan çıkan ilaç, kullanıcıya erişene dek maliyeti, araya giren dışalımcı (ithalatçı), dağıtımcı, depocu.. yüzünden çok çok artıyor.. Oysa SSK,
pek çok ilacını kendi fabrikasında üretiyor ve aracısız, sigortalılarına ulaştırıyordu. 2005’te kapatıldı! Niye??
Üstelik; Uluslararası Eczaneler Birliği (FIP) 2. Bşk. D. Tromp’a göre Doğru ilaç kullanımı yalnızca % 50 oranında ! (Antalya, Uluslararası Hasta Güvenliği Kong., 28.03.08)
Oysa Akılcı ilaç kullanımı için :
1. Medikasyonun (İlaç kullanımının) gerekip gerekmediği 1 kez daha düşünülmelidir.
2. Jenerik ilaç yazılmalıdır (herhangi bir marka değil, kimyasal içerik yazılırsa,
Eczacı en ucuz olanını verecektir; toplamda %20 tasarruf sağlanabilir..).
3. Medikasyonun (İlaç kullanımının) doz ve süresi çok titiz ayarlanmalıdır.
4. Kullanıcıların ilaçlarını doğru kullanmaları mutlaka sağlanmalıdır.
5. Hekimler çok iyi Farmakoloji eğitimi almalı, ilaç fiyatlarını bilmelidir.
6. Antibiyotik kullanımı için direnç testleri yapılmasına çok çaba harcanmalıdır.
7. Ülkede tanı, sağaltım ve hastalık izlemin için standart protokoller geliştirilmeli
ve bilgisayar temelli uygulanmalıdır.
DÜNYADA EŞİ YOK!
Prof. Tulunay hocaya göre :
- SGK tarafından dünyada eşi görülmemiş bir ‘ÖDEME KOMİSYONUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE’ taslağı ikinci kez tartışmaya açıldı. Geri ödeme komisyonunda ilaç firmalarının kurduğu dernekler ön plana çıkarken, Türk Tabipleri Birliği, Türk Eczacıları Birliği gibi kuruluşlar ve konuyla 1. derecede ilgili diğer dernekler yok sayıldı. Dünyada ilaç firmalarının söz sahibi (oy hakkı) olduğu başka bir geri ödeme kurumu bulunmamakta. TEB ve TTB ise derin uykularına devam etmekte.
- ‘Tıbbi ve Ekonomik Değerlendirme Komisyonu; İlaç ve Eczacılık Daire Başkanı başkanlığında doktor, eczacı, ekonomist, istatistikçi, uzman epidemiyolog ve farmakolog meslek gruplarından seçilen üyelerden oluşur. Yukarıda belirtilen meslek gruplarından olmak üzere komisyonda Kurumu temsilen 7 (yedi) kişi, Sağlık Bakanlığını temsilen 2 (iki) kişi, Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığını temsilen birer kişi, akademisyenler arasından Başkanlıkça biri tabip olmak üzere yukarıdaki meslek gruplarından belirlenecek 2 (iki) kişi ile İlaç Endüstrisi İşverenleri Sendikası, Türkiye İlaç Sanayi Derneği, Gelişimci İlaç Firmaları Derneği ve Araştırmacı İlaç Firmaları Derneğini temsilen birer kişi asıl üye olarak bulunur. Asıl üye kadar aynı meslek gruplarından yedek üyeler de belirlenir.’ (http://www.klinikfarmakoloji.com/index.php?q=node/1178, 04/04/2013)
*****
Niye böyle, ne yapılmalı ??
«Çok Taraflı Yatırım Anlaşması» (retorik tuzağa dikkat!)
(MAI : Multilateral Agreement for Investment) şöyle buyurmakta :
- “Üretimde kullanılacak ham madde ve ara malda birincil önceliğin üretimin yapıldığı ülke olması ya da belli bir oranın bu ülkeden karşılanması ilkesinin yerine, fiyatının düşük olduğu yerden dışalımına (ithaline) bıraktırmasını..”
(gibi yakıcı konuları içermekte..)
(Her ne denli, “Anlaşmayı imzalayan devletler, 5 yıl süre ile anlaşmadan çıkamayacak ve çıktıktan sonra da 15 yıl tüm anlaşma kurallarını uygulamak zorunda olacaklardır!?!” içerikli akıl tutulması ürünü maddeleri olsa da!..)
üstelik gereksiz, sağlıksız hatta tehlikeli düzeyde..
Siyaset bu alanı özerk bilimsel yapıya bırakmalı. Ne yazık ki, 663 sayılı yasa gücünde kararname ile Sağlık Bakanlığı yeniden yapılandırılırken (2.11.12), Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Bakanlık bünyesinde özerk olmayarak yapılandırıldı (md. 27).
Gıda işleri de 2004’te çıkarılan 5179 sayılı Gıda Yasası ile Sağlık Bakanlığından
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na verilmişti. Bu seçim, 5996 sayılı yenilenen Gıda Yasası (13.06.2010’da aşamalı olarak yürürlük aldı.. ) ile de sürdürüldü.
Özerk kurumsal yapılanmaya ne yazık ki gidi(e)lmedi..
Ne var ki, SGK öylesine kurgulandırıldı ki; elinde IMF-DB dayatmalarıyla
sınırlı moneter önlemler dışında ne yazık ki kayda değer tasarruf politikası aracı yok! Ciddi açık vermeye, ülkeyi borçlandırmaya, genel bütçe açığının ana nedeni olmaya devam ediyor.
- GSS (Genel Sağlık Sigortası) böylesine hastalıklı yapılandırıldı ve
halkımızın değil; özel sağlık sektörünün sigortası olma işlevini üstlendi!
- GSS (Genel Sağlık Sigortası) = Özel sağlık sektörünün sigortası..
Sevgi ve saygı ile.
Ankara, 6.4.13
Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net