Etiket arşivi: Türk Tabipleri Birliği çağrı yapmalıdır

Soner Yalçın : Erdoğan’ın beyni (ve katkılarımız)

Erdoğan’ın beyni

portresi_eli_cenesindeSoner YALÇIN
SÖZCÜ, 30.3.16

(Not : Bizim kapsamlı katkılarımız yazının altındadır… AS)

Erdoğan sara hastası mı?
Erdoğan hangi ilaçları kullanıyor?
Erdoğan’ın kullandığı ilaçların yan etkileri nedir?
Biliyorsunuz… Erdoğan’ın sara hastalığına ilişkin yazılar, kitaplar kaleme alındı. Ama…
Kimse ilaçların yan etkisi konusuna değinmedi.
Dün bu köşede bir hekimin mektubunu yayınladım. Sara hastalarının kullandığı ilaçların
yan etkisini bu kez farmakoloji uzmanı bir doktora sordum. Anlattı:

“Yan etkiler kişiye özel değerlendirilmelidir. Kişinin yaşı, cinsiyeti, kullanılan ilacın dozu,
o kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile var olan başka hastalıkların ve kullanmakta olduğu diğer ilaçların etkisiyle, yan etkileri artabilir.

Epilepsi/sara tedavisinde kullanılan anti-epileptik ilaçlar, diğer ilaçlar gibi çok sayıda
yan etkiye sahiptirler. Bu grupta yer alan her bir ilacın kimyasal yapısı ve etki mekanizması farklı olduğundan yan etki profili de farklıdır. Ancak genel olarak bu ilaçlar beyinde ve sinir hücreleri üzerinde etkiler gösterdikleri için hepsinin merkezi sinir sistemine ait yan etkileri vardır denebilir.

Sinir sisteminin karmaşık yapısı nedeniyle, özellikle bu sistem üzerinde etki gösteren ilaçların hem nörolojik hem de psikiyatrik yan etkilerinden söz etmek mümkündür.”

Sara bir beyin hastalığıydı.
Ve ilacın yan etkisi en çok beyni etkiliyordu. Şöyle..

Beyni etkiliyor

“Sara, beyinde bir bölgenin anormal şekilde ve denetimsizce fazla çalışarak beynin
tüm bölgelerine anormal uyarıları göndermesi sonucunda ortaya çıkan bir hastalıktır.
Birçok nedenden kaynaklanabilir ancak bu anormal uyarılar tüm beyni ele geçirdiğinde
beyin normal işlevlerini yerine getiremez ve eşlik eden aşırı kas kasılmaları ile nöbet (konvülsiyon veya epilepsi krizi) ortaya çıkar.

Bu hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar;

– bu anormal aktiviteyi önleyen ilaçlar (anti-epileptik);

– ve anormal aktiviteyi durduran (anti-konvülsif) ilaçlar olmak üzere ikiye ayrılır.

Anti-konvülsif ilaçlar;
beynin anormal aktivitesini çok güçlü baskılayan ilaçlardır.
Daha fazla yan etkiye neden olurlar ve genellikle (nöbet durumu kişiye zarar verebileceğinden) sadece nöbet durumlarında kullanılır.

Anti-epileptik ilaçlar
ise; sürekli ve düzenli kullanılıp nöbetin gelişini önleyen ilaçlardır. Bunlar; sinir hücrelerinin anormal aktivitelerini baskılayan ilaçlar olmaları nedeniyle, normal aktivite gösteren sinir hücreleri de bu ilaçlardan kaçınılmaz olarak etkilenirler.
Yani bu ilaçlar, normal davranmayan dokuda etki gösterirlerken, normal olan dokuları da etkiler. Bu yüzden de hem nörolojik hem de psikiyatrik birçok yan etki gösterir.
Bunlar baş dönmesi, mide bulantısı, sersemlik gibi çeşitli nörolojik yan etkiler yanı sıra, davranış ve düşünce değişiklikleri, agresyon (saldırganlık), halüsinasyon gibi
çeşitli psikiyatrik yan etkiler biçiminde ortaya çıkabilmektedir. “

Sinirliliğin sebebi

Özellikle ülkeyi yöneten politikacının sara hastası olması bizleri nasıl etkiler?

“Kişinin düşüncelerini, davranışlarını dolayısıyla o kişiye özel hal ve hareketlerini,
yani karakterini oluşturan da beyindeki sinir hücreleridir. Özellikle de ön beyin bölgelerindeki sinir hücreleri. Yapılan klinik araştırmalardan ve bildirilmiş olan
olgulardan elde edilen bilgiler doğrultusunda anti-epileptik ilaçların yan etkileri şunlardır:

Agresif (saldırgan) davranışlar, ajitasyon (heyecanlılık şeklinde beliren tutarsız aşırı davranış), anormal davranışlar anksiyete (endişe-gerginlik), bağımlılık, davranış değişiklikleri, deliryum (bilinç bulanıklığı ve huzursuzluk ile seyreden bir durum), depresyon,
dikkat bozuklukları, düşünce bozuklukları, düşmanca veya hasmani davranışlar, halüsinasyon ve delüzyonlar, hiperaktif davranışlar, huzursuzluk, intihar eğilimi ve düşünceleri, intihar, irritabilite (duyarlılık, alınganlık, hassasiyet), katatoni (kaskatı kesilme durumu)konfüzyon (kafanın karışması durumu), mizaç dalgalanmaları, öfori (keyif hali), mani (depresyonun tam tersi olan coşkunluk durumu), psikotik (şizofreniye benzer anormal düşünce içeriği) bozukluklar, sinirlilik şeklinde sıralanabilir.”
*****
Peki…
1’den çok anti-epileptik ilacın aynı kişide birlikte kullanılması yan etkileri artırmaz mı?

“Nöbet denetimi tek ilaç ile sağlanamazsa 2, 3 hatta daha çok sayıda anti-epileptik ilaç
aynı kişide bir arada kullanılabilir. Bu artış aritmetik olmayabilir, yani A ilacının düşünce
ve davranışları bozucu etkisi %3 sıklıkla, B ilacınınki ise %5 sıklıkla olduğunu varsayalım.
A ve B ilaçlarının aynı kişide (AS: birlikte) kullanılması durumunda yan etki olasılığı %8’den daha büyük (örneğin % 18) olabilir. Bu durumda bir de aynı yan etkiye sahip bir C ilacının eklendiğini varsayarsak bu oran çok daha yüksek olacaktır.”

Bitmedi…

Başka hastalıklar için başka ilaçlar da alındığında yan etkiler katlanır mı?

“Gayet tabii, ilaç ya da tedavi kombinasyonlarında tüm yan etkilerin göz önüne alınarak
toplam yan etkiyi artırdığı yönünde bir görüşe varılabilir.”

Ve ne yazık ki…

Bunları hiç tartışmıyoruz.
Soruyoruz yanıt bile alamıyoruz.
Oysa mevzubahis olan kişi; Cumhurbaşkanı!..

===============================================

Dostlar,

Sayın yazar Soner Yalçın‘ın 29 Mart 2016 günü SÖZCÜ‘deki köşesinde yayımlanan yazısını web sitemizde paylaştık :

  • ERDOĞAN NEDEN SÜREKLİ SİNİRLİ??
    (http://ahmetsaltik.net/2016/04/03/erdogan-neden-surekli-sinirli/)Bu yazının altında bir hekim olarak bizim de epey irdelememiz oldu.
    Daha önceki bir yazımıza da gönderme yaptık :
    (http://ahmetsaltik.net/2015/10/31/isvicreli-dr-hakki-acikalin-erdogan-epilepsi-hastasidir/)

    Bu 3 yazının ve bizim eklemelerimizin birlikte okunmasında yarar görmekteyiz..
    Yazıyoruz, soruyoruz, bir daha yazıyoruz…
    Dağlardan iniltiler yankılanıyor ancak Erdoğan’dan “çıt” çıkmıyor..
    Tüm bunlar Erdoğan aleyhine karine.. Öyle ya, saklanacak birşey yoksa,
    çıkar sağlık raporunuzu da açıklarsınız, diplomanızı da gösterirsiniz…

    Pekiii.. böylesine çekinme ve açıklanması gereken bilgi – belgeleri kamuoyundan saklama hakkı hukuksal olarak, etik olarak, demokratik gelenekler olarak, kültürel değerlerimiz olarak…. Erdoğan’a tanınmış mıdır?? Hak mıdır, reva mıdır??

    Erdoğan, Türkiye’nin 12. Cumhurbaşkanı olarak sonsuza dek bu yerinde,
    hukuka ve de hakkaniyete uygun demokratik kamuoyu istemlerinden kaçınabilir mi??

    Kesin olarak HAYIR!

    R.T. Erdoğan’ın gocunacak – saklayacak birşeyi yok ise, –ki olmamasını dileriz- tıpkı açık malbildirimi yükümü gibi, sağlık durumunu gösterir resmi raporu da açıklaması zorunludur.

    Bu kaçış böyle sürdürülemez..
    Hukuksal bir yol bulunmalıdır…
    Örneğin TBMM bu bağlamda yasal düzenleme yapmalıdır.
    Türk Tabipleri Birliği, Cumhurbaşkanlığına resmi çağrı yapmalıdır..

    Erdoğan’ın hekimlerinin bu durumda SIR SAKLAMA değil AÇIKLAMA YÜKÜMÜ
    söz konusudur.

  • Türk Tabipleri Birliği, yetkili Etik Kurullardan görüş alarak
    Erdoğan’ın doktorlarını açıklamaya davet etmelidir. *****

    Tayyip beyin epilepsi – sara hastası olduğuna ilişkin yazılar, yayınlar epeyce olmuştur.

    Prof. Yalçın KÜÇÜ’ün “SARALI CUMHUR” kitabı başlıbaşına bir değerdir..

    SARALI_CUMHUR_CALIGULAErdoğan’ın Başbakan iken 18 Ekim 2006’da arabasında geçirdiği kriz belleklerden silinmemiştir. Makam arabasının zırhlı camı ancak balyoz ile kırılarak Erdoğan’a tıbbi yardım yapılabilmiştir. Kendisini en yakın hastane olarak Ankara Güven Hastanesinde gören Nöroloji uzmanı meslekteşımız 42 yaşındaki Nörolog Dr. Sümer Güllap’ın, açıklananın aksine neden öldüğünün (2008) iyi araştırılması ve açıklanması gerekmektedir.
    Bu konuyu daha önce de sitemizde kapsamlı yazmıştık..
    Mutlaka okunmasını dileriz…

    Sorun etik boyutu aşmış, kriminal boyut kazanmıştır..
    Erdoğan’a dokunan “yanmakta – yakılmaktadır” !?

    Bu durum kabul edilemez ve sürdürülemez.. Temel insan haklarına aykırıdır.

    YSK’ya da (Yüksek Seçim Kurulu) açık grev düşüyor.. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile sorumluluk bitmedi.. Seçilen kişi seçilme – görevde kalma yeterliğini yitirirse ne olacaktır??
    Hukukta temel kurallardandır : YÖNTEMDE KOŞUTLUK (Usulde paralellik)

    YSK, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı mazbatasının geçerlik koşullarının sürmesinden sorumludur. Yeterlik koşulları yitirildi ise mazbatayı iptal sorumluluğu da veren yetkinin doğasındandır, onun tamamlayıcı parçasıdır.

    Türkiye bu soruna makul “bir çare” bulmalıdır.
    80 milyonluk ülke, aziiiz Türkiye herkesten ve her şeyden daha önemlidir..
    Çaresizlik asla kabul edilemez..

    Olumlu adım atmak Erdoğan’a düşüyor..

    Sevgi ve saygı ile.
    03 Nisan 2016, Ankara


    Dr. Ahmet SALTIK
    www.ahmetsaltik.net
    profsaltik@gmail.com