Etiket arşivi: Suriye’deki kimyasal silahlar

ONUR ÖYMEN : ORTADOĞU’DA KAYGI VERİCİ GELİŞMELER.. ve Çağrışımlarımız..


ARŞİVİMİZDEN….

ORTADOĞU’DA KAYGI VERİCİ GELİŞMELER.. ve Çağrışımlarımız..


Dostlar
,

Sn. Onur ÖYMEN‘in 12.7.2012 tarihli, 2 yıl 2 ay önceki bir yazısını
paylaşmak istiyoruz..

ORTADOĞU’DA KAYGI VERİCİ GELİŞMELER

AKP hükümeti bu öneriler biraz kulak kabartsaydı??
Sn. Öymen‘in Dış Politikadaki tartışılmaz birikimi – deneyimi göz önüne alınsaydı??

Bugün Türkiye Ortdaoğu cehenneminde gırtlağına dek batmış, suça bulaşmış, “HAYDUT DEVLET” olara suçlanma eşiğine sürüklenir miydi?

En azında “eli kana bulaşmamış” olurdu..
Çok sayıda masum insanın ölümüne neden olmamış olurdu!..

Gelişmeler çok kaygı verici ve başlıca sorumlusu da AKP – RTE.

Dün sitemizde yer alan Sn. Hüsnü Mahalli‘nin “Müslüman Kardeşler” yazısı da birlikte okunduğunda, “RTE’nin Halifelik hayalleri” nin ülkemize ve Ortadoğu’ya ne denli korkunç bir bedel yüklediği ve gelecekte de yükleyeceği daha rahat anlaşılacaktır.

49 yurttaşımız 3,5 aydır bir kanlı terör örgütü elinde rehin
ve koskoa T.C. Devleti çaresiz !?..

İnsan sormadan edemiyor :

  • RTE ve Başbakan’ın bir türlü “terör örgütü” diyemediği IŞİD’e rehineler bir tertip miydi ki, IŞİD’in üzerine varmamak için gerekçeniz olsun?
    Ya da başkaca açıklarınız mı var bu örgüte karşı, rehine şantajına
    boyun eğiyorsunuz??

Veya “ağır” geldi ise;

  • “Terör örgütü IŞİD karşısında bu denli aciz – zavallı – güçsüz müsünüz ki; bir operasyon ile 49 canımızı 3,5 aydır kurtaramıyorsunuz?”

3. bir seçenek var mı??

*****

Bu felaketli gidiş hızla dur – du – rul – ma – lı – dır!

“RTE’nin Halifelik hayalleri” nin mutlaka yıkılması gereklidir..
Hem de tez elden..
Sorumlu herkesten içten ricamızdır..

Sevgi ve saygı ile.
19.9.2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

======================================

ORTADOĞU’da kaygı verİcİ gelİŞmeler

portresi2

ONUR OYMEN
OOYMEN@HOTMAIL.COM
12.7.2012 

Orta Doğu’daki son gelişmeler hem Türkiye hem de bütün bölge için giderek daha kaygı verici hale geliyor. Amerika’nın eski Savunma Bakanı Robert Gates,
Bloomberg televizyonuna, Suriye’deki kimyasal silahların bazı terör örgütlerinin ve Lübnan’daki Hizbullah’ın eline geçmesinden kaygı duyduklarını söyledi. Gates, ayrıca, bir İsrail-İran çatışmasında İran’ın bölge ülkelerindeki petrol tesislerine sa
ldırabileceğini ve dünya çapında terörist saldırıları tahrik edebileceğini belirtti.

Suriye’deki gelişmeler tam bir insanlık dramı halini aldı.
40.000’e yakın Suriyelinin yaşamını yitirdiği söyleniyor. Özgür Suriye Ordusuyla
PKK yanlısı PYD Türk sınırına yakın bölgenin egemenliğini ele geçirmek için çarpışıyorlar. Silahlı ayaklanmacıların 29 öğrenci ve 1 öğretmeni öldürmelerini kınayan pek olmadı. Suriye’de bir yönetim değişikliği durumında bile iç barış ve istikrarın geleceğine inanan az.

Irak Başbakanı’nın Sayın Başbakana gönderdiği mesaj dostluktan çok tehdit ağırlıklı. ’Benim üzerime gelirseniz ben de sizin başınıza dert açarım’ anlamı taşıyor.
Enerji Bakanımızı taşıyan uçağa iniş izni verilmiyor. Maliki ile bizim asıl sorunumuz Kuzey Irak’tan terörü tasfiye etmemesi olmalı. Ancak Türk hükümetinin Maliki’den yakınması daha çok Sünnilerle Şiiler arasında denge sağlamamasıyla ilgili.
Bu arada Barzani silahlı kuvvetlerini Kerkük’e gönderiyor, bizden ses yok.
Hani Kerkük bizim kırmızı çizgimizdi!

Mısır da tam bir kaosun içine sürükleniyor.TIME‘ın yılın adamı seçtiği Mursi içeride demokrasiyle bağdaşmayan adımlar atıyor. Birkaç gün önce yayınladığı bir kararnameyle, iktidara geçtiği tarihten başlayarak yayımlanan hiçbir yasa ve kararnamenin temyiz edilemeyeceği kuralını getirdi. Kendisine demokrasiyle bağdaşmayan çok geniş yetkiler tanıdı. Bir gecede Anayasa Konseyinden geçirilen ve 15 Aralıkta referanduma sunulacağı ilan edilen
yeni anayasa tasarısı da demokrasiyle bağdaşmayan, şeriat düzenini güçlendiren, kadın haklarını ve basın özgürlüğünü kısıtlayan hükümler içeriyor.

Bu metni hazırlayan Anayasa Konseyinin 15 üyesi çalışmaları boykot etti.
Demek ki orada masadan kalkılabiliyormuş! Komitede yalnızca 4 kadın var.
Bunların da hepsi şeriatçı. Birleşmiş Milletlerin İnsan Hakları Yüksek Komiseri
Navi Pillay bugün yaptığı açıklamada yeni anayasa önerisinin kimi bakımlardan 1971 anayasasının bile gerisinde olduğunu söyledi. Tahrir Meydanı’nda ve başka yerlerde laik ve çağdaş demokrasi isteyenlerin Mursi’ye karşı düzenlediği gösterilerde şimdiye dek 7 kişi öldü, 700 kişi yaralandı. Yüzlerce gazeteci de protesto gösterilerine katıldı. 10 dolayında gazete Mursi’yi protesto için bugün yayımlanmadı. Muhammed el Baraday ve Amr Musa gibi önemli kişilikler “Ulusal Kurtuluş Cephesi” adıyla
şeriat yanlısı olmayan bütün partileri kucaklayacak bir muhalefet grubu kurdular.
Cumhurbaşkanının 4 danışmanı ard arda istifa ettiler. Mısır’da Temyiz Mahkemesi ve İstinaf Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin kendisini yargı denetiminden muaf tutan kararnamesinin anayasaya uygun olup olmadığına karar verilene kadar çalışmalarını askıya aldı. Yüksek Anayasa Mahkemesi’nin sözcüsü Mahir Sami ise Mursi’nin saldırısı altında olduklarını söyledi.

Bütün bu gelişmelere karşın Sayın Başbakan Mursi’yi desteklemeğe devam ediyor.“Siz de özgürlüğü sağlayıcı yasal güvenceleri almak durumundasınız.
Yaptığı düzenlemeler 6-7 madde. Bunları yetkileri kendinde topluyormuş havasında vermeyi iktidarını gölgelemeye yönelik bir hamle olarak görüyorum.” dedi.

Ana muhalefet partisi yetkilileri Sayın CHP Genel Başkanı’nın önümüzdeki dönemde Mısır’a gideceğini açıkladı. Büyük olasılıkla önce Filistin’e gideceğini, Mısır dışında Irak’ı da ziyaret edeceğini söyledi. “Gazze’ye de gidecek.” dedi. Bilindiği gibi Gazze’de yönetimi elinde bulunduran Hamas Batı ülkelerinin terörist örgütler listesinde
yer alıyor. Basın haberlerine göre CHP lideri Erbil ve Süleymaniye’yi de ziyaret edecekmiş. 

Bu denli kaygı verici gelişmelerin, şiddetin ve iç çatışmaların yaşandığı bir ortamda Türkiye’nin iktidarı ve muhalefetiyle biraz daha mesafeli bir politika izlemesi
uygun olmaz mıydı? Geleceği bu denli belirsiz bir bölgeyle ilgili olarak bugün atılacak yanlış adımlar, söylenecek yanlış sözler ileride sıkıntı ve pişmanlık yaratabilir.
Saygılar, sevgiler.

Ortadoğu’daki Son Gelişmeler ve Türkiye


Dostlar,

Deneyimli diplomat, Dışişleri eski müsteşarı ve eski CHP Genel Başkan Yrd. ve
ADD Bilim Danışma Kurulu üyemiz Sayın Dr. Onur ÖYMEN, Ortadaoğu’daki
gayya kuyusuna dikkat çekti ve yakın gelecekte bu bölgede birçok yeri ziyaret etmesi planlanan CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu‘nun bu olası gezisine ilişkin kimi olası kaygılarını yazdı. Bizce de dikkate alınmalı.. Ziyaret edilecek yerlerde
ister istemez kimi politik değerlendirmelerde bulunulacak.. Bunların isabeti ve
geleceğe dönük bağlayıcılığı sorun kaynağı olabilir. Öymen’in yazısı aşağıda..

Sevgi ve saygı ile.
17.12.12, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

========================================

Dr. Onur ÖYMEN

onur-oymen

Ortadoğu’daki Son Gelişmeler ve Türkiye

Orta Doğu’daki son gelişmeler hem Türkiye hem de bütün bölge için giderek daha
kaygı verici hale geliyor. Amerika’nın eski Savunma Bakanı Robert Gates, Bloomberg TV‘ye, Suriye’deki kimyasal silahların bazı terör örgütlerinin ve Lübnan’daki Hizbullah’ın eline geçmesinden kaygı duyduklarını söyledi. Gates ayrıca, bir İsrail-İran çatışmasında İran’ın bölge ülkelerindeki petrol tesislerine saldırabileceğini ve dünya çapında terörist saldırıları tahrik edebileceğini belirtti.

Suriye’deki gelişmeler tam bir insanlık dramı halini aldı. 40.000’e yakın Suriyelinin yaşamını yitirdiği söyleniyor. Özgür Suriye Ordusuyla PKK yanlısı PYD Türk sınırına yakın bölgenin egemenliğini ele geçirmek için çarpışıyorlar. Silahlı ayaklanmacıların
29 öğrenci ve 1 öğretmeni öldürmelerini kınayan pek olmadı. Suriye’de bir yönetim değişikliği halinde bile iç barış ve istikrarın geleceğine inanan az.

Irak Başbakanı Maliki’nin Sayın Başbakana gönderdiği mesaj, dostluktan çok
tehdit ağırlıklı. ’Benim üzerime gelirseniz ben de sizin başınıza dert açarım’ anlamı taşıyor. Enerji Bakanımızı taşıyan uçağa iniş izni verilmiyor. Maliki ile bizim asıl sorunumuz Kuzey Irak’tan terörü tasfiye etmemesi olmalı.

Ancak Türk hükümetinin Maliki’den yakınması daha çok Sünnilerle Şiiler arasında denge sağlamamasıyla ilgili. Bu arada Barzani silahlı kuvvetlerini Kerkük’e gönderiyor, bizden ses yok. Hani Kerkük bizim kırmızı çizgimizdi?!

Mısır da tam bir kaosun içine sürükleniyor. Time’ın yılın adamı seçtiği Mursi,
içeride demokrasiyle bağdaşmayan adımlar atıyor. Birkaç gün önce yayınladığı bir kararnameyle iktidara geçtiği tarihten başlayarak yayınlanan hiçbir yasa ve kararnamenin temyiz edilemeyeceği kuralını getirdi. Kendisine demokrasiyle bağdaşmayan çok geniş yetkiler tanıdı. Bir gecede Anayasa Konseyinden geçirilen ve 15 Aralık’ta referanduma sunulacağı ilan edilen yeni anayasa tasarısı da demokrasiyle bağdaşmayan, şeriat düzenini güçlendiren, kadın haklarını ve basın özgürlüğünü kısıtlayan hükümler içeriyor. Bu metni hazırlayan Anayasa Konseyi’nin 15 üyesi çalışmaları boykot etti. Demek ki orada masadan kalkılabiliyormuş! Komitede yalnızca 4 kadın var. Bunların da hepsi şeriatçı. Birleşmiş Milletlerin İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay bugün yaptığı açıklamada yeni anayasa önerisinin bazı bakımlardan 1971 anayasasının bile gerisinde olduğunu söyledi.

Tahrir Meydanı‘nda ve başka yerlerde laik ve çağdaş demokrasi isteyenlerin Mursi’ye karşı düzenlediği gösterilerde şimdiye kadar 7 kişi öldü, 700 kişi yaralandı.
Yüzlerce gazeteci de protesto gösterilerine katıldı. 10 kadar gazete Mursi’yi protesto için bugün yayınlanmadı. Muhammed el Baraday ve Amr Musa gibi önemli şahsiyetler “Ulusal Kurtuluş Cephesi ismiyle şeriat yanlısı olmayan bütün partileri kucaklayacak
bir muhalefet grubu kurdular. Cumhurbaşkanının 4 danışmanı ard arda istifa ettiler. Mısır’da Temyiz Mahkemesi ve İstinaf Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin kendisini yargı denetiminden muaf tutan kararnamesinin anayasaya uygun olup olmadığına karar verilene kadar çalışmalarını askıya aldı. Yüksek Anayasa Mahkemesi’nin sözcüsü Mahir Sami ise Mursi’nin saldırısı altında olduklarını söyledi.

Bütün bu gelişmelere rağmen Sayın Başbakan (RT Erdoğan) Mursi’yi desteklemeğe devam ediyor. “Siz de özgürlüğü sağlayıcı yasal teminatları almak durumundasınız. Yaptığı düzenlemeler 6-7 madde. Bunları yetkileri kendinde topluyormuş havasında vermeyi iktidarını gölgelemeye yönelik bir hamle olarak görüyorum.” dedi.

Ana muhalefet partisi yetkilileri, Sayın CHP Genel Başkanının önümüzdeki dönemde Mısır’a gideceğini açıkladı. Büyük olasılıkla önce Filistin’e gideceğini, Mısır dışında
Irak’ı da ziyaret edeceğini söyledi. “Gazze’ye de gidecek.” dedi. Bilindiği gibi Gazze’de yönetimi elinde bulunduran Hamas Batı ülkelerinin terörist örgütler listesinde yer alıyor. Basın haberlerine göre CHP lideri, Erbil ve Süleymaniye’yi de ziyaret edecekmiş.
Bu kadar kaygı verici gelişmelerin, şiddetin ve iç çatışmaların yaşandığı bir ortamda Türkiye’nin iktidarı ve muhalefetiyle biraz daha mesafeli bir politika izlemesi uygun
olmaz mıydı? Geleceği bu kadar belirsiz bir bölgeyle ilgili olacak bugün atılacak
yanlış adımlar, söylenecek yanlış sözler ileride sıkıntı ve pişmanlık yaratabilir.